top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 29 May 2023
  • 4 dakikada okunur
Bilgisayar mühendisi olmayı dileyerek başlayan hayatı mutfakta devam ediyor. Lise’de aşçılık okuluna gönderilince stajlarını Divan Taksim ve Conrad İstanbul’da gerçekleştirip mezun olduktan sonra Da Mario, Gina ve Zuma’da çalıştı. Saçları uzun olduğu için Gina’da iki defa mutfaktan kovuldu. Zuma da ise en güzel mutfak yıllarını geçirdi. 2 yıl Doha’da bir Türk restoranında çalıştıktan sonra Türkiye’ye Flying Şef olarak döndü. 8 yıl boyunca Türk Hava Yolları’nın uçaklarında şeflik yaptı. Pandeminin başlamasıyla uçuşları durdu. Sonra kendi imkânlarıyla ABD’ye gitti ve 5 ay boyunca Philidelpihia ve Los Angeles’ta yaşadı. Bu kez ülkeye “Masterchef Mert” olarak döndü ve 5 ay boyunca TV ekranında yemek yaparak yarıştı. Yarışmaya 7. olarak veda etti ve kısa bir süre sonra İstanbul’dan Datça’ya taşındı. Hâlen Datça’da yaşıyor, çok sevdiği mutfağında, misafirlerine ve arkadaşlarına yemek yapıyor aynı zamanda da takipçilerine sosyal medya üzerinden içerik üretiyor.

Masterchef Mert Yılmaz
Masterchef Mert Yılmaz

Mert Yılmaz’ı bize anlatabilir misin? Nerede doğdu, hangi okullarda okudu, neler yaptı?

8 Aralık 1991 Bolu doğumluyum. Ortaokul ve liseyi ilçesi olan Mengen’de okudum. Lise için bilgisayar mühendisliği okumayı istemiştim ama o zamanın şartları sebebiyle aşçılık okuluna gönderildim. Çok başarılı geçmeyen lise eğitimimin ilk yıllarında önce manavda çalıştım sonrasında stajlarımı Divan Taksim ve Conrad İstanbul otellerinde yaptım. Liseden mezun olduktan sonra Da mario, Gina ve Zuma restaurantlarında çalıştım. Gina’da saçlarım uzun diye iki defa mutfaktan kovuldum. Zuma’da ise mutfak hayatımın en güzel yıllarını geçirdim. Sonrasında Katar’ın başkenti Doha’da iki sene Türk restaurantında çalıştım. Ardından Türkiye’ye flying şef olarak döndüm ve 8 sene boyunca Türk Hava Yolları uçaklarında şeflik yaptım. Bu süre içinde işim sayesinde Dünya’nın bir çok farklı yerine seyahat etme ve oralarda yaşama fırsatı buldum. Formula 1, Avrupa Futbol Şampiyonası Finali ve Şampiyonlar Ligi gibi spor organizasyonlarında paddock ve localarda görev aldım. Pandeminin başlaması nedeniyle uçuşlar durunca bir süre bekleyip sonra kendi imkânlarımla ABD’ye gittim. 5 ay boyunca Philidelpihia ve Los Angeles’ta yaşadım. Bu kez ülkeye “Masterchef Mert” olarak döndüm ve 5 ay boyunca TV ekranında yemek yaparak yarıştım. Yarışmaya 7. olarak veda ettikten kısa bir süre sonra İstanbul’dan Datça’ya taşındım ve hâlen Datça’da yaşıyorum.


ree

Datça’ya taşınma kararını nasıl aldın ve burada yaşamaktan mutlu musun?

Datça’ya Akyaka’dan arkadaşlarımla günübirlik tatil için gelmiştik. O günü hatırlıyorum çok güzel bir gün geçirmiştik ve günü batırmak için gittiğimiz marinada koktail içip yemek yemiştik. Çok güzel bir gün batımı olmuştu. Şu an o güzel günün geçtiği mekân olan Mayan Coktail&Food’un şefliğini yapıyorum ve artık her gün bu güzel gün batımını izliyorum. Datça’ya taşınma kararı hayatımın en zor kararlarından biriydi. Buraya yerleşme sürecim kolay olmadı, çok çalıştım. Datça’yı seviyorum ve burada her gün yeni bir şey öğrenmek beni mutlu ediyor. Geldiğimden beri çok güzel insanlarla tanıştım ve bir çoğu hem mutfakta misafirim hem de arkadaşım. Sanırım bu ilişkiyi seviyorum.


ree

Mutfakta senin ilgini en çok ne çekiyor?

Ben mutfakta en çok sunum yapmayı seviyorum. Görsel hafızama güveniyorum. Yemek tabaklamak ve sunum yapmak misafirle aranızdaki sessiz ilişkinin başladığı ilk nokta. Misafirlere yemeğin hikâyesini ancak o görselle aktarabilirsiniz. Mutfak göründüğünden daha derinlikli bir yer. Ülke mutfakları, pastacılık, ekmekçilik bunlardan sadece birkaçı. İsterseniz otel şefliği yapıp çok büyük operasyonları yönetebilirsiniz ya da mahelle köşesinde küçük bir fırın açıp kendinizi yönetirsiniz. Bu işin güzelliği bence burada başlıyor. Mutfakta olmak istediğiniz kişi olabilirsiniz. Bu düşünce beni mutfağa karşı hep ilgili biri yaptı.




Şeflik kariyerindeki hedefin nedir?

Benim için mutfakta öncelik temizlik ve yemeklerin lezzet standartını korumaktır. Mutfakta ciddiyetinizi ve disiplininizi koruyamazsanız hata kaçınılmaz olur. O yüzden sorumluluk bilincinizin yüksek olması gerekir. Ben bu bilinçle hareket ederek kariyerimde ilerlemeye çalışıyorum. Daha fazla sorumluluk almak için de daha ileri seviye eğitime ihtiyacım var ve şu an ki ilk hedefim yurtdışında bu eğitimlerden birisini tamamlamak. Sonrası ise şimdilik ben de kalsın...


ree

Şeflik maceran nasıl başladı?

Bilgisayar Mühendisi olma istediğimi belirtmiştim. Bu isteğim gerçekleşmeyince çoğu Mengenli genç gibi aşçılık okuluna gönderildim. Başta uzun çalışma saatleri ve kapalı mutfak alanları beni bu işten soğutmuştu. Fakat sabrettim ve kendi yolumu bulmaya çalıştım. Sonra yemek kültürünün sadece mutfaktan ibaret olmadığını bu işin seyahat ve eğlence sektörüyle bağlantılı olduğunu kendime hatırlatarak kariyerime yön vermeye başladım. Bu şekilde otel ve restoran mutfaklarında başlayan yolculuğum; flying şeflik ve masterchef maceraları ile ilerledi. Şimdi ise mutfak şefliği ve influencer olarak devam ediyor. Söylecek çok fazla bir şey yok, hayat garip ve bir o kadar da güzel.


ree

Mutfakla ilgilenen gençlere tavsiyen nedir?

Şu an bu mesleğe başlayıp çok çabuk pes eden gençler görüyorum ve onların çoğuna hak veriyorum. Çünkü ilk andan itibaren mutfakta kendilerini değersiz hissediyorlar ve bu da işi yarı yolda bırakmalarına sebep oluyor. Çok iyi eğitimle başlayabilecekleri sadece birkaç özel okul var ve çoğu genç için çok masraflı. Bu noktada mutfakta çalışarak bu işte ilerlemek isteyen gençlere daha sakin ve sabırlı yaklaşmalıyız. Önce onların mutfakta ne yapmak istediklerini anlamalı ve yön bulmalarında yardımcı olmalıyız. Sonrası kolay, hepsi şu an ki bir çok şeften daha zeki ve akıllı buna hiç şüphem yok. Mutfak çok derinlikli bir yer ve nasıl bir şef olmak istediğinize siz karar vermelisiniz. Gençlerin en çok kafasının karıştığı nokta burası, mutfakta ne yapmak ve hangi yönde ilerlemek istediklerini bilmiyorlar. Gençler için tavsiyem kendilerini daha iyi analiz etmeleri, mutfakla ilgili daha çok okumaları ve bu işe istekli olduklarını kendilerine kanıtlamaları.




Mutfak dışında zamanını nasıl değerlendiriyorsun?

Spor yapmayı seviyorum. Sosyal medyada yemek videolarımdan çok spor videosu isteniyor. Datça’da tenis oynamaya başladım daha çok yeniyim ve vakit buldukça kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Spor dışında mutfakla ilgili araştırma yapmayı seviyorum. Tabii ki bir de influencer hayatım var. Çok olmasa da beni seven tatlı bir takipçi kitlem var ve onlar için video çekip editlemeyi seviyorum. Buna yeni hobim diyebilirim.


ree

  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 17 May 2023
  • 2 dakikada okunur
Cilt bakımında doğal ürünleriyle öne çıkan Therapia Natural markasının, kurucusu Selen Su Sevinçli ile konuştuk.

ree

Therapia Natural markası ne zaman kuruldu?

Lisans eğitimimi Endüstri Mühendisliği alanında tamamlamış olsam da doğal ürünlere karşı hep bir ilgim vardı. Hayatımda doğal ve organik içerikli ürünleri tüketmeye özen gösterirdim. Bodrum’da doğup büyüdüğüm için aslında doğala ulaşmak benim için zor olmadı. Babamla beraber özellikle pazar günleri doğada vakit geçirmeyi, çeşitli otları toplamayı ve faydaları üzerine konuşmayı rutin hâline getirmiştik. Yaşamımda bu tarz şeylerden zevk aldığımı farkettim. Ayrıca cilt bakım ürünlerine bir sempatim vardı. Zaman ilerledikçe bu konularla alakalı detaylı araştırmalar yapmaya başladım. Bir gün kendime şunu sordum: “Gerçekten neye ilgin var? Hayatının geri kalanında sevdiğin işi yapsan bu ne olurdu?” Bu soruların cevabını ararken aslında markanın çıkış hikâyesi oluşmuştu. Doğal kozmetik üzerine çeşitli eğitimlerimi gerçekleştirdikten sonra markamda çıkarmak istediğim ürünlerin çalışmalarına başladım. Uzun bir Ar-Ge sürecim oldu ve şimdi Therapia Natural sizlerle.


Selen Su Sevinçli | Therapia Natural Kurucusu
Selen Su Sevinçli | Therapia Natural Kurucusu

Ürün gamından bahseder misiniz?

9 adet ürünümüz var. Bunlar basic bir cilt bakım rutininde kullanılan ürünlerdir. Ürünleri cilt gereksinimlerine, problemlere göre farklı cilt tipleri için geliştirdim. Sabah ve akşamları cildi kirlerden arındırmak ve derinlemesine temizlemek için Cilt Temizleme Jeli, cildi sıkılaştırmak, leke ve ince çizgi oluşumunu önlemek için her cilt tipinin anlaşabileceği Niacinamide Tonik, cilt gereksinimine göre su bazlı Nemlendirici Krem (karma - yağlı - akneye ve lekeye meyilli ciltler için) ve yağ bazlı Yüz Bakım Balmı (hassas - kuru - olgun ciltler için), karma - yağlı - akneye meyilli ciltlerin olmazsa olmazı sebum salgısını dengeleyip gözenekleri arındıran Kil Maskesi, rutinleri güçlendirmek adına serum çeşitleri mevcut. C Vitamini Serum güneş kreminin etkinliğini artırmak, lekelerin ve ince çizgi görünümünü azaltmak için idealdir. Geceleri kullanılmasını önerdiğim Retinol Serum ise cildin daha dolgun olması, kolajen sentezini artırması ve yaşlılık belirtilerinin önüne geçmesi için harika bir alternatiftir. Aynı zamanda peeling etkisiyle gözenekleri arındırır ve akneleri söndürür. Son olarak Kantaron Kremi ise evlerimizde, işyerlerimizde bulunması gereken acil durum kremidir. Yara, yanık, darbe sonrası şişlik ve enflamasyonu azaltmada oldukça etkilidir.


ree

Ürünlerin doğal içeriklerinin kaynakları nedir?

Güvenilir yerel üreticilerden temin ettiğimiz doğal soğuk sıkım sabit yağlar, distilasyon yöntemiyle elde edilmiş uçucu yağlar, bitki suları, killer, hümektanlar, vitaminler, bitki özleri, su bazlı ürünlerde mikrobiyolojik üremeyi önlemek adına ECOCERT ve COSMOS sertifikalı doğal koruyuculardır.


ree

Ürünlere nerelerden ulaşılabiliyor?

Ürünlere “therapianatural” Instagram adresimizden, “therapianatural.com” internet sitemizden ulaşabilirsiniz.



  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 16 May 2023
  • 3 dakikada okunur
Piupelle markasının kurucusu ve tasarımcısı Simten Güner Sadi; çizim, tasarım ve üretim tutkusunu farklı çanta tasarımlarıyla yansıtıyor. Üstelik markada sürdürülebilirliğe katkıda bulunabilmek amacıyla çevreye duyarlı yöntemlerle üretilmiş -water washed leather- deriler seçiliyor. Bu özel markanın bilinmeyenlerini Simten Güner Sadi ile konuştuk.


ree

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Markanıza nasıl ve ne zaman başladınız?

İstanbul doğumluyum ama önce eğitim, sonra iş nedeniyle uzun yıllar Ankara’da yaşadım. Yine işim nedeniyle bir süre İtalya’da yaşadıktan sonra İstanbul’a yeniden merhaba dedim. Hukuk ve uluslararası ticaret alanında uzun yıllar kurumsal hayatın içinde yer aldıktan sonra iç sesime daha çok kulak verebilmek, daha özgür kılabilmek için yeni bir öyküye başlama kararı aldım. Bu süreçte tekstil ve hazır giyim ile çanta ve aksesuar sektörlerinde uzun yıllardır özellikle Türkiye ve İtalya’da faaliyette bulunan şirketimizin bilgi ve deneyimleriyle hayatımın her döneminde benim için önem taşıyan çizim, tasarım ve üretim arzumu merakımı bir araya getirebilme şansı buldum. Bu arada pandeminin bu süreçte getirdiği birçok zorluklara rağmen kendimi daha fazla ifade edebilmek açısından yeni bir soluk bulmama da yol açtığını söylemek isterim.


Simten Güner Sadi | Piupelle Markasının Kurucusu ve Tasarımcısı
Simten Güner Sadi | Piupelle Markasının Kurucusu ve Tasarımcısı

Markanın adı nereden geliyor? Sizin keşif süreciniz nasıl gelişti?

Piu Latince kökenli artı, ‘çok daha fazla’ anlamına gelen İtalyanca bir kelime. Onunla pelle-deri kelimesini bir araya getirdik ve deri ötesi vurgusuyla markamızı oluşturduk. Piccola Pelletteria ise her türlü küçük deri ve aksesuar üretimi anlamına geliyor. Diğer taraftan kadına dair her şeye, iç sesimize, hayallerimize, yeniliklere ve gerçekleştirebilme gücümüze inanarak çıktığımız bu yolda, markamıza kadını simgeleyen ayın ilk evresini seçtik.

Tasarım felsefenizi nasıl özetliyorsunuz?

Amacım, modern ama zamansız parçalarla onu kullanan muhteşem kadınların serüvenlerinde yanlarında olmak. Bu amaçla tasarlanan her parçanın en kaliteli malzemelerle üretilmesi, güzel ve şık olmasının yanı sıra, gün boyunca güvenle kullanabileceği fonksiyonellikte olmasına özel bir önem veriyorum.


ree

Tasarımlarınızın materyalleri neler?

Yüksek kaliteli İtalyan derileri ile başladığımız yolculuğumuzda, en kaliteli Türk derilerine de yer vermeye başladık. Gerçek derinin doğallığını ve görünümünü daha da mükemmelleştiren el sanatı ustalarımız, tüm ürünlerimizi yine özenle seçilmiş yüksek kaliteli metal aksesuar malzemeleriyle bir araya getirerek ve tamamen etik kodlara uyarak üretmekte. Bu süreçte, ortak gelecek bilincimizle sürdürülebilirliğe katkıda bulunabilmek amacıyla çevreye duyarlı yöntemlerle üretilmiş -water washed leather- derileri seçmeye özen gösterdiğimizi de belirtmek istiyorum.


Çanta tasarımlarınızı nasıl özetliyorsunuz?

Çanta tasarımlarımızı şık, modern ama zamansız ve her anlamda fonksiyonel olarak özetleyebilirim. Pandemi sürecinde, en temel ihtiyaçlarımızı hijyenik kaygılarımızla her an yanımızda tutabilecek küçük parçalar ön plandayken, zaman içinde normalleşen günlük hayatımızın ihtiyaçlarını dikkate alan modelleri ekleyerek koleksiyonumuz büyüyüp zenginleşti. Farklı renk ve materyallerle çeşitlenen on beşin üzerinde modelimiz var. Heyecanını taşıdığımız yeni modellerimiz de üretimde.


ree

Sizce tasarımlarınız kime hitap ediyor?

Tasarımlarımız, ihtiyaç duyduğu eşyalarının şıklık ve stilinden ödün vermeden gün boyu tek bir yerde yanında olmasını, çıkarılabilir dönüştürülebilir saplarıyla düşünmeden gündüzden geceye taşıyabilmeyi, çantasını bir iki sezon değil zamansız kullanabilmeyi isteyen, çevreye duyarlı günümüzün modern ve fonksiyonel muhteşem kadınlarına hitap ediyor.


ree

En çok hangi tasarımlar ilgi görüyor? Web üzerinden satışlar dışındaki satış noktalarınız hangileri?

En çok ilgi gören modelimiz çarpıcı geometrik formu, dokulu yumuşacık İtalyan derisiyle Olivia Hobo Bag. Ben de gün boyunca ihtiyacım olan her şeyi hatta bilgisayarımı bile onunla her an yanımda bulundurabiliyorum. Güvenli cepleri, clutch olarak da kullanılabilen iç cüzdanı, uzun çıkarılabilir askılarıyla tek bir çantadan daha fazlası. Sofia ve Nicole Bag’in yanı sıra, küçük çanta olarak Ela Bag cüzdan çanta formundaki Gina Crossbody Bag yine çok seviliyor. Son olarak geçtiğimiz günlerde satışa sunduğumuz kapitone deri ve denim kumaşla farklı renklerde ürettiğimiz clutch’ların çok rağbet görmesinden mutluluk duyuyorum. Collection Point Zorlu ve Emaar mağazaları ve Nişantaşı’nda yer alan C25 bize uğurlu gelen satış noktalarımız.


Siz moda tarzınızı nasıl özetlersiniz?

Kaliteli ve zamansız parçalara yatırım yapmayı seviyorum. Özellikle vintage parçaları kullanmak kendimi daha da iyi hissetmemi sağlıyor. Hızlı tüketimi teşvik eden markalar yerine sürdürülebilirlik bilincine sahip markaları tercih ediyorum.


ree

Projeleriniz neler?

Yavaş ama güvenilir adımlarla ilerliyoruz. Yurtdışına da çantalarımızı gönderiyoruz bu bağlamda, birkaç noktada satış yapmak için görüşmelerimiz sürüyor.




Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page