top of page
  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 19 Şub 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 29 Şub 2024

Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum’da yaşanan su sıkıntısını ortadan kaldırmak için Geyik Barajı’nı kamulaştırıp baraj suyunun tamamını içme suyu olarak Bodrum’a aktarmayı amaçlıyor.

Geyik Barajı
Geyik Barajı

Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon idaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü ekipleri Bodrum’un en büyük sorunu olan içme suyu problemini ortadan kaldırmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bölgeye ilave su sağlamak için birçok farklı projeyi hayata geçiren ekipler son olarak yeni çalışmaları hizmete sunuyor. Büyükşehir Belediyesi, Geyik Barajı’nı, Elektrik Üretim Anonim Şirketi’nden (EÜAŞ) satın alıp buradaki suyun tamamını Bodrum’a aktarmayı amaçlıyor.


Bodrum'un içme suyu sorunu Geyik Barajı ile çözülecek.
Bodrum'un içme suyu sorunu Geyik Barajı ile çözülecek.

DSİ İki Barajı Kapatmak Zorunda Kalmıştı

Muğla Büyükşehir Belediyesi MUSKİ Genel Müdürlüğü ekipleri, Bodrum’da su iletiminin mümkün olmaması nedeniyle DSİ tarafından kapatılmak zorunda kalınan iki baraja önlem olarak birçok farklı projeyi hayata geçirdi. Ekipler, Akgedik Barajı’ndan Bodrum’a su aktarımı için yeni içme suyu hattı ve depo yaparak Yarımada’ya önemli miktarda su sağladı. Ayrıca Sazköy ve diğer farklı su kaynaklarında yapılan çalışmalarla da Bodrum’a önemli miktarda su iletimi yapıldı.


Yeraltı su kaynaklarının sisteme dahil edilmesinin yanı sıra ekipler tarafından mevcut su gözlerinde ve içme suyu arıtma tesislerinde iyileştirmeler yapılarak sisteme daha fazla su kazandırılmasının dışında Bodrum’un gelecek nüfus projeksiyonu göz önüne alınarak yeni projelere başlandı.

Dr. Osman Gürün | Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı
Dr. Osman Gürün | Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı

Bodrum’un Su Sorununu Ortadan Kaldıracak Çözümler

Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışmalar kapsamında, Bodrum’un 2041 ve 2054 yıllarına kadar içme suyu sorunu bilimsel yönleriyle ele alındı. İlave ana su temini sağlanması için yapılan hesaplamalara göre 2041 yılına kadar Bodrum’un içme suyu ihtiyacının 52 milyon metreküp olduğu belirlenirken bu kapsamda birçok farklı projenin hayata geçirilmesi planlanıyor. Bunlardan en önemlisi ise Geyik Barajı’nın, Büyükşehir Belediyesi tarafından satın alınıp baraj suyunun tamamen Bodrum’a içme suyu olarak aktarılması projesi olacak. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyesi tarafından Geyik Barajının kamulaştırılması için gerekli işlemler yapılıyor. Baraj, EÜAŞ’den satın alındığı taktirde buradaki su sadece Bodrum’un kullanımına sunulacak ve ilçedeki su açığının çok büyük bir kısmı giderilecek.


Bunun yanı sıra Mumucular Barajı etrafında bulunan tüm mahallelere kanalizasyon şebekesi yapılarak evsel atıksu kirliliğinin önlenmesi ayrıca farklı noktalardaki dereler üzerinde çalışma yapılıp bunların Mumcular Barajı’na akmasının sağlanması içinde çalışmalar yapılıyor. Yine aynı çalışma kapsamında, yağmur suyu hasadı gibi farklı çözüm çalışmaları da yapılacağı vurgulanıyor. Bunun yanı sıra DSİ ana isale hatlarında da taşıma kapasitesinin artırılması için birçok farklı noktada terfi istasyonları ve yeni hat düzenlemeleri yapılacak.

  • Yazarın fotoğrafı: Oğuz Ateş
    Oğuz Ateş
  • 30 Ağu 2023
  • 5 dakikada okunur
Çevre sorunları ve iklim değişikliği, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri hâline gelmiştir. Bu sorunlara yönelik çözümler ararken ekolojik evler, sürdürülebilirlik ve çevre koruma açısından önemli bir rol oynamaktadır. Bu sayıdaki yazımda ekolojik evlerin ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve neden önemli olduklarını anlatmak istiyorum.

ree

Günümüzde çevre ve iklim değişikliği endişeleri, enerji kaynaklarının sınırlı ve çevreye zarar veren etkileri giderek daha fazla hissediliyor. Fosil yakıtların kullanımı, küresel ısınma, hava kirliliği ve doğal yaşamın bozulması gibi ciddi sorunlara neden olmaktadır. Bu durum insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri hâline gelmiştir. Bu nedenle sürdürülebilir enerji, çevreye zarar vermeden ve kaynaklarımızı tükenmeden karşılayabileceğimiz enerji seçeneklerini ifade eder. Artan nüfus, kaynak tüketimi ve çevre kirliliği gibi faktörler, gezegenimizin doğal denge ve ekosistemlerine ciddi zararlar vermektedir. Bu durum, daha sürdürülebilir ve ekolojik tasarım yaklaşımlarına olan ihtiyacı vurgulamaktadır. İşte bu noktada, “Ekolojik Ev Tasarımı” önemli bir rol üstlenerek çevreye ve insan sağlığına duyarlı bir şekilde yaşam alanlarını oluşturma amacını taşır.


Sürdürülebilir enerji, doğal kaynakları çevreye zarar vermeden ve gelecek nesillere de aktarılarak kullanma ilkesine dayanır. Bu enerji türü, fosil yakıtların aksine doğada yenilenebilir bir şekilde sürekli olarak üretilir. Fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan sera gazı emisyonları, küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açar. Sürdürülebilir enerji kaynakları ise bu olumsuz etkileri minimize eder veya tamamen ortadan kaldırır. Sürdürülebilir enerji kaynakları, doğal kaynakları tüketmez ve zararlı emisyonlar oluşturmaz. Bu sayede hava ve su kirliliği azalır, ekosistemler korunur ve biyolojik çeşitlilik desteklenir.


ree

Sürdürülebilir ev, inşa ve kullanım aşamalarında çevresel etkileri en aza indiren ve doğal kaynakların etkin bir şekilde kullanıldığı, enerji tasarruflu bir konut tipidir. Bu evler, enerji verimli yapı malzemeleri, güneş enerjisi, yağmur suyu toplama sistemleri, geri dönüştürülmüş malzemeler ve çevreye duyarlı tasarım prensipleri kullanılarak inşa edilir. Ayrıca, enerji tüketimini izleyen akıllı ev teknolojileri ve enerji verimli ev aletleri sürdürülebilir evlerin temel özelliklerindendir.


Ekolojik evler, çevre dostu malzemeler ve teknolojiler kullanılarak tasarlanan ve inşa edilen sürdürülebilir yaşam alanlarıdır. Bu tür evler, çevre üzerinde minimum etkiye sahip olmayı amaçlar ve enerji, su ve diğer doğal kaynakların kullanımını en aza indirir. Ayrıca, ekolojik evler genellikle çevre dostu inşaat yöntemlerini benimser ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı enerji sistemleri kullanarak enerji tüketimini azaltır.


Sürdürülebilir ev tasarımı, enerji ve su verimliliği gibi çevre dostu özelliklerin yanı sıra doğal kaynakların dikkatli bir şekilde kullanılmasıyla uzun ömürlü, düşük karbon salınımına sahip ve çevreyle uyumlu bir yapı oluşturmayı amaçlar. Bu tasarım yaklaşımı, bina işletme maliyetlerini düşürerek ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri azaltarak sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir adım olarak kabul edilir.


ree

Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji

Ekolojik evlerin temel özelliklerinden biri, enerji verimliliğine odaklanmaktır. İyi yalıtılmış yapılar, enerji tüketimini azaltırken, güneş panelleri ve rüzgâr türbinleri gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanarak enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan elde etmek mümkündür. Ayrıca, akıllı ev teknolojileri sayesinde enerji tüketiminin izlenmesi ve düzenlenmesi de mümkün olmaktadır.


Ekolojik ev tasarımı, doğal çevreyi en az düzeyde etkileyen, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı, atık yönetimi ve su tasarrufu gibi sürdürülebilirlik prensiplerini ön planda tutan bir ev yapma sürecidir. Bu tasarım yaklaşımı, çevre dostu malzemelerin seçilmesi, enerji kullanımının azaltılması ve doğal kaynakların verimli bir şekilde kullanılması gibi çeşitli stratejileri içerir.


ree

Ekolojik evler, enerji tasarrufu sağlamak için yalıtım, doğal aydınlatma ve enerji verimli cihazlar gibi özelliklere sahiptir. Güneş panelleri gibi yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak elektrik üretimi sağlarlar. Yağmur suyu toplama sistemleri ve gri su geri dönüşümü gibi yöntemlerle su tüketimini azaltırlar. Düşük akışlı musluklar ve sifonlar da su tasarrufu sağlamak için kullanılabilir. Ekolojik evlerde genellikle doğal ve geri dönüştürülmüş malzemeler tercih edilir. Bu, çevresel etkiyi azaltmaya ve sürdürülebilirliği artırmaya yardımcı olur. Ekolojik evler, sera gazı emisyonlarını azaltarak düşük karbon ayak izine sahip olma hedefini taşırlar. Bu, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adımdır. Ekolojik evlerde yaygın olarak permakültür ve organik tarım uygulamaları bulunur. Kendi yiyeceklerini yetiştirerek, gıda tedariğini yerel ve sürdürülebilir bir şekilde sağlarlar.


ree

Ekolojik evlerin benimsenmesi, çevresel sürdürülebilirliği artırmanın yanı sıra bir dizi diğer faydaları da beraberinde getirir. Ekolojik evler, fosil yakıtlar ve diğer doğal kaynakların tükenmesine yönelik talebi azaltarak çevreyi koruma altına alır. Böylelikle, biyolojik çeşitlilik ve ekosistemlerin korunması desteklenir. Doğal malzemelerin kullanımı ve kimyasal madde içermeyen yapı malzemeleri, iç mekânlarda daha sağlıklı bir yaşam alanı yaratır. Sağlıklı iç mekân hava kalitesini teşvik edecek şekilde tasarlanır, evin içindeki hava kalitesini arttırır ve hava yolu hastalıklarının riskini azaltır. Ekolojik evler, enerji ve su tasarrufu sağlayarak hane halkı giderlerini azaltır ve aynı zamanda enerji bağımsızlığını destekler. Bu durum, enerji faturalarında tasarruf sağlarken enerji kaynaklarının sürdürülebilirliğini de destekler. Ekolojik evlerin yaygınlaşması, sürdürülebilir yaşam konusunda toplumsal farkındalığı artırabilir ve diğer yapıların da çevre dostu özelliklere sahip olmasına yol açabilir. Enerji verimli tasarım ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı, sürdürülebilir evlerin karbon ayak izini minimize eder. Bu da iklim değişikliği ile mücadeleye olumlu katkıda bulunur. Sürdürülebilir evler, uzun ömürlü ve dayanıklı malzemelerin kullanımı sayesinde bakım maliyetlerini düşürür.


ree

Geleneksel evlerde, atık üretimi ve yönetimi büyük bir sorun teşkil ederken ekolojik ev tasarımı, atık üretimini minimize etmeye odaklanır. Geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımı, organik atıkların kompostlanması ve gri suyun (duş, bulaşık suyu vb.) geri kazanılması gibi uygulamalarla atık miktarı azaltılırken doğal kaynaklar da korunmuş olur. Su hayati bir kaynaktır, kontrolsüz bir şekilde su kaynakları tüketilmekte ve kimyasal atıklarla kirletilerek kullanılabilir su özelliğini yitirmektedir.


Bu nedenle, ekolojik evler su tasarrufunu önemser. Düşük su tüketimli armatürlerin kullanımı, yağmurlama sistemleri ile bahçe sulamanın optimize edilmesi ve gri suyun geri kazanılması gibi yöntemlerle su kullanımı minimize edilir. Yeşil alanlar ekolojik evlerde, doğal yaşam alanlarına ve yeşil alanlara özel önem verilir.




ree

Evlerin çevresinde bahçeler, bitki örtüsü ve su özellikleri oluşturularak biyofilik tasarım prensipleriyle insanların doğayla daha yakın bağlantıları teşvik edilir. Bu hem ruh sağlığı hem de doğal ekosistemlerin desteklenmesi açısından büyük önem taşır. Pasif ev tasarımı, güneş enerjisi ve iç mekân ısıtma/soğutma için doğal havalandırmayı en üst düzeye çıkaracak şekilde tasarlanır. Coğrafi ve iklim koşullarına uygun yüksek kaliteli yalıtım ve kaliteli pencerelerle enerji tüketimini minimuma indirir. Yeşil çatılar, bitki örtüsüyle kaplanmış çatılardır. Bu çatılar, binanın ısı yalıtımında etkilidir, yağmur suyu toplar ve çevreye estetik bir katkıda bulunur.


Sürdürülebilir enerji, geleceğin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için vazgeçilmez bir unsurdur. Fosil yakıtların çevreye ve doğal kaynaklara verdiği zararların önlenmesi için sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelmeliyiz. Güneş, rüzgâr, hidroelektrik, biokütle ve jeotermal enerji gibi kaynaklar, ekolojik dengenin korunmasına ve enerji güvenliğinin sağlanmasına katkı sağlayacaktır.


ree

Bireyler, kurumlar ve devletler olarak sürdürülebilir enerjiye olan yatırımları artırarak daha temiz ve yaşanabilir bir dünya için adımlar atabiliriz. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için sürdürülebilir enerjiye olan desteğimizi sürekli kılmamız gerektiğini unutmamalıyız.


Ekolojik ev tasarımı, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakma sorumluluğuyla, çevreye duyarlı ve enerji verimli evlerin tasarlanmasıdır. Enerji tüketiminin azaltılması, su tasarrufu, çevre dostu malzeme kullanımı gibi sürdürülebilir ev tasarımı ilkeleri hem bireylerin hem de toplumların çevresel etkilerini azaltmalarına yardımcı olur. Bu nedenle mimarlar, inşaat sektörü ve hatta bireyler olarak hepimizin sürdürülebilir ev tasarımını teşvik etmek ve uygulamak için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmemiz hayati önem taşımaktadır. Geleceğe doğru adımlar atmamızı sağlayacak bu tasarım yaklaşımı, sadece bireylerin yaşam kalitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda çevremizi korumak için de önemli bir rol oynayacaktır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için ekolojik tasarım ilkelerini benimsemek ve uygulamak büyük bir gerekliliktir. Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, atık yönetimi ve su tasarrufu gibi unsurlar, ekolojik evlerin sadece bireysel düzeyde değil, toplumsal düzeyde de büyük bir etkiye sahip olmasını sağlar. Herkesin ekolojik ev tasarımına katkı sağlaması, daha sürdürülebilir ve çevre dostu bir geleceğin temellerini atmamıza yardımcı olacaktır. Ekolojik evler bireysel ve küresel çapta çevre dostu bir yaşam biçimi sunar. Geleceğimizi güvence altına almak ve doğal kaynakları korumak için bu sürdürülebilir evlere geçiş yapmak, hepimizin üzerine düşen sorumluluklardan biridir. Sadece çevre için değil, aynı zamanda daha sağlıklı ve ekonomik açıdan sürdürülebilir bir yaşam için de ekolojik evler önemli bir adım olacaktır.

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 25 Ağu 2023
  • 2 dakikada okunur
Potansiyelini her ölçekte kanıtlayan yapay zekâ teknolojileri, siber saldırganlara da yeni kapılar açtı. Siber güvenlik ekosistemi, yapay zekâyla saldırı süreçlerini hızlandıran ve daha karmaşık saldırılar düzenleme yeteneği kazanan siber suçluların üstesinden yine yapay zekânın gelebileceğini düşünüyor.

ree

Hızlı dijitalleşme ve yapay zekâ gibi yükselen teknolojiler siber saldırganların elini güçlendirirken, siber güvenlik konusundaki endişeleri de artırdı. Öte yandan iş dünyası, siber riskleri azaltmak ve tehditlere karşı daha dayanıklı olmak için yapay zekâyı benimsemeye başladı. Acumen Research tarafından yürütülen bir araştırma, 2021’de 14,9 milyar dolar büyüklüğe sahip olan yapay zekâ (AI) tabanlı siber güvenlik ürünleri pazarının 2030’a kadar 133,8 milyar dolara ulaşacağını öngördü.


Küresel standartlarda DNS güvenliği çözümleri sunan DNSSense’in Yapay Zekâ Takım Lideri Ebubekir Buber, şunları söyledi: “Siber güvenlik ve yapay zekâ konularında madalyonun iki yüzü var. Bir yanda yapay zekâ gibi yeni teknolojileri kullanarak daha karmaşık saldırılar düzenleyebilen siber saldırganlar yer alıyor. Diğer yanda ise yapay zekâdan beslenen siber tehditlere karşı yine yapay zekâ tabanlı siber güvenlik çözümleriyle karşı konulabileceğini düşünen şirketler konumlanıyor.


ree

IBM’in Siber Güvenlik İçin Yapay Zekâ ve Otomasyon raporunda, dünya çapındaki şirketlerin yüzde 93’ünün ilerleyen süreçte yapay zekâyı siber güvenlik süreçlerinde kullanmayı düşündüğü görüldü. Siber güvenlikte yapay zekâ kullanımı konusunda en iyi performansı ortaya koyan şirketler, güvenlik odağındaki yatırım getirilerini yüzde 40 artırırken, veri ihlali maliyetlerini de en az yüzde 18 azalttı.


2022’nin son aylarında yayımlanan veriler küresel siber güvenlik ihlalleri ve siber suçların maliyetinin yıllık 1 trilyon dolara ulaştığını gösteriyor. Bu rakam küresel gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde birine karşılık geliyor. İşletmeler hızla dijitalleşiyor, her katmanda kurumsal ağa bağlı daha çok cihaz kullanılıyor. Uzaktan çalışma yaklaşımı yaygınlaştıkça iç tehdit kaynaklı riskler de artıyor. Siber saldırganların yapay zekâ gibi teknolojileri benimsemesi, tehditleri insan gücüyle öngörülemez hâle getirirken, işletmeleri her açıdan kırılganlaştırıyor. Bu ortamda güçlü bir siber güvenlik altyapısı kurmak için uygulama katmanının en altında, başka bir deyişle kurumsal ağların merkezinde yer alan DNS güvenliğine önem vermek ve ağlardaki kötü amaçlı trafiği algılayan yapay zekâ destekli sistemlere yönelmek gerekiyor.


ree

Günlük 240 Bin Zararlı Domain

İnternetin tamamının verisini elinde tutan yapay zekâ destekli domain sınıflandırma çözümümüz Cyber X-Ray’den aldığımız veriler, 2022’nin ikinci yarısında her gün ortalama 240 bin zararlı domain kaydedildiğini gösterdi. Siber saldırganlar, güvenlik önlemlerinden kaçınmak ve zor tespit edilen saldırılar düzenlemek için yapay zekâ tabanlı domain oluşturma algoritmalarını (DGA) kullanıyor. Bu durum ağ trafiğinin sürekli izlenmesini, tüm ağ kullanıcılarının DNS seviyesinde korunmasını, saldırılar gerçekleşmeden diğer güvenlik çözümlerinin bilgilendirilmesini ve tetiklenmesini gerektiriyor.


ree

Uçtan Uca Görünürlük

Siber güvenlikte yapay zekâ, doğal dil işleme ve makina öğrenmesi gibi yüksek teknolojilerin kullanımına ilişkin akademik çalışmalar yürüten bir ekibe sahibiz. 7 ülkede milyonlarca kullanıcıyı internete güvenli bir biçimde bağlayan DNSSense olarak geliştirdiğimiz Cyber X-Ray, portföyümüzdeki diğer çözümlerin de veri kaynağı olarak konumlanıyor. Kurumsal ağ trafiğini sürekli izleyen DNSEye, işletmelere DNS güvenliğinde uçtan uca görünürlük sunarken, bulut tabanlı koruma çözümümüz DNSDome, bir ağı kullanan tüm kullanıcı ve cihazları internetteki zararlı içeriklerden koruma görevini üstleniyor. Çözümlerimiz siber güvenlik ekiplerinin yükünü azaltırken, farklı güvenlik çözümlerinin etkinliğine de katkıda bulunuyor.”

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page