top of page
Türkiye’de genç nüfusun harcama alışkanlıklarına, eğilimlerine ve güven algılarına odaklanan yeni bir araştırma, 15-24 yaş arası gençlerin yarısının ailelerinden finansal destek veya harçlık aldığını ortaya koydu. Araştırmada gençlerin yüzde 53’ünün, fırsat bulursa yurt dışında yaşamak istediği görüldü.

ree

Türkiye’de gençlerin beklentilerini, harcama alışkanlıklarını, eğilimlerini, güven algılarını anlamak için yeni bir araştırmaya imza atıldı. Veri bazlı tüketici içgörüsü üreterek pazarlama fikirlerine dönüştüren araştırma ve pazarlama çözümü şirketi Virtua Consult, Kasım 2024 döneminde gerçekleştirdiği “2025’e Girerken Türkiye’de Gençler Araştırması”nı yayımladı. Türkiye’nin 19 farklı şehrinden örnekleme temsil eden 15-24 yaş arası 482 gençle anket ve 12 gençle derinlemesine görüşme yöntemiyle yapılan araştırma, gençlerin yarısının aile desteğiyle ayakta durduğunu ortaya koydu. İki gençten birinin ailesinden harçlık veya finansal destek aldığını gösteren araştırma, tam zamanlı çalışanlarda dahi aile desteğinin yüzde 27 seviyesinde olduğunu ortaya koydu.


İş hayatına atılmanın Türkiye’deki gençler için finansal özgürlük anlamına gelmediğini söyleyen Virtua Consult Strateji Direktörü Murat Akdağ, “Aileye yönelik finansal bağımlılık bir gerilim noktası. Finansal bağımlılık gençlerde sadece ekonomik değil, psikolojik bir yük de yaratıyor. Beklenmedik masraflar durumu daha da zorlaştırıyor. Tam zamanlı çalışan gençler dahi, örneğin yeni bir bilgisayara ihtiyaç duyduğunda aile desteğine başvurmak zorunda kalıyor ve bu durum gençlerin stres seviyelerini artırıyor” dedi.


ree

Yüzde 53’ü Fırsat Bulursa Yurt Dışında Yaşamak İstiyor

Araştırma, gençlerin yüzde 53’ünün fırsatını bulursa yaşamını yurt dışında sürdürmek istediğini gösterdi. Bu durumun basit bir yurt dışı hayalinin ötesinde, gençlerin içinde bulunduğu finansal kıskaçtan kurtuluş arayışı olduğunu belirten Murat Akdağ şunları söyledi: “Gençler, ‘Ne yapmak istiyorum?’ diye sormadan önce, ‘Nasıl bağımsız olabilirim?’ diye soruyor. Finansal bağımsızlık, gençler için bir ekonomik hedefin ötesinde, varoluşsal bir mesele hâline gelmiş durumda. Bu, pek çoğunu ideallerinden uzaklaşarak daha garantili seçeneklere yönelmeye veya sosyal sıkışmışlıktan kurtulmak için ülkeyi terk etmeye yönlendiriyor.


Murat Akdağ | Virtua Consult Strateji Direktörü
Murat Akdağ | Virtua Consult Strateji Direktörü

Bir Gencin Ortalama Harcaması Bir Asgari Ücrete Denk Geliyor

Araştırma sonuçlarına göre 15-24 yaş aralığındaki gençlerin aylık ortalama harcama tutarı 17 bin TL olarak tespit edilirken ilk üç harcama kalemini sırasıyla gıda, giyim ve eğitim başlıklarının oluşturduğu görüldü. Önyargıların aksine gençler alışveriş tercihlerinde ‘savurgan’ değil, tam tersi ‘tutumlu’ ve ‘rasyonel’ olmaya özen gösteriyor. Gençler için alışveriş, artık bir tür stratejik planlama gerektiriyor. Gençler ihtiyaçlarına ulaşabilmek için büyük indirim dönemlerini bekliyor, almak istedikleri ürünlerin fiyat alarmlarını açarak fiyat düşüşlerini takip ediyor. Favori listesindeki ürünlerin fiyatlarını her akşam kontrol ettiğini söyleyen gençler var.


Yeni Tüketim Modeli Geliştirdiler

Ekonomik koşullara hızlı adapte olan ve yeni tüketim modelleri geliştiren genç kuşak, mikro-ekonomik modellerle hayata tutunmaya çalışıyor. Kendi ‘akıllı alışveriş’ stratejilerini geliştiren gençler, hem bir tasarruf yöntemi hem de sahiplik temelli ekonomiye alternatif bir model olan paylaşım ekonomisini de fazlasıyla benimsiyor.


Mağazada Deniyor, İnternetten Alıyor

Araştırma kapsamında gençlerin bir yılda ortalama 42 kez online alışveriş yaptığı saptandı. Gençler için online alışveriş, ekonomik koşullara karşı geliştirdikleri bir hayatta kalma stratejisi. Fiyat karşılaştırma, indirim takibi, kampanya incelemeleri gibi davranışlar yeni nesil tüketicinin günlük rutininin parçası. Bazı gençler, online fiyatlar daha uyguna geldiği için bir ürünü mağazada deneyip online platformlardan almayı tercih ediyor. Bu noktada perakende markaları için fiziksel mağazalar satış noktasının ötesine geçerek birer deneyim merkezine dönüşüyor. Bu da markalar için fiziksel ve dijital kanallar arasında kesintisiz deneyim sunmayı kaçınılmaz hâle getiriyor.


Gençlerin Yarısına yakını Endişeli

Gençlerin “Ne kadar mutlu hissediyorsunuz?” sorusuna verdikleri yanıt, 10 üzerinden 5,7 olarak saptandı. Geleceğe ilişkin tutum ve beklentileri üzerinden de gençler 3 gruba ayrıldı. Gençlerin yarısına yakını (yüzde 46), gelecek konusunda derin kaygılar taşıyan endişeliler grubunda yer aldı. Bu, aynı zamanda kurumlara en düşük güveni duyan segment olarak öne çıktı. Her gün moralini bozmaktansa akışına bırakan ve aktif bir kayıtsızlık stratejisi geliştiren yüzde 37’lik bir kesim umursamazları oluşturdu. Ümitli gençlerin oranı ise yüzde 17’de kaldı. Pozitif değişime inanan bu grubun, inançlarının çoğunlukla somut temellere dayanmadığı görüldü.


Araştırma Gençlerin Beklentilerine Işık Tutuyor

Virtua 2025’e Girerken Türkiye’de Gençlik Araştırması”, hem bugünün markalarının birincil hedef kitlesi olan hem de yarınki dönüşümün mimarları konumunda olması beklenen gençlerin beklentilerine ışık tutuyor. Gençlerin ekonomik koşullara adaptasyona dayalı yaşama pratikleri, perakendeden finansa, teknoloji şirketlerinden kamu kurumlarına derinlikli içgörüler sunuyor. Virtua, araştırmanın çarpıcı bulgularını Türkiye kamuoyuyla ve gençliği derinlemesine anlamak isteyen kurumlarla paylaşıyor.”

  • Yazarın fotoğrafı: Hülya Büyükbayrak
    Hülya Büyükbayrak
  • 14 Şub
  • 2 dakikada okunur
Sevgililer Günü’nün rengi kırmızıdır... Aşkın rengi kırmızıdır... Tutkunun rengi kırmızıdır... İşte tam da bu yüzden, bu Sevgililer Günü’nde aşk kokan kırmızı bir menü hazırlamaya ne dersiniz? Başlangıçtan tatlıya kadar özenle seçilmiş bu menü, sevginizi en güzel şekilde ifade etmenize yardımcı olacak. Haydi, romantik bir ziyafet için mutfağa!

ree

Menümüz

Başlangıç: Domates Çorbası

Ana Yemek: Köz Biberli Risotto Eşliğinde Kuzu İncik

Tatlı: Orman Meyveli İrmik Tatlısı


ree

Domates Çorbası

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı tereyağı

  • 1 adet orta boy soğan (rende)

  • 2 diş sarımsak (rende)

  • 6 adet iri boy domates (rende)

  • 2-3 dal taze kekik

  • Tuz

  • Karabiber

  • 1 yemek kaşığı toz şeker

  • 1 yemek kaşığı balzamik sirke

  • 4 su bardağı tavuk suyu


Üzeri için:

  • Rendelenmiş kaşar peyniri


Hazırlanışı

Soğan ve sarımsağı rendenin küçük tarafıyla rendeleyin. Tencereye tereyağını koyup eritin, ardından soğan ve sarımsağı ekleyip kavurun. Rendelenmiş domatesleri ekleyip karıştırın. Çorba tıkırdamaya başlayınca tavuk suyunu ekleyin. Tuz, karabiber, toz şeker, balzamik sirke ve taze kekiği ilave edin. Çorbanın kapağını kapatıp kaynamaya bırakın. Kıvam aldıktan sonra blenderdan geçirip bir taşım daha kaynatın. Servis kaselerine alıp üzerlerine rendelenmiş kaşar peyniri serpiştirin. Sıcak servis edin.


ree

Köz Biberli Risotto

Malzemeler:

  • 100 g risotto pirinci

  • 500 ml kırmızı biber suyu

  • 1 adet arpacık soğan

  • 2 yemek kaşığı tereyağı

  • 1 avuç ince rendelenmiş parmesan

  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı

  • Çıtır kızartılmış adaçayı yaprakları

  • 2 yemek kaşığı kıyılmış badem

  • 1 tatlı kaşığı karabiber


Hazırlanışı

Arpacık soğanı 1 yemek kaşığı tereyağında kavurun.Risotto pirincini ekleyip biraz yumuşamasını sağlayın. Kademeli olarak kırmızı biber suyunu ekleyerek karıştırın. Pirinç “aldente” kıvamına gelene kadar karıştırarak pişirin. Parmesan ve kalan tereyağını ekleyip karıştırın. İki porsiyon olacak şekilde servis edin. Üzerine kızartılmış adaçayı yaprakları, badem ve karabiber serpiştirin.


ree

Kuzu İncik

Malzemeler:

  • 4 adet kuzu incik

  • 3-4 yemek kaşığı zeytinyağı

  • 2 adet soğan

  • 4 diş sarımsak

  • 1 yemek kaşığı tereyağı

  • 1 yemek kaşığı domates salçası

  • 1 adet domates

  • Tuz

  • Karabiber

  • 1 yemek kaşığı toz şeker

  • 2 dal taze kekik

  • 3 su bardağı su


Hazırlanışı

Düdüklü tencereyi ısıtıp inciklerin her iki tarafını mühürleyin ve kenara alın. Aynı tencereye zeytinyağı, doğranmış soğan ve ince dilimlenmiş sarımsakları ekleyip soteleyin. Tereyağı ve domates salçasını ekleyerek kavurun. Küp doğranmış domates, tuz, karabiber, toz şeker ve taze kekiği ilave edip karıştırın. Üzerine suyu ekleyerek incikleri tencereye alın. Düdüklü tencerenin kapağını kapatın. Kaynadıktan sonra 45-50 dakika kadar pişirin (normal tencerede 3 saat orta kısık ateşte pişirebilirsiniz). Pişen incikleri cam fırın kabına alın. Kalan suyunu üzerlerine gezdirip 180 derece önceden ısıtılmış fırında 10-15 dakika üzeri kızarana kadar pişirin.


ree

Orman Meyveli İrmik Tatlısı

Malzemeler:

  • 1 litre süt

  • 7 yemek kaşığı toz şeker

  • 7 yemek kaşığı irmik

  • 1 paket vanilya

  • 2 yemek kaşığı tereyağı

  • 2 avuç orman meyvesi

  • 1 paket krem şanti

  • 3/4 su bardağı süt

  • 1/2 paket çilekli jöle

  • 1 su bardağı su


Hazırlanışı

Süt, toz şeker, irmik ve vanilyayı bir tencereye alın. Karıştırarak koyu bir kıvam alana kadar pişirin. Fokurdamaya başlayınca altını kapatıp tereyağını ekleyin ve karıştırmaya devam edin. Karışımı suyla nemlendirilmiş bir cam kaba dökün ve soğumaya bırakın. Soğuyan tatlının üzerine orman meyvelerini karışık şekilde yerleştirin. Krem şantiyi sütle çırpıp sıkma torbasına koyun ve meyvelerin aralarına ufak bezeler hâlinde sıkın. Jöleyi suda açarak tüm katların üzerine gezdirin. Donduktan sonra soğuk servis yapın. Şimdiden afiyet olsun ve Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun!

  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 13 Şub
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 14 Şub

İspanya’nın en güneybatı kesiminde Endülüs özerk bölgesinin merkezi ve en büyük şehri olan Sevilla, keşifler çağının altın şehri olarak anılmaktadır. Atlas Okyanusu’na bağlanan Guadalquivir Nehri üzerinde kurulmuştur. Yol boyunca birçok parkın yer aldığı nehir kenarında, şehrin kalabalığından uzak manzaraya karşı harika bir gezinti yapabilirsiniz. Şehrin her yerinde uzun tarihinin izleri vardır. Modern şehrin karmaşasına karşın, dar sokakları ve şirin balkonlu evleriyle barriolar (eski mahalleler), ateşli İspanyol hayatının güçlü yadigârıdır. Tarihi eser tutkunlarını mutlu edecek kadar çok gezilmesi ve yapılması gereken aktivite var bu şehirde. Sizi içine attığı atmosfere bayılacaksınız. Birçok operaya konu olan (Bizzet’in Carmen’i, Beethoven’ın Fideliosu, Mozart’ın don Giovanni ve Figaro’nun Düğünü ve tabii ki Rossini’nin Sevil Berberi) şehir, portakal çiçeği avluları, küçük meydanları, boğa güreşleri, Flamenko dansçıları ve tapas barları ile Endülüs’ün kalbidir.


ree

Futbol Şehri Sevilla

Ayrıca spor tutkunlarının da bileceği gibi şehrin iki büyük takımından birisi olan Sevilla FC, 3 kez üst üste olmak üzere toplamda ise 7 kere UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğu ve 1 kez UEFA Süper Kupası şampiyonluğu yaşamıştır. Sevilla’da Akdeniz iklimi hakimdir. Yaz aylarında şehirdeki sıcaklık bunaltıcı olabileceğinden, temmuz ve ağustos aylarında gitmekten kaçının.


Tarihçesi

Bir rivayete göre Yunan Mitolojisi kahramanı Herkül tarafından kurulan Sevilla’nın gelişimi M.Ö. II. yüzyılda başladı. M.S. VI. yüzyıl başlarında Singil Vandallarının kurduğu krallığın başkenti oldu. 711 yılında Müslümanların yönetimine geçti ve İşbiliye adını aldı. Bu dönemde şehir, büyük bir gelişme göstererek önde gelen bir kültür ve ticaret merkezi durumuna yükseldi. XII. yüzyılda yüksek bir refah düzeyine ulaştı ve geniş çaplı bayındırlık çalışmalarıyla daha da büyüdü. 711’den beri Müslümanlarca yönetilen İşbiliye, 1248’de Katilya ve Leon Kralı III. Fernando tarafından ele geçirildi. III. Fernando’nun komutasındaki Hristiyan ordusunun 1248’de Müslüman yönetimine son vermesinden sonra, çok sayıda insan kentten sürüldü. Bu durum yörenin ekonomisine geçici de olsa zarar verdi. Yeni Dünya’nın keşfi Sevilla için yeni bir fırsat doğurdu. İlerleyen yıllarda Yeni Dünya kaynaklarının aktığı bir merkez durumuna gelen Sevilla, iki yüzyıl boyunca İspanya’nın denizaşırı ticaretinde egemen bir konumda kaldı. XVII. yüzyılda denizaşırı ticaret gerileme sürecine girdi. Buna karşılık kültürel yaşam büyük bir canlanma gösterdi. Diego Velazquez, Francisco de Zurbaran ve Bartolome Esteban Murillo, heykelci Juan Martinez montanes ile şair Fernando Herrera gibi büyük sanatçılar bu şehirde yetişti. Ünlü Don Kişot romanının yazarı olan Miquel de Cervantes’de bu topraklarda yaşadı.


ree

Aktiviteler

Sevilla daracık sokakları, birbirine yaslanmış fısıldaşan binaları ve eserleriyle görülmesi gereken harikulade yerlerden biri. Bu şehirde gezilmesi gereken çok yer var. Sevilla Katerali&Giralda Çan Kulesi, Santa Cruz Mahallesi, Real Alcazar, Plaza de Espana görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Şehri detaylı gezip keşfetmek isteyenler için ise Metropol Parasol, Flamenko Müzesi, Macerana Bazalikası, Torre del Oro, Sevilla Boğa Güreşi Alanı, Isla Mágica, Hospital de los Venerables, Calle Sierpes, Triana Bölgesi’de diğer güzel alternatifler arasında olabilir.


Sevilla Katerali & Giralda Çan Kulesi

Tarihi XIII. yüzyıla kadar uzanan bu dini yapı dünyanın en büyük gotik kilisesi ve en büyük üçüncü kilisesidir. 1248’de Kastilya Kralı III. Fernando’nun önderliğindeki ordunun kenti ele geçirmesinden sonra buradaki cami kiliseye çevrilmiş. 1356’daki depremde kullanılamayacak hâle gelen dini yapının yerine Sevilla Katedrali’nin yapımına karar verilmiş. 1507 yılında tamamlanan katedral Kristof Kolomb’un gömüldüğü yer olması nedeniyle de özel bir öneme sahiptir. Giralda, Sevilla Katedrali’nin çan kulesidir. 105 metre uzunluğa sahip kule caminin günümüze ulaşabilen tek bölümünü. Giralda, deniz seviyesinin 23 metre üstünde yer almaktadır. UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilen bu kule, orta çağ şehir tarihine ait en önemli sembollerden birisi olarak kabul edilmektedir.


Santa Cruz Mahallesi

Santa Cruz, Sevilla’nın en önemli turistik bölgelerinden birisidir. XVIII. yüzyılda gerçekleştirilen yenileme projesi ile yeniden hayat bulan mahalle, şehrin en güzel yerlerinden biri. Mimari yapısı nedeniyle daima serin olan bir yer burası. Mahalledeki dar sokaklardan birine verilen isim oldukça enteresan. Herhâlde darlığı ve balkonların birbirlerine değecek kadar yakın olması sebebiyle “Öpücük Sokağı” ismiyle anılıyor.


Real Alcazar

Moro kökenli Müslüman krallar için inşa edilmiş bir kraliyet sarayıdır. Adı dilimizde “Kralın Evi” anlamına gelmektedir. Müdeccen stili mimarisiyle göz kamaştıran yapının üst katları hâlen kraliyet ailesi tarafından kullanılmaktadır. Dünyada hâlâ kullanılan kraliyet saraylarının en eskisi olan Alcazar, UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edildi. Dizi ve film çekimleri için oldukça efsunlu bulunan Alcázar Sarayı’nın ilgi çekici bölümlerinin başında ise Maria del Padilla Banyosu geliyor.


Plaza de Espana

Maria Luisa Parkı’nda bulunan Plaza de Espana, hem mücceden hem de Rönesans etkilerinin gözlemlendiği bir meydandır. 1924-1929 yılları arasında İspanya-Amerikan Dünya Fuarı için inşa edilmiştir. Maria Luisa Parkı’ndaki bahçeler Jean-Claude Nicolas Forestier tarafından tasarlandı. Yaklaşık yarım mil uzunluğunda bir alana yayılmış çeşmeler, süs havuzları, oturma bankları, portakal ve çam ağaçları ile çiçeklerden oluşan bu parkın içine ve çevresine Expo için birçok yapı da inşa edildi.


ree

Mutfak

İspanyollar, günün büyük kısmını evde değil sokakta geçirirler. Adım başı yer alan restoran ve kafelerde oturup güzel yemekler lezzetli içkiler tadarak, dışarıda geçirilen zamanın hakkını çok da güzel verirler doğrusu. Et sever bir millet olmalarına rağmen Endülüsler ıspanağı da bolca tüketirler. Bir gün yolunuz düşerse bu güzel şehirde mutlaka yemeniz gereken birkaç lezzeti sizler için hazırladık. Unutmadan bazı lezzetleriyle bize yakın bir mutfak olduğunu da hatırlatalım.


Bull’s Tail | İspanyolların milli yemeklerinden biridir Bull’ Tail. Farklı bölgelerde farklı isimlerle anılan bu yemek, boğanın kuyruk etiyle yapılmaktadır. Kırmızı et, şarapla birlikte pişiriliyor, yanında papates kızartması ve ekmek dilimleriyle servis ediliyor. Geçmiş yıllarda boğa güreşlerinin ardından kesilen ve gereksiz olarak görülen hayvanların kuyruk kısımları fakir halka dağıtılıyormuş. Günümüzde ise şık restoranlarda en çok tercih edilen yemeklerden biri.


Spinach And Chickpeas | Nohut ve ıspanağı bir arada hayal edemiyor olabilirsiniz fakat çok et sever biri değilseniz bu yemek oldukça lezzetli gelecektir size. Üstelik karbonhidrat ve demir deposu olan Spinach And Chickpeas geziniz sırasında enerjinizi de yükseltecektir. Yanında ekmek dilimleri ile servis edilen spinach and chickpeas çok iyi bir seçim olabilir, tatmadan geçmeyin!


Cazon En Adobo | Atlantik Okyanusu’na sadece bir saatlik mesafede bulunan Sevilla da hâliyle deniz ürünleri de çok seviliyor. Cazon En Adobo, köpekbalığının kimyon, kekik, sirke ve limonla harmanlandıktan sonra hafifçe kızartılmasıyla hazırlanıyor. Bu yemek, şehrin mutlaka tadılması gereken efsane lezzetleri arasında bulunuyor.


Montadito De Pringa | Sevilla’da gerçekten muhteşem sandviçler var. Montadito de pringa tavuk, sosis ya da chorizo ile hazırlanıyor. Bu lezzetli sandviçler, bölgeden bölgeye değişkenlik gösterebilmektedir. Bir şeyler atıştırıp açlığınızı yatıştırmak için harika bir seçim.


Torrijas | Yanında dondurma ile de servis edilen bu küçük ekmekler sizi çok mutlu edecek. Ekmek dilimleri, kızartılmadan önce çırpılmış yumurtaya bulanıyor ve ardından fırında ya da tavada kızartılıyor. Bu şekilde tüketilse de bal, şeker şurubu gibi tatlandırıcılarla da kaplanabilmektedir.

ree

Ulaşım

Türkiye’den Sevilla Havaalanı’na ne yazık ki direkt uçuş yok. Ancak aktarmalı olarak uçabilir veya 4 saat 30 dakika süren direkt uçuşla Malaga’dan buraya ulaşabilirsiniz. Malaga-Sevilla arası mesafe 214 km. Havalimanına 10 km uzaklıktaki Maria Zambrano İstasyonu’na taksiyle gidebilir, buradan 2 saatlik bir tren yolculuğu ile Seville Santa Justa İstasyonu’na ulaşabilirsiniz. Bir diğer alternatif ise Madrid üzerinden Sevilla’ya gitmek olabilir, hızlı tren ile 2,5 saatte Sevilla’ya ulaşabilirsiniz.



Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page