top of page

Güncelleme tarihi: 21 Haz

Türkiye’nin ilk ulusal sigorta şirketi olan Anadolu Sigorta, 100. kuruluş yıl dönümünü 11 Nisan Cuma akşamı Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen özel bir gala etkinliğiyle kutladı. Sanat ve teknolojinin buluştuğu, ‘Yüzyıllık İmza’ adlı gösteriyle taçlanan gecede, izleyicilere unutulmaz bir sahne deneyimi sunuldu.

ree

Sanat yönetmenliğini ve koreografisini Beyhan Murphy’nin, müzik direktörlüğünü Tuluğ Tırpan’ın üstlendiği etkinlikte; Birce Akalay, Salih Bademci, Sertab Erener, Chromas ve Sinema Senfoni Orkestrası performanslarıyla geceye damga vurdu. Yapay zekâ destekli dijital görsellerle zenginleştirilen sahne gösterisi, Anadolu Sigorta’nın 100 yıllık serüvenini sanatın diliyle anlattı.


ree

1925 yılında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla kurulan Anadolu Sigorta’nın ev sahipliğinde gerçekleşen geceye; iş dünyası, sigorta sektörü, sivil toplum kuruluşları ve medya dünyasından çok sayıda davetli katıldı. Etkinlikte, şirketin tarihi dönüm noktaları; kuruluşu, Ankara Yangını, Atatürk’ün vefatı, büyük afetler, ekonomik dönüşümler ve sosyal sorumluluk projeleri gibi başlıklarla sahneye taşındı.


ree

Gösteride ayrıca, “Bir Usta Bin Usta” ve “Ormanın Gözleri” gibi sosyal sorumluluk projeleri üzerinden şirketin topluma katkı vizyonu vurgulanırken, dijitalleşme süreciyle birlikte geleneklerini koruyarak nasıl dönüşüm geçirdiği anlatıldı. Anadolu Sigorta, ikinci yüzyılına sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm ve toplumsal gelişim alanlarında daha güçlü adımlarla girmeyi hedefliyor. 100. yıl galası, yalnızca bir kutlama değil; geçmişe saygı ve geleceğe umutla bakılan bir yolculuk olarak hafızalarda yer etti.


ree

Cumhuriyetle İç İçe Geçmiş Bir Bağımsızlık Hikâyesi

Gecede konuşan Anadolu Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Tümsavaş, şirketin tarihinin Cumhuriyet ile iç içe geçmiş bir bağımsızlık hikâyesi olduğuna dikkat çekti. Tümsavaş, “Anadolu Sigorta’nın tarihi, Cumhuriyet’in finansal bağımsızlık hikâyesidir. Her büyük başarının bir hikâyesi vardır. Bizim hikâyemiz de bundan tam 100 yıl önce başladı. Yüce Atatürk’ün direktifiyle kurulan Türkiye İş Bankası’nın ilk iştiraklerinden biri olarak doğduk ve ulusal sigortacılık sektörünün temellerini attık” dedi.


ree

Bir Şirket Değil, Bir Değerler Sistemi

Genel Müdür Z. Mehmet Tuğtan ise konuşmasında, Anadolu Sigorta’nın sadece bir şirket değil, aynı zamanda bir değerler sistemi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Anadolu Sigorta’nın hikâyesi 1925 yılında yazılmaya başlandı. Bugün yaklaşık 3 bin acente, 1.800 çalışan ve dijital kanallar aracılığıyla Türkiye’nin dört bir yanına ulaşıyoruz. 8 Mart hem kuruluş günümüz hem de Dünya Kadınlar Günü. Bu yalnızca bir tesadüf değil; çünkü yüzde 52 kadın çalışan oranımızla toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.



  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 18 Şub
  • 3 dakikada okunur
Türk popunun güçlü seslerinden Ziynet Sali kariyerinin 25. yılını yeni şarkısı “Müptelanım Bilgine” ile kutluyor. Ziynet Sali, sözlerinden müziğine hatta klibine kadar buram buram nostalji kokan yeni şarkısı için “Ses rengimi, duygumu, şarkıcılığımı gösteren tam bir Ziynet Sali şarkısı oldu” dedi.

Ziynet Sali
Ziynet Sali

Ziynet Sali bir süre önce yeni şarkısı “Müptelanım Bilgine”yi yayımladı. Kıbrıs’tan İstanbul’a uzanan kariyerinde bugüne kadar ‘Ağlar mıyım Ağlamam’, ‘Beş Çayı’, ‘Daha Nasıl Sevebilirim’ ve elbette ‘Amman Kuzum’ gibi birçok hit şarkıyı yorumladı. 2024’te eserleri en çok çalınan kadın sanatçı olan Sali’yle kariyerinin kilometre taşlarını ve dijital çağla birlikte dönüşen müzik dünyasını konuştuk.


Yeni şarkınızın söz ve müziği Mabel Matiz’in. Nasıl bir araya geldiniz?

Mabel benim zaten çok uzun zamandır tanıştığım, görüştüğümüzde de böyle sarıp sarmaladığım bir arkadaşımdı. Uzun zamandır şarkı için konuşuyorduk, araya pandemi girdi. Pandemiden sonra tekrar görüştük. Sağ olsun, şarkıyı hazırladı. Ses rengimi, duygumu, şarkıcılığımı gösteren tam bir Ziynet Sali şarkısı oldu.


Şimdilerdeyse müziğin değeri dijitaldeki tıklamalarla ölçülüyor... Gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsun?

Eskiden eğer siz gerçekten içi dolu ve değerli bir şeyi yaparsanız kasetiniz, albümünüz olabilirdi ve raflara öyle konurdu. Şimdi herkes evinde, evinin odasının bir köşesinde bir şeyler yapabiliyor. Bunu küçümsediğim için söylemiyorum, kolaylaştığı için söylüyorum. Teknolojinin faydaları var ama bence müziği değersizleştirdi, içini boşalttı.


Siz nasıl bir denge kuruyorsunuz?

Kendi kumaşımızı, duruşumuzu, müziğimizi bozmadan orada var olabiliyorsak ne mutlu bize. Yapamıyorsak da birileri yapıyor. Bayhan bir şarkı yapıyor, iki günde viral oluyor. O, onun iyi ya da kötü olduğu anlamına gelmiyor. Ya da işte ‘Cıstak’ diye bir şeyin Türkiye’de bir yılda en çok dinlenen şarkı olması gerçek müzikseverler için büyük bir başarı olmayabilir ama başarısızlık da değil. Bu dönüşüm sürecinin nereye varacağını göreceğiz. Bu arada 2024’ün eserleri en çok çalınan kadın şarkıcısı oldum, TelifMetre’de (müzik endüstrisine ilişkin raporlama ve analiz yapan site) ilan edildi. Radyo, televizyonlarda yani analogda hâlâ önemseniyorum yani.


Ziynet Sali
Ziynet Sali

Kariyerinizin 25. yılı doluyor. Zirveye giden yolda basamakları çıkmak mı zordu yoksa üst basamaktaki yeri korumak mı?

Varlığı korumak, onu sürdürmek daha büyük bir çaba herhâlde. Çünkü en başında hem yaş olarak, hem enerji olarak, hem de hedef ve hayaller olarak çok daha enerjik ve tutkulusun. O heyecan, o peşinde koşma olayı bambaşka, ilktir çünkü hepsi. Bir yorgunluk da oluyor elbette 20-25 yılda.


“Artık akışa bırakmak taraftarıyım. 25. yılımda ikinci baharımı yaşamak istiyorum. Daha dingin, daha olgun, daha farkında, daha tecrübeli ve daha kaygısız bir şeyler yapmak istiyorum.”

Bundan sonra kariyerinize nasıl bir yön vermek istiyorsunuz?

Birazcık şizofrenik bir iş bizimkisi. Ozan Doğulu hep şey der, çok hoşuma gider: “Müzik iyileştirir, müzik iyileştirir deyip duruyorlar, bir yapanı iyileştirmiyor bu müzik.” Çok haklı. Artık akışa bırakmak taraftarıyım. 25. yılımda ikinci baharımı yaşamak istiyorum. Daha dingin, daha olgun, daha farkında, daha tecrübeli ve daha kaygısız bir şeyler yapmak istiyorum Bunu derken bile bilinçaltında ister istemez düşünüyorum. Bu kaygılardan kurtulduğum gün ölmüş olacağım herhâlde. Benim çocuğum da kariyerim, şarkılarım oldu, kaygılanmam normal sanırım.


ree

Dönüp baktığınızda hikâyenizden mutlu musunuz?

Mutluyum. Nisan ayında 50 yaşında olacağım. Bir kadın için çok güzel bir yaş. Sürprizlerim var... Six pack (baklava şeklinde 6’lı karın kası) ile çıkacağım karşınıza. Şaka bir yana, Boğa burcu olarak yemek yemeyi çok seviyorum ama fit olmayı da seviyorum. Dünyanın tüm lezzetlerini seviyorum, sadece yemek değil... Güzel ortam görmek, güzel bir iş dinlemek de istiyorum.


Pandemiden önce Erkan Erzurumlu’yla evlendiniz. Nasıl gidiyor evlilik?

Evet, 2019’da evlendim... Çok şükür altı sene oldu, güzel gidiyor. O da müzisyen. Çok iyi arkadaşım, zaten öyle başlamıştı ilişkimiz. Ortak şeyler çok fazlaydı. Müzik olsun, Kıbrıs olsun. Çocukluğumuz bile aynı. İngiltere’de büyüyüp oradan Kıbrıs’a, Kıbrıs’tan İstanbul’a... Çok yakındı her şey. Müzik anlamında beni çok besliyor, kafamı açıyor.


İki müzisyenin bir arada yaşadığı eviniz çok mu neşeli, yoksa aksine çok mu sessiz?

Bizimki çok hızlandırılmış bir evlilik oldu. Evlendik, pandemi oldu ve eve kapanmak zorunda kaldık. Evde de konu hep müzik ağırlıklı oluyor. Bazen zevklerimiz ortak da olmayabiliyor. O kendi tarzını anlatıp savunurken işte ben de kendi tarafımdan, kendi dünyamı paylaşıyorum. Çok güzel hayaller kuruyoruz.

  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 6 Ara 2024
  • 2 dakikada okunur
“Sar Bu Şehri” ve “Toprak Yağmura” parçalarıyla ülke çapında milyonlarca dinlenmeye ulaşan, geçtiğimiz yıl ise “Ağlama Ben Ağlarım” adlı şarkısıyla büyük bir çıkış yaparak sesini çok daha geniş bir dinleyici kitlesine duyuran Can Ozan, uzun zamandır beklenen yeni şarkısı “Acıtır Gibi Severek” ile yine yılın en çok konuşulacak teklisine imza attı.

Can Ozan
Can Ozan

Türkiye’nin en çok dinlenen sanatçıları arasına girmeyi başaran Can Ozan’ın yeni şarkısı “Acıtır Gibi Severek” 11 Ekim Cuma gününden itibaren sanatçının kendi yapım şirketi aracılığıyla tüm dijital müzik platformlarda yayımlandı.


Sözü ve müziği Can Ozan’a ait olan “Acıtır Gibi Severek” sanatçının müzikal derinliğini ve duygusal yoğunluğunu zirveye taşıyor. Genç sanatçının karakteristik müzikal tarzını bir üst seviyeye çıkaran şarkı, kaybedilen bir aşkın ardından yaşanan acının, kalpte bıraktığı izleri etkileyici bir şekilde anlatıyor ve dinleyiciyi melankolik bir atmosferde sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor.


Can Ozan
Can Ozan

Acıtır Gibi Severek


Aklımda unutmadım hâlâ

Aklar yüreğindeki davadan

Kalbini yarı yolda bırakırsan

Çok zor ama haklı vedalar

Özler arar geceler hâlâ

Uzaklardayım artık beni yok say


Ben öldüm bir daha ölmem

Yandım bir daha sönmem

Gel ömrüm senin olsun

Gel kalksın bu yük üstümden


Hasret üzerimdeki kasvet

Acıtır gibi severek bitecek

Bi’ gün elbet sabret

Her nefeste yüreğimde bi beste

O da benle mezara dek

Çalıyor aheste aheste


Gündüzleri sardı rüyalar

Son sözleri kalbimi dağlar

Aklım unut onu derken

Ben duymam

Özgürlüğün bedeli buysa

Boşver cezası beni bağlar

Oysa ne kolaydı şeytana uymak


Can Ozan
Can Ozan

Can Ozan Kimdir?

Can Ozan, İstanbul’da doğdu. 13 yaşında gitar çalmayı öğrendi  ve besteler yapmaya başladı. 2015 yılından itibaren dijital müzik platformları üzerinden toplamda yedi albüm ve 130’dan fazla şarkısı yayımlandı. 2018 yılında evinde kaydettiği “Dolunay” albümünden “Sar Bu Şehri” ve “Toprak Yağmura” parçaları ile ülke çapında milyonlarca dinlenmeye ulaştı. 2023 yılında yayımladığı “Ağlama Ben Ağlarım” şarkısıyla aylarca müzik listelerinin zirvesinde kaldı. Yüksek lisansını “Ses Teknolojileri” üzerine yapan Can Ozan, neredeyse her şarkısının kaydını ve aranjesini kendi yapıyor.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page