top of page
Gerçek meyveler, el yapımı külahlar ve 51 yıllık ustalık… Bodrum’un sıcağında serinleten bu dondurmaların arkasında, doğallığı hayat felsefesi yapan bir usta var: Sami İpek... Namıdiğer Sami Usta... Sarıyer’den Yahşi’ye uzanan bu lezzet yolculuğunda, her kaşık bir anıya, her tat bir hikâyeye dönüşüyor. Peki, bir dondurma sadece tatlı mı, yoksa bir yaşam biçimi mi? Sami Usta ile dondurma üzerine sımsıcak bir sohbet ettik.

Dondurmacı Sami Usta Yaşhi'de, Ömer Aybak Beach Hotel'in önünde hizmet veriyor
Dondurmacı Sami Usta Yaşhi'de, Ömer Aybak Beach Hotel'in önünde hizmet veriyor

 

Sizi tanıyarak başlayalım. Ne zaman ve nerede doğdunuz?

1964 yılında Çankırı’da doğdum. Annem Yugoslav göçmeni, babam Türk.

 

Peki dondurmacılık hikâyeniz nasıl başladı?

Dondurmayı Yugoslavya’da öğrendim. Orada tanıştığım bir doktor hanımefendinin özel tarifini keşfettim. Ondan öğrendim ve tam 51 yıldır onun sistemiyle, onun izinden giderek bu işi sürdürüyorum.

 

Bodrum’a geliş süreciniz nasıl oldu?

38 yıl boyunca İstanbul Sarıyer’de Roma Dondurmacısı’nı işlettim. Sonra devrettim ve 2013 yılında Bodrum’a taşındım. O zamandan beri Bodrum halkına hizmet veriyorum.

 

Sami Usta’yı diğer dondurmacılardan ayıran nedir?

Doğallık. Her şeyi gerçek meyvelerle, katkı maddesi olmadan yapıyorum. Hileye hurdaya yer yok. İnsan sağlığı benim için her şeyden önemli. Gerçek meyve, gerçek salep, doğal malzeme… Kalite olmazsa olmazım.

 

Özel bir formülünüz var mı?

Tabii ki. Tamamen bana ait, doğal bir formül kullanıyorum. Lezzetimin sırrı da burada.

 

Kaliteli bir dondurmayı anlamanın püf noktası nedir?

En basiti, rengine bakmak. Aşırı parlak, yapay renklere sahip dondurmalardan uzak durmak lazım. Gerçek doğalcıysan, dondurmanın külahını bile kendin yaparsın. Biz burada sabahları üretime başlıyoruz, isteyen gelsin, katılsın, izlesin. Ne yediğini herkes bilsin.

 

Atölye çalışmaları da yapıyorsunuz yani?

Elbette. Gelip öğrenmek isteyen herkese kapımız açık. Evde yapmak isteyenler için de öğretmeye hazırız.


ree

 

Kaç çeşit dondurmanız var?

Şu anda 18 çeşit dondurmamız var. Limon, çikolata, ceviz, kestane, karadut, vişne, sakız, kaymak, karamel, fıstık, hindistan cevizi, balbadem, çilek, oreo, mandalina, portakal, badem ve bir de bana özel ‘Dört Mevsim’ adında bir ürünüm var. İçinde frenk üzümü, kuşburnu, yaban mersini, frambuaz, erik suyu gibi 6 farklı meyve var. Şekersizdir, çok lezzetlidir. Tadan bırakamaz. Bir de yeni çıkacak yeşil elmalı dondurmam var. Çok farklı bir lezzet.

 

Bodrum’da sizin dondurmanızı yiyen başka yerden yiyemiyor deniyor. Neden sizce?

Çünkü ürün kaliteli. Meyveleri gidip kendim topluyorum. Özenle seçiyorum, İzmir Tire’den alıyorum ya da bizzat doğadan topluyorum. Kaliteyi korumak için elimden geleni yapıyorum.

 

Dondurmanın yanına en çok ne yakışır sizce?

Tatlılardan baklava, helva, kazandibi iyi gider. İçecek olarak sade su en güzeli.

 

Yurtdışından da siparişler aldığınızı duyduk. Doğru mu?

Evet, yılın 12 ayı talep var. Kışın bile isteyenler oluyor. Türkiye içinden de isteyen herkes gelip alabiliyor veya biz paketleyip gönderiyoruz.

 

Bu sezon nasıl geçiyor, beklentileriniz neler?

Şu an biraz durgun ama okullar kapandı artık hareket başlar. Yahşi’nin sistemi böyle. Sezon yavaş açılıyor ama açıldığında yoğun geçiyor.

 

ree

Geçtiğimiz yıl yeni bir işbirliği yaptınız. Bize biraz anlatır mısınız?

Evet, Ömer Aybaktan’la bir ortaklığa başladık. O yeni bir otel aldı ve dondurmacılığı bırakmışken bana ulaştı, “Bu lezzet devam etmeli” dedi. Onunla birlikte tekrar başladım. Şimdi büyük planlarımız var.

 

Nasıl planlar bunlar?

Bir fabrika kuracağız. Aynı kaliteyle, aynı doğallıkla daha geniş kitlelere ulaşacağız. Ömer Bey’in 2200 bayisi var. Bu bayilerin hepsinde “Sami Usta” dondurması olacak. Hem açık, hem paketli satış olacak.

 

ree

Bu yeni işbirliğini başka yerlere taşımayı da düşünüyor musunuz?

Evet, hedefimiz büyük. Bu lezzeti her yere ulaştırmak istiyoruz.

 

Peki sizce dondurma en güzel ne zaman yenir?

Öğlen saatleri iyi olur. Özellikle hafif bir şeyler yemek isteyenler için tam öğün yerine geçiyor. Serin serin iyi geliyor, doyurucu da oluyor.

 

ree

Bu sene fiyatlar nasıl?

Topu 100 lira. Ama bizim toplar büyük, yumruk kadar. Külahlarımız da el yapımı, büyük ve taptaze. Her şeyi burada, göz önünde yapıyoruz. İsteyen gelsin, izlesin.

 

Son olarak, bu dondurma deneyimini herkes yaşamalı diyebilir miyiz?

Kesinlikle. Herkes gelsin, tatsın. Ne yediğini bilerek, güvenerek yesin. Çünkü bizde doğallık var, emek var, sevgi var.

  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 2 Haz
  • 1 dakikada okunur
Türk tasarımcı, Manej Sergi Salonu’nu âdeta bir sanat galerisine dönüştürdü; “Barlas” ile kültürlerarası köprüleri güçlendirdi. Rusya’nın başkentinde düzenlenen Moskova Moda Haftası, bu yıl da moda dünyasının nabzını tuttu. Yaklaşık 200 tasarımcının defileye katıldığı etkinlikte, ünlü Türk moda tasarımcısı Emre Erdemoğlu “Barlas” adlı kadın koleksiyonuyla büyük ses getirdi.

ree

Barlas: Güçlü Kadınlara Övgü

Manej Sergi Salonu’nun zarif atmosferinde podyuma çıkan “Barlas”, hem minimal dokunuşları hem de cesur renk paletiyle beğeni topladı. Akıcı çizgiler ve özenle seçilmiş tekstil detayları, koleksiyonun her parçasına sofistike bir hikâye kazandırdı. Erdemoğlu, “Kadınları güçlü, kararlı ve zarif görmek istedim” diyor.


ree

Büyükelçi de Eşiyle Katıldı

Defileye, sevilen sinema oyuncusu Uraz Kaygılaroğlu podyumda eşlik ederek Erdemoğlu’na destek verdi. Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç ve eşi Betül Aksoy Bilgiç ise koleksiyonu yakından izleyip tasarımcıyı tebrik etti.


ree

Kültürel Diyalog ve Sinerji

Erdemoğlu, “Rus izleyicinin canlı ilgisi beni çok etkiledi. Modanın kültürlerarası köprüler kurma gücünü burada bir kez daha gördüm” diyor. Türk ve Rus moda sektörleri arasındaki üretim iş birliklerine dikkat çeken tasarımcı, ülkemizin tekstil geleneğini Rus pazarına taşımaya hazır.


ree

Gelecek Perspektifi

Erdemoğlu, iki ülke arasında ortak defileler, tasarımcı değişim programları ve kapsayıcı iş birlikleri öneriyor.



Uluslararası Yolculuk

Milano’dan Dubai’ye, Amsterdam’dan Moskova’ya dünya çapında beğeni toplayan Emre Erdemoğlu, “Moda benim için bir kültür ve duygu paylaşımı” diyerek sonraki durağının Paris olabileceğinin sinyallerini veriyor.



Barlas Koleksiyonu ve Erdemoğlu’nun vizyoner yaklaşımı, Moskova Moda Haftası’nda Türk modasının uluslararası arenadaki gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.

Dünya Fotoğraf Organizasyonu tarafından bu yıl 18.’si düzenlenen Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri 2025’in kazananları, 18 Nisan’da Londra’da gerçekleştirilen özel gala töreninde açıklandı. Fotoğrafçılık dünyasının en prestijli etkinliklerinden biri olan bu ödüllerde, “Yılın Fotoğrafçısı” unvanı Zed Nelson’a verildi. Ünlü belgesel fotoğrafçısı Susan Meiselas ise fotoğrafçılığa yaptığı üstün katkılar nedeniyle onur ödülüne layık görüldü.

ree

Yılın Fotoğrafçısı: Zed Nelson

İngiliz fotoğrafçı Zed Nelson, altı yıl süren ve dört kıtayı kapsayan belgesel projesi “The Anthropocene Illusion” ile büyük ödülün sahibi oldu. 25 bin ABD doları para ödülüne, Sony dijital ekipmanlarına ve 2026 sergisine katılım hakkına layık görülen Nelson, çalışmasında insanın doğayla olan ilişkisini; doğa rezervleri, hayvanat bahçeleri ve şehir planlamaları gibi yapay alanlar üzerinden sorguluyor.


ree

Profesyonel Kategori Kazananları

Her biri kendi alanında özgün bir anlatım ve yüksek teknik beceri sergileyen 10 profesyonel kategori kazananı da ödüllendirildi:

  • Mimari & Tasarım: Ulana Switucha (Kanada) – The Tokyo Toilet Project

  • Yaratıcılık: Rhiannon Adam (Birleşik Krallık) – Rhi-Entry

  • Belgesel: Toby Binder (Almanya) – Divided Youth of Belfast

  • Çevre: Nicolás Garrido Huguet (Peru) – Alquimia Textil

  • Manzara: Seido Kino (Japonya) – The Strata of Time

  • Perspektifler: Laura Pannack (Birleşik Krallık) – The Journey Home from School

  • Portre: Gui Christ (Brezilya) – M’kumba

  • Spor: Chantal Pinzi (İtalya) – Shred the Patriarchy

  • Natürmort: Peter Franck (Almanya) – Still Waiting

  • Yaban Hayatı & Doğa: Zed Nelson (Birleşik Krallık) – The Anthropocene Illusion


ree

Genç ve Öğrenci Kategorileri

  • Yılın Açık Yarışma Fotoğrafçısı Ödülü: Tbourida La Chute adlı tekil kareyle Olivier Unia’ya (Fransa) verildi.

  • Yılın Öğrenci Fotoğrafçısı: The Last Day We Saw the Mountains and the Sea projesiyle Micaela Valdivia Medina (Peru) oldu.

  • Yılın Genç Fotoğrafçısı Unvanı: Venice Beach’te çektiği etkileyici kareyle Daniel Dian-Ji Wu’ya (Tayvan, 16) verildi.


ree

Susan Meiselas’a Onur Ödülü

Bu yılki Fotoğrafçılığa Üstün Katkı Ödülü, belgesel fotoğrafçılığın öncülerinden Susan Meiselas’a verildi. Portrelere yönelik iş birlikçi yaklaşımı ve görünmeyeni görünür kılan anlatılarıyla Meiselas, çağdaş belgesel pratiğine yön veren isimlerden biri olarak anılıyor.

Sergi Londra’da Açıldı.


Kazanan ve finale kalan eserler, 17 Nisan – 5 Mayıs tarihleri arasında Londra’daki Somerset House’da sergileniyor. Ziyaretçiler 300’ün üzerinde baskının yanı sıra dijital ekranlarda da yüzlerce görseli inceleme şansı buluyor.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page