top of page

Diş Hekimi Ebru Küçük Erşan, bilgisayar ve teknolojiyle ilgili gelişmelerin tıp ve diş hekimliği alanında oldukça köklü değişimleri beraberinde getirdiğini belirterek, “Teknoloji çağı ile beraber diş hekimliğinde görüntüleme teknikleri çok daha detaylı ve net bir hâle geldi. Böylece hekim ve hasta iş birliği ile çok daha güzel sonuçlar elde edilebiliyor” dedi.


ree

Önceden sadece geleneksel yöntemlerle çekilen 2 boyutlu filmlerle elde edilen görüntülerden hareketle teşhis konulup tedavi yapıldığını belirten Diş Hekimi Ebru Küçük Erşan şunları söyledi: “Teknolojinin diş hekimliğine yansıması olarak artık dokuları 3 boyutlu görüntüleyebilen Bilgisayarlı Tomografi (BT) kullanıyoruz. Daha düşük dozlu CBCT ile BT’ye göre 4 kat daha net görüntüleme elde edilmektedir. Bu sayede inplant planlamaları, kist ve tümör boyut ve lokasyonlarının belirlenmesi, kök şekilleri, yapısı, önemli anatomik oluşumların komşulukları, çene eklem marfolipleri, paranasal sinüslerin, gömülü dişlerin değerlendirilmesi, dudak damak yarıkları, hava yolu analizi gibi bir çok alan aydınlatılmaktadır.


ree

Görüntülerin monitöre aktarılmasıyla hekimin teşhis ve tedavi, izlenecek yolun hasta ve hekim iş birliği ile tedavi kalitesini artırmak mümkündür. Hastalar kendilerine ait tasarımı önceden aşağı yukarı bilerek tedavi sonrasında olacak işleri daha kolay anlayabilir. Böylece hekim ve hasta iş birliği daha güzel bir sonuç verebilir.”


  • Yazarın fotoğrafı: Dr. Öğr. Üyesi Turhan Şalva
    Dr. Öğr. Üyesi Turhan Şalva
  • 21 May 2022
  • 3 dakikada okunur

Hızla değişen dünya ve gelişen teknoloji hayatımıza hâkim oldu ve bizi yönetmeye başladı. İletişim ve bilgi aktarımı ya da paylaşımı konusundaki davranışlarımız yaşam tarzımızı da etkiliyor. Hayatımıza bu kadar hâkim olan bu değişim ve teknolojik gelişmeyi tetikleyen en önemli unsur ise tabii ki internet. Teknolojiyi kullanarak internet aracılığı ile yaşamımızdaki tüm alanları değiştirdik. İnternet sayesinde elektronik cihazlarımızı evde yokken bile çalıştırıp kullanabilir hâle geldik. Robotları veya benzeri makinaları yanında olmadan istediğimiz komutlarla yönetebiliriyoruz. Televizyon ya da radyolar artık internet üzerinden yayın yapabiliyor. Bu sayede ev yaşamımızın yanısıra iş hayatımız da oldukça kolaylaştı.


ree

Yaşamımıza giren bu kolaylıklar kolaylık beraberinde iletişim konusunda da çok büyük farklılıklar getirdi. İnsanlar artık eskisi kadar gazete almıyor, okumuyor. Kitaplar, e-kitap formatında dijital ortamlarda okunurken bir anda sesli olarak hayatımıza girdi. Sosyal medya, dünyanın herhangi bir yerindeki bir olayı saniyeler içerisinde tüm dünyaya yayıyor. Mektup, telgraf vb. iletişim araçları nostaljik ürünler olarak tarihin sayfalarında yerini aldı. İnsanlar artık birbirlerine davetiye bile göndermeye gerek duymaz oldu. Anında davetiyenin görselini karşı tarafa iletilebiliyor. Telefon hatları ile ulaşılamayan görüşmeler internet üzerinden konuşma ücreti ödemeksizin yapılabiliyor.

Teknolojinin getirdiği tüm bu enstrümanlar hayatımızı kolaylaştırdı ve artık bunlar olmadan yaşayacağımız bir dünyayı hayal bile edemiyoruz. Elektrik olmayınca nasıl ki yaşamımız çekilmez bir hâle geliyorsa, internet olmayınca da bir yanımız hep eksik kalır. Ancak bu kolaylıklara o kadar bağlandık ki artık onlarsız yapamıyoruz. Daha da ileri giderek abartıyor ve tüm zamanımızı internet ile bütünleştiriyoruz. Bu durum toplumun büyük bölümünde giderek bağımlılığa dönüşüyor.


İlk bakışta sigara, alkol vb. bağımlılık türleri ile karşılaştırılınca daha masum bir bağımlılık gibi görülse de uzun dönemde çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.


“İnternet bağımlılığı” ya da “patolojik internet kullanımı”, genel olarak internetin aşırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi, yoksun kalındığında aşırı sinirlilik hâli, saldırgan olması ve kişinin iş, sosyal ve aile hayatının giderek bozulması olarak tanımlanabilir. İnternet bağımlılığının toplumdaki yaygınlığı ise yüzde 6 ile yüzde 14 arasında saptanmış. İnternet bağımlılığının 5 özel tipi var.



ree
  1. Siber İlişki Bağımlılığı: Facebook gibi sitelerde online ilişkilerle aşırı ilgili olmaktır.

  2. Net Kompulsiyonları: Obsesif online kumar, alışveriş, günlük ticaret bağımlılığıdır.

  3. Enformasyonla Aşırı Yüklenme: Kompulsif şekilde internet sörfü ya da veri araştırması yapmaktır.

  4. Siber Seksüel Bağımlılık: Siberseks ve siberporn internet sitelerinin kompulsif kullanımıdır.

  5. Bilgisayar Bağımlılığı: Obsesif şekilde bilgisayar oyunları oynamaktır.


İnternetin aşırı kullanımı günden güne daha da artış gösteriyorsa, bu isteğin önüne geçilemiyorsa, internete bağlı olmadan geçirilen zaman önemini yitiriyorsa, yoksun kalındığında sıkıntı, huzursuzluk, saldırganlık ortaya çıkıyorsa, günlük işlevler, sosyal hayat, okul ve aile hayatı giderek bozuluyorsa, haftada 40–80 saate varan kullanım durumlarında internet bağımlılığından söz edebiliriz.


İnternet bağımlılığının fiziksel belirtileri ise gece geç saatlere kadar internet başında kalınması nedeniyle uyku döngüsünde bozulma, bu esnada aşırı kahve, kolalı içecekler tüketme ile ilişkili sorunlar, fiziksel aktivitenin giderek azalmasına bağlı obesite, sırt ağrısı ve postür bozukluklarıdır.



ree

Bunların yanında psikolojik belirtiler de dikkat çekmektedir. İnternet kullanımını azaltmaya yönelik başarısız girişimler vardır. Başkalarına internette kalma süresi ilgili yalan söylerler. Aile, okul ve arkadaşlarla ilişkilerde zayıflama ve başarısızlık ortaya çıkar. Yalnızlık, mutsuzluk, içe kapanma, gerçeklerden uzaklaşma durumu intihar girişimine kadar varabilir.

Toplu ulaşım ortamlarında, kafe, restaurant vb. çeşitli sosyalleşme alanlarında kendi kendine gülen, eğlenen, sürekli gözü telefonunda olan insanlar görmek artık hepimiz için normal olmaya başladı. Başkalarıyla iletişim kurma ihtiyacını da azaltan internet bağımlılığı, bireyleri içine kapanık, mutluluk ve üzüntüyü kendi kendine yaşayan insanlara dönüştürürken kitap okuma, sinema, tiyatro, konser vb. etkinliklere katılmaya, arkadaş veya aile bireyleriyle iletişime olan ihtiyacı azaltmaktadır.


ree

Giderek yalnızlaşan, çoğunlukla daha genç yaşlarda bir nesil bizi bekliyor. Bu neslin karşılaşacağı fiziksel ve çoğunlukla ruhsal sorunlarla baş etme ihtiyacı, gelecekte sağlık sistemlerinin hizmet önceliklerinin belirlenmesinde etkili olacaktır.

Geliştikçe yaşlı nüfusun artması ve buna bağlı yaşlı sağlığı sorunları ile boğuşacağımızı planlayan sağlık yöneticileri, yine gelişmeye paralel teknolojik dönüşümün en önemli sonucu olarak internet bağımlığına da çözüm bulmaya çalışacaktır.


Kaynaklar:

  • Griffiths MD. İnternet Addiction, Time to be taken seriously? Addiction Research.

  • Scherer K. College life on-line: Healthy and unhealthy internet use. Journal of College Student Development.

  • Young K. Psychologyof computer use: XL. Addictive use of the internet.

  • Alyanak B. İnternet Bağımlılığı, Klinik Tıp Pediatri Dergisi, Cilt 8, Sayı 5, 2016


  • Yazarın fotoğrafı: Prof. Dr. Mete Güngör
    Prof. Dr. Mete Güngör
  • 12 May 2022
  • 4 dakikada okunur

Adneksiyel kitleler denilince over ve tüplerden kaynaklanan patolojilere bağlı olarak gelişen kitleler anlaşılmaktadır. Ancak bu bölgede meydana gelen kitleler uterus (myoma uteri, çift uterus), barsak (divertikülit, apendisit, tümörler) veya üriner sistem (glob vezikale, pelvik böbrek) kaynaklı da olabilir. Adneksiyel kitleler en sık over (yumurtalık) kaynaklıdır. Overden kaynaklı kitleler fizyolojik, tümöral ve tümöral olmayan olarak sınıflandırılabilir. Overden kaynaklı kitlelerin 2/3’ü üreme çağında saptanmaktadır ve yaklaşık yüzde 80-90’ı iyi huyludur. Benign (iyi huylu) patolojiler arasında en sık izleneni fonksiyonel (hormonal) kistlerdir.

ree

Over (Yumurtalık) Kaynaklı Kitleler

A- Fonksiyonel (Hormonal) Kistler: Her menstrüel dönemin ortasında foliküllerden birisi yumurtlamak için 2-3 cm boyutlara büyür ve içindeki yumurta atılır. Daha sonra bu folikül kisti form değiştirerek bir sonraki adet kanamasına kadar küçülür ve kaybolur. Bazen bu hormonal kistler kaybolmayabilir veya büyümeye devam edebilir. Bu sonraki adetin gecikmesine yolaçabilir. Bu kistler zararsızdır ve 2-3 ay içinde kendiliğinden kaybolur.

  • Folikül Kistleri

  • Korpus Luteum Kisti

  • Korpus Hemorajikum

B- Neoplastik (Tümöral) Kitleler: Bu kitleler, iyi huylu veya kötü huylu olabilir. İçi sıvı dolu olabilir veya olamayabilir. Bunlar kendiliğinden kaybolmazlar. Bunların iyi veya kötü huylu olduklarını anlamak için; tanı amaçlı ve tedavi için çıkartılması gerekir.


Benign (İyi Huylu) Kitleler:

  • Matür Kistik Teratom

  • Seröz veya Müsinöz Kistadenom


Malign (Kötü Huylu) Kitleler:

  • Epitelyal Over Kanserleri

  • Germ Hücreli Over Tümörleri

  • Seks-Stromal Tümörler

  • Metastatik Tümörler

  • Borderline Over Tümörleri

C- Endometriomalar:

Bu kistler, endometriozis hastalığının yumurtalıkta ortaya çıkması sonucu gelişirler. Yumurtalık dokusuna hasar verirler. Bazen hiç belirti vermeyebilirler. Yaşam boyu over kanserine yakalanma riski 1/50-70’dir. Over kanserleri, kadın genital kanserleri arasında en ölümcül olanıdır ve erken teşhis yaşamsal rol oynamaktadır. Bu nedenle ovaryan kitlelerin hepsinde, ayrıntılı bir değerlendirme ile kötü huylu olup olmadığı ayırt edilmelidir. Premenopozal olgularda ovarian tümörlerin kötü huylu olma olasılığı genel olarak yüzde 3-7 iken, bu oran menopozadan sonra yüzde 8-45 arasındadır. Hastanın ilk de-ğerlendirmesinde kanser düşünülmeyen olgula-rın sonradan kanser çıkma ihtimali oldukça düşüktür.


ree

Yumurtalık Kist ve Kitlelerin Değerlendirilmesi

Kitlelerin değerlendirilmesinde en önemli konu iyi huylu-kötü huylu ayırımını yapmaktır. Detaylı ve iyi yapılmış bir değerlendirme ile kitlenin ön tanısı elde edilir ve tedavi planlanır. Hastanın menopozal durumu, şikayetleri, yaşı, aile hikâyesi, klinik muayenesi, ve Ca-125 gibi over kanseri için belirteç olarak kabul edilen markerlar ve en önemlisi USG bulguları göz önünde bulundurulmalıdır. Preoperatif olarak, yüzde 100 duyarlılık ile maligniteyi tesbit etmek mümkün değildir ve şüpheli kitlelerin sıklıkla cerrahi olarak değerlendirilmesi gerekir. Kist ve kitlelerin iyi değerlendirilmesi, hem kendiliğinden kaybolan fonksiyonel kistlerin gereksiz ameliyatlarını önler, hem de kötü huylu olan kitlelerin doğru uzmanlar tarafından uygun şekilde yapılmasını sağlar.


Tanı Konulması

1- Fizik muayene

  • Büyük veya ele gelen kitle

  • Fikse ve düzensiz kitle

  • Asit

2- Ultrasonografi

2 boyutlu USG ile dermoidler, endometriomalar, hemorajik kistler, kistadenomlar ve fonksiyonel over kist-leri büyük oranda doğru teşhis edilirler. Eğer ultrasonda kitlenin boyutu 10 cm den büyük, duvarı kalınlaşmış, içinde septalar ile ayrılmış çok sayıda boşluk varsa, kistin içinde solid alanlar ve papiller çıkıntılar varsa kitle kötü huylu olabilir. Bu nedenle, diğer tetkiklerle desteklenip gerekirse patoloji tanısı için ameliyat kararı verilebilir. Over kitlelerinin malign-benign ayrımında 2 boyutlu TV-USG’nin yanında TV-USG-Doppler de kullanılabilir. Malign ovarian kitlelerde neovaskülarizasyon benign kitlelere göre daha fazladır. Malign tümörler genellikle ince duvarlı damarlar ve arteriovenöz şantlar içermektedir. Bu damarlarda düşük direnç ve yüksek diastolik kan akımlarının Doppler ile tespit edilmesi ile malign-benign ayrımı yapılabilir.


3- Tümör Belirteçleri

Ca 125 düzeyi, ilerlemiş over kanserlerinde yüzde 80 yükselir. Erken evre over kanserlerinin yarısında Ca 125 düzeyi normal (35 iu/ml’nin altında) olabilir. Ca 125 düzeyi benign KC hastalıkları, pankreatit, menstrüasyon, uterin fibroidler, PID, endometriozis gibi benign durumlarda da artabilir. Bu nedenle menopoz öncesi dönemde Ca 125 yüksekliği her zaman kötü huylu bir tümör göstergesi değildir. Menopoz sonrası dönemde Ca 125 yüksekliği, Ca 125’in yükseldiği iyi huylu durumlar olmadığı için daha anlamlıdır. Postmenopozal dönemde over kitlelerinin varlığında CA 125 yükselmiş ise kitlelerin kötü huylu (malign) olma ihtimali daha yüksektir. Ca 125 testleri, rutin check-up programlarında tarama testi olarak kullanılmamalıdır. Kanser olmayan durumlarda da yüksek olabildiği için hastalarda gereksiz endişeye yolaçabilir.


Tedavi Süreci

Prof. Dr. METE GÜNGÖR | Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesi,  Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. METE GÜNGÖR | Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı

1- Bekle-Gör:

Eğer kistler basit, küçük görünümlü ise şikayet yoksa 2-3 ayda kaybolur. Bu nedenle kanser şüphesi olmayan kistler bir süre takip edilir ancak kaybolmuyorsa o zaman patolojik değerlendirme için kist veya kitlenin ameliyatla çıkartılıp değerlendirilmesi gerekir


2- İlaç Tedavisi:

Doğum kontrol hapları hormonal kistlerin yaratmış olduğu adet düzensizliklerini düzene sokar ve kistlerin kaybolmasını hızlandırır. Aynı zamanda yeni hormonal kistlerin ortaya çıkmasını önler. Ancak hormonal olmayan, tümöral kistlerin yok olmasını sağlamaz.


3- Cerrahi Tedavi:

Over kaynaklı kitlelerin malign–benign ayırımında yüzde 100 duyarlı herhangi bir test yoktur. Bu nedenle şüpheli adneksiyel kitlelerde primer yaklaşım cerrahi incelemedir. Preoperatif değerlendirmede malignite tanısında pozitif sonuçlar nedeniyle çoğu benign kitleler gereksiz yere laparotomi ile değerlendirildiği, malign kitlelerin bir kısmınında yanlış olarak transvers kesi ile değerlendirildiği ve tedavi edildiği görülmektedir. Bu nedenle, şüpheli adneksiyel kitleler öncelikle laparoskopi ile intraoperatif olarak değerlendirilmelidir. Klinik olarak aşikâr malignitesi olan kitleler (asit varlığı, omental cake) median kesi ile laparotomiyle tedavi ve değerlendirme yapılmalıdır. Eğer kistler büyükse, ağrı yapıyorsa, görüntüsü şüpheli ise hormonal kist olduğu düşünülüp 2-3 aylık takipte kaybolmamış ise çıkartılması gerekir. Bazılarında sadece kist (kistektomi) çıkartılır, bazılarında ise kist veya kitle yumurtalıkla birlikte (ooforektomi) çıkartılır. Eğer kistin değerlendirmesinde kanser olma ihtimali yüksekse, menopoz sonrası görülen bir şüpheli kitle ise veya beklenmedik bir şekilde ameliyatta kanser olduğu öğrenilirse hasta bir jinekolojik onkoloğa refere edilmelidir.


Laparoskopik Cerrahi:

Yumurtalık kistleri mutlaka laparoskopik olarak ameliyat edilmelidir. Bu yöntemle kist veya kitlenin operasyon esnasında ikinci bir değerlendirmesini yapmak mümkün olur. Aynı zamanda hasta iyi huylu bir tümör için gereksiz açık cerrahiye gitmemiş olur. Eğer kistin ameliyat öncesi ve ameliyat esnasındaki değerlendirmede iyi huylu bir tümör olduğu düşünülüyorsa, laparoskopik kistektomi yapılarak kist çıkartılır ve patolojiye gönderilir. Eğer ameliyat esnasında yapılan değerlendirmede kanser çıkabileceği düşünülüyorsa, yumurtalık kist ile birlikte (laparoskopik ooforektomi) patlatmadan çıkartılır ve ameliyat sırasında hızlı patolojiye (Frozen Section) gönderilir. Eğer sonuç iyi huylu gelirse ameliyata son verilir, kötü huylu gelirse laparoskopik veya açık cerrahiyle (midline kesi) rahmin, yumurtalıkların ve lenf bezlerinin çıkartıldığı standart kanser cerrahisi yapılır. Hastanın yaşı genç ise ve tümör sadece bir yumurtalıkta sınırlı ise diğer yumurtalık ve rahmin bırakıldığı doğurganlığı koruyucu ameliyat yapılır.


ree

Komplikasyonlar

Over Torsiyonu:

Eğer kist 4-5 cm’den büyükse kendi etrafında dönebilir ve yumurtalığın kan akımı ve beslenmesi bozulur. Şiddetli ağrı, bulantı ve kusma olur.


Kist Rüptürü:

Kistlerin patlaması sırasında içindeki sıvı karın boşluğuna yayılır, eğer rüptür sırasında kanamada meydana gelirse şiddetli ağrı ve iç kanama olur. Kist ne kadar büyükse rüptür riskide o kadar fazladır. Cinsel ilişki gibi fiziksel aktiviteler bu ihtimali artırır. Kist rüptürü, ameliyat esnasında kanser olan bir kistte meydana gelirse kanserin yayılmasına yol açar. Bu nedenle kanser şüphesi olan kistlerin patlamadan çıkartılması gerekir.


Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page