top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Dr. Öğr. Üyesi Turhan Şalva
    Dr. Öğr. Üyesi Turhan Şalva
  • 25 Mar 2024
  • 3 dakikada okunur
Doktor bey ben bu ilaçları sürekli kullanıyorum, yazar mısınız? Doktor hanım bu ilaçlar bana iyi geliyor, yazmanı rica ediyorum. Doktorum grip olmuşum, bana şu antibiyotiği yazar mısın? En çok da aile hekimlerine sormak gerekiyor bu konuyu. Her gün onlarca talep geliyor kendilerine. Taleplere “evet” demek bir dert, “hayır” demek ayrı dert. Hekimler haklı, hastalar haklı diyemiyorum ama eğitim eksikliği nedeniyle bu taleplere haksız da diyemiyorum. Maalesef böyle eğitilmiş bir toplumda bu talepler normal karşılanıyor. Olumsuz yaklaşan hekim de zaman zaman şiddete maruz kalabiliyor. En azından sevilmiyor.

ree

Bu sorunun sağlık sistemi içerisinde çözülmesi gerekiyor. En azından rapor düzenlenerek sürekli kullanılması önerilen ilaçlar için mutlaka hekim reçetesine ihtiyaç olmamalı. Pandemi döneminde bu denendi ve faydalı da oldu. Ne zararı görüldü de uygulama kaldırıldı bilemiyorum. Ama sağlık sistemi üzerindeki yükü kaldıracağı kesin. İnsanlar sürekli kullandıkları ilaçları rapora bağlı olduğu için rapor süresi bitene kadar eczaneye giderek alabiliyordu. Hiçbir sağlık kuruluşunda kuyruğa girmeye veya zaman kaybetmeye gerek kalmaksızın insanlar ilaçlarını alabildi. Bu bahsedilen konu ilaç talepleri içinde en masum olanıdır. Bunu da yasal sınırlar içerisinde çözebilmek mümkün.


Gelelim diğer ilaç taleplerine. Hekime ulaşabilme imkânı olduğu hâlde insanlar neden böyle taleplerde bulunur anlamak mümkün değil. Hasta muayene etmek için bekleyen hekime ulaşıp kendi teşhisini koyarak ilaç isteyen insanlara, hekimlerin tepki göstermesi veya reddetmesi doğal bir sonuçtur. Sorun bu talepleri doğuran sebeptir. Hekim muayene ve tedavisi olmaksızın ilaç kullanmanın olası zararlı sonuçlarını halka öğretmemiz gerekiyor. Başkasına iyi geldiği için tavsiye edilen ilacı kullanmanın sakıncalarını öğretmemiz gerekiyor. Bir meslek sahibinden bu tür bir talepte bulunmanın anlamsız ve ayıp bir şey olduğunu öğretmemiz gerekiyor.


ree

Akılcı ilaç kullanımı diye bir kavram var. Bunu da halka öğretmemiz gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre ilaçların yüzde 50’sinden fazlası uygun olmayan şekilde reçetelenmekte, temin edilmekte veya satılmaktadır. Tüm hastaların yarısı da ilaçlarını doğru şekilde kullanmamaktadır.


Akılcı olmayan ilaç kullanımı hastaların tedaviye uyumunun azalmasına, ilaç etkileşimlerine, bazı ilaçlara karşı direnç gelişmesine, hastalıkların tekrarlamasına veya uzamasına, advers olay görülme sıklığının ve tedavi maliyetlerinin artmasına neden olur. Bir endikasyon için uygun ilaç, etkililik, güvenlik, uygunluk ve maliyet kriterleri dikkate alınmışsa akılcı olarak seçilebilir.


Birçok ilaç türünde, hekim tavsiyesi olmadan ilaç kullanımı veya talebi oluşurken son zamanlarda Sağlık Bakanlığı’nın da mücadele etmeye başladığı gereksiz antibiyotik kullanımı, en önemli ilaç grupları arasındadır. Hastalık belirlenmeden, birbirine benzeyen bulgular oluşturan enfeksiyon hastalıklarına karşı, gerekli gereksiz doğrudan antibiyotik kullanmayı kolay çözüm olarak gören bir toplumda yaşıyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirttiği sakıncaların hepsini lüzumsuz antibiyotik kullanımında görebiliyoruz. Antibiyotiklere karşı direnç gelişmesi, hastalıkların tekrarlaması, tedavi maliyetlerinin artması gibi birçok problem akılcı antibiyotik kullanılmamasının başlıca sonuçlarıdır.


Antibiyotiklerin yanında özellikle sindirim sistemine yönelik ilaçlar, cilt hastalıklarına karşı kullanılan ilaçlar, yeşil reçeteye tabi olmayan antidepresan ilaçlar sıklıkla reçete edilmesi talep edilen ilaçlar olarak karşımıza çıkıyor. Hekimlerimizin bu taleplere olumlu cevap vermeleri kendi mesleklerini bile riske sokabiliyor. Halkımızın bu konuda hekimlerimize karşı anlayışlı olmaları gerekiyor. Devlet ilaçları ücretsiz veriyor diye meslek sahibi kişilere duygusal bile olsa baskı yapmak, talepte bulunmak haksız bir zorlamadır. Bu da hekim tarafında oluşan bir zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Hekimler bu yöntemle ilaç kullanmalarının doğru olmadığını anlatırken büyük zorluklar yaşıyor. Çoğunlukla da dertlerini anlatamıyorlar ve hastalar memnuniyetsiz bir tepki veriyorlar. Hekimlerin işlerini severek yapabilmelerinin önündeki en büyük engellerden bir tanesi de ülkemizde oluşan bu haksız ve mantıksız ilaç kullanımına ilişkin taleplerdir. Hekim, hasta muayene etmeye çalışarak sanatını icra etmeye çalışırken raporlu ilaçları reçete tekrarı yapan veya anlamsız ilaç temin etme çabasındaki insanlara cevap yetiştirmeye çalışan bir memur durumuna düşmektedir.


ree

Akılcı olmayan ilaç kullanımı, sebebi ne olursa olsun çok önemli bir halk sağlığı sorunudur. Raporlu ilaç kullanımları, akılcı olmayan ilaç kullanımı kapsamına girmemesine rağmen sağlık sektörünün yükünü artırdığı için yine halk sağlığı açısından önlem alınması gereken bir sorundur. Ancak bilinçsiz, doktor tavsiyesi olmadan kullanılan ilaçlar, önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu sorunun çözümü için Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı farkındalık çalışmalarını daha etkili şekilde sürdürmeye çalışmak gerekir. Toplum, zamanla ve eğitildikçe konunun önemini kavrayacak ve olumlu davranışlar kazanacaktır.

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 19 Şub 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 29 Şub 2024

Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum’da yaşanan su sıkıntısını ortadan kaldırmak için Geyik Barajı’nı kamulaştırıp baraj suyunun tamamını içme suyu olarak Bodrum’a aktarmayı amaçlıyor.

Geyik Barajı
Geyik Barajı

Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon idaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü ekipleri Bodrum’un en büyük sorunu olan içme suyu problemini ortadan kaldırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bölgeye ilave su sağlamak için birçok farklı projeyi hayata geçiren ekipler son olarak yeni çalışmaları hizmete sunuyor. Büyükşehir Belediyesi, Geyik Barajı’nı, Elektrik Üretim Anonim Şirketi’nden (EÜAŞ) satın alıp buradaki suyun tamamını Bodrum’a aktarmayı amaçlıyor.


Bodrum'un içme suyu sorunu Geyik Barajı ile çözülecek.
Bodrum'un içme suyu sorunu Geyik Barajı ile çözülecek.

DSİ İki Barajı Kapatmak Zorunda Kalmıştı

Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü ekipleri, Bodrum’da su iletiminin mümkün olmaması nedeniyle DSİ tarafından kapatılmak zorunda kalınan iki baraja önlem olarak birçok farklı projeyi hayata geçirdi. Ekipler, Akgedik Barajı’ndan Bodrum’a su aktarımı için yeni içme suyu hattı ve depo yaparak Yarımada’ya önemli miktarda su sağladı. Ayrıca Sazköy ve diğer farklı su kaynaklarında yapılan çalışmalarla da Bodrum’a önemli miktarda su iletimi yapıldı.


Yeraltı su kaynaklarının sisteme dahil edilmesinin yanı sıra ekipler tarafından mevcut su gözlerinde ve içme suyu arıtma tesislerinde iyileştirmeler yapılarak sisteme daha fazla su kazandırılmasının dışında Bodrum’un gelecek nüfus projeksiyonu göz önüne alınarak yeni projelere başlandı.

Dr. Osman Gürün | Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı
Dr. Osman Gürün | Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı

Bodrum’un Su Sorununu Ortadan Kaldıracak Çözümler

Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmalar kapsamında, Bodrum’un 2041 ve 2054 yıllarına kadar içme suyu sorunu bilimsel yönleriyle ele alındı. İlave ana su temini sağlanması için yapılan hesaplamalara göre 2041 yılına kadar Bodrum’un içme suyu ihtiyacının 52 milyon metreküp olduğu belirlenirken bu kapsamda birçok farklı projenin hayata geçirilmesi planlanıyor. Bunlardan en önemlisi ise Geyik Barajı’nın, Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınıp baraj suyunun tamamen Bodrum’a içme suyu olarak aktarılması projesi olacak. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi tarafından Geyik Barajının kamulaştırılması için gerekli işlemler yapılıyor. Baraj, EÜAŞ’den satın alındığı taktirde buradaki su sadece Bodrum’un kullanımına sunulacak ve ilçedeki su açığının çok büyük bir kısmı giderilecek.


Bunun yanı sıra Mumucular Barajı etrafında bulunan tüm mahallelere kanalizasyon şebekesi yapılarak evsel atıksu kirliliğinin önlenmesi ayrıca farklı noktalardaki dereler üzerinde çalışma yapılıp bunların Mumcular Barajı’na akmasının sağlanması içinde çalışmalar yapılıyor. Yine aynı çalışma kapsamında, yağmur suyu hasadı gibi farklı çözüm çalışmaları da yapılacağı vurgulanıyor. Bunun yanı sıra DSİ ana isale hatlarında da taşıma kapasitesinin artırılması için birçok farklı noktada terfi istasyonları ve yeni hat düzenlemeleri yapılacak.

Güncelleme tarihi: 29 Şub 2024

Göç konusu; jeopolitik gerilimler, iklim değişikliği, ekonomik motivasyonlar gibi sebeplerle son yılların en önemli gündem maddelerinden biri. Küresel göç istatistiklerine göre ABD, dünyanın en çok göç alan ülkesi. Türkiye de özellikle son yıllarda bölgesindeki jeopolitik belirsizlikler ve coğrafi konumu sebebiyle pek çok kişi için önemli bir göç rotası oldu. Türkiye, en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke durumuna geldi. Göç İdaresi Başkanlığı’nın açıkladığı resmi verilere göre Türkiye’deki kayıtlı yabancı sayısı toplam 4 milyon 990 bin 663.

ree

Jeopolitik gerilimler, bölgesel çatışmalar, ekonomik sebepler ve hatta son yıllarda iklim değişikliği, küresel insan hareketliliğinin sebepleri arasında başı çekti. İnsanlık tarihinin başından bu yana var olan göç kavramı da son yıllarda en çok konuşulan konu başlıklarından birine dönüştü. Küreselleşen dünyanın gerçeklerinden biri olarak kabul edilen göç kavramına ışık tutmak için harekete geçen online yabancı dil öğrenme platformu Preply, dünyanın en çok göç alan ülkelerini araştırdı. Uluslararası Göç Örgütü’nün verilerine göre Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın en çok göç alan ülkesi olurken ABD’yi Almanya ve Suudi Arabistan izledi.


Preply Avrupa Bölge Müdürü Mustafa Ali Sivişoğlu, “Uluslararası Göç Örgütü, küresel nüfusun yüzde 3,6’sının, başka bir deyişle dünya üzerindeki 30 kişiden birinin göçmen olduğuna dikkat çekiyor. Göç ve göçmenlik, bu çağın en gerçek olgularından biri. Tam da bu noktada yabancı dil öğrenmek, daha fazla önem kazanıyor” dedi.


ree

Uluslararası Göçmen Sayısı 281 Milyon

Uluslararası Göç Örgütü tarafından yayımlanan Dünya Göç Raporu 2022 verilerinde, küresel çapta 281 milyon uluslararası göçmen bulunduğu, bu rakamın 2019’da 272 milyon seviyesinde olduğu kaydedildi. Öte yandan 169 milyon kişinin, göçmen çalışan olduğuna dikkat çekildi.


En Çok Göç Alan Ülkeler ABD ve Almanya Oldu

Göç etme sebepleri ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. Dünyanın en çok göç alan ülkesi olan ABD’deki göçmenlerin yüzde 41,8’i çalışmak, yüzde 32,2’si eğitim, yüzde 23,2’si ise aile sebebiyle göç ettiğini söylüyor. ABD’yi takip eden Almanya’nın yoğun göçmen nüfusunun kökleri ise II. Dünya Savaşı sonrasında başlatılan sanayi hamlesi ve işgücü anlaşmalarına kadar uzanıyor. Almanya’dan sonra en çok göç alan ülkelerin başında Polonya ve Türkiye geliyor.


ree

Dünyada En Çok Sığınmacıya Ev Sahipliği Yapan Ülkeyiz

Türkiye, son yıllarda bölgesindeki jeopolitik belirsizlikler ve coğrafi konumu sebebiyle pek çok kişi için önemli bir göç rotası oldu. Türkiye, en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke durumuna geldi. Göç İdaresi Başkanlığı’nın açıkladığı resmi verilere göre Türkiye’deki kayıtlı yabancı sayısı toplam 4 milyon 990 bin 663. Muhalefet ise Türkiye’de 10 ile 13 milyon sığınmacı bulunduğunu iddia ediyor. Türkiye’deki düzensiz göçmenlerle ilgili net veriler yok. Dolayısıyla Türkiye sınırları içindeki kayıtsız sığınmacıların sayılarının bilinmemesi, tartışmayı körüklüyor.


Dil Öğrenmek Entegrasyonu Artırıyor

Akademik araştırmaların, dil ve kültürün iç içe geçmiş iki kavram olarak bireylerin kimliklerini ve sosyal etkileşimlerini şekillendirmede önemli rol oynadığını belirten Preply Avrupa Bölge Müdürü Mustafa Ali Sivişoğlu, şunları söyledi: “Akademik literatür, göçmenlerin göç ettikleri ülkeye uyum sağlama sürecinde dilin oldukça önemli bir etken olduğunu gösteriyor. Ev sahibi ülke dilinde yakalanan yeterliliğin hem işgücü piyasası hem de sosyal entegrasyonu artırdığı biliniyor. Bu sebeple özellikle gelişmiş ülkeler, göç ve entegrasyon politikalarını dili de kapsayacak biçimde tasarlıyor. Kanada, Fransa, Almanya, Norveç, İsveç gibi ülkelerde göçmenler, dil kurslarından avantajlı bir biçimde yararlanabiliyor. Öte yandan özellikle başka bir ülkeye çalışmak için gönüllü göç eden kişiler, o bölgenin yerel diline uyum sağlamak için online dil kurslarını tercih ediyor. Preply olarak online İngilizce, Almanca, Fransızca kursu gibi seçeneklerimizle, 50 dilde, 32 binden fazla nitelikli dil öğretmenini 1 milyonu aşkın yabancı dil öğrencisiyle buluşturuyoruz.”

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page