top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 16 Kas
  • 2 dakikada okunur
Düşünsenize… Dünyada üretilen her üç tabak yemekten biri çöpe gidiyor. Henüz sofraya bile ulaşamadan milyonlarca ton gıda, atık hâline geliyor. Bu sadece açlıkla mücadele eden insanlar için değil; doğa, iklim ve geleceğimiz için de büyük bir kayıp demek. Ama güzel haber şu: Bu tabloyu değiştirmek bizim elimizde! Üstelik dev adımlar atmaya gerek yok. Mutfakta, buzdolabında, hatta marketteki o küçük kararlarımızla bile fark yaratabiliriz. Çünkü gıda israfını önlemek; sadece “bir şeyleri atmamak” değil, emeğe, doğaya ve geleceğe saygı göstermek anlamına geliyor

ree

Alışverişi Akıllıca Planlayın

Hepimizin başına gelmiştir: Aç karnına markete gidip sepeti doldurmak. Gözümüz doyar, ama dolabın bir köşesinde unutulan sebzeler pek uzun ömürlü olmaz…


Basit bir çözüm: Alışverişten önce evde neler olduğunu kontrol edin, bir liste yapın ve sadece gerçekten ihtiyacınız olanları alın. Unutmayın; en çevreci alışveriş, torbaya hiç girmeyen üründür.


ree

Tarihlere Takılmadan, Bilinçle Bakın

Son kullanma tarihiyle tavsiye edilen tüketim tarihi arasındaki farkı çoğumuz karıştırıyoruz. SKT (Son Kullanma Tarihi) geçtiyse ürünü tüketmemek gerekir. Ama TETT (Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi) farklıdır; o tarihten sonra da ürün genellikle güvenle tüketilebilir. Yani hemen çöpe atmak yerine; koklayın, tadına bakın, kontrol edin. Her çöpe giden lokma aslında boşa harcanmış su, enerji ve emek demektir.


ree

Artan Yemekleri Yeniden Keşfedin

Biraz ekmek, biraz sebze, kalan pilav… Hepsi çöpe gitmek zorunda değil! Biraz yaratıcılıkla hepsi ikinci bir şans bulabilir: Bayat ekmekten kruton yapın, sebzeleri çorbaya dönüştürün, artan pilavla dolma içi hazırlayın. Mutfakta ‘artık’ diye bir şey yoktur; sadece yeniden doğmayı bekleyen malzemeler vardır.


ree

Doğru Saklayarak Uzun Yaşatın

Her gıdanın bir ‘mutlu yeri’ vardır.

  • Elmalar muzlarla yan yana durduğunda muzlar daha çabuk olgunlaşır.

  • Marulları yıkamadan saklarsanız daha uzun süre taze kalır.

  • Kuru gıdaları hava almayan kavanozlarda tutmak,

  • Buzdolabındaki yiyecekleri doğru bölmelere yerleştirmek.

Bu gibi küçük detaylar, büyük farklar yaratır.


ree

Porsiyonları Göz Kararıyla Ayarlamayın

Bazen gözümüz midemizden büyük olur. Oysa tabağa ihtiyacımız kadar almak hem bedenimiz hem de gezegenimiz için en güzeli. Artarsa dert değil ama baştan azla başlamak israfı önlemenin en kolay yolu.


ree

Paylaşmanın Bereketini Deneyimleyin

Evde fazla yemek mi var? Komşunuzla paylaşın, sokak hayvanlarına uygun olanları değerlendirin, yerel gıda paylaşım ağlarına destek olun. Unutmayın, bir tabak yemek paylaşıldığında küçülmez, büyür.


Gıda israfı sadece çevre sorunu değil bir farkındalık meselesi. Her lokma; toprağın, suyun, çiftçinin emeğini taşır. Ona hak ettiği değeri vermenin yolu; çöpe değil, hayata katmaktır. Küçük bir alışkanlığınızı değiştirin ve büyük bir iyiliğin parçası olun. Çünkü kurtardığınız her lokma, gezegenin nefesini biraz daha uzatır.

Yazın ışıltısı Bodrum sokaklarından yavaş yavaş çekilirken yerini daha sakin, derin ve dingin bir güzelliğe bırakıyor. Güneşin altın tonları denizin üstünde dans ederken rüzgâr hafifliyor, kalabalıklar azalıyor… Bodrum sonbaharda bambaşka bir ruh giyiyor. Belki de bu mevsim, biraz yavaşlamak, kendimizi dinlemek ve doğayla yeniden uyumlanmak için en doğru zaman. Sonbahar, bir tür detoks aslında; hem bedensel hem ruhsal. Sağlıklı yaşamın en güzel yollarından biri olan yürümek; bu mevsimde Bodrum’un taş sokaklarında, mandalina bahçelerinin arasında daha da anlam kazanıyor.


ree

Bu sayımızda gündelik alışkanlıklarımızdan sağlığa, çevremizden dünyaya uzanan geniş bir yelpazede konularla karşınızdayız. Türkiye’nin Aidat Karnesi açıklandı: Muğla yine zirvede! Uzak diyarlarda ise güneşin, denizin ve Fado’nun ülkesi Portekiz bize huzurun melodisini fısıldıyor. Sağlık sayfalarımızda; astigmat tedavisinde lazerle açılan yeni bir dönem, yumurtalık kanserine karşı farkındalık çağrısı, menopoz konusundaki önyargılara yeni bir bakış ve hatta “Yapay zekâdan terapist olur mu?” sorusuyla geleceğe uzanan bir tartışma sizi bekliyor. Ekim ayında rüzgâr sert esti; Bodrum Cup heyecanı bu yıl da yelkenleri doldurdu.


Ve sonra takvimler 29 Ekim’i gösterdi… Cumhuriyetimizin 102. yılı. Her yıl bu topraklarda, aynı coşkuyla, aynı gururla kutluyoruz. Çünkü cumhuriyet; özgürlüğün, eşitliğin, bilimin ve umudun adı. Bu topraklara yön veren ışığın, geleceğe uzanan en güçlü mirasın simgesi. Bodrum’un sakin sonbahar rüzgârında bile o ışığın sıcaklığı hissediliyor; denizin mavisine, bayrakların kırmızısına karışıyor.


Bu sayıyı, doğaya, sağlığa, bilince, güzelliğe ve cumhuriyetin bize armağan ettiği özgür yaşama bir teşekkür notu olarak hazırladık.


Çayınızı, kahvenizi ya da bir fincan tarçınlı sütünüzü alın; sonbaharın kokusu, cumhuriyetin coşkusuyla birlikte sayfalarımızdan evinize dolsun.


Keyifle okuyun.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page