top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 11 May 2023
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 Tem 2023

Mudanya’da başladıkları keşif yolculukları, zeytinliklerin ve zeytin ağaçlarının ilhamıyla son derece özel, kaliteli bir zeytinyağı üretimiyle sonuçlanmış. Doğa tutkunları Sinem Bayram Vatansever, eşi Bülent Vatansever ve arkadaşları İclal Yıldız Demir, uzun araştırma sürecinin sonunda Felovia zeytinyağı markasını kurmuşlar. Sinem Bayram Vatansever ile bu özel keşif yolculuklarını, zeytinyağı çeşitlerini ve gelecek planlarını konuştuk.

ree

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Bu alanda çalışmaya nasıl karar verdiniz ve bu işe yöneldiniz?

Sinem Bayram Vatansever. İletişim Tasarımı ve Yönetimi mezunuyum. Mezun olduktan sonra 3 yıl farklı markalara iletişim danışmanlığı veren bir ajansta çalıştım. Ardından da yoluma, hepimizin yolunun kesişmesini arzu ettiğim TEMA Vakfı çıktı. TEMA Vakfı’nda 5 yıl Sosyal Medya Koordinatörlüğü ardından kısa süreliğine Dijital İletişim Koordinatörlüğü ve 2 yıl İletişim Bölüm Başkan Yardımcılığı yaptım. Doğa adına tüm bildiklerimi, farkındalığımı TEMA Vakfı’ndaki 8 yıllık macerama ve bu macerada karşıma çıkan doğa aşığı insanlara borçluyum ve hepsine minnettarım. Bu nedenle sonrasında yapacağım işin kurumsal bir firmada çalışmak olmayacağı konusunda çok nettim.


Markayı; Sinem Bayram Vatansever, eşi Bülent Vatansever ve arkadaşları İclal Yıldız Demir kurmuşlar.
Markayı; Sinem Bayram Vatansever, eşi Bülent Vatansever ve arkadaşları İclal Yıldız Demir kurmuşlar.

Bu yola birlikte çıktığım eşim Bülent de Turizm mezunu. O da yıllarca Türkiye’de, 4 yıl da İngiltere’de çalıştıktan sonra pandeminin de etkisiyle Bursa’ya dönmüş. Kendine yeni bir yol çizmek istemiş ve e-ticaret alanında çalışmalar yürütüyormuş. O da kurumsal hayata elinden geldiğince dönmeyeceği bir yoldaydı karşılaştığımızda.


ree

Yolumuza başından beri gönüllü destek verdikten sonra aramıza katılan İclal Yıldız Demir ise benim 24 yıllık dostum, sıra arkadaşım, mahalle arkadaşım, yol arkadaşım. Bilgi Belge Yönetimi mezunu, IB kütüphane uzmanı ve tazecik bir anne. Anne olunca da doğal ürünler ve sağlıklı beslenme konusunda her anne gibi titizlendiği için bu konuya büyük ilgi ile yaklaştı ve hikâyemize katıldı.

ree

Bu alanda çalışmaya karar vermemiz, Bülent’le 10 yıl önce yarım kalan hikâyemizin bir anda mucizevi şekilde yeniden başlamasıyla oldu. Biz, ne olduğunu anlamadan 6 ay içinde evlenmiş ve Mudanya’ya taşınmış bulduk kendimizi. Sonra da yeni yaşamımızı keşfe çıktığımızda bir şeyi daha keşfettik, zeytin ağaçlarını... Önümüz, arkamız, sağımız ve solumuz zeytinlik. Zeytin ağacı ile de bir insanın duygusal bağ kurmaması çok zor özellikle de yıllarca zeytin ağaçlarını korumak için çalışan bir vakıfta savunuculuğunu yapan benim için. Bisiklet turları yaparken geçtiğimiz yollardaki zeytin ağaçları da iyice Mudanya’yla ve zeytinlerle bağ kurmamızı sağladı.

Bir gün dedik ki “O kadar zeytinliklerin içindeyiz, zeytinyağı işine mi girsek?” Ne yapsak, ne etsek, nasıl bu işin içine girsek derken “Burada bir sürü yerde satılıyor. Alalım, kendi markamızı kuralım” dedik. Tabii işin böyle işlemeyeceğini birkaç üretici ve satıcı ile konuştuktan sonra fark ettik ve bu işi tamamen sahiplenmeye karar verdik.


ree

Kısaca markanın kuruluş hikâyesini paylaşır mısınız? Adı nereden geliyor?

Aslında hayatımızın hikayesi aynı zamanda markamızın hikâyesi oldu. Bir yolculuk, bir keşfi tanıma ve yeniden keşfetme hikâyesi. Zeytini, zeytin ağaçlarını hepimiz tanırız ama çok yakından bakınca, detayına inince yüzyıllar önce zaten keşfedildiğini öğrenirsiniz ve eğer ilginiz varsa yeniden keşfedersiniz. Ruhumuza bu kadar iyi gelen bu keşfi yeniden keşfetmek için biz de yollara çıktık, insanlarla tanıştık, dinledik, okuduk, araştırdık, eğitimler aldık. Yüzyılların birikimi olan zeytinin peşinden gitmeyi ve her gün yeni bir şeyler öğrenmeyi çok sevdik. Hikâyenin bize daha neler getireceğini bilmiyoruz. Sanırım en heyecanlı kısmı da burası. Markamızın ismini seçerken zeytinle doğayla bağlantısı olsun istedik. Mitolojide, ormanların ve kaynakların koruyucusu anlamına gelen bir tanrıça ismi seçmiştik ki başka bir markanın bu ismin patentini satın aldığını ve 15 yılı aşkın süredir de bu isimle hiçbir şey yapmadan elinde tuttuğunu öğrendik. Tabii ki yol bu, her an her şey olabilir. Biz de dedik ki birkaç harf değiştirelim, değiştirip Felovia’da karar kıldık. Çünkü hiçbir dilde hiçbir anlama gelmiyor. Ona biz anlam verelim istedik ve şöyle bir anlam verdik. Felovia bir yolculuk, bir keşfi tanıma ve yeniden keşfetme hikayesi. Yeni yolların heyecanı, öğrenmenin keyfi, damağın yeni tadı… Bu toprakların bize verdiği hayatımızla birlikte hayalimizin de yol arkadaşı; zeytin ağaçları...


ree

Ürün gamınızda neler var?

Hikâyemiz gibi her an yeni bir şeyler peşine düşüp yeni keşfedilecek ürünler sunabiliriz ancak şu an 2 farklı çeşit zeytinden üretilen yağımız var. Biri yaşadığımız bölgenin zeytin çeşidi olan Tirilye biri de aslında zeytinyağı deyince aklımıza gelen Ayvalık. Ancak herkesin damak tadı farklı o nedenle ilerleyen zamanlarda da farklı zeytin çeşitlerinden üretilen zeytinyağlarını sunmayı planlıyoruz.


ree


Zeytinyağının özelliklerinden bahseder misiniz? Bu zeytinyağını diğerlerinden ayıran faktörler nelerdir?

Ülkemiz zeytinyağı üretimine en elverişli konumda olan ülkelerden biri. Bu nedenle her bölgemizde natürel sızma yani birinci kalite üretilen zeytinyağları bizim için kıymetli. Doğru toplama, sıkma, saklama koşullarını sağladığı sürece farklı aromalarda ve sağlıklı zeytinyağına sahip olmak mümkün. Biz de bu nedenle zeytin üreticileri, zeytinyağı fabrikaları ile iş birlikleri kuruyoruz. Süreçleri takip ederek elde edilen zeytinyağının, aldığımız eğitimler sayesinde duyusal analizlerini yapıyor ve laboratuvarlarda testlerini yaptırarak besin değerlerinden ve kalitesinden emin oluyoruz.


ree

Web sitesi dışında ürünlere nasıl ulaşılabilir?

Biz dijital nesil olarak ağırlıklı satışlarımızı web sitemizden yapıyoruz. Bunun dışında zeytinyağının sağlık ve gastronomi açısından değerini bilen restoran ve yöresel lezzetlerin bulunduğu satış noktaları üzerinde de çalışıyoruz.


Projeleriniz neler?

Projelerden ziyade zeytinin ve hayallerimizin peşinde bir ekibiz. Hayallerimizden biri de zeytinyağının İtalya’da olduğu gibi kıymetinin, gastromiye ve turizme katkısının anlaşılması. Bu nedenle zeytinyağlarımızı aromalarına göre farklı lezzetlerle eşleştirerek buluşturacağımız bir restoran açmayı planlıyoruz. Biz bu keşfi çok sevdik ve zeytinin dünyasını keşfetmeye ömür yeter mi bilemeyiz ama biz okumaya, araştırmaya, keşfetmeye devam edip daha fazla insanı bu keşfe ortak etmek istiyoruz. Bu mucizevi gıdayı, bu bilge ağacı herkes tanısın, bilsin ve korusun istiyoruz. Bir diğer hayalimiz ise, zeytinin rotasını çıkarmak ve her bir rotada keşfettiklerimizle markamıza da yön vermek. Bunun yanı sıra ülkemizde çok sayıda üretici var ve zeytin tarımının ne kadar yoğun emek ve çaba istediğinin farkındayız. Üreticiler, ürünlerine odaklanırken zeytinyağını anlatmakta ve markalaşma konusunda özellikle İtalyan markalara göre çok zayıf kalıyorlar. Biz de zeytinin dünyasını keşfederek hem üreticiyi hem de tüketiciyi bizimle bu keşfe ortak etmeyi ve ülkemizin zeytinyağlarını dünyaya duyurmayı hayal ediyoruz.


  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 9 May 2023
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Tem 2023

Çocukluğundan beri sanatla iç içe bir yaşam süren Zeynep Tarhan Muslu, profesyonel olarak renklerle çalışmayı seçmiş. Renk Şifresi kitabının da yazarı olan Zeynep Tarhan Muslu ile doğru renk seçiminin püf noktalarını konuştuk.

ree


Renklere olan ilginiz nasıl başladı?

Renklere olan ilgimi anlatmaya nasıl bir ailede büyüdüğümden bahsederek başlayayım. Türkiye’nin ilk grafik tasarımcılarından iki tanesinin çocuğuyum. Ben çok fazla renk materyali olan, sürekli birilerinin bir şeyler boyayıp çizdiği, tasarım yaptığı, desen çalıştığı, sürekli maketler ve ambalajlar yapılan ve o malzemelerin bir kısmıyla benimle kardeşimin de oynamasına izin verilen bir evde büyüdüm. Belirli duvarları boyamak serbestti; mesela boya, badana öncesi biz kardeşimle duvarları boyardık, sonra boyacı gelirdi. Yani kontrollü özgürlüğün olduğu bir evde büyüdüm.

Zeynep Tarhan Muslu
Zeynep Tarhan Muslu

4,5 yaşından beri bale yapıyorum. Hep daha kreatif taraftaydım, ilkokul üçüncü sınıfta kendim dergi çıkarmaya başladım. 1 seneye yakın çıktı, hatta o kadar ilgi gördü ki sınıfta rakip dergi çıktı! Özgeçmişimin başlangıcı orada oldu. Hem dergiciliğe ve yazmaya hem de renklere çok ilgili bir çocukluk dönemi geçirdim. Sonrasında Notre Dame de Sion’dan ve bale eğitimi aldığım okuldan peşpeşe mezun oldum, üniversiteye girdim. 2005 yılında Seninle Dergisi’nde staj yapmaya başladım ve o yıl Marie Claire bir moda editörü yarışması açtı, onu kazandım. Sonra bu sayede Marie Claire’e geçtim. Bu arada Fransız Mütercim ve Tercümanlık okuyordum fakat dayanamayıp bir yandan da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde sanat yönetmenliği okumaya başladım. O sırada üç dergide moda editörü olarak çalışmaya başladım; Marie Claire, Seventeen ve Super Alışveriş dergilerinde. O dönem Türkiye’deki dergiciliğin en keyifli olduğu zaman aralığıydı. Sonra dijitalleşmenin etkisiyle dergiciliğin koşulları da zorlaşmaya başladı. 2013 yılı gibi dergilerden biraz çekilmeye başladım, 2015’ten sonra da Lara’ya hamile kalmaya karar verdikten sonra artık dergiciliği ve prodüksiyon yapmayı bıraktım. İşte o noktada da renklere tamamen odaklanmıştım.

Peki, profesyonel olarak renklerle ilgili çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Renk Şifresi | Zeynep Tarhan Muslu
Renk Şifresi | Zeynep Tarhan Muslu

Çocukluktan beri renklere ilgim çoktu ayrıca moda editörüyken de bana sürekli albüm kapağı, konser styling gibi işler; ‘Benim gardırobumu detoks yapalım, değiştirelim’ gibi teklifler geliyordu. Uzun soluklu çalıştığım kişiler de oldu, tek seferlik çalıştıklarım da. Bu kişilerin dağılmalarının ortak noktası şuydu: Evet, herkes bir şekilde zevkli ya da bütçesi olan alışveriş yapabiliyor ama dağılmalarının sebebi renk bilgilerinin olmamasıydı. Kendileri için doğru renkleri bilmiyor olmaları ve buna odaklanmamalarıydı asıl sorun. Bu yüzden de çok fazla boş alışveriş yapılıyor. Mesela; renkten bağımsız kıyafeti beğeniyor ama bu parçaların büyük çoğunluğu giyilmeden tamamen bir gardırop mezarlığı olarak durmaya başlıyor. Bu kişiler bunları elden de çıkaramıyor. Ona zaman ayırmıyor işte bu hatadan dönülmesi için insanlara renk bilgisinin verilmesi gerektiğini anladım. Bu işe, önce onlara tavsiye vererek daha sonra da profesyonel anlamda renk seansları yaparak başladım.


Human Development Report 2015
Human Development Report 2015

Renk şifresi seansları nasıl geçiyor?

Seanslar tabii çok konsantre oluyor, benim renk şifresini ortaya koyup tavsiyeler vermem için kişinin renklerinin yanı sıra yaşam tarzını, mesleğini iyice anlamam gerekiyor. Bir saatlik zaman diliminde kişinin tüm hikâyesini dinliyorum. Bana gelen danışanlar arasında üst düzey CEO’lar da var, öğrenciler de. Derken bu renk bilgisini daha da çok kişiye ulaştırma isteğim beni bu konuda kitap yazmaya yönlendirdi. Böylece herkes ana renk tonlarını öğrenip doğru seçimler yapabilecekti. Kitap yazmak dergicilik zamanımdan beri hep aklımdaydı. O sırada da bebeğim Lara doğdu ve ben yüz yüze seansları azalttım, kitaba yöneldim. Ve seanslarda en genel geçer, herkeste sonuç veren renk kombinlerini toplayarak kitaba dönüştürdüm. Bu yüzden de kitap bayağı iyi sonuç veriyor. Çoğunluk buradan renklerini rahatlıkla bulabiliyor. Kitap 2019 yılının ortalarında ivme kazandı ve ardından pandemi oldu.


Renk Şifresi | Zeynep Tarhan Muslu
Renk Şifresi | Zeynep Tarhan Muslu

Pandemi çalışma düzeninizi nasıl etkiledi?

Pandemi döneminde, akıllı telefonlar da bu kadar gelişmişken ‘Ben neden uzaktan seans yapmayı denemiyorum’ dedim. Bunu deneyimlemek için sosyal medyamda renk şifresini keşfetmek isteyen takipçilerimden bana belirli kriterlerde fotoğraflar yollamalarını istedim. 150-200 kişi başvurdu. 2020 yılında yaklaşık 200 kişiyle online çalıştım. Çok da tatlı bağlar kurdum onlarla, yılın ilk yarısı böyle geçti. Orada online görüşmelerin de sonuç verdiğini gördüm ve öyle olunca online seansları da ekledim. Böylece dijitale aktarılamaz denilen bu renk analiz dünyasını, dünyada ilk defa online seansa çevirdim. Renklerin Şifresi, dünyada ilk defa renk analizi anlatan uygulamalı kitap oldu. Bildiğimiz kadarıyla dünyada da ilk defa uygulamalı olarak renk analizi yaptırıp sonuç bulduran kitap oldu.


ree

Renk şifresi nedir? Renk şifresinde kaç renk grubu vardır?

Renk şifresi, kişiye yakışan renk ton skalasını teknik olarak doğru tanımlar ve kişinin tüm renk kararlarını bu teknik tanıma göre nokta atışı vermesini sağlar. Burada “senin rengin yeşil”, “senin rengin mor” gibi bir renk belirlemiyoruz. Herkes her rengi giyebiliyor ama hangi tonunu giyeceğini tam olarak tanımlarsa doğru tonu bulabilir ancak. Renk şifresinde renk gruplarına odaklanmaktan ziyade kişilerin renk özelliklerine odaklanmayı tercih ediyoruz. Üç adet renk ekseni var; ısı, derinlik ve netlik. Bu üçünün tam olarak neresinde duruyor, bunu tespit ediyoruz. Sonrasında ise doğru alışveriş ve doğru imaj yönetimi geliyor.


Her renk bir mesaj mı barındırır?

Evet, her rengin bir anlamı vardır. Tabii istenen anlama ulaşabilmek için kişiyle uyum ya da konumuz bir eşya ya da mekânsa tasarımla ve materyalle uyum çok önemli. Renk kullanımı oranı, diğer renklerde ne şekilde ve ne oranda eşleştiği gibi meseleleri doğru çözmek şart. Yoksa rengin mesajının tek başına pek de bir anlamı kalmaz.


Renk  ton ayarı bir renk analizi seansıyla keşfedilebilir
Renk ton ayarı bir renk analizi seansıyla keşfedilebilir

Herkesin bir rengi var mıdır?

Herkesin bir rengi yoktur. Herkesin çok rengi vardır. Çok geniş bir ton skalası bu, herkesin skalası içerisinde gök kuşağındaki tüm renklerin farklı farklı tonları var aslında. Tüm kişisel renkler, kişi özelinde asla değişmeyen bir ton ayarı içeriyor. Bu ton ayarı bir renk analizi seansıyla da keşfedilebilir ya da kitabım Renk Şifresi’ni evde uygulayarak.


Peki, Color Tunes yani kozmetik markanız nasıl doğdu? Bir kozmetik serisi çıkarmaya sizi ne yönlendirdi?

Bana gelen danışanların yüzde 90’ı kadın, benim seansımdan çıkanların yüzde 90’ı alışverişe gider ve bu alışveriş genelde bir rujla sonuçlanır. Neden ruj alır? Favori rengini hemen yüzünde görmek ister. Ayrıca ruj her zaman çantada olan bir üründür. Renklerini keşfetmiş olmanın heyecanıyla hemen uygulama yapmak ister ve her şeyle de kombinleyebileceği bir ürün olduğu için direkt ruj ya da oje alır. “Extended” yani genişletilmiş seans yaptığım zaman son 15 dakikada danışanlarıma makyaj çantası detoksu yapıyordum. ‘Elindeki tüm makyaj malzemelerini getir, sana makyaj çantası detoksu yapacağım’ diyordum. Ve orada bir sürü malzemeden çok azının aslında kendi renklerine göre olduğunu görüyordum. İnsanların kozmetikte de ne kadar dağıldığını ve yanlış alışveriş yaptığını görüyordum. Ve ben o noktada ‘İşte senin rengin bu, al bunu kullan artık’ diyen pozisyondaydım. Bu sebeplerle 2021 yazı gibi kozmetik araştırmasına girdim.


Zeynep Tarhan Muslu
Zeynep Tarhan Muslu

Renk şifresi tekniğiyle yaratılmış Color Tunes koleksiyonu, multifonksiyonel ürünleriyle pratik kullanım sağlıyor. Her biri bir renk şifresi grubundan ilham alan ve birbiri arasında da kombinlenebilen 4 seride Stay Tuned Cheek Duo krem allık ve highlighter, Kiss The Tune dudak renklendirici, Shine Lip Oil dudak yağı, Eyes On You göz kalemi ve Starlash maskara mevcut.


İllüzyonist kimliğiyle tanıdığımız Kubilay QB Tunçer’in keyifli sihirbazlık gösterisini Zorlu PSM Touche’de izledik. Tunçer’in etkileyici performansını seyirciyle yaptığı kısa sohbetler, kahkahalar renklendirdi. Oyun yazarı, senarist ve akademisyen Kubilay QB Tunçer ile hem büyülü sihir dünyası hem de yeni projeleri üzerine konuştuk.


Kubilay QB Tunçer
Kubilay QB Tunçer

Öncelikle sizi hiç tanımayanlar için kısaca bir özgeçmiş alabilir miyim?

Liseyi AFS bursuyla Amerika’da bitirdim. Sonrasında ODTÜ Psikoloji Bölümü’nde lisans, ODTÜ Felsefe Bölümü’nde yüksek lisans ve Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Bölümü’nde ise ikinci bir yüksek lisans yapıp ‘master’ derecesini aldım. Bilgi’de İşletme Yüksek Lisans Programı’nda 10 yıl boyunca ‘Kaos Yönetimi’ dersleri verdim. Sayısız ‘keynote’ konuşması, TED konferansı ve toplantıya katıldım. Şirket ve kurumlarla ‘Algı Yönetimi, Zihin ve Yaratıcılık, Liderlik’ gibi konularda görüşlerimi paylaştım. Bu alanda ‘Sihirbaz Lider’ adlı bir de kitabım bulunuyor.

Yaşar Üniversitesi Sinema Bölümü’nde iki yıl senaryo hocalığı yaptım, Plato Film Akademisi’nde 3 dönem senaryo atölyelerini yönettim. Yazı Evi, Aksanat ve Endless Art bünyelerinde ileri düzey senaryo dersleri verdim. Ayrıca bağımsız olarak senaryo doktorluğu da yapıyorum. Bir televizyon klasiği olan ‘Susam Sokağı’nın yanı sıra ‘El Gibi’, ‘Maçolar’, ‘Mert’le Gert’, ‘Yapma Diyorum’ ve ‘Gümüş’ gibi birçok dizinin, ‘Avanos’ adlı mini dizinin senaryolarını yazdım. ‘Mutluluk’ gibi gişe filmlerinin senaryosu yine bana ait. Bugüne dek 20 sinema filmi ve yaklaşık 80 bölüm dizide çeşitli karakterler canlandırdım. Netflix dizileri ve Disney+ filmlerinde de pek çok önemli roller üstlendim. Nuri Bilge Ceylan, Emin Alper, Tolga Karaçelik, Ozan Açıktan gibi saygın yönetmenlerle çektiğim filmlerle uluslararası bir tanınırlığa ulaştım. Cannes ve Berlinale Festivalleri’nde oyuncu olarak kırmızı halıda yürüdüm. ‘SİYAD En İyi Yardımcı Oyuncu Ödülü’ ve çok sayıda adaylıklarım var. Tiyatro oyunlarındaki performanslarımla çeşitli ödüllere aday gösterildim. Çok sayıda tiyatro oyunu yönettim.


AFİFE ödüllü ‘Olağan Mucizeler’ dahil olmak üzere dünyada sahnelenmiş birçok tiyatro oyunun yazarıyım. Londra ve Edinburgh’da İngilizce gişe açmış tek Türk oyununun yazarı ve oyuncusuyum. Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları’nda yazar ve yönetmen olarak görev yaptım. Harvard Üniversitesi bursuyla yazdığım ‘Cardenio’, dünya Shakespeare mirası listesinde kataloglanmıştır. Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen ‘Hüsnü Aşka Dair’ ve ‘Barbaros’ balelerinin librettistiyim. Popüler dünyada daha çok illüzyonistliğimle tanınıyorum. Las Vegas’tan Sydney’e dünyanın dört bir yanında gösteriler yaptım. 25 yıldır aralıksız sürdürdüğüm sahne şovlarım on binlerce seyirciye ulaştı. Kariyerimde bir Merlin Ödülü-Dünya birinciliği, bir Avrupa birinciliği, bir Balkan ikinciliği ve iki Onur ödülü bulunuyor. Ayrıca ‘İstanbul Magic Festival’in kurucusuyum. Televizyonda bugüne dek sayısız sihir programı gerçekleştirdim. Şu anda oyuncular ve sihirbazlar için ‘master class’lar veriyorum.


Sizi rol aldığınız yapımlar haricinde ilk kez sihir gösterisinde izledik. Çok keyifliydi, bu işe nasıl yöneldiniz? Sahneye ne zaman adım attınız?

25 yıldır sahnedeyim. Daha önce de belirttiğim gibi dünyada gösteri yapmadığım yer kalmadı diyebilirim. Sihirbazlığa tiyatronun bir parçası olarak Amerika’da Las Vegas’ta ilk sihirbazlık eğitimimi alarak başladım.


Kubilay QB Tunçer
Kubilay QB Tunçer

Sihir konusunda kendini geliştirmek isteyen birine tavsiyeleriniz neler olur? Eğitimler nasıl alınıyor?

Öncelikle sihirbazlığın teknik alt yapısını öğrenmeli. Bunun için çeşitli kurslar var. İnternette de öğretici çeşitli videolar bulunuyor. Kişinin kendine bir usta bulmasında da fayda var ama sahne sihirbazlığında öğrenilmesi gereken en önemli unsur oyunculuk ve sunum yeteneğidir. Bu yüzden bütün sihirbaz adaylarının en azından temel düzeyde oyunculuk öğrenmesi gerekir.


Bu alanda hep güncel kalmak için günde ne kadar zamanınızı ayırıyorsunuz ve kendinizi nasıl geliştiriyorsunuz?

Sihirbazlık konusunda güncel olabilmek tabii ki hayatımın önemli bir parçasını oluşturduğu için bu akışkan bir ilişki olarak sürüyor. Zaten gelişmelerden haberdar da oluyorum. Aynı zamanda çok gösteri yaptığım için gösteriler, alıştırmalar ve pratikler bir arada gelişiyor. Yine de yeni bir oyun çalıştığım zaman evde kapanarak uzun saatler prova yapıyorum.


Çocuklar için çok gösteriniz oluyor. Onlardan nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Uzun süredir devam eden ‘Odadaki Sihirbaz’ adında bir şovum var, bir aile şovu. Genellikle çocuklar için yapılan işler yetişkinler için sıkıcı olur. Bu şovda tüm ailenin birlikte eğlenmesini hedefledik. Sihir oyunlarının gücü ve sahnenin parıltılı dünyası sayesinde bunu başardığımızı söyleyebilirim. Ayrıca benim yıllardır devam eden stand-up ve kabare tarzı sihir şovlarım da bulunuyor. Çocuklara gösteri yapmayı seviyorum. Kendi çocuklarım için iyi şovlar ararken bari biz kendi şovumuzu kendimiz yapalım fikrinden yola çıktık. Daha önce de pek çok çocuk şovu yaptım. ‘Akıllı Çocuklar Kulübü’, ‘Sihirbaz Kubi ve Arkadaşları’ bunlar arasında. Bu gösterilerle bugüne dek 100 binlerce çocuğa ulaştım.


Kubilay QB Tunçer
Kubilay QB Tunçer

Bir yandan da oyunculuk devam ediyor. Projeleriniz neler?

Funda Eryiğit ve Hazar Ergüçlü’yle ‘Timsah Ateşi’ oyununu iki sezondur sürdürüyorduk. Ama Funda’nın hamileliği sebebiyle neşeli bir ara verdik. Bunu fırsat bilerek yeni bir oyun çalışmaya başladım. Sezona yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu arada dizileri ve filmleri konuştuğumuz ‘Dizinin Dibi’ adlı bir ‘podcast’ ve çocuklara tarihi sevdirmeyi hedefleyen bir televizyon programına başladım. Daha önce çektiğim birkaç film ve dizi yayına girecek. Netflix için çekilen ‘Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?’ çok yeni yayına girdi. Yakında yeni bir film için sette olacağım. Öte yandan dersler, seminerler derken yine yoğun bir dönem açıkçası. Bir süredir yazarlığı ihmal etmiştim. Yeni bir roman, bir de senaryo yazıyorum. Onları da yaza kadar bitirmiş olmayı hedefliyorum.


Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page