top of page
  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 4 Ara 2024
  • 2 dakikada okunur
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Bodrum Temsilcisi  ve Bodrium Hotel & SPA Genel Müdürü Yiğit Girgin, Bodrum’un sürdürülebilir bir destinasyon olabilmesi için sadece yaz sezonunda değil yılın geri kalan döneminde de hizmet üretebilmesi gerektiğini söyledi.

ree

Bodrum’un ihtiyacı olan yatak kapasitesi ve gelen turist sayısı arasında ciddi farklar bulunduğunu belirten Yiğit Girgin şunları söyledi: “Bodrumda şu anda 100 bin civarında yatağımız var. Sezon içindeki hareketlilikte almamız gereken pay, yüzde 60-70 doluluk oranlarında 2,5 milyon turist seviyesinde. Bodrum’da biz sezon boyunca bir milyon turisti ancak ağırlıyoruz. Bu da bizim Bodrum olarak yıl genelinde hedefin çok gerisinde bir kapasiteyle hizmet verdiğimizi gösterir. Bir de bu gelen yabancı turist sayısından başka yerlere giden turistleri de sayarsak o zaman daha fazla verim kaybımız gerçekleşiyor. Havalimanına inen yolcuların önemli bir kısmı da Didim’i tercih ediyor. Bu yıl Türk turistin alım gücü düştüğü için yüksek sezonda tatili daha az tercih etti. Bunda iki tane uzun bayram tatilinin de etkisi oldu. Yerli turistler tatil ihtiyaçlarını bu dönemde uygun fiyatla giderdi. Sezona aslında çok iyi başladık, bayramlarda da iyi rakamlara ulaştık ama sürdürülebilir hareketlilik gerçekleşmedi. Sezonu uzatabilecek hamlelerle rakamları daha da yukarı taşıyabiliriz.


Sezon, Yıl Geneline Yayılmalı

Bodrum, marka değeri yüksek bir turizm kenti. Binlerce ailenin ekmek yediği turizm sektörü, medyada yaratılan pahalı tatil algısı nedeniyle kent ve ülke ekonomisine çok fazla zarar veriyor. Yüksek maliyetler sadece turizmin değil Türkiye’nin sorunu ve bu durum işletmelerin genelini etkiliyor. Bodrum’un gerçek bir turizm destinasyonu olabilmesi için Antalya ve İstanbul’da olduğu gibi sezonun yıl geneline yayılması gerekli. ‘İnsanlar neden Bodrum’a gelmeli?’ bunları ortaya çıkarmalıyız. Mevcut durumda elimizdeki kaynakları daha verimli kullanmalıyız. Maliyet sadece Bodrum Turizminin değil ülkenin sorunu ve artık bunun önüne geçecek hizmet alternatiflerini ortak akıl ile üretebilmeliyiz. Kentin geneline bakıldığında birçok farklı alternatif bulunuyor.


Bodrum, İnşaat Kenti Olmasın

Yıllar önce; yeme, içme, oteller, eğlence sektörü sadece Bodrum merkezde yer alıyordu. Bodrum, yıllar içinde yeni yatırımlar ve altyapı çalışmalarıyla büyüdü. Şimdi kent çok gelişti. Bodrum’daki oteller, farklı bölgelerde farklı segmentlerde hizmet sunuyor. Yeni yollar yetmez oldu, yeni inşaatlar çok arttı, genişledi, büyüdü. Burası bir balıkçı kasabasıyken turizm kenti hâline geldi. Şimdi de inşaat kenti olmasından korkuyorum. Bir karar vermeli ve Bodrum’u tanıtma faaliyetleri yürütürken kenti korumacı önlemler de almalıyız. Nereye baksak inşaat görüyoruz. Gelişim muhakkak iyidir fakat bir turizm kenti için bu bir handikap.


Herekese Hitap Edecek Alternatifler Var

Artık eskisi gibi sezon içerisinde tek bir Bodrum merkezi yok. Tüm beldeleri ile bir çeşitlilik hakim. Herkese hitap edecek farklı alternatiflerle yarımadanın kuzey kanadı lüks segmente hitap ederken, merkez ve diğer bölgeler daha çeşitli hizmetler sunuyor.


Kalite Standardı Getirilmeli

İnsanlar bir yere yerleştiğinde oranın ekosistemi de değişmeye başlıyor. Bu yerleşimi o bölgeye zarar vermeden yapabilmek önemli. Bunun için bir plan dahilinde, bütünsel bir bakış açısı ortaya konulması gerekiyor. Bunları herkes söylüyor fakat hayata geçirilmesi zor oluyor. Tanıtım; misafirin karşılanmasıyla, güvenlikten, resepsiyondan başlar. Kalite yönetim sistemi standartları getirilmeli. Bodrum’un zaten niş bir yapısı var. 12 aylık süreçte, 2,5 milyar dolarlık bir turizm hacmi var. Tabii ki bunu ekonomistler daha iyi bilir.


Küçük Oteller Doğru Fiyatlandırma Yapmalı

Hizmet verme sanatı kavramını topyekûn sürekli uygulanabilir hâle getirmek zorundayız. Büyük yatırımcılar piyasayı da beraberinde etkiliyor. Ona göre pazarlama ve sistem kuruyor. Ayakları daha sağlam bir ekosistem oluşturmalıyız. Küçük işletmeler yüksek fiyatlama yapıyor ama mobilya değiştirince lüks olmuyorsunuz. Bu nedenle küçük işletmeler doğru fiyatlandırma yapmalı. Fiyatlama birçok hizmet katkısının yanında fayda dengesi sağlayan önemli bir unsur.”

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 1 Ara 2024
  • 3 dakikada okunur
ÇEKÜL Vakfı, turizmin sadece ekonomik bir faaliyet olmadığını, doğayı ve kültürel varlıkları koruyarak toplumsal bir sorumluluk olduğunu belirterek tüm paydaşları sürdürülebilir turizm ilkeleri çerçevesinde davranmaya davet etti. Açıklamada “Turizm, ülkemizin önemli gelir kaynaklarından biri ancak bu kaynağı gelecek kuşaklara aktarabilmek için sürdürülebilirliği ön planda tutmalıyız” denildi.

ree

ÇEKÜL (Çevre ve Kültürel Değerleri Koruma ve Tanıtma Vakfı) 27 Eylül Dünya Turizm Günü kapsamında, sektörün tüm paydaşlarına sürdürülebilir turizm çağrısı yaptı. ÇEKÜL Vakfı, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Turizm, ekonomik büyüme için önemli bir sektör olsa da kontrolsüz ve plansız bir şekilde yapıldığında, doğal ve kültürel mirasımıza ciddi zararlar verebiliyor. Tarihi kentlerimizdeki aşırı kalabalık, doğal alanlardaki tahribat ve kültürel kimliğin kaybolması gibi sorunlar, sürdürülebilir turizmin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Dünya Turizm Günü’nde, tüm paydaşları sürdürülebilir turizm için harekete geçmeye davet ediyoruz.”


Yaptığı çağrıyla, turizmin sadece ekonomik bir faaliyet değil aynı zamanda toplumsal ve çevresel bir sorumluluk olduğunu bir kez daha hatırlatan vakıf, sürdürülebilir turizm modelinin benimsenmesiyle, hem kültürel mirasımızın korunacağı hem de turizmin uzun vadede ülke ekonomisine daha yüksek katma değer sağlayacağı görüşünde.


ree

Kontrolsüz ve Plansız Turizm Zarar Veriyor

Açıklamada, kontrolsüz ve plansız turizm faaliyetlerinin doğal ve kültürel değerlere zarar verdiğine dikkat çekilerek “Kimlikli kentlerimiz, doğasıyla birlikte korunduğunda ancak geleceğe taşınabilir. Plansız turizm nedeniyle yaşanan aşırı yoğunluk, bazı kültür havzalarımızın dokusunun bozulmasına neden oluyor. Tüm paydaşlar sürdürülebilir turizm ilkelerini gözetmeli. Turizm sosyal ve kültürel yapıya doğrudan etki eder. Bu nedenle popülist yaklaşımlardan uzak durulmalı ve uzun vadeli sürdürülebilir planlamalarla Anadolu’nun zengin mirası korunmalıdır” değerlendirmesi yapıldı.


Tüm paydaşları sürdürülebilir turizm için harekete geçmeye davet eden ÇEKÜL Vakfı, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün (UNWTO) sürdürülebilir turizm ilkelerinin ivedilikle hayata geçirilmesini istedi. Açıklamada şöyle denildi: “Sürdürülebilir turizm, insanın etkileşim içinde bulunduğu ya da bulunmadığı çevrenin bozulmadan veya değiştirilmeden korunarak, kültürel bütünlüğün, ekolojik döngünün, biyolojik çeşitliliğin ve yaşamı sürdüren tüm sistemlerin devamlılığını esas alır. Hem yerelde yaşayanların ve turistlerin hem de gelecek kuşakların ekonomik, sosyal ve estetik gereksinimlerini dikkate alır. Dolayısıyla bu planlamayı yaparken kamu, yerel, sivil, özel kesimlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Özellikle kültür turizminde yapılacak her faaliyetin, yerelde yaşayanlarla birlikte planlanması sürdürülebilirlik için çok değerli. Bireyler olarak da  koruyarak, keşfederek ve doğa ile bağımızı koparmadan gezgin olmaya devam edelim.”


ree

ÇEKÜL Hakkında

ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı) ülkemizin doğal ve kültürel varlıklarını korumak amacıyla 1990 yılında Prof. Dr. Metin Sözen öncülüğünde kuruldu.


Kuruluşundan bu yana doğa, kültür ve insan arasındaki yaşamsal uyumun savunucusu oldu. ÇEKÜL, “Doğa ve Kültürle Varız” sloganıyla hayata geçirdiği proje ve programlarla, en küçük yerleşmeden ülke bütününe açılan bir koruma yaklaşımı benimsedi. Kültürel dokunun korunarak geleceğe aktarılması için koruma amaçlı kent planları hazırlanmasını, tarihi mahallelerin ve geleneksel çarşıların korunmasını, sivil mimari örneklerinin restore edilerek yeni işlevler kazanmasını, kent meydanlarının yeniden canlanmasını, kent müzeleri ve arşivlerinin kurulmasını sağladı.


Ülkenin dört bir köşesindeki küçüklü büyüklü kentte koruma hareketini, koruma seferberliğine dönüştürerek tarihi dokunun çağdaş kentle ilişkilendirilmesine, kentlere kültür ve doğa öncelikli bir gelecek vizyonu kazandırılmasına öncülük etti.


Doğal doku kaybolmaya başladığında insanın yaşam alanının tükendiği, kültürel mirasını yitirmeye başladığı bilinciyle hareket ederek toprağı, yeşili korumak ve çoğaltmak için İstanbul’da başladığı ağaçlandırma çalışmalarını Anadolu’nun her karışına yaydı.


ÇEKÜL, Anadolu kentlerindeki yerel yöneticilerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, girişimcilerin ve halkın; kentlerinin benzersiz doğal ve kültürel birikiminin farkına varması, bu değerli birikime sahip çıkması için yol göstermeye devam ediyor.


Anadolu kentlerinde bıraktığı kalıcı izlerle her zaman danışılan, yol gösteren, güvenilen; gönüllü temsilcileri ve uzman kadrolarıyla doğal ve kültürel mirasın korunması taleplerine yetişmeye çalışan bir sivil toplum kuruluşu.

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 27 Kas 2024
  • 1 dakikada okunur
2024 yılında Sapanca ve Maşukiye’ye yönelik turistik ilgi, geçen yıla oranla belirgin bir artış gösterdi. Sapanca ve Maşukiye Turu’na katılan yerli turist sayısı yüzde 25 artarak yaklaşık 150 bin kişiye ulaştı. Doğaya olan talebin giderek yükseldiği bu dönemde, bölgeye yapılan ziyaretlerin artışı dikkat çekiyor.

ree

Pandemi Sonrası Doğaya Yönelim

Rotana Turizm Genel Müdürü Ahmet Fevzioğlu doğa turizmine olan bu yoğun ilginin pandemi sonrası dönemde ivme kazandığını belirterek şunları söyledi: “Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar kısa süreli tatillerde doğayla buluşmayı tercih ediyor. Sapanca ve Maşukiye, hem konum olarak ulaşılabilirliği hem de doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor. Bu faktörler, özellikle hafta sonu kaçamakları için bu bölgeyi cazip hâle getiriyor. Bölgedeki turizm hareketliliğiyle birlikte sürdürülebilir turizm anlayışı da önem kazandı. Doğanın korunmasına yönelik bilinçli turizmin yaygınlaşması gerekiyor. Bölgedeki artan turist sayısının, çevre üzerindeki etkilerini en aza indirmek için çeşitli önlemler alındı. Sürdürülebilirlik açısından buradaki doğa ve doğal yaşamın korunması birinci önceliktir. Bu konuda herkes üstüne düşeni yapmalıdır.”


ree

Bölgenin Öne Çıkan Aktiviteleri

Sapanca ve Maşukiye’nin sunduğu çeşitli aktiviteler de ziyaretçilerin ilgisini çeken unsurlar arasında. Göl kenarında yürüyüş, doğa yürüyüş parkurları ve Maşukiye’deki şelaleler, ziyaretçilerin en çok tercih ettiği etkinliklerden. Özellikle doğa ile vakit geçirmek ve sakin bir atmosferde dinlenmek isteyenler için ideal bir seçenek.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page