top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 13 Eyl 2023
  • 3 dakikada okunur
Dijital Pazarlama Uzmanı Naz Kılıç, kendini bildi bileli hep bir köpeği olsun istemiş ama bunun için bir arayış içinde de olmamış. Bir gün patili dostunun gelip kendisini bulacağına dair içinde büyük bir his varmış. Bu hissin gerçekleşeceği günü beklerken 2018 yılında Lui isimli kediyi sahiplenmiş. Pandemide, İstanbul’dan Bodrum’a taşınmış ve sürekli gittiği bir restoranda o beklenen buluşma gerçekleşmiş. İlk gördüğünde, ‘Keşke benim olsa’ dediği Bodrum Finosu cinsi Sakız her nasıl olduysa 3 ay sonra onun olmuş. Şimdi Sakız ve Lui’yle birlikte renkli ve mutlu bir yaşamı var.

ree

Sahiplenme hikâyeniz nedir?

Her zaman bir köpek sahiplenmek istiyordum aslında ama bunun güzel bir rastlaşma olarak karşıma çıkacağını düşünüyordum. Öyle de oldu. Bodrum’a ilk taşındığım 2019 yılından beri haftada en az 2-3 kere gittiğim Ortakent’te bulunan aşırı hayvan dostu bir restoran vardı. Oraya her gittiğimde köpekleri sevip onlarla oynardım. 2 sene önceki yangınlarda Sakız ve ikizi Lokum bir şekilde ailelerinden koparak restorana geldiler. Geldiklerinde çok küçüklerdi. Restorandakiler sahiplendikleri için sadece gördüğüm zamanlarda ara sıra sevebiliyordum. Bir gün, restoranda çalışan ve Sakız’ı o zamanlar sahiplenen arkadaşımın yeni bir iş için Marmaris’e taşınması gerekti ve Sakız ile hikâyemiz bu şekilde başladı.


ree

İlk karşılaşmanızda ne hissettiniz?

İlk karşılaşmamda gördüğüm en tatlı ve en güzel köpek olduğunu düşündüm. ‘Keşke benimle yaşasa’ demiştim içimden. Birkaç ay sonra da bu dileğim gerçek oldu.


İsmini nasıl koydunuz, sizin için özel bir anlamı var mı?

Sakız ismini ben koymadım aslında karşılaştığımızda ismi Sakız’dı. Bu isme alıştığı, tam bir Ege köpeği olduğu ve renginden ötürü hiç değiştirmek istemedim.


Cinsi nedir, bu cinsi en belirgin özellikleri nedir?

Cins olarak aslında karışık bir köpek. Jack Russel ile bir sokak köpeği karışımı diyebiliriz. Bodrum’da bu tarz cins/sokak köpeği karışımı çok var ve onları ‘Bodrum Finosu’ diye de isimlendiriyorlar. Oldukça akıllı, enerjik, kedi kovalamayı çok seven, hiç yorulmayan, sadık ve mutlu köpekler olarak tanımlayabilirim.


Nasıl iletişim kuruyorsunuz, isteklerini size nasıl anlatıyor?

Sakız gerçekten çok özgür bir ruha sahip, ne kadar eğitimden geçerse geçsin kendi çok canı istemediği bir komutu uygulamıyor. Hayır kelimesini duyduğu zaman yapmakta olduğu şeyi bırakıyor, benim için bu yeterli. Bunun dışında da burnuyla bana dokunmak, oyuncağını yanıma getirmek ve havlamak gibi bir çok iletişim yöntemi de var.


ree

Neden bir evcil hayvan sahiplenmek istediniz?

Bodrum’da yalnız yaşıyordum ve hem güvenlik hem arkadaşlık açısından iyi geleceğini düşündüm. Sakız her ne kadar küçük görünse de içgüdüleri, çok iyi duyan kulakları ve alarm yerine geçebilecek havlaması ile bana kendimi güvende hissettiriyor. Bunun dışında gerçek bir arkadaş, birlikte eğleniyoruz, yürüyüş yapıyoruz, arabayla geziyoruz. Ayrıca onun sayesinde diğer hayvanları da daha iyi anlayıp empati yapabiliyorum.


Karar vermeden önce, evde bir hayvanla yaşamının nasıl bir şey olduğuna dair bir fikriniz var mıydı?

Karar vermeden önce de evde kedimiz vardı, bol bol tüy ile karşılaşacağımı biliyordum. Ancak köpeklerin çok farklı bir havası var. Daha insan odaklı yaşıyorlar ve önceden bildiklerim çok işe yaramadı. Sakız tüm tecrübelerime rağmen süprizlerle doluydu.


Sakız’ın aileye katılmasından sonra hayatınız nasıl değişti?

Hem bizim hem de kedimiz Lui’nin hayatı renklendi, neşelendi.


ree

Bir evcil hayvana sahip olmanın olumlu ve olumsuz yanları nedir?

Olumsuz bir yanı olduğunu düşünmüyorum. Sadece organizasyon açısından bazen biraz daha çok efor sarfetmemiz gereken durumlar oluyor. Evcil hayvan kabul etmeyen oteller, restoranlar gibi yerlere gidemiyoruz veya önceden ona göre araştırma yapmamız gerekiyor. Bir de tabii hasta olduğu zaman konuşarak anlatamaması büyük bir zorluk oluyor. Onun dışında olumsuz bir yön olduğunu düşünmüyorum ama olumlu tarafları saymakla bitmez. Normalde kedilerle anlaşamasa da evdeki kedi Lui ile kanka oldular ve birlikte hayatımıza neşe katıyorlar.


Evcil hayvan sahiplenmek isteyenlere mesajınız nedir?

Gerçek bir dostunuz olsun istiyorsanız hemen bir hayvan sahiplenebilirsiniz. Moraliniz bozulduğunda sabırla dinleyip yüzünüzü güldüreceğine emin olabilirisiniz.

  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 4 Eyl 2023
  • 2 dakikada okunur
Moda fotoğrafçılığında minimalizm ve doğallık yükselişte. İddialı çekimleriyle öne çıkan fotoğraf sanatçısı Yunus Emre Çetin ile bu trendin moda markalarına yansımasını konuştuk.

ree

Moda fotoğrafçısı olarak tarzınızı nasıl özetlersiniz?

Çabuk tüketilir görseller yerine, yıllarca kullanılabilecek kalitede, çalıştığım markayı ileri taşıyacak özellikte, ikonik görseller üretmeye özen gösteriyorum. Teknik olarak da çalışmalarımda genellikle doğal ışık kullanıyorum. Çekimlerimi doğada ya da bir mekânda çekmeyi tercih ederim. Eğer müşteri ya da ajans toplantısında bu konularda karar bana aitse, stüdyo, set ve yapay ışıkları kullanmamayı tercih ediyorum.



Yunus Emre Çetin | Fotoğraf Sanatçısı
Yunus Emre Çetin | Fotoğraf Sanatçısı

Sizi diğer moda fotoğrafçılarından farklı kılan nedir?

Ben çekimlerimde özgün tarzımı yansıtmaya özen gösteriyorum. Beni farklı kılan iki önemli şey var; ilki sanatsal ve mesleki açıdan zihnimi çok çeşitli kaynaklardan besliyorum. Filmler, diziler, kitaplar, dergiler, seyahatlerim, sanat eserleri ve önemli sanatçılara ait uluslararası çalışmalar. Bu kaynaklardan yalnızca birkaçı. Örneğin; herkes bir dizi veya filmde konuya odaklanırken ben fotoğrafik dile, ışık ve renk kullanımına odaklanıyorum. Bu özelliğim sayesinde bilinçaltım tüm bu kaynakları iyice özümsedikten sonra bunu bir şekilde harmanlayıp işime yansıtıyor. İkincisi ise işi; çekim öncesi, çekim günü ve çekim sonrası olarak kısımlara ayırıp her aşaması için ayrı bir çalışma yapıyorum. İşimi uluslararası standartlarda, tam ciddiyet ve özen içeren kurumsal zihniyetle yapıyorum.


ree

Dünyada moda çekimlerinde yapay ışıktan uzak, doğal ve minimalist kareler yükselişte. Sizin de çekimlerinizde doğallık ve zarafet hep ön planda. Sizce bu trend moda markalarının kampanya karelerine nasıl yansıyacak?

Gelişen teknoloji ve sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle hem çok hızlı görsel üretmeye hem de üretilen görselleri çok çabuk tüketmeye başladık. Bu da beraberinde yoğun dijital düzenlemeleri, yapay zekâ destekli dev ekranlar ile gerçek mekânda çekiliyor algısı yaratan Hollywood teknolojisini ve stüdyoya hapsolmuş sahte bir gerçekliği getirdi. İyi saç ve makyaj yapmak, iyi mekân bulmak, doğal ışığı iyi değerlendirmek, iyi fotoğraf çekmek gibi yetenek ve zaman gerektiren işler yerini teknolojik imkânlara, dijital ekipmanlara ve bilgisayar başındaki düzenlemelere bıraktı. Bu noktada ben de fotoğrafın ve fotoğrafçılığın özünün korunması gerektiği düşüncesinden yola çıkarak fotoğrafta doğal ışık ve doğal mekânların kullanılmasını, retouch aşamasında ise dijital manipülasyondan uzak, kusurların mümkün olduğunca doğal bir şekilde, minimum dijital müdahale ile kapatılmasını savunan doğallık trendine yöneldim. Fikrin özünde fotoğrafın gerçeği yansıtması gerektiği, sade ve doğal bir dili olması gerektiği var. Nitekim yurt içinde ve yurt dışında da artık bu konuda adımlar atılmaya başlandı. Norveç’te kabul edilen sosyal medya yasası da bu durumun somut bir ispatı oldu. Yasaya göre artık paylaşılan bir fotoğrafta Photoshop yapıldığını belirtmemek suç sayılacak. Bu gelişmeyi minimalizm ve doğala geçiş fikri adına atılan olumlu bir adım olarak görüyorum.


ree

“Yurt dışında ofis açarak uluslararası alanda tanınırlığımı artırmak, farklı coğrafyalarda önemli projelere imza atmak istiyorum. Şimdilik fizibilite aşamasındayım ancak yakın gelecekte bu konuda girişimlerde bulunabilirim.”


ree

Tasarımcı Dilayla Kopuz’u “kendi” (IM)perfectionists markasıyla sunduğu kenevir bazlı sweatshirt’leri ve kaplan işleme detayıyla tanıdık. Tasarımlarında sürdürülebilirliği merkeze alan Dilayla Kopuz ile yeni tişörtlerini ve projelerini konuştuk.

ree

Imperfectionists markanızı kenevir bazlı sweashirt’lerinizle tanıdık, tişört yapmaya sizi ne yöneltti?

Kenevir sweatshirt’lerimiz ve kenevir bazlı her şeyle tanındığımız doğru ve hedefimiz, sürdürülebilirlik denince akla gelen ilk marka olmak Türkiye pazarında. Sezonsuzluk vizyonumuzu da bu noktada taşıyabilecek en hit parçalar arasında tişörtler bulunuyor ve gene cinsiyetsiz/unisex kalıplar konusundaki uzmanlığımızı rahatlıkla yansıtabildik.


ree

Tişörtün arkasındaki işleme detayından bahseder misiniz? Kumaşın özelliği nedir, unisex mi her tasarım?

Markamızın her tasarımı cinsiyetsiz/unisex’dir. Uzun ömürlü kullanımı ve premium kaliteyi hedeflediğimiz için baskı yerine nakış tercih ediyoruz her ürünümüzde. Kumaş içeriğimiz ise yüzde 100 pamuk ve etiketinde bulunan karekodu okuttuğunuz zaman aşama aşama tasarımı kim yapmış hangi süreçlerden geçmiş görebiliyorsunuz. Etik ve yerli üretim bizim için çok değerli. Kendi logomuz yerine kullanmayı tercih ettiğimiz kaplan çizimimizi de tabii ki tasarımlarımıza koymadan geçemiyoruz. Kişinin içindeki mental ve fiziksel gücü yansıtıyor kaplanımız.


Hangi renkleri mevcut ve hangileri yoğun talep görüyor?

Siyah, beyaz gibi renklerimiz daimi renkler arasında ama ayrıca sınırlı sayıda çalıştığımız, leylak magenta gibi limited edition renklerimiz de var adedi sınırlayarak bir tasarımı kişiye özelleştirmeyi çok seviyorum.


Markaya hangi noktalardan ve web adreslerinden ulaşılabiliyor?

Türkiye için kendi sitemiz şu an yapılıyor ama gene de Danimarka sitemizden veya Instagram üzerinden bize ulaşabilirler. Tabii ki Türkiye’deki 17 adet concept store mağazalarımızdan da.


ree

Yurtdışında hangi noktalarda ürünleriniz satılıyor? Hangi ürünler daha çok ilgi görüyor?

Stockholm ve Londra’da bulunuyoruz. Stockholm kenevir bazlı sweatshirt’lerde en iyi performans veren mağazamız olurken Londra, eriyince el kremi olan vegan mumlar ve tshirtler konusunda yüksek performans sağlıyor. Londra’da beraber çalıştığımız Marquise Cafe’ye özel kahve kokulu mumlar bile yaptık. Yakında da Amsterdam’da olacağız kenevir çoraplarımızla beraber.



Tişörtlerin sürdürülebilirlik anlamında özellikleri neler?

Tshirtlerimiz de gene yüzde 100 doğal materyalden üretiliyor, hiçbir şekilde sentetik kumaş kullanmıyoruz.


ree

Koleksiyon çeşitlenecek mi, projeleriniz neler?

Koleksiyonumuzun 7 farklı ürün skalası var: Doğal Tshirtler, Cinsiyetsiz Şortlar, Tote Çanta, yüzde 100 pamuk Market Çantası, Kenevir Çorap, eriyince el kremi olan Mum ve Kenevir Sweatshirtler. Yosunla ilgili birkaç fikrim var ama henüz açıklayamayacağım, hazır olduğumuzda sunacağım.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page