top of page
Henüz bir aylıkken parka terk edilen minik tekir Cevizhan, bir gün kendini bir arabanın önünde buldu. O an başlayan hikâye; onun için sıcak bir yuvaya, ailesi için ise tarifsiz bir sevgiye dönüştü. Korkmuş, üşümüş ve yapayalnız olan bu minik can, Doğa Deniz’in şefkatiyle yeniden hayata tutundu. Bugün evin neşe kaynağı, herkesin sevgilisi olan Cevizhan, ailesinin hayatına mutluluk, huzur ve bağ getirdi. “Hayatımda verdiğim en doğru karar, Cevizhan’ın annesi olmak” diyen Doğa Deniz Bozfırat, bu hikâyeyle sokaktaki canlara bir şans vermenin hem onlara hem de bize nasıl mucizeler yaşatabileceğini hatırlatıyor.


ree

Sahiplenme hikâyeniz nedir?

Kardeşimin arabasının önüne atlamış o da kıyamayıp eve getirmiş. İlk bana haber verdi, sokağa bırakamayız çok küçük diye. İlk bulduğumuzda daha bir aylıktı, annesi ölmüş parkta bakıyorlarmış. Ailemizi ikna etmemiz 10 gün sürdü. O süre içinde evimizin bahçesinde baktık, hiç kaçmadı çok korkuyordu.


İlk karşılaşmanızda ne hissettiniz?

İlk karşılaşmamızda inanılmaz bir empati duygusu hissettim. Daha küçücüktü, çok korkmuş, üşümüş ve yalnızdı. Annelik içgüdüsüyle hiç yanından ayrılmadım. İlk görüşte aşk gibiydi.



Doğa Deniz Bozfırat
Doğa Deniz Bozfırat

İsmini nasıl koydunuz, sizin için özel bir anlamı var mı?

Minik dostumuzun ismi Cevizhan :) İsmi tüylerinin rengi, şekli ve annesinin ceviz sevgisinden geliyor. “Han” kısmı da biraz mizah katmak için. Anne ve babam kendisine “şapşik” lakabıyla hitap ediyorlar o da bir nevi göbek adı oldu.


Cinsi nedir, bu cinsin en belirgin özellikleri nelerdir?

Cinsi tekir, çok hareketli tam bir oyuncu. Çok sevgi dolu, temas bağımlısı bir kedi.


Nasıl iletişim kuruyorsunuz, isteklerini size nasıl anlatıyor?

Kendisi konuşmayı çok seviyor. Devamlı iletişim kurma isteği içinde. Yemek görünce yandık, hiç susmuyor; masalara, sandalyelere tırmanıyor.



ree

Neden bir evcil hayvan sahiplenmek istediniz?

Kendimi bildim bileli bir evcil hayvan sahiplenmek istemişimdir. Ama bir türlü denk gelmemişti. Cevizhan’ı bulmamız kader gibi hissettirdiğinden hiç düşünmedim, doğal gelişti.


Karar vermeden önce, evde bir hayvanla yaşamının nasıl bir şey olduğuna dair bir fikriniz var mıydı?

Dürüst olmak gerekirse çekincelerim vardı. Çünkü bu çok büyük bir sorumluluk. Tek başına bırakmak, yeterli ilgiyi gösterememek, adapte olamamak gibi düşüncelerim vardı.


Patili dostunuzun aileye katılmasından sonra hayatınız nasıl değişti?

Beni eve daha da bağladı, ruh hâlimi iyileştirdi. Stresimizi büyük ölçüde azalttı, evimizin neşe kaynağı oldu.


Mert Bozfırat
Mert Bozfırat

Bir evcil hayvana sahip olmanın olumlu ve olumsuz yanları nedir?

Olumlu çok yanı var. Kalbim hep sevgi dolu. Onunla vakit geçirmekten, oynamaktan çok keyif alıyorum. Onu sahiplendiğimizden beri stresim büyük ölçüde azaldı. En olumsuz yanı, onu tek başına bıraktığımda hissettiğim suçluluk duygusu ve özlem diyebilirim. Cevizhanımız birazcık da yaramaz ama yaşının daha küçük olmasına veriyoruz. Fakat olumlu yanları o kadar fazla ki olumsuzlukları düşünmeye gerek kalmıyor.


Evcil hayvan sahiplenmek isteyenlere mesajınız nedir?

Evcil hayvan sahiplenmek çok güzel bir durum hem sizin için hem de sokakta yaşayan evsiz dostlarımız için. Eğer yeterli ilgi ve şefkati gösterebileceğinize inanıyorsanız hiç düşünmeyin derim. Hayatımda verdiğim en doğru karar Cevizhan’ın annesi olmayı seçmekti.

  • Yazarın fotoğrafı: Dt. Ebru Küçük Erşan
    Dt. Ebru Küçük Erşan
  • 29 Eyl
  • 3 dakikada okunur
Diş dolgusu ne kadar dayanır? Yazın implant yaptırmak riskli midir? Kanal tedavisi sonrası diş neden kırılabilir? Estetik gülüş hayali kuranlar nelere dikkat etmeli? Mide yanması dişleri nasıl etkiler? Yüz estetiğinde neden dişler en az cilt kadar önemli? İmplant mı önce gelir, ortodontik tedavi mi? Diş sağlığıyla ilgili aklınızı kurcalayan bu ve benzeri sorulara uzman yanıtlar arıyorsanız, doğru yerdesiniz. Sağlıklı bir gülüş ve bilinçli bir tedavi süreci için bu yazıyı mutlaka okuyun!


ree

Kanal tedavisi yapılan dişler kırılır mı?

Maalesef evet! Kanal tedavisi, dişin içindeki enfeksiyonu temizler ve dişi kurtarır. Ama aynı zamanda diş canlılığını yitirdiği için kırılmaya daha yatkın hâle gelir. Bu yüzden kanal tedavisi sonrası bazen koruyucu bir kaplama yapılmalıdır. Erken müdahale ve doğru koruma, dişinizi kaybetmenizi önler. Kanal tedavisi yapıldıktan sonra kaplama yaptırmayı sakın ihmal etmeyin!


Yazın, sıcak havalarda cerrahi işlem yaptırmak riskli mi? Diş çekimi ya da implant gibi işlemler ertelenmeli mi?

Birçok kişi sıcak havalarda yara iyileşmesinin zor olduğunu düşünüyor. Ama aslında önemli olan havanın sıcaklığı değil, işlem sonrası bakımdır. Doğru bakım yapılırsa yaz-kış fark etmeden iyileşme süreci aynıdır. Ancak, sıcak hava nedeniyle artan terleme ve sıvı kaybı, enfeksiyon riskini artırabileceği için hijyen ve su tüketimi çok daha önemli hâle gelir. Yani sıcak havalar cerrahiye engel değil… ama sizi iyileşme sürecinde daha dikkatli olmaya zorluyor. Doğru bakım = sorunsuz iyileşme!


ree

Estetik bir gülüş mü istiyorsunuz?

O zaman önce diş eti sağlığınıza bakmalısınız. Diş eti çekilmişse, şişmişse ya da kanıyorsa yapılan beyazlatma, dolgu ya da porselen kaplama istediğiniz etkiyi vermez. Hatta daha kötü görünebilir. Sağlıklı diş eti, gülüşünüzün çerçevesidir. Renk uyumu, simetri ve dişin forma oturması önce diş etiyle başlar. Unutmayın, pembe estetik olmadan beyaz estetik olmaz. Önce tedavi, sonra estetik… Sıra budur.


Mide yanmasının dişlerle ilgisi var mı?

Sık sık mide yanması yaşıyorsanız, bu sadece mideyle sınırlı kalmaz… Dişlerinizi de etkiler. Reflü ya da mide asidi, özellikle gece uyurken yemek borusundan yukarı çıkar ve diş minesine zarar verir. Dişlerde aşınma, hassasiyet ve sararma görülür. Bazı hastalar bu durumu fark etmez bile… ‘Dişlerim durduk yere aşınıyor’ der. Ama altta yatan sebep genellikle mide asididir. Diş sağlığı mideyle doğrudan bağlantılıdır. Bu yüzden her reflü hastası, mutlaka bir diş hekimi tarafından da değerlendirilmelidir.


ree

Yüz estetiği yaptıran birçok kişi neden istediği etkiyi tam göremiyor?

Çünkü çoğu zaman en önemli detay gözden kaçıyor… Dişler! Dişler sadece gülüşünüzü değil, yüzünüzün tamamını şekillendirir. Eğer dişleriniz destek kaybederse dudaklarınız ince görünür, çene hattınız belirginliğini yitirir ve yüzünüz yaşlı bir ifadeye bürünür. Ama doğru bir diş estetiğiyle dudaklar daha dolgun, çene daha keskin, gülüşünüz ise yüzünüze gençlik ve canlılık katar. İşte bu yüzden, yüz estetiği planlarken dişler asla ihmal edilmemeli. Unutmayın, mükemmel bir yüz estetiği; cilt, kaslar ve dişlerin uyumuyla olur.


İmplant ve ortodontik tedavi nasıl planlanmalı?

İmplant sabit bir yapıdır, yani yerleştirildikten sonra hareket etmez. Ama ortodontik tedavi, dişleri hareket ettirerek çenede ideal dizilimi sağlar. Bu yüzden genellikle implant, ortodontik tedaviden sonra yapılır. Çünkü tedavi sürecinde eksik dişin olduğu alanda boşluk daraltılabilir ya da yeniden şekillendirilebilir. Ama bazı özel durumlarda, implant planlaması ortodontik tedaviyle birlikte düşünülür. Özellikle boşluk sabitlenmesi ya da çene kapanışı için implanttan destek alınması gerekebilir. Kısacası, her hastanın ihtiyacına göre karar verilir ama çoğu zaman implant, tel tedavisinden sonra planlanır.


ree

Dişe yapılan dolgu ne kadar dayanır?

Diş dolgusu ömürlük bir işlem değildir. Dolgunun tipi, uygulama şekli ve ağız hijyeninize bağlı olarak 5 ila 10 yıl arasında değişebilir. Ama ikinci bir çürük oluşur, dolgunun altına sızıntı yapar ise dolgu zamanla aşınır ya da kenarlarından sızdırır. Bu da dolgunun yenilenmesine neden olur.

  • Yazarın fotoğrafı: Dr. Öğr. Üyesi Turhan Şalva
    Dr. Öğr. Üyesi Turhan Şalva
  • 28 Eyl
  • 2 dakikada okunur
Kronik hastalıklar, ölümlerin en az üçte ikisinden sorumlu olup çoğu önlenebilir nedenlerden kaynaklanmaktadır. Türkiye’de 2024 verilerine göre; dolaşım sistemi hastalıkları, kanserler ve solunum sistemi hastalıkları toplam ölümlerin yüzde 67’sini oluşturmuştur. Sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, tütün ve alkol kullanımı gibi önlenebilir risk faktörleri bu tabloya yol açmaktadır. Sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemek hem birey hem de toplum için ölüm ve hastalık riskini azaltmanın en etkili yoludur.


ree

Kronik hastalıklar, tıp literatüründe bulaşıcı olmayan hastalıklar olarak da anılır. Kardiovasküler hastalıklar, kanserler, kronik solunum sistemi hastalıkları ve diabetten oluşan 4 ana hastalık grubu, kronik hastalıklardan ölümlerin yüzde 80’inden sorumludur. Kronik hastalıklardan ölümlerin yüzde 73’ü düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor.


İnsanoğlu, anne karnına düştüğü andan itibaren karşılaştığı her türlü etkenin oluşturduğu risk ve birikimlerle yaşamını sürdürür. Bu risk ve olumlu ya da olumsuz birikimler her toplumda farklılıklar göstermektedir. Ülkelerin gelişmişlik düzeyi en başta gelen etkendir. Beslenme, eğitim, sağlık hizmetlerine erişim gibi birçok faktör, bireyin elinde olmasa da yaşadığı toplumun genel şartları olarak sağlığını etkilemeye başlar. Yetiştiği ailenin yaşam şartları, ebeveynlerin yaşam tarzı ve çocuklarına kazandırdıkları olumlu ya da olumsuz alışkanlıklar hem beklenen yaşam süresini hem de beklenen sağlıklı yaşam süresini etkilemektedir.


Kronik hastalıklar genellikle ileri yaş grubu hastalıkları olarak bilinse de ileri yaşlara ulaşıncaya kadar olan yaşam tarzımız, kronik hastalıkların gelişimini hazırlamaktadır. Çocuklar, yetişkinler ve yaşlılar; sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, tütün dumanına maruz kalma ve alkol kullanımı gibi nedenlerle kronik hastalıklara yakalanabilirler.


ree

Kronik hastalıkların gelişiminde olası risk faktörlerini 3 gruba ayırabiliriz.


Davranışsal Risk Faktörleri:

Tütün kullanımı (pasif içicilik dahil), aşırı tuz, şeker ve yağ içeren sağlıksız beslenme, alkol kullanımı, yetersiz fiziksel aktivite bu grupta sayılabilir.


Metabolik Risk Faktörleri:

Yüksek kan basıncı, aşırı kilo, yüksek kan şekeri düzeyleri, anormal kan lipidleri davranışsal risk faktörleri sayesinde gelişebilen tablolardır.


Çevresel Risk Faktörleri:

En önemlisi iç ve dış mekân hava kirliliğidir. İskemik kalp hastalığı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve akciğer kanserine yol açabilir.


ree

Aşağıdaki grafikte Türkiye’de 2023 ve 2024 yıllarındaki ölüm nedenlerinin sıklıkları gösterilmiştir. Dolaşım sistemi hastalıkları 2023 yılında yüzde 33,6 ve 2024 yılında ise yüzde 36 ile en sık ölüm nedenidir. Yukarıda sayılan risk faktörleri dolaşım sistemi sağlığını olumsuz etkileyen en önemli faktörlerdir. İkinci sırada en sık görülen iyi ya da kötü huylu tümörler ile üçüncü sırada en sık görülen solunum sistemi hastalıkları da aynı şekilde ölüm nedenleri arasında önemli bir yer tutar. Bu üç hastalık grubu toplamda 2023 yılında yüzde 61,9 ve 2024 yılında yüzde 67,3 oranında ölüm sebebi olmuştur. Bu sayılar, toplumun nasıl bir risk ile karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Ölümlerin en az üçte ikisinin kronik hastalıklar nedenli olması aslında ölümlerin çoğunun önlenebilir hastalıklardan kaynaklı olarak gerçekleştiğini göstermektedir.


ree

Kronik hastalıklardan korunmak için sağlık bilinci gelişmiş bir toplum olmak ve kronik hastalıklardan korunmaya yönelik yaşam tarzını benimsemek gerekir. Tuz, şeker, yağ, tütün dumanı ve alkolden uzak; fiziksel olarak aktif, sedanter bir yaşam tarzını benimseyen alışkanlıklar kazanılması, kronik hastalıklara karşı bireyi ve toplumu korur.


Kronik hastalıklardan korunamayan kişiler için yaşanabilecek en önemli sorun, yaşam boyu tedavilerinin devam etmesi zorunluluğudur. Diyabet, koroner hastalıklar vb. durumların tedavileri yaşam boyu devam eder ve hem bireye hem de topluma önemli bir tedavi maliyetini de beraberinde getirir. İleri yaşlarda ölüm olmasa bile rehabilitasyon ihtiyacı da oluşacağı için mortalite kadar morbidite de önem kazanır.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page