top of page

Güncelleme tarihi: 25 Kas 2024

Turizm sektöründe özellikle yabancı turistler tarafından büyük ilgi gören turlar arasında Sapanca-Maşukiye Turu, Bursa-Uludağ Turu ve İstanbul-Adalar Turu başı çekiyor. Doğayla iç içe olma fırsatı sunan bu rotalar, hem günübirlik kaçamaklar hem de hafta sonu tatilleri için ideal seçenekler arasında yer alıyor.

ree

Turistler Yoğun İlgi Gösteriyor

Rotana Turizm Genel Müdürü Ahmet Fevzioğlu, doğa turlarının popülerliğinin artmasıyla ilgili şunları söyledi: “İnsanlar artık daha fazla doğa ile iç içe olabilecekleri, stres atabilecekleri ve şehir hayatından kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşabilecekleri destinasyonları tercih ediyor. Sapanca-Maşukiye’nin eşsiz doğası, Bursa-Uludağ’ın tarihi dokusu, İstanbul-Adalar’ın ise hem kültürel zenginliği hem de doğal güzellikleri bu turların popüler olmasında büyük rol oynuyor.


ree

İstanbul Adalar Turu Yüzde 40 Artışla Yıllık 300 Bin Turisti Ağırladı

2024 yılı itibarıyla Sapanca-Maşukiye Turu’na katılım bir önceki yıla göre yüzde 25 artış göstererek yılda yaklaşık 150 bin yerli turisti ağırladı. Bursa-Uludağ Turu, özellikle kış aylarında yüzde 30’luk bir doluluk oranı artışıyla yıllık 200 bin ziyaretçiye ulaştı. İstanbul-Adalar Turu ise yaz sezonunda yüzde 40 artışla yıllık 300 bin turiste ulaştı.


ree

Doğa İle İç İçe Olma İmkânı Sunan Destinasyonlar, Turizmde Altın Çağını Yaşıyor

Özellikle pandemi sonrası dönemde doğa turizmine olan ilgi gözle görülür şekilde arttı. Pandemi süreci, insanların kalabalıklardan kaçıp doğayla baş başa kalma isteğini pekiştirdi. Bu yüzden Sapanca, Maşukiye, Uludağ ve Adalar gibi doğa ile iç içe olma imkânı sunan destinasyonlar, turizmde altın çağını yaşıyor.”

Her yaz sezonunun âdeta trend konu başlıklarından biri olan Bodrum’da pahalılık tartışmaları, artık Bodrum’da varlığını sürdürmek isteyen küçük ve orta işletmelere büyük zarar veriyor. Türkiye genelinde yaşanan ekonomik zorlukların sadece Bodrum’da yaşanıyormuş gibi lanse edilmesinin, maddi ve manevi kayıplara yol açtığını söyleyen BESİAD (Bodrum Esnaf Sanayici ve İş İnsanları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Neslihan Nazlıoğlu, “Toptancı ve tedarikçilerin uyguladığı fiyat politikaları nedeniyle Bodrum’daki işletmeler ürünleri yüzde 20-30 oranında daha pahalıya temin ediyor. Bu maliyet artışları doğal olarak menülere, otel oda fiyatlarına ve satılan ürünlere yansıyor. Fiyat fırsatçılığı yapan işletmelere karşı gerekli yaptırımlar uygulanmalı ve bu denetimler yerel yönetimler ile odalar tarafından titizlikle yürütülmelidir. Bu sayede, haksız rekabetin önüne geçilerek Bodrum’daki işletmelerin ve esnafın korunması sağlanabilir” dedi.

ree

Ülkemiz genelinde yaşanan ekonomik zorlukların, özellikle toptancı ve tedarikçilerin uyguladıkları fiyat politikaları sonucu Bodrum’da farklı fiyatların ortaya çıkmasına neden olduğunu belirten BESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Neslihan Nazlıoğlu şunları söyledi: “Bu durum, bazı ürünlerin Bodrum’daki diğer bölgelerden daha yüksek fiyatlarla satılmasına neden oluyor. Örnek vermek gerekirse; Ordu’da bir zincir markette 5 litrelik ayçiçek yağı 198 TL iken Bodrum’da aynı ürün 368 TL’den satılıyor. Aynı zamanda nakliye ücretlerinde de İzmir- Bodrum arası (250km) 4 bin 500 TL iken, İnegöl-Diyarbakır (750km) arası 3 bin 500 TL oluyor. Bodrum esnafı, işletmecisi, tedarikçisi, toptancısı ürünü diğer illere göre yüzde 20-30 oranında daha pahalıya temin ediyor. Bu girdilerin maliyetleri doğal olarak işletmelerin, restoranların menüsüne, otellerin oda fiyatına, satılan ürüne yansıyor. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının serbest piyasa rekabet koşullarını denetlemesi ve fiyatları incelemesi gerekmektedir. Fiyat fırsatçılığı yapan işletmelere karşı gerekli yaptırımlar uygulanmalı ve bu denetimler yerel yönetimler ile odalar tarafından titizlikle yürütülmelidir. Bu sayede, haksız rekabetin önüne geçilerek Bodrum’daki işletmelerin ve esnafın korunması sağlanabilir.


Neslihan Nazlıoğlu | BESİAD Yönetim Kurulu Başkanı
Neslihan Nazlıoğlu | BESİAD Yönetim Kurulu Başkanı

Bodrum Parlayan Cennet

Turizm sektörü için Bodrum ayrı bir önem taşıyor. TÜİK verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 57,68 iken, ENAG’a göre yüzde 113,08 olarak gerçekleşmiştir. Bu ekonomik zorluklara rağmen Bodrum, dünya turizm örgütünün verilerine göre en çok ziyaret edilen 5. ülke konumundaki Türkiye’nin önemli turistik merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor. 2024 mayıs ayı itibarıyla Milas-Bodrum Havalimanı’na giriş yapan yabancı turist sayısında yüzde 10, Bodrum Limanı’na giriş yapan yabancı turist sayısında ise yüzde 18’lik bir artış yaşanmıştır.


Ancak otel doluluk oranlarında beş yıldızlı otellerde artış görülürken üç yıldızlı ve apart otellerde düşüş yaşanmıştır. Bu durum, orta sınıfın ekonomik zorluklardan daha fazla etkilendiğini göstermektedir. Rakamlar da gösteriyor ki yapılan algı çalışmaları sadece orta ve küçük işletmelerimizin zarar görmesine neden oluyor. Turizm sezonunun sadece üç ay ile sınırlı tutulması yerine, turizm çeşitliliği artırılarak sezonun uzatılması fiyatları aşağı yönlü baskılayabilir. Bu sayede, hem işletmelerin hem de turistlerin daha uygun fiyatlarla tatil yapması sağlanabilir.


ree

Sosyal Medya Yanlış Yönlendiriyor, Bodrum Herkese Hitap Ediyor

Bodrum sadece lüks segmente değil, her türlü bütçeye hitap ediyor. Sosyal medya aracılığıyla paylaşılan fiş ve faturaları da tüm Bodrum ile özdeşleştirmek doğru değil. Farklılaşmış hizmet vererek ortalamadan ayrışan ve yüksek fiyat uygulayan işletme sayısı Bodrum turizminin oransal olarak küçük bir kısmını oluşturmaktadır. Bodrum’da ekonomik konaklama seçeneklerinden lüks tatil köylerine kadar çeşitli alternatifler mevcuttur. Sosyal medyada sürekli pahalı olarak lanse edilen Bodrum’un gerçek yüzünü görmemiz ve esnafımıza destek olmamız çok önemli. Ünlü sanatçılarımız ve fenomenlerden Bodrum’a zarar verecek paylaşımlardan kaçınmalarını rica ediyoruz. Gelir kaybı nedeniyle tatile çıkamayan orta gelir grubunu desteklemek ve küçük esnafın zincir marketlere yenik düşmesini engellemek için hep birlikte hareket etmeliyiz.”



ree

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 14 Ağu 2024
  • 3 dakikada okunur
Yaz denince ilk akla deniz, kum, güneş ve tatil gelir. Doğru güneşlenmenin sağlık üzerindeki etkileri çok büyük ancak uzmanlar yaz tatilindeki tehlikelere karşı uyarıda bulunuyor. Tatilde yanlış beslenme, aşırı tüketilen şekerli ve yapay tatlandırıcılı içecekler, fazla güneşte kalma, fazla efor ve yanlış yüzme kalp krizini tetikleyebiliyor. Yaz tatillerinde kalp krizi riskinin artmasına neden olan faktörleri sıralayan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İsmail Ateş, kalp hastaları için alınabilecek önlemlere dikkat çekti. İşte o hayati bilgiler...

ree

Tatilde Yedikleriniz ve İçtikleriniz Kalbinizi Yorabilir

Yüksek sıcaklıklar vücut üzerinde stres yaratabilir ve kalp krizi riskini artırabilir. Sıcak hava, vücut ısısını düzenlemek için kalbin daha fazla çalışmasına neden olur. Bu da özellikle önceden kalp hastalığı olan kişilerde risk yaratır. Sıcak havalarda yeterince su içmemek, vücutta sıvı kaybına (dehidrasyona) yol açar. Dehidrasyon, kanın koyulaşmasına ve pıhtılaşma riskinin artmasına neden olabilir. Bu da kalp krizi riskini artırır. Öte yandan tatil dönemlerinde artan fiziksel ve özellikle alışık olunmayan yoğun aktiviteler, kalp üzerinde stres yaratabilir ve risk oluşturabilir. Aniden yoğun fiziksel aktiviteye başlamak kalp krizi riskini artırabilir. Bir diğer risk oluşturan neden de yaz tatilinde yapılan yanlış beslenmedir. Tatillerde beslenme alışkanlıkları değişebilir ve fazla yağlı, tuzlu yiyecekler ile alkol ve şekerli içeceklerin tüketimi artabilir. Bu durum, kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir ve kalp krizi riskini artırabilir. Özellikle uzun mesafeli yolculuklar da stres seviyelerini artırabilir ve uyku düzenini bozabilir. Bu da kalp sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu faktörler göz önünde bulundurularak yaz tatillerinde kalp sağlığını korumak için düzenli su içmek, aşırı sıcaklardan kaçınmak, fiziksel aktiviteleri yavaşça artırmak, sağlıklı beslenmek ve alkol ile şekerli yapay tatlandırıcılı içeceklerin tüketimini sınırlamak önemlidir.


Doç. Dr. İsmail Ateş | Kardiyoloji Uzmanı
Doç. Dr. İsmail Ateş | Kardiyoloji Uzmanı

Bu Belirtileri Yaşıyorsanız Dikkat

Deniz sezonunun açılmasıyla kalp krizi vakalarında artış yaşanıyor. Denizde yapılan hayati hatalar şöyle. Kalp hastalarının yüzmeye başlamadan önce doktorlarından onay almaları çok önemlidir. Doktorun hastanın genel sağlık durumuna ve kalp hastalığının ciddiyetine göre hasta için uygun egzersiz seviyesini belirlemesi gerekir. Suyun sıcaklığı da çok önemlidir. Aşırı soğuk veya aşırı sıcak su, kalp üzerinde ekstra stres yaratabilir. Ilık suyun genellikle daha güvenli olduğu bilinmektedir. Soğuk su, kan damarlarının daralmasına ve kalbin daha fazla çalışmasına neden olabilir, bu da kalp krizi riskini artırabilir. Bir diğer önemli faktör de yüzmeye yavaş bir başlangıç yapmak gerekir. Yüzmenin de bir egzersiz olduğunu kabul edersek bu egzersize yavaş başlamak ve yavaşça yoğunluğu artırmak kalp hastaları için önemlidir. Aniden yoğun yüzme aktivitelerine başlamak kalp üzerindeki stresi artırabilir, bu da kalp krizini tetikleyebilir.


Uzun süreli yüzme sırasında düzenli aralıklarla mola vermek de önemlidir. Bu durum, kalbin dinlenmesini sağlar ve aşırı efordan kaçınılmasına yardımcı olur.

Kalp hastalarının güvenlik açısından yalnız yüzmemeleri de büyük önem taşıyor. Yanında mutlaka birisinin olmasını öneriyoruz. Bu acil bir durumda hızlı müdahale edilmesini sağlayacaktır. Çok önemli bir uyarıyı da belirtilerle ilgili vermek istiyorum. Yüzme sırasında göğüs ağrısı, nefes darlığı, baş dönmesi veya aşırı yorgunluk gibi belirtiler ortaya çıkarsa, hastalar hemen durmalı ve dinlenmelidirler. Bu belirtiler ciddi bir duruma işaret edebilir. Sonuç olarak kalp hastaları doktorlarının onayını ve uygun önlemleri alarak yüzme gibi düşük etkili egzersizlerden fayda görebilirler. Bu, kalp sağlığını iyileştirmeye ve genel yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir.


ree

Bu İçecekleri Sınırlı Tüketin

Hem şekerli hem de yapay tatlandırıcılı içeceklerin uzun süreli tüketimi, atriyal fibrilasyon gibi kalp ritim bozuklukları riskini artırabilir. Amerikan Kalp Derneği, bu tür içeceklerin tüketiminin sınırlanmasını önermektedir. Ayrıca gazlı içecekler, meyve suları ve enerji içecekleri gibi yüksek şekere sahip içecekler kalp krizi riskini artırabilir. Aşırı şeker tüketimi, obezite, yüksek kan basıncı ve tip 2 diyabet kalp hastalığı risk faktörlerini artırabilir. Fazla alkol tüketimi de kan basıncını yükseltebilir ve kalp ritim bozukluklarına yol açabilir. Ayrıca alkol dehidrasyona neden olabilir. Bu da sıcak havalarda kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir. Kafeinli içeceklerin de dikkatli kullanılması gerekir. Kahve, çay ve enerji içecekleri gibi yüksek kafeinli içecekler, bazı insanlarda kalp atış hızını ve kan basıncını artırabilir. Özellikle yüksek miktarda kafein tüketimi, kalp krizi riskini artırabilir. Kalp sağlığını korumak için yaz tatilinde bu tür içeceklerin tüketimini sınırlamak önemlidir. Bunun yerine su, şekersiz bitki çayları veya taze sıkılmış doğal meyve suları gibi daha sağlıklı içecekler tercih edilebilir. Ayrıca yeterli miktarda sıvı alımına dikkat etmek ve aşırıya kaçmamak da önemlidir.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page