top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 25 May 2022
  • 2 dakikada okunur

Zarif ve şık mücevher tasarımlarıyla takip ettiğimiz Ayşe Rodoslu’ya tasarım yolculuğunu ve bu yazın mücevher trendlerini sorduk. “Yeni trendleri iki yıldır pandemi süreci şekillendiriyor. Kadınlar, daha rahat ve günün her saati kullanabilecekleri kıyafet ve aksesuarları tercih ediyor.”


Tasarımcı Ayşe Rodoslu
Tasarımcı Ayşe Rodoslu

Tasarım yolculuğunuzun başından bu güne kadar ki süreci sizden dinleyebilir miyiz?

Tasarım yolculuğum 11 yıl önce, yaptığım resimleri takı formunda hayata geçirme fikrinden yola çıkarak başladı. Eğitim sürecim, mücevher sektörüne hâkim olmak adına değerli ustaların yanında başladı. İşin en önemli eğitim kısmı, konusunda deneyimli ustaların atölyelerinde gerçekleşiyor ki ben o konuda çok şanslıyım. Bu süreçte Gemological Education & Certification Institute Milano’da tasarım ve Harmony Akademi İstanbul’da değerli taş eğitimi aldım. Zamanla hayal ettiğim tasarımların her birini hayata geçirip, bugüne kadar 38 koleksiyon altında beğeniye sundum. Tasarımlarımda altın, tüm değerli ve yarı değerli taşları materyal olarak kullanıyorum.


ree

Tasarımlarınızda her zaman doğadan ilham alıyorsunuz? Bu ilham süreci hangi aşamalardan geçiyor ve bir tasarım nasıl doğuyor?

Doğada olmak hayatımın çok önemli bir parçası ve en başta gelen ilham kaynağım. Örneğin gün doğumu ve batışını mümkünse hiç kaçırmak istemem. Bu iki koleksiyon böyle çıktı. Zeytinin mucize bir ağaç olduğunu düşünüyorum ve bir “Zeytin Dalı” koleksiyonu yapmazsam olmazdı. Bahçemde çiçeklerle uğraşmak ve onlarla vakit geçirmek en çok keyif aldığım uğraşlardan biri. Papatyalar ve diğer çiçek koleksiyonları böyle hayat buldu. Şanslıyım, çünkü yaşam tarzım aynı zamanda tasarımlarımı şekillendirdiği için iş ve özel hayatım birbirini tamamlıyor ve bu da çalışmamı çok zevkli bir hâle getiriyor. Öncelikle bir fikirle yola çıkıyorum ve bu fikrin takı formunu hayal ediyorum. Yanımda her zaman bir defter ve kalem vardır ki hayal ettiğim tasarımın eskizini kağıda dökebileyim. Sonrasında en ince detaylarına kadar 3 boyutlu çizimleri gerçekleşir ve büyük bir kısmı el işçiliği olan takıların atölyede üretim süreci tamamlanır.


ree

Takının bir kadının stilindeki rolü nedir sizce?

Benim düşünceme göre bir markayı öne çıkaran en önemli özelliği, kişiye ne hissettirdiği ve hangi duyguyla o markayı tercih ettiğidir. Markayı konumlandırırken ve tasarımları hayata geçirirken bu noktadan hareket ederseniz, zaten sizin markanızı tercih eden kitlenin profilini yaratmış oluyorsunuz. Ayşe Rodoslu markasını kullanan kadınlar, genellikle sade ve spor tarzlarıyla da dikkat çeken, doğayı, seyahati seven, modern kadınlar diye tanımlanabilir.


Bu yaz takı trendinde neler var?

Yeni trendleri iki yıldır pandemi süreci şekillendiriyor. Yaz sezonunda giyilen kıyafetler, takıları daha çok öne çıkardığı için kadınlar, daha rahat ve günün her saati kullanabilecekleri kıyafet ve aksesuarları tercih ediyor. Bizim yazlık koleksiyonlarımızda her zaman ki gibi mercan ve turkuaz taşlar olacak.


ree

Tasarımlarınıza nereden ulaşılabiliyor? Satış noktaları hakkında bilgi verir misiniz?

Tasarımlarıma; web sitemiz www.ayserodoslu.com üzerinden ulaşılabilir ya da Arnavutköy’deki Showroomumuzdan randevu alarak da görülebilir.




  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 13 May 2022
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 Haz 2022

Heykeltraş Seda Yaman, büyük şehrin kaotik ortamından kaçıp Bodrum’a sığınanlardan... Seda Yaman, “Henüz 7 yaşındayken bir duvarın üzerine oturup; kırılmış cam parçalarıyla sokaktan topladığım taşları kazıyarak tozlarını çıkartıp sonra da o tozları ıslatıp heykelcikler yapardım... Benim heykelle, çamurla maceram böyle başladı. Şimdi de hurdalıklara gidip enteresan metal ve ahşap parçalar topluyorum. Mümkün olduğunca çok malzeme araştırması, denemesi yapıyorum. O malzemeler mutlaka bir heykelin parçası ya da bana ilham kaynağı oluyorlar. Stresten uzak yaşamak yaratıcılığımı arttırdı. Ben kendi maceramı kovalıyorum. Benim hayalim, bu yolculuğun kendisi” diyor.


ree

Seda Yaman, 1976 yılında İstanbul’da doğdu. Çamurla tanışması henüz çocuk yaşta başladı. Sokakta oynarken taşlardan çıkardığı tozları ıslatıp minik heykeller yaptı…

Tutkusunun peşinde koştu ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü Heykel Ana Sanat Dalı’nı bitirdi. Sonrasında medya sektörüne yöneldi. İlk durağı o dönemler Türkiye’nin “Amiral Gemisi” olarak bilinen Hürriyet Gazetesi oldu. Bir kaç yıl burada Foto Muhabiri olarak çalıştı. Ardından 18 yıl süreyle dergilerde konser ve sahne fotoğrafçılığı yaptı. Bu süreçte çok sevdiği ve okulunu okuduğu seramik ve heykel çalışmalarını da eş zamanlı olarak sürdürdü. İç ve dış mekânlara seramik tasarımlar hazırladı. Bir yandan da seramik öğretmenliği... Özellikle Darüşşafaka Lisesi’nde vermiş olduğu seramik dersleri kendisine mesleki tecrübenin yanı sıra, yurdun dört bir yanından gelen birbirinden yetenekli öğrenciler ile çalışma keyfini de yaşatmış oldu.


ree

"Ben Şehir İçin Yaratılmış Bir Organizma Değilim"

Başta Bodrum olmak üzere yurt içi ve yurt dışından hem özel hem de kurumsal müşterilerine ait çok farklı mekânların dekorasyonları için tasarımlar yapan Heykeltraş Seda Yaman, “Şehir hayatında 34 yıl. Bu seneler boyunca kalabalık, şehir karmaşası ve sonucunda oluşan sebepsiz koşuşturma, hayatın her alanındaki sürekli bir yerlere yetişme hâli benim bir gün ‘Ben şehir için yaratılmış bir organizma değilim’ diyerek arabaya atlayıp Bodrum’a gelmeme sebep oldu. Bodrum’a ilk adım attığımda 3-4 ay kadar bir yelkenlide yaşadım ve neler yapabileceğimi kurguladım. Sonrasında dağın yamacına, küçük bir taş eve yerleşip aynı

mekanda atölyemi de oluşturarak yaşamaya başladım" dedi.


"Heykelle, Çamurla Maceram Çocukken Başladı"

ree

7 yaşındayken sokakta bazı taşları topladığını, sonra bir duvarın üzerine oturur, kırılmış cam parçalarıyla taşları kazıyarak tozlarını çıkarttığını, sonra da o tozları ıslatıp heykelcikler yaptığını anlatan Seda Yaman şunları söyledi: "Benim heykelle, çamurla maceram böyle başladı. Şimdi de hurdalıklara gidip enteresan metal ve ahşap parçalar topluyorum. Mümkün olduğunca çok malzeme araştırması, denemesi yapıyorum. O malzemeler mutlaka bir heykelin parçası ya da bana ilham kaynağı oluyorlar. Çamurla kullanılabilir obje tasarlarken, kendim bir seramik parçayı nerede kullanmaktan keyif alıyorsam o ürünleri yapmayı tercih ediyorum. Şarap bardaklarım da böyle ortaya çıktı. Ek olarak, heykel formları kullanarak oluşturduğum viski karafları ve puro tablaları da var. Benim en büyük tutkum metalle karışık heykeller. Heykellerimde konusuz işleri seviyorum. benim için görsel sanatlar estetik ve teknik konudan bağımsız bir kavram. Çoğunlukla uykudan önce veya rüyamda gözümün önünde tasarımlar beliriyor. ‘aa tamam bu tam yapmak istediğim şey’ diyorum. Kendi anlarımı tasarlıyorum. Önceyi sonrayı değil anları. Bence bu işin en önemli parçası malzeme tanımak ve çok merak. Ürünlerimi kendi mekânlarında barındıranların beğenerek eşsiz bir parçaya sahip olmalarından çok mutlu oluyorum. Örneğin şarap sofralarına estetiği, tasarımı ve özgünlüğü katmak bana büyük bir keyif veriyor. Malzemeyle uğraşmanın her evresi çok enteresan. Her yaptığım çalışmada olasılıkları görmek için sabırsızlanıyorum. Seth Godin’in bana ilham veren bir sözü var; ‘İyi bir iş yapmak sizi mükemmel yapmaz. Sizi mükemmel yapan şaşırtıcılıktır, göze çarpmaktır, sürprizlerle dolu olmaktır, zarif ve dikkate değer olmaktır’ Kesinlikle benim sanattan anladığım tam da bu. Anlayışım gibi yaşıyorum. Bu da sizi ne kadar farklılaştırıyorsa..."


ree

‘Cebimdeki Yabancı’ Filmi ile Şansı Açıldı

Kadrosundaki ünlü oyuncularla yayınlandığı dönemde başarılı bir çıkış yakalayan, “Cebimdeki Yabancı” filminin neredeyse tamamının geçtiği muhteşem yemek masasındaki seramik bardakları da ilgi odağı olmuştu. Belçim Bilgin, Buğra Gülsoy, Şebnem Bozoklu, Leyla Lydia Tuğutlu, Serkan Altunorak, Şükrü Özyıldız ve Çağlar Çorumlu gibi ünlü isimleri bir araya getiren filmde kullanılan bardaklar tasarımcısı Seda Yaman’a da şans getirdi. Ferzan Özpetek’in yapımcılığını üstlendiği film boyunca oyuncuların elinden düşürmediği bardaklar izleyenler tarafından büyük ilgi görmüştü. Filmde kullanılan Sedaceramic bardakları, Bodrum’da yaşayan seramik sanatçısı Seda Yaman’ın “Aşk ve Şarap” koleksiyonunda yer alan ürünlerinden oluşuyor.



ree

O Masada Olmayı Hayal Ederdim

Filmlerini izlemeye başladığından b


eri hep Ferzan Özpetek’in sofrasında olma hayali kurduğunu belirten Seda Yaman, “Yapımcılığını Ferzan Özptek’in yaptığı ‘Cebimdeki Yabancı’ filminde, benim seramik şarap bardaklarım kullanıldı. Dolayısıyla bir biçimde o sofrada bulunmuş oldum. Bu beni çok mutlu etti” dedi.




  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 11 May 2022
  • 1 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 11 Haz 2022

Bodrum Tanıtma Vakfı’nın 25. yılında ‘Bodrum Kültür ve Sanat Elçisi’ unvanı verilen Türkiye’nin Süper Starı Ajda Pekkan, “Mavisi ve yeşiliyle insana huzur veren, sıcacık insanlarıyla Bodrum, benim için sonsuza kadar sürecek büyük bir aşk hikâyesi diyebilirim. Bodrum’un kültür ve sanat elçisi olmak benim için büyük bir onur oldu” dedi.


ree

Bu Görevin Kalbimdeki Değeri Paha Biçilmez

ree

Bodrum Kültür ve Sanat Elçisi Ajda Pekkan, Bodrum’a olan aşkının Zeki Müren sayesinde başladığını belirterek şunları söyledi: “O Bodrum’un hiç sönmeyen sanat güneşi olarak kalbimde. Kendisini sevgiyle ve rahmetle anıyorum. Mavisi ve yeşiliyle insana huzur veren, sıcacık insanlarıyla Bodrum, benim için sonsuza kadar sürecek büyük bir aşk hikâyesi diyebilirim. Bodrum’un Kültür ve Sanat Elçisi olmak benim için büyük bir onur oldu. Bu vesileyle Sayın Bodrum Belediye Başkanımız Ahmet Aras’a ve tüm Bodrum halkına şükranlarımı sunuyorum. Takdim edilen Sanat ve Kültür Nişanını çok beğendim. Emeği geçen herkese çok teşekkürler. Evimde çok özel bir yerde muhafaza edeceğim. Bu özel görev için Bodrumluların nezaketlerini fazlasıyla ortaya koydukları değerli bir tasarım olduğunu düşünüyorum ama inanın bu görevin kalbimdeki değeri paha biçilmez.”


Bodrum çok iyi tanıtılmalı

ree

Bodrum Belediye Başkanı ve BOTAV Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aras, Bodrum ve Ajda Pekkan birlikteliğinin önemli bir enerjiyi ortaya çıkaracağını belirterek, “Bodrum çok iyi tanıtılmalı. Biz dedik ki BOTAV ve Belediye olarak her yıl kültür ve sanat elçileri oluşturalım. Bunun ilk temsilcisi sevgili Ajda Pekkan. Pekkan, ‘Bundan sonra Bodrum’dayım, projeler yapalım, sosyal yardım projeleri ile sanatsal ve kültürel işler yapalım’ dedi. Bu amaçla düzenlenecek üç konserin ilkinin gelirini okul öncesi eğitim için, ikinci konser sokaktaki canlarımızın barınak ve rehabilitasyon merkezi yapımı için, üçüncü konser geliri ise gençlerimizin faydalanacağı bir kütüphane için olacak” dedi.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page