top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Prof. Dr. Mete Güngör
    Prof. Dr. Mete Güngör
  • 27 Eyl
  • 4 dakikada okunur
Menopoz bir son değil, kadın sağlığında yeni bir dönemdir. Doğal bir biyolojik süreç olan menopoz, bazı fiziksel ve duygusal değişiklikleri beraberinde getirebilir. Bu rehberde; belirtilerden nedenlere, tanıdan tedavi seçeneklerine, yaşam tarzı önerilerinden alternatif yaklaşımlara kadar menopoz sürecini anlamanızı ve sağlıklı bir şekilde yönetmenizi sağlayacak tüm bilgileri bulabilirsiniz.

ree

Menopoz, âdet kanamalarının son bulduğu andır. Menopoz yaşı ortalama 48-52 dir. 12 aylık bir âdet görmeme süresinden sonra menopoz tanısı konur. Menopoz, doğal biyolojik bir süreçtir. Bir hastalık değildir. Fakat sonrasında hormon eksikliğine bağlı görülen ateş basması, emosyonel ve fiziksel semptomlar enerjinin düşmesine, motivasyon kaybına ve hayat kalitesinin bozulmasına yol açar. Bu menopoz sonrası dönem için yaşam stili düzenlemelerinden hormonal tedavilere kadar birçok etkili tedavi yöntemi vardır.


SEMPTOMLAR

Menopoza yaklaşırken (premenopozal dönem) geçen aylar ve yıllar içinde görülebilecek semptomlar:


Düzensiz periyodlar: Genellikle âdetler uzun aralıklarla olmaya başlar ve 2-3 ay atlayabilir sonra tekrar düzene girer. Bazen kısa aralıklarla kanamalar olabilir, bazen de kanama miktarlarında artış olabilir. Bu düzensizlikler içinde bazen nadir de olsa gebe kalınabilir.


  • Bu düzensizlikler her kadında farklılık gösterir, bazen de aniden kanamalar kesilebilir.

  • Vajinal kuruluk, cinsel ilişkide acı

  • Ateş basmaları

  • Gece terlemeleri

  • Uyku problemleri

  • Unutkanlık

  • Duygu durumu değişiklikleri

  • Kilo alımı ve metabolizmanın yavaşlaması, göbek çevresinde yağlanma

  • Cilt kuruluğu ve saçların incelmesi

  • Göğüslerin küçülmesi


ree

NEDENLERİ

  • Üreme hormonlarının doğal olarak üretiminin azalması ve durması: 30’lu yaşların sonlarına gelince overler daha az estrojen ve progesteron hormonu üretir ve doğurganlık azalmaya başlar. 40’lı yaşlarda âdet düzenleri uzun veya kısa, yoğun veya az miktarda, sık veya uzun aralıklarla olabilir. Ortalama 50 yaşında overler de yumurta üretimi durur ve âdetler kesilir.

  • Histerektomi: Sadece rahmin çıkartılıp yumurtalıkların yerinde bırakıldığı durumlarda menopoza hemen girilmez. Rahim olmadığı için artık âdet görülmemesine rağmen yumurtalıklar, yumurta ve estrojen/progesteron hormonları üretir. Ancak rahim ile birlikte yumurtalıklarda alınırsa, hasta menopoza girer ve menopozal şikayetler şiddetli olarak ve aniden başlar.

  • Kemoterapi ve Radyoterapi: Kemoterapide kullanılan ilaçlar geçici ve kalıcı olarak yumurtalık fonksiyonlarını bozar. Günümüzde kullanılan kemoterapilerin çoğunda yumurtalık fonksiyonları bir sene içinde büyük oranda geri gelir. Radyoterapi ise over fonksiyonlarını büyük oranda kalıcı olarak ortadan kaldırır.

  • Primer over yetmezliği: Kadınların yaklaşık yüzde 1’i, 40 yaşından önce menopoza girer (erken menopoz). Bu genetik veya otoimmun hastalıklar nedeniyle olabilir ancak çoğunda belli bir neden bulamayız. Bu kadınlarda hormon replasman tedavisi en azından doğal menopoz yaşına kadar kullanılması tavsiye edilir.


ree

KOMPLİKASYONLAR

  • Kardiovasküler hastalıklarda artış: Estrojen düzeyleri düştüğünde kardiovasküler hastalıklar riski erkeklerdeki orana yükselir. Bu nedenle düzenli  egzersiz yapılması, sağlıklı diet programlarının uygulanması ve normal kilonun korunması gerekir.

  • Osteoporoz: Menopoza girildiğinde kemik yoğunluğunda hızlı bir azalma meydana gelir ve bunu izleyen 5 ila 8 yıl içinde osteoporoz ve kırık riski belirgin şekilde artar. Özellikle menopoz dönemine giren kadınlarda; daha önce düzenli fiziksel aktivite yapılmamışsa, sağlıksız bir beslenme geçmişi varsa ve genetik yatkınlık da söz konusuysa, östrojen desteğinin ortadan kalkmasıyla birlikte kemik erimesi süreci hızlanabilir ve daha kısa sürede osteoporoz düzeyine ulaşılabilir.

  • Üriner inkontinans: Menopoz sonrası vajen ve üretra elastikiyetini kaybeder. Sık idrar, yanma hissi, aniden idrar hissi ve kaçırma; gülme, öksürük ve karın içi basıncının arttığı durumlarda idrar kaçırması olur. Ayrıca daha sık idrar yolu enfeksiyonları ve sistit görülür. Kegel egzersizleri ve topikal vajinal estrojenler, inkontinans şikayetlerinin azalmasını sağlar. Hormon replasman tedavisi ve vajinal laser uygulamaları, üriner sistem ve vajinal değişiklikler için etkili bir tedavi olabilir.

  • Cinsel fonksiyonların bozulması: Vajinal kuruluk, kayganlık ve elastikiyeti kaybettirir ve cinsel ilişkide rahatsızlık bazen kanama ve dolayısıyla isteksizlik yaratır. Libido düşer. Bu durum için vajinal lubrikanlar, hyaluronik asit veya estrojen kullanılabilir.

  • Kilo alımı: Menopoz sonrası metabolizma yavaşladığı için çoğu kadında kilo artar. Göbek çevresinde erkeklerdekine benzer yağlanma olur. Bu nedenle mevcut durumu korumak için daha az yemek ve daha çok egzersiz yapmak gerekir.


TANI

Hastanın bulguları, bize menopoza girildiğini anlatır. Menopoz tanısı koymak için genellikle test yapmak gerekmez.


  • Adetlerin 12 ay boyunca kesilmiş olması: Menopozun en önemli belirtisidir.

  • Hastanın şikayetleri: Ateş basması, âdetlerin kesilmesi veya düzensizlik.

  • Hormon testleri: Menopozda FSH ve LH düzeyleri artar ve Estrojen düzeyleri düşer.


TEDAVİ

Menopoz bir hastalık değildir ve bu nedenle medikal bir tedavi gerekmez. Ancak menopoz sonrası ortaya çıkan kronik şikayetlerin  ve sonuçların önlenmesi ve hayat kalitesini korumak için çeşitli tedaviler uygulanır.


  • Hormon replasman tedavisi (HRT): Menopoz sonrası görülen şikayetlerin düzelmesi için en etkili tedavi eksik hormonun yerine konması yani Estrojen tedavisidir. Kişisel ve ailesel hikâyeye göre; düşük doz, kısa süreli tedavi hastayı rahatlatmak için kullanılabilir. Eğer rahim yerinde duruyorsa Estrojen tedavisine progesteron hormonu da eklenmelidir. HRT oral yolla veya  cilt yoluyla alınabilir. Estrojen tedavisi uzun vadede kemik erimesini de önler. Uzun süreli kullanımı meme kanseri riskini düşük bir oranda artırabilir. Hormon tedavisine, sizin için yarar ve zararlarını mutlaka doktorunuzla konuşup başlamalısınız.

  • Vajinal Estrojen: Vajinal kuruluğu azaltmak için vajinal estrojen krem, tablet veya ring şeklinde direkt vajene lokal olarak uygulanabilir. Düşük doz estrojen vajinal dokular tarafından emilir ve kuruluğu, cinsel ilişkideki rahatsızlıkları ve idrar yollarındaki şikayetleri azaltır.

  • Düşük doz antidepresanlar: Selektif serotonin re-uptake inhibitörleri (SSRIs) menopozal ateş basmalarını azaltmak için kullanılabilir. Özellikle estrojen kullanamayan veya kullanmak istemeyen hastalar için ve duygu bozuklukları olan antidepresyona ihtiyaç duyan hastalar için kullanışlıdır.

  • Osteoporozun önlenmesi ve tedavisi: Kalsiyum ve D vitamini kombinasyonları kemik erimesi riskini azaltır. Osteoporoz meydana gelmiş hastalar için de bifosfanatlar gibi kırık riskini azaltan çeşitli ilaçlar vardır.


ree

YAŞAM STİLİ DEĞİŞİKLİKLERİ

Ateş basmalarının önlenmesi:


  • Elbiseleri kat kat giymek

  • Soğuk su içilmesi

  • Birtakım soğutucuların kullanılması


Vajinal şikayetlerin azaltılması:


  • Su bazlı vajinal kayganlaştırıcılar veya bitkisel takviyeler.

  • Seksüel ilişkiye devam etmek vajen kan akımının devamını sağlar.

  • Vajinal Laser uygulamalar.


Uykunun düzenlenmesi:


  • Kafeinli ve alkollü içeceklerden uzak durun.

  • Gün içinde egzersiz.

  • Gevşeme teknikleri:

  • Nefes teknikleri,

  • Masaj,

  • Gevşeme egzersizleri,

  • Pelvik taban kasları egzersizleri: (Kegel) İdrar kaçırma şikayetlerini   azaltabilir.


Diyetin düzenlenmesi:


  • Meyve, sebze ve tam tahıllı besinlerin kullanılması,

  • Doymamış yağların ve şekerin kesilmesi.


Sigaranın kesilmemesi:


Kalp hastalığı, inme, osteoporoz ve kanser ihtimalini artırır.


  • Düzenli fiziksel egzersiz


ree

ALTERNATİF TEDAVİLER

  • Fitoestrojenler: Bu estrojen, bazı doğal besinler içinde bulunurlar. İki tip fitoestrojen vardır; isoflavinler ( soya fasülyesi, nohut, baklagiller içinde bulunur ) ve lignanlar ( keten tohumu, tahıl ve bazı sebze ve meyvelerde bulunur ). Bunlar düşük estrojen etkilidir dolayısıyla yararları ve zararları az olacaktır.

  • Bitkisel hormonlar: Bu hormonlar, bitkilerden elde edilen kimyasal ürünlere benzer hormonlardır. Geleneksel hormon tedavisine üstünlük sağladıkları görülmemiştir.

  • Yoga: Menopozal şikayetleri azalttığını gösteren bir kanıt yoktur ancak bu denge egzersizleri vücutta esnekliği ve koordinasyonu sağladığından düşmeye bağlı kırıkları önleyebilir.

  • Akapunktur: Geçici olarak ateş basmasını azalttığı gösterilmiştir.

  • Hipnoz: Ateş basmasını azaltabilir ve uyku düzenin sağlayabilir.

  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 9 Eyl
  • 2 dakikada okunur
Modern hayatın temposuna ayak uydurmanın bir yolu varsa, o da çoğu kişi için bir fincan kahveden geçiyor. Sabah alarmını susturur susturmaz mutfağa yönelten, molaları anlamlı kılan, sosyalleşmenin hatta yalnız kalmanın bile bahanesi olan kahve, günümüzde yalnızca bir içecek değil; bir kültür, bir alışkanlık, bir ritüel.

ree

Bir Bitkiden Milyarlık Bir Endüstriye

Kahve, Coffea’nın çekirdeklerinden elde ediliyor. Anavatanı Etiyopya olarak bilinen bu bitki, bugün başta Güney Amerika, Afrika ve Asya olmak üzere dünya çapında milyonlarca hektarlık bir üretim alanına yayılmış durumda. İki ana tür öne çıkıyor: Arabica ve Robusta.


Arabica çekirdekleri meyvemsi aroması, düşük kafein oranı ve yumuşak içimiyle nitelikli kahvenin yıldızı olurken; Robusta, sert tadı ve yüksek kafein oranıyla daha çok hazır kahve ve espresso harmanlarında kullanılıyor. Robusta aynı zamanda iklim değişikliklerine daha dayanıklı olması sayesinde üreticiler tarafından ekonomik nedenlerle de tercih ediliyor.


ree

Kahve Sadece Kafein Değildir

Kahvenin içinde sadece uyanıklık veren kafein değil; magnezyum, potasyum ve B3 vitamini (niasin) gibi önemli mikrobesinler de bulunuyor. Bilimsel çalışmalar, günde 3–4 fincan (yaklaşık 400 mg kafein) sınırında tüketilen kahvenin bilişsel performansı artırdığını, egzersiz verimini yükselttiğini ve bazı kronik hastalıkların riskini azaltabileceğini gösteriyor. Ancak her şeyde olduğu gibi burada da denge önemli: Aşırı tüketim çarpıntı, huzursuzluk, uykusuzluk ve mide şikayetlerine yol açabiliyor.


ree

Hangi Kahve Kim İçin?

Kahve içmenin neredeyse sınırsız sayıda yolu var. İşte en çok tercih edilen bazı kahve çeşitleri:

  • Espresso: Küçük, yoğun ve hızlı. İtalyanların temel kahvesi.

  • Americano: Espressonun üzerine sıcak su eklenerek seyreltilmiş versiyonu.

  • Latte: Espresso’ya bol süt, az köpük eklenerek hazırlanıyor.

  • Cappuccino: Latte’den daha az sütlü, daha fazla köpüklü.

  • Ristretto: Espresso’nun daha sert ve yoğun hâli.

  • Cortado: Üzerine sadece süt köpüğü eklenen kısa Espresso.

  • Macchiato: “Benekli” kahve; Espresso’ya bir çay kaşığı süt köpüğü.

  • Mocha: Çikolatalı, tatlı, bol sütlü bir fincan keyif.

  • Black Eye: Filtre kahve ile Espresso’yu birleştiren yüksek kafeinli içecek.

  • Nescafe (Hazır Kahve): Endüstriyel işlemle demlenmiş, kurutulmuş ve granül hâle getirilmiş pratik kahve çeşidi.


Hazır kahveler; yüksek şeker, palm yağı, tatlandırıcı ve katkı maddeleri içerdiğinden sağlık açısından dikkatli tüketilmesi gereken ürünler arasında yer alıyor.


ree

Türk Kahvesi: Ritüel, Miras, Hafıza

Kahvenin kültürel boyutuna gelindiğinde ise Türk kahvesi ayrı bir yerde duruyor. Sadece içecek değil; sohbetin, misafirperverliğin, geleneksel ritüelin bir parçası. Külte özgü ince öğütülmüş çekirdeklerin cezvede suyla pişirilmesiyle hazırlanıyor. Köpüğü, kokusu ve telvesiyle benzersiz. Kahveye “Türk” adının verilmesi, onun menşei değil, pişirme tekniğinden kaynaklanıyor.


Bugün Türkiye’deki ticari kahvelerde sıklıkla Robusta çekirdekleri kullanılıyor. Bu, kahvelerin daha sert, yoğun ve yüksek kafeinli olmasına neden oluyor.

Ancak geleneksel Türk kahvesi yöntemiyle pişirilen Arabica çekirdekleriyle yapılan kahveler çok daha aromatik ve dengeli bir içim sunabiliyor.


ree

Kokunun Gücü ve Duyuların Oyunu

Araştırmalar, kahve kokusunun insan psikolojisi üzerinde düşündüğümüzden çok daha fazla etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Kahve kokusunu almak, beyinde ödül mekanizmalarını harekete geçiriyor. İlginç bir şekilde kahveyi daha çok canı çeken kişiler, kokusunu daha yoğun algılıyor. Koku, sadece duyulara değil, duygu durumuna da etki ediyor.


Kahve Bağımlılık Yapar mı?

Kahve bağımlılık yapıcı potansiyele sahip olsa da kontrollü tüketildiğinde faydaları ağır basıyor. Ancak özellikle migren hastaları, yüksek tansiyon sorunu yaşayanlar veya mide hassasiyeti olan bireylerin dikkatli olması öneriliyor.


Sonuç: Kahve Bir İçecekten Fazlası

Kahve, sadece bir fincanın içinde sunulan sıcak bir içecek değil. Küresel bir ekonomi, kültürel bir alışkanlık, duygusal bir bağ, biyokimyasal bir uyarıcı ve günlük hayatın vazgeçilmez bir eşlikçisi. Her yudumda, sadece uyanmıyor; dünyayı da biraz daha iyi tanıyoruz.

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 26 Haz
  • 2 dakikada okunur
Bodrum’un gözde tesislerinden Bodrium Hotel bünyesinde hizmet veren Ianua Spa Wellness & Center sağlık ve güzellik uygulamalarını bir arada sunuyor. Güzellik ve Makyaj Uzmanı, Uluslararası PhiContour Uygulayıcısı Samiye Çeki, gençlik ve güzellik katan Porselen Boto Lift ve Oenanthe etkisi hakkında bilgi verdi.

ree

Çeki, Bodrum’da ilk kez Ianua Spa Wellness & Center’da uyguladıkları doğal gençlik dokunuşu Porselen Boto Lift’in cildin yenilenmesini destekleyen, cerrahi müdahale gerektirmeyen özel bir cilt bakım uygulaması olduğunu söyledi.


Cilt Daha Parlak, Sıkı ve Genç Bir Görünüme Kavuşuyor

Samiye Çeki, “İçeriğindeki doğal aktif bileşenler sayesinde cilt üzerinde anında tonlama, oksijenlenme ve sıkılaşma etkisi yaratır. Bu sayede cilt daha parlak, sıkı ve genç bir görünüme kavuşur. Porselen Boto Lift, doğadan ilham alan güçlü bileşenler içerir. En dikkat çekenlerden biri Oenanthe bitkisi özü olup ciltteki sarkmaların önlenmesine yardımcı olur. Bu yöntem; ince kırışıklıklar, cilt sarkmaları, renk düzensizlikleri, mat ve yorgun ciltler, akne izleri gibi birçok sorunun giderilmesine yardımcı olur. Aynı zamanda cildin nem dengesini koruyarak sağlıklı ve canlı bir görünüm kazandırır. Uygulama oldukça konforludur ve ortalama 30 dakika sürer. Öncelikle cilt temizlenir ve ardından özel formüle sahip içerikler uygulanarak cildin derinlemesine yenilenmesi sağlanır. İşlem sonrası hafif bir kızarıklık oluşabilir ancak bu kısa sürede geçer. Kişi, günlük hayatına hemen dönebilir” diye konuştu.


Güzellik ve Makyaj Uzmanı, Uluslararası PhiContour Uygulayıcısı Samiye Çeki
Güzellik ve Makyaj Uzmanı, Uluslararası PhiContour Uygulayıcısı Samiye Çeki

Kırışıklıklar da Azalıyor

Porselen Boto Lift işleminde en iyi sonuçların genellikle sonbahar ve kış aylarında alındığına dikkat çeken Çeki, şunları söyledi: “İşlem sonrası cilt güneşe karşı daha hassas olabilir. Ancak doğru güneş koruma ürünleriyle her mevsimde uygulanabilir. Cildin ihtiyacına bağlı olarak 3 - 4 hafta arayla birkaç seans önerilir. İlk seanstan itibaren ciltte aydınlık, pürüzsüzlük ve sıkılaşma fark edilir. Düzenli uygulamalarla bu etkiler kalıcı hâle gelir ve cilt gençleşir. Cildine doğal bir ışıltı kazandırmak, kırışıklıkları azaltmak ve sıkı bir görünüm elde etmek isteyen herkes için ideal bir uygulama. Ancak en iyi sonuçları almak için cilt tipine uygun bir bakım programı oluşturmak ve uzman bir danışmandan destek almak büyük önem taşıyor. Bu uygulama, Bodrum’da ilk kez Ianua Spa Wellness & Center bünyesinde, Bodrium Hotel’de uygulanıyor”

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page