top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Dt. Ebru Küçük Erşan
    Dt. Ebru Küçük Erşan
  • 5 Oca 2024
  • 2 dakikada okunur
Ağız bakımı ve koruyucu tedavilerin yapılması, diş hekimini belli aralıklarla ziyaret etmek, yüz kaslarının doğru ve düzgün çalışması; yüzde daha fresh bir görüntü oluşmasına ve cildin genç kalmasına neden olur. Bunun tam tersi durumlarda ise insanların yaşı ilerledikçe dişlerde fizyolojik veya patolojik aşınmalar meydana gelir. Bu kayıplar konjenital diş anomalileri, parafonksiyonel alışkanlıklar, erezyon, abrazyon gibi sebeplerden dolayı meydana gelen dişlerdeki madde kaybı, fizyolojik sistem tarafından tolere edilemez ve oklüzal dikey boyut kaybı yaşanır. Stresli bir hayat yaşamak, dişlerinizi sıkıp gıcırdatmanıza yol açarak sizi hem fiziksel hem de duygusal olarak yaşlandırır.

ree

Bunun sonucu olarak fonksiyon, estetik görünüm fonasyon ve temporomandibular eklem sancıları yaşanabilir. Bu madde kayıpları geri dönüşümsüz olması nedeniyle çoğunlukla tedaviye gereksinim duyulur.


İnsanlar yaşamları boyunca birçok fonksiyonel aktiviteden dolayı dişleri aşınmaya maruz kalabilir. Dişin mine dokusunda yıkım başladığında, zamanla ileri derecede aşınmalara neden olur. Bu aşınmalarda etiyolojik nedenler, mekanik, kimyasal ve psikolojik etkenler, ideal kapanış olmaması, kötü alışkanlıklardır. Aşınmış dişlerde hassasiyet, çiğneme problemi, konuşma fonksiyonunda bozulma ve estetik ciddi olarak sorun yaratmaktadır. Hastanın ağzını kapattığında dudakların inceldiği, dudak kenarlarının düştüğü, alt çene ucunun çıkık durduğu, nasolabial derinlik artmaktadır. Bazı durumlarda hasta yaşını olduğundan daha fazla göstermektedir.


ree

Dikey boyut dediğimiz yükseklik düştüğünde burun ve çene ucu yaklaşmaya başlar, dudak kenarları hafif aşağı düşer ve dudaklar incelir. Hatta ileri dönemde yanak kasları kısalır ve buldog görüntüsü oluşabilir. Bu kaybedilen sert doku da facelift etkisi yaratır.


Estetik işlemler yaptırmadan önce mutlaka diş hekimine gidip diş kontrolleri yaptırılmalı, eksik sert doku kaybı varsa onarılmalı sonra estetik işlere girilmelidir.


Diş Aşınmalarında Erezyon: Bakteriler, mekanik ve travmatik nedene bağlı olmayan herhangi bir kimyasal etki sonucu geri dönüşümsüz sert doku kaybına neden olur.

Abrazyon: Mekanik olarak sert diş fırçalamak, iğne, ısırmak ve tütün çiğnemekle oluşur.

Atrizyon: Isırma ve çiğneme sırasında karşılıklı dişlerin birbirlerine sürtünmesi suretiyle veya diş gıcırtdatma gibi kötü alışkanlıkların sebep olduğu diş aşınmalarının adıdır. Diş dişe değmesi sonucu oluşan sert doku kaybıdır.


Günümüzde diş sıkma (bruksizm) ile beraber bu faktörlerde etkileyerek dişlerde aşınmalar hızla artmıştır. Stresli bir hayat sürmek dişleri gıcırdatmak hem fiziksel hem de duygusal olarak insanları olduğundan yaşlı gösteriyor. Diş sıkmada sadece stres faktörü yoktur. Diş uyumsuzlukları, yüksek dolgular, kırık dişler, ağızda dengesiz kapanış, kas rahatsızlıkları da etkendir.


Diş gıcırdatma tedavisinde önce temel etkeni bulmak gerekir. Dişlerle ilgili sorun varsa çözülmeli, plaklar yapılmalı ya da botoks uygulanmalıdır. Böylece kaslarda rahatlama olur. Psikolojik tedavide ise nöral terapi, gece plağı ile dişleri koruyabiliriz.


ree

Bütün bunları erken kontrol altına almak için diş hekimini belli aralıklarla ziyaret etmek gerekir. Ağız bakımı ve koruyucu tedavilerin yapılması gerekir. Yüz kasları doğru ve düzgün çalıştığında yüz de daha fresh görünür. Daha ileri aşınmaların olduğu durumda ise kaybedilen sert dokuyu yerine koymak gerekir. Bunun için dijital diş hekimliğinde kişiye özel yapılan protezlerle daha sağlıklı dişler ve kas dokusu sağlanır. Diş hekiminizle birlikte ağzınızı takip etmeniz, küçük tedbir ve dokunuşlar uzun vadede daha büyük sorunlarla karşılaşmanızı önler. Sağlıklı Günler.

  • Yazarın fotoğrafı: Prof. Dr. Mete Güngör
    Prof. Dr. Mete Güngör
  • 20 Ara 2023
  • 2 dakikada okunur
2005 yılında jinekoloji alanında kullanılmaya başlanan robotik cerrahi, bazı laparoskopik (kapalı) ameliyatların daha kolay yapılabilmesini sağlayan bilgisayar yardımlı bir sistemdir. Büyük bir kesi yerine, birkaç delikten uygulanan laparoskopik cerrahi, hastanın hızla ayağa kalkmasını sağlar ve estetik olarak iyi sonuçlar verir. Bu sistemde cerrah, aletleri direkt olarak tutup hareket ettirmek yerine, bilgisayar destekli olarak uzaktan, bir konsolda oturduğu yerden robotun kollarına adapte edilen aletleri kullanarak yüksek görüntü kalitesinde ameliyatı yapar. Gerekli alt yapı hazırlanırsa, bu sistemle başka hastanedeki hatta başka ülkedeki veya uzaydaki hastayı dahi uzaktan ameliyat etmek mümkün olur.

ree

Hangi Parçalardan Oluşur?

Robotik cerrahide kullanılan sistemin adı Da Vinci’dir. Sistem 3 parçadan oluşur:

Cerrahın oturup uzaktan kumandayla ameliyatı yaptığı konsol, üzerinde aletlerin ve kameranın bulunduğu 4 kollu robot hasta ünitesi ve yüksek çözünürlüklü 3 boyutlu görüntüleme sistemi.


ree

Nasıl Uygulanır?

Da Vinci Robotu; 4 kollu, kollarının uçları 540 derece dönme ve 6 yöne hareket etme özelliğine sahip büyük bir cihazdır. Laparoskopik bir cerrahi olan robotik operasyonda, göbek üzerinden 12 milimetrelik kesi açılarak trokar ve kamera yerleştirilir. Ardından, operasyonu yapacak olan robotun kolları için vücutta 8 milimetrelik 2 delik daha açılır. İhtiyaç duyulduğu takdirde bu kollara bir tane daha eklenebilir. Operasyonu gerçekleştiren cerrah; ameliyat masasının dışında yer alan bir konsoldan, ameliyat alanını kamera yardımıyla 3 boyutlu olarak görebilir. Cerrah, ardından vücut içine sokulan iki veya üç kumanda kolu ve pedallarla yönlendirerek operasyonu gerçekleştirir. Ayrıca çeşitli enerji modalitelerini ayak pedalları ile kullanabilir. Kamerayı operatör kendisi kullanabilirken,  netlik ayarını da kendisi yapabilir.


Özellikleri Nedir?

Jinekolojide geleneksel açık cerrahi; rahim ve çevre dokulara ulaşabilmek için genis bir ameliyat kesisi gerektirir. Açık cerrahide hastaların dokularında travma olurken hasta şiddetli ağrı yaşayabilir. Açık cerrahide kesi yerinin iyileşme süresi uzun olduğu için hastaların günlük hayatlarına dönme süresi de uzun olur. Da Vinci cerrahi sistemleri ile yapilan robotik cerrahide, ameliyatlar 1 cm’lik küçük kesilerden yapıldığından ağrı daha az olur ve iyileşme süresi kısa olur.


ree

Hastaya Faydaları Nelerdir?

  • Az ağrı: Operasyon 8 mm’lik deliklerden yapıldığı için ağrı az olur ve hastalar daha çabuk ayağa kalkabilir.

  • Üç boyutlu, yüksek kalitede görüntü ve kansız ameliyat: Robotik cerrahi ile doku daha iyi görülerek ayrıntılı ve kansız ameliyat yapılabilir. Sonuç olarak hastalara kan transfüzyonu ihtiyacı azalır.

  • Az komplikasyon: Yüksek kalitede 3 boyutlu görüntü, robot kollarının her yöne dönüş kabiliyeti ve titreme olmaması nedeniyle az komplikasyon oluşur.

  • Ameliyat sonrası kemoterapi veya radyoterapiye kısa süre içinde başlama imkânı: Kanser ameliyatlarından sonra gerektiğinde kemoterapi veya radyoterapiye hemen başlanabilir. Büyük kesilerle gerçekleştirilen ameliyatlarda, ek tedaviye ihtiyaç duyulduğu takdirde yaranın iyileşmesi beklenir. Robotik cerrahi, mini kesilerle yapıldığı için yaranın iyileşmesi için beklemeye ihtiyaç duyulmaz.

  • Kozmetik olarak başarılı sonuçlarla yüksek hasta memnuniyeti: Cerrahi küçük kesilerle gerçekleştiği için hastalar kozmetik açıdan da memnun olur.

  • Cerraha kolaylık: Cerrah açısından oturduğu yerden ameliyat yapması ve daha az yorulması, el titremesinin robot sayesinde hastaya yansımaması, kullanılan aletlerin el-bilek hareketi gibi çok yönlü hareket kabiliyetine sahip olması, bütün aletleri ve kamerayı cerrah kullandığı için eğitimli bir asistana gereksinim duymaması Da Vinci Robotik Cerrahi sisteminin faydaları arasındadır.

  • Tüm bu faydaların yanı sıra Robotik Cerrahi’nin tek dezanatajı diğer yöntemlere göre daha pahalı olmasıdır.


Jinekolojik Cerrahinin Hangi Alanlarında Kullanılır?

Robotik olarak yapılabilen jinekolojik ameliyatlar:

  • Rahim Alma Ameliyatları (Histerektomi)

  • Miyom Ameliyatları (Miyomektomi)


Tüp Cerrahisi

  • Yumurtalık Kistleri ve Çikolata Kistleri

  • Rahim Sarkması, Vajen Sarkması Ameliyatları, Jinekolojik Kanser Ameliyatları (Rahim Ağzı, Rahim ve Yumurtalık Kanseri)

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 12 Ara 2023
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 12 Ara 2023

Araştırmalar; dünyadaki her iki kişiden birinin 75 yaşına kadar bir akıl ve ruh sağlığı bozukluğu yaşayacağını ortaya koyarken zihinsel ve ruhsal bozuklukların en yaygın görülen global sağlık sorunlarının başında geldiği, majör depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozukluklarının ise ilk sırada yer aldığı tespit edildi.

ree

Son yıllarda globalde yaşanan birçok gelişme, yalnızca toplumsal değil bireysel düzeyde de olumsuz sonuçlar doğururken bunların başında akıl ve ruh sağlığındaki bozulmalar geliyor. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü vesilesiyle ruh sağlığı konusunda farkındalığın artırılması için harekete geçen B2Press ise konuya farklı açılardan ışık tutuyor. Harvard Tıp Fakültesi ve Queensland Üniversitesi ekiplerinin 29 ülkede 150 binden fazla yetişkinle gerçekleştirdiği araştırmayı inceleyen Online PR Servisi şu tespitlerde bulunuyor:


ree

Birinci Sırada Majör Depresyon ve Anksiyete Geliyor

Ruh sağlığı bozuklukları yaygınlaşıyor. Dünya nüfusunun yüzde 50’si, 75 yaşına kadar en az bir akıl ve ruh sağlığı hastalığıyla karşılaşacak. Zihinsel ve ruhsal bozukluklar en yaygın görülen global sağlık sorunları olarak dikkat çekiyor. İlk sıralarda majör depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozuklukları görülüyor. Akıl ve ruh rahatsızlıkları cinsiyete göre değişiklik ya da benzerlikler içeriyor. Kadınlarda travma sonrası stres bozukluğu, erkeklerde de alkol gibi maddelere bağımlılık öne çıkıyor. Her iki cinsiyette en sık görülen ruh sağlığı problemlerinin başında depresyon ve fobi bulunuyor.


ree

Z Kuşağının Yüzde 85’inin Ruh Sağlığı İyi Durumda Değil

Akıl ve ruh sağlığı problemleri yalnızca cinsiyet değil, yaş gruplarına göre de değişiklik gösterebiliyor. Gallup ve Walton Aile Vakfı’nın 12-26 yaş arası 3 binden fazla kişiyle yaptığı çalışmaya göre, Z’lerin zihinsel ve ruhsal sağlık sorunları da diğer kuşaklara göre farklılık gösteriyor. 18-26 yaşlarındaki bu bireyler stres, kaygı ve yalnızlık gibi olumsuz duygular yaşadıklarını bildirme olasılıkları, eski nesillere göre çok daha yüksek seyir izliyor. Yalnızca yüzde 15’i ruh sağlığının mükemmel olduğunu söylerken bu oranın aynı grupla 10 yıl önce yapılan araştırmada yüzde 52 olması, ruh sağlığı bozukluklarının zaman içinde hızla arttığını kanıtlıyor. Ancak akıl ve ruh sağlığı tedavilerinin global çaptaki yüksek maliyetleri, bu yükselişin durdurulmasını engelliyor.


Maliyetler, Ruh Sağlığı Tedavilerini Engelliyor

Ruh sağlığı hizmetlerine erişim, ihtiyaç duyanların bir kısmı için hâlâ zorlayıcı koşullar içeriyor. Bu da hem küresel hem de ulusal çapta düzenleyici önlemler alınması gerektiğini gösteriyor. Öyle ki akıl ve ruh bozukluklarının en maliyetli sağlık hastalıkları arasında yer aldığını açıklayan Statista da bunların ülkelerin ekonomilerinde her yıl milyarlarca dolar kayba yol açtığını vurguluyor. Buna karşın dünyadaki birçok ülke, bütçelerinin yüzde 2’sinden azını ruh sağlığında yeni tespit ve tedavi seçeneklerinin geliştirilmesine harcıyor. Oysa, ruh sağlığının önemini kabul etmek ve daha iyi bir gelecek için bu alana yatırım yapmak, toplumların genel refahını artırmak için hayati önem taşıyor.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page