top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 7 Kas 2022
  • 4 dakikada okunur
Bella henüz 2 yaşında Toy Poodle cinsi bir köpek... Ama o kendini bir köpek olarak görmüyor. Hatta köpeklerden mümkün olduğunca uzak duruyor. O kendini insan sanıyor. İnsanlarla yaşamayı, onlarla oynamayı, yemeyi, gezmeyi seviyor. Her ne kadar konuşamasa da çıkardığı sesler ve fiziksel hareketleriyle kendini insanlara çok iyi anlatıyor. Lise yıllarında Tiny ismini verdiği bir köpeği sahiplenen Yasemin Hanım, bir süre sonra tüm sorumluluğu annesine bırakmış. Yıllar sonra bu kez kendisi anne pozisyonundayken kızları Ece ve Alara’nın bir köpek sahiplenme isteklerini, geçmişte yaşadığı bu tecrübesi yüzünden sürekli reddetmiş. Emin Bey ise aynı evde bir evcil hayvanla yaşama fikrine çok uzakmış. Ece ve Alara ebeveynlerinin karşı çıkmalarına rağmen bir evcil hayvan sahiplenme fikrinden asla vazgeçmemişler. Ve sonunda onları ikna edip Bella’larına kavuşmuşlar. Bella, şimdilerde Serdaroğlu Ailesi’nin en büyük neşe kaynağı.

ree

Sahiplenme hikâyeniz nedir?

Yasemin: Kızlarımız Ece ve Alara, köpek sahibi olmayı çok istiyordu fakat biz, özellikle de eşim bir türlü ikna olmuyordu. Geçtiğimiz yaz denizdeyken minik bir köpekle çok ilgilendiler. Sürekli yanına gittiler, onunla oynadılar ve ondan o kadar bahsettiler ki bu da bizi ikna etti. İkna olduğumuzu bir tek eşim ve ben biliyorduk ve kızlarımıza sürpriz yapmak istiyorduk. Toy Poodle cinsi köpekleri araştırdık. Çevremde bu işle ilgilenen güvendiğim birine danışarak sahipleneceğimiz yer ile irtibata geçtik. Kızlar, eşimin hâl ve hareketlerinden bunu fark edip, mesajlarını ve konuşmalarını gizlice takip altına almışlar. Biz bunu sonradan öğrendik. Eşim İstanbul’a gittiğinde daha öncesinde görüntülerinden ve videolarından hayran kaldığımız Bellamızı alarak eve getirdi.


ree


İlk karşılaşmanızda ne hissettiniz?

Emin: “İlk karşılaşan bendim. Ben köpek sahibi olma fikrine bu kadar uzakken, Bella ile ilk karşılaşmamızda onunla aramda farklı bir elektrik oluştu. Uçakta bile İstanbul’a gelene kadar devamlı kucağımdaydı.”

Yasemin: “Küçücük ve kıvır kıvır bir şey bana bakıyordu. En az çocuklar kadar heyecanlıydım.”

Ece: “Ben Bella ile ilk karşılaştığımda çok heyecanlı ve sevinçli hissetmiştim. Çünkü uzun süredir hayalini kurduğumuz şey gerçekleşmişti.”

Alara: “Ben Bella’yı ilk gördüğümde bu kadar tatlı bir köpeğin benim köpeğim olduğuna inanamadım. Hayatımda en mutlu olduğum anlardan biriydi.”



İsmini nasıl koydunuz, sizin için özel bir anlamı var mı?

Yasemin: Kızım Alara, en baştan beri bir gün köpeği olursa adını Bella koyacağını söylüyor ve tüm oyunlarında Bella adını kullanıyordu. Biz de çok beğendik ve ismi Bella oldu.


Cinsi nedir, bu cinsin en belirgin özellikleri nedir?

Yasemin: Cinsi Toy Poodle ve en belirgin özellikleri; dünyanın en zeki ikinci köpeği olması, tüy dökmemesi, koku olmaması ve ev yaşamına çok uygun bir köpek olması.

ree

Nasıl iletişim kuruyorsunuz, isteklerini size nasıl anlatıyor?

Yasemin: Kendini insan zanneden bir köpek cinsi. Bir tek konuşamıyor o kadar. Neredeyse her söylediğimiz şeyi anlıyor. İsteklerini beden diliyle ve farklı ses tonları kullanarak ifade ediyor. En çok istediği şey bizim yemeklerimize ortak olabilmek.

Neden bir evcil hayvan sahiplenmek istediniz?

Alara ve Ece: Evcil hayvan sahiplenmek istememizin sebebi, bize göre her insanın bir evcil hayvanı olmalıdır. Çünkü evcil hayvanlar, sahiplerine karşılıksız olarak sevgilerini sunar ve anlattıklarını yargılamadan dinlerler.


ree

Karar vermeden önce, evde bir hayvanla yaşamanın nasıl bir şey olduğuna dair bir fikriniz var mıydı?

Yasemin: Benim ilk tecrübem değildi. Lise yıllarımda ailem ile yaşarken sahiplenmiş olduğum, Tiny isminde çok sevdiğim Terrier cinsi bir köpeğim vardı. Tabii o zaman da köpeğimle ilgili neredeyse tüm sorumluluk anneme kalmıştı. Bu defa evin annesi ben olduğum için başıma geleceklerin az çok farkındaydım. Köpekleri çok sevmeme rağmen sahiplenme konusunda ilk başlardaki kararsızlığım bundan kaynaklanıyordu.

Emin: İlk başlarda evcil bir hayvanla aynı evde yaşama fikri bana çok uzak bir kavramdı. Bella’yla tanıştıktan sonra düşüncelerim tamamen değişti.


ree

Patili dostunuzun aileye katılmasından sonra hayatınız nasıl değişti?

Yasemin: Bella ile birlikte hayatımızda pek çok şey değişti. En başta dışarıda onsuz geçirdiğimiz zaman kısıtlandı. Çünkü evde sizi bekleyen ve tüm dünyasının merkezinde olduğunuzu bildiğiniz bir canlı var. Dolayısıyla dışarıda onunla birlikte gidebileceğimiz yerleri seçiyoruz. Tatil planlarımızı ona göre yapıyoruz. Yanımıza alamadığımız durumlarda ne kadar güvenli bir ortamda da olsa aklımız onda kaldığı için tatil süresini çok daha kısa tutuyoruz. Hayatımızda pozitif anlamda bir çok şeyi de değiştirdi diyebilirim.

Emin: En büyük değişim bende oldu. Bir hayvanla yaşama fikrine bu kadar uzakken şimdi onsuz bir günü bile düşünemiyorum ve evde devamlı onunla temas hâlindeyim.


ree

Bir evcil hayvana sahip olmanın olumlu ve olumsuz yanları nedir?

Yasemin: Bana göre olumlu yönlerinin yanında olumsuz yönleri çok az. Bir kere çok büyük bir sevgi var işin içinde hem de karşılıksız. Gün içinde ne kadar yorgun ve stresli olsanız da günün sonunda eve geldiğinizde sizi tüm içtenliğiyle bekleyen bir dostunuz var. Sizi sakinleştiriyor ve dinginleştiriyor. Bir canın sorumluluğunu almak elbette ki kolay değil. Onun bakımı, mamaları, aşıları... Hepsi eksiksiz ve özenle takip edilmeli. Yorgun bir günün ardından onun egzersiz ihtiyacı, oyun ve temposuna ayak uydurabilmek bazen zorlayıcı olsa da onunla yaşamanın keyfinin yanında hiç bir şey değil. En stresli zamanlarda bile o kadar iyi geliyor ki özellikle çocuklara kattığı sorumluluk, paylaşma ve mutluluk duygusu paha biçilemez.


Evcil hayvan sahiplenmek isteyenlere mesajınız nedir?

Yasemin: Sahiplenmeden önce çok iyi düşünün ve öyle karar verin. Onları ailenin yeni bir üyesi olarak görecek, koşulsuz sevebilecek, tüm ihtiyaçlarını eksiksiz bir şekilde karşılayabilecek ve asla terk etmeyecekseniz sahiplenin. Bu koşulları yerine getirebilecek olan herkese bu büyük sevgiyi yaşamalarını gönülden tavsiye ederim. Tüm bu sorumlulukları yerine getiremeyecek olanlar, geçici bir heves olarak görenler lütfen bir evcil hayvan sahiplenmesin. Evcil hayvanlar için terk edilmek çok büyük bir travma. Özellikle, yazın bir kaç aylığına Bodrum gibi tatil beldelerinde, bir hevesle evcil hayvan sahiplenip sonra da giderken onları sokağa bırakan çok fazla insan var. Bu onlara yapılabilecek en büyük kötülük.


ree

  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 2 Kas 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Ağu 2023


Seda Küçük | Ajans Başkanı
Seda Küçük | Ajans Başkanı

Merhaba,


Bundan tam bir yıl önce, büyük bir heyecanla yayın hayatına başlamış ve sizlerle buluşmuştuk. Bu yolda en büyük motivasyonumuz, övgü dolu sözleriniz ve harika geri dönüşleriniz oldu. Bodrum Dergi o kadar beğenilidi ki artık tüm Türkiye’de bilinen bir marka hâline geldi. Turkcell Dergilik platformunda yayımlanan dergimiz aynı zamanda bodrumdergi.com web sitesi ve @bodrumdergi Instagram sayfasıyla her sayısında en az 50 bin kişiye ulaşıyor. Sizden aldığımız güçle her sayı daha iyisini yapmak için çok çalışıyoruz...


Değerli Okuyucular,


Bodrum sadece Türkiye’nin turizm başkenti değil aynı zamanda festivaller kenti. Yıl boyunca pek çok festivale ev sahipliği yapan Bodrum’un en prestijli etkinliği hiç şüphesiz, tam 34 yıldır deniz ve yelken tutkunlarını Bodrum’da bir araya getiren ve bu yıl da “Maviye Güç Katıyoruz” mottosu ile gerçekleştirilen American Hospital The Bodrum Cup yelken yarışları. 1 hafta süren ve yelken yarışlarının yanısıra kültür sanat etkinlikleri ile de fark yaratan The Bodrum Cup, bu yıl Athena’nın muhteşem konseriyle sona erdi. Akdeniz’in en büyük yelken yarışlarını bir marka hâline dönüştüren başta Organizasyon Komitesi Başkanı Süleyman Uysal olmak üzere orgnazisayonda görev alan gönüllüler, yarışmacılar, sponsorlar ve emeği geçenlere bir Bodrumlu olarak teşekkür ediyorum.


ree
Bodrum Dergi | Sayı: 05 | Kasım 2022

Bodrum’un, turizmde geldiği konum nedeniyle geri planda kalan bir diğer markası da Yeşil Bodrum Mandalini. Bodrum Belediyesi, Bodrum Ticaret Odası ve Bodrum Kent Konseyi Coğrafi İşaret Çalışma Grubu, “Bodrum’un Yeşili” sloganıyla Yeşil Bodrum Mandalini ile ilgili farkındalık oluşması için bir proje başlattı.


Muhteşem rengi, enfes kokusu ve doğallığıyla Yeşil Bodrum Mandalini umarım bu projeyle hak ettiği değeri bulur.

Muhteşem denizi ve harika doğasıyla her yıl ziyaretçi akınına uğrayan Bodrum’da her zevke, her damak tadına uygun bir kahvaltı alternatifi bulmak mümkün. Bu sayımızda Bodrum’un doğayla iç içe ve sadece kahvaltı üzerine hizmet veren en popüler 5 mekânını sizin için derledik.


Birbirinden güzel koylarıyla bilinen Muğla’nın bu sayımızdaki durağı, Çökertme Koyu... Geçtiğimiz yıl yangınlarda büyük zarar gören ormanların eski yeşilliğinden uzak görüntüsüne rağmen huzur içinde tatil yapmak isteyenler ve uzun gece sohbetlerini sevenler için ideal bir yer. Taşlık plajı, muhteşem denizi, küçük pansiyonları ve restoranları ile tam bir huzur köyü havasına sahip olan bu bölge Milas sınırlarında bulunuyor.


Yazın bitişi, sonbaharın gelişiyle birlikte bazı bölgeler kış moduna girse de bazı bölgelerde hâlâ sarı yaz modu açık. Türkiye’de sonbaharda denize girilebilecek 12 özel destinasyonu sizler için listeledik.


İlginizi çekebilecek dopdolu içeriğiyle Bodrum Dergi’nin Kasım sayısına bir göz atmanızı öneririm.


Keyifli Okumalar,


  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 7 Eyl 2022
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 17 Eyl 2022

Her kitap yeni bir yolculuktur. İster okuyun ister dinleyin o an nerede olduğunuzun bir önemi yoktur. Sizi okuduğunuz ya da dinlediğiniz kitapla birlikte astral yolculuğa çıkarır. Bazen kendi içsel yolculuğunuz olur bu bazen de başkalarının hayatlarında savrulurken bulursunuz kendinizi. Bir yandan okursunuz diğer yandan kafanızda mekânları ve karakterleri canlandırır, onlarla birlikte o öykünün içinde sürüklenirsiniz. Ya da bir öğretinin içinde kendinizi test ederken bulursunuz. Okudukça hayata yeni anlamlar yükler, yaşamınızda yenilenmeye ihtiyaç duyarsınız.


ree
Seni Yoran Her Şeyi Bırak

Müthiş Psikoloji


Kimsenin hayalindeki insan olmak zorunda değilsiniz. Duygularından ve tepkilerinden şüphe mi ediyorsun? Kendini çoğu zaman suçlu ve eksik mi hissediyorsun? Kararlarını ve olayları algılama şeklini sorguluyor musun? İlişkini kaybetme korkusu yaşıyor musun? Hep özür dileyen ve kendini açıklamaya çalışan taraf mısın? Özgüvenin giderek azalıyor mu? Sürekli endişeli misin? “Ben böyle değildim, ne oldu bana?” diye düşünüyor musun? Güçsüz ve yalnız mı hissediyorsun? Olay mahallinde yalnız değilsin. Biri seni böyle olduğuna ikna etmeyi başarmıştır. Hayatının en güçlü olduğun alanlarında duygusal manipülasyona maruz kaldığının farkında bile değilsin. Suçluları uzakta arama, manipülatörler cinayet mahallinde dolaşan katiller gibi en yakınındakilerdir hatta en sevdiklerin... Bu kitap maruz kaldığın duygusal manipülasyonları fark etmeni, kendini korumanı ve süreci güçlü biçimde yönetmeni sağlayacak, seni yoran her şeyden kurtulmanın kapılarını açacaktır.



ree
Körlük

Jose Saramago


Körlüğün getirdiği kaostan doğan yeni bir düzen… Adı bilinmeyen bir ülkenin adı bilinmeyen bir kentinde, arabasının direksiyonunda trafik ışığının yeşile dönmesini bekleyen bir adam ansızın kör olur. Ancak karanlıklara değil, bembeyaz bir boşluğa gömülür. Arkasından, körlük salgını bütün kente, hatta bütün ülkeye yayılır. Ne yönetim kalır ülkede ne de düzen; bütün körler karantinaya alınır. Hayal bile edilemeyecek bir kaos, pislik, açlık ve zorbalık hüküm sürmektedir artık. Yaşam durmuştur, insanların tek çabası, ne pahasına olursa olsun hayatta kalmaktır. Roman, kentteki akıl hastanesinde karantinaya alınan, oradan kurtulunca da birbirinden ayrılmayan, biri çocuk yedi kişiye odaklanır. Aralarında, bütün kentte gözleri gören tek kişi olan ve gruptakilere rehberlik eden bir kadın da vardır. Bu yedi kişi, cehenneme dönen bu kentte, hayatta kalabilmek için inanılmaz bir mücadele verir. Saramago’nun müthiş bir gözlem gücüyle betimlediği bu kaotik dünya, insanın karanlık yüzünün simgesi.



ree
Dokunmadan

Nermin Yıldırım


Adalet, yirmi dokuz yaşında genç bir kadın. Hayata ve insanlara dokunmadan ne mutlu ne mutsuz, öylesine yaşayıp gitmektedir. Ta ki doktoru, ölümcül bir hastalığa yakalandığını söyleyene dek... Hastalığı için kendini suçlayan Adalet, hayatını didik didik ederek, ilk günahını, masumiyetini kaybettiği ilk gerçek suçunu bulmaya çabalar. Bu uğurda çıktığı yolda kendiyle de içinde yaşadığı ülkeyle de yeniden tanışacaktır. Dokunmadan, kahramanın hayatı sorguladığı, değişimi yaşadığı ve belki de aşka rastladığı sürükleyici bir yolculuğa davet ediyor okuru.


Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page