top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 27 May 2022
  • 3 dakikada okunur

Sosyal medyanın da etkisiyle genç yaşta estetiğe ilgi ve talep hızla yükseliyor. Oysa hem fiziksel hem de ruhsal gelişimini tamamlamamış çocuklarda bu tür işlemlerin yapılması, telafisi mümkün olmayan zararlara sebep olabiliyor. Clinic Arts’tan Op. Dr. Metin Kerem, bu konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı.


ree

Bir röportajınızda 16 yaşında estetik yaptırmayı isteyen kız çocukları olduğundan bahsediyorsunuz. Son yıllarda size aşırı genç yaşta estetik işlemler için başvuran kişilerin oranı arttı mı?


Op. Dr. Metin Kerem
Op. Dr. Metin Kerem

Maalesef 18 yaş altında çocuk yaştaki kişilerden, dış görünüşlerinin değişimiyle ilgili gelen talepler giderek artmaya başladı. Bu çocuklar vücutlarındaki belli noktaların fiziksel özelliklerini takıntı hâline getirip bu konuda anne-babalar üzerinde ciddi baskılar kuruyorlar. Aileleriyle bizim karşımıza geliyorlar. Tabii ki biz, çocuğun kendi vücudu üzerinde kalıcı değişiklikler yapabilecek olgunluğa erişmeden bu tür bir operasyonu yapmayı doğru bulmuyoruz. Çoğunlukla reddediyoruz.


Bu kişiler ortalama kaç yaşında ve hangi işlemleri daha çok yaptırmak istiyorlar?

Bu çocuklar genellikle 15-20 yaş aralığında oluyor. Daha çok yüzle ilgili işlemler, özellikle burun estetiği, kaş kaldırma, gözün, bakışın değiştirilmesi gibi bir takım kozmetik operasyonlar için bizim kapımızı çalıyorlar.


ree

Size daha çok aileleriyle mi başvuruyorlar yoksa tek başına mı?

Bize aileleriyle başvurmak zorundalar. Çünkü 18 yaşın altındaki bir çocuğun bizim kliniğimizden randevu alması mümkün değil. Biz, ebeveyni eşlik etmediği sürece kesinlikle o kişiyle görüşmeyiz. İster yurt içinden, ister yurt dışından gelsin, biz sadece ebeveynlerin olduğu bir senaryoda görüşmeyi kabul ediyoruz.


ree

Aşırı genç yaşta estetiğe olan bu artış için hangi faktörlerin rol oynadığını düşünüyorsunuz?

Ben bu artışta büyük ölçüde sosyal medya devriminin rol aldığını düşünüyorum. Çocukların TikTok, Instagram gibi yeni akım sosyal medya ortamlarında maruz kaldıkları ve özendikleri fiziksel özelliklerin buna yol açtığını düşünüyorum. Ayrıca çoğunlukla görünen, özenilen ve benzemek istenen figürlerin de görüntüleri gerçek değil! Onların da çoğu edit’lenmiş, filtrelenmiş görüntüler ama bu çocuklar, onları görüp hayran oluyor ve öyle olmak istiyorlar. Bu tabii aslında bizden çok ergen psikiyatrisi açısından değerlendirilmesi gereken bir durum. Bizim burada bilinçli bir cerrah olarak yapmamız gereken, çocukları doğru zamana dek ameliyat etmemek.


ree

Sizce estetik işlemler, uygulamalar, dokunuşlar için minimum yaş kaş olmalı? Yüz hatları, kemik yapıları ne zaman olgunlaşma sürecini tamamlıyor?

Estetik işlemler için minimum yaş diye bir kural yok. Bireyin kendi vücudunda kalıcı değişiklikler yapabilecek olgunluğa ulaşması demek, 18 yaşını geçmesi demek. Cezai ehliyetinin olduğu, imzasının geçerli sayıldığı yaşı geçmiş olması gerekiyor. Bunun altındaki yaşlarda biz genellikle, çocuğun sosyal hayatındaki değişimini etkileyecek kadar önemli olan, onun sosyal ortamlarda aşağılanmasına ya da rencide edilmesine sebep olabilecek ve dolayısıyla ruhsal gelişimi üzerinde olumsuz etkiler bırakabilecek senaryoda harekete geçiyoruz. Tabii onu takip eden psikiyatristlerin de onayı şart. Psikiyatrisiyle kar-zarar hesabı yaparak ruhsal gelişimi açısından daha sağlıklı olduğu konusunda mutabık olursak yaşından önce birtakım ameliyatları yapmamız mümkün olabiliyor. Tabii bunlar çoğunlukla doğumsal anomaliler ya da çok bariz birtakım sorunlar oluyor. Ve yahut da çocuğun fiziksel sağlığını bozan, burundan nefes alamama ve bu nedenle oluşan sinüzit atakları durumlarında o çocuğun burnuna dokunabiliyoruz. Ama ideal olanı hem iyi sonuç alabilmek hem alınan sonucun kalıcı olması açısından çocuğun genellikle 18-20 yaş aralığını bitirmiş olmasıdır. Özellikle yüz ve vücut estetiğiyle ilgili 20 yaş sonrası birtakım işlemleri yapmak daha doğru. Ayrıca insanın kemik yapısının değişimi doğduğumuz gün başlayıp öldüğümüz gün biten bir süreç. Belli bir yaşa bağımlı olmaksızın her yaşta kemik yapıdaki değişiklikler sürüyor. Ancak yaşamın ilk 18-19 yılında bu değişim daha belirgin. Yani büyüme ve olgun yüz ifadesinin oturması anlamında daha hızlı bir değişim oluyor. Aslında bu süreç hiçbir zaman durmuyor. 20, 30, 40 yaşlarından sonra da kemik yapılardaki olgunlaşma devam ediyor.


ree

Yasadaki 18 yaş sınırının istisnası nedir?

Bunun istisnası çocuğun fiziksel veya ruhsal gelişimini bozan bir sorunun olması ve bunun çocuk psikiyatristi tarafından da desteklenmiş olmasıdır.


ree

Bu konuda hekimlere düşen sorumluluk nedir? Onları çocuk psikiyatrlarına yönlendirmek çözüm olabilir mi?

Bizim plastik cerrahlar olarak klinik tabloyu çok iyi değerlendirmemiz lazım. Buradaki çocuğun bize şikayet ettiği fiziksel sorun gerçek bir eksiklik, onu toplum içinde küçük düşüren ve rencide eden bir durum mu yoksa sadece basitçe vücudunun bir yerini beğenmemesi mi; bunun ayırdına iyi varmamız gerekiyor. Bu noktada gençler, genellikle anne-babayı da baskı altına alır ve çaresiz bırakırlar. Anne-babanın, çocuğun biraz daha sabırlı olması için genelde bizim desteğimize ihtiyacı oluyor. Ve bu noktada bizim anne-babaların elinden tutmamız gerekiyor. Öte yandan çocuğun hırçın ve ısrarlı biçimde ‘ben bunu yaptırmak istiyorum’ demesinin altında acaba başka ruhsal sıkıntılar olabilir mi diye çoğu zaman bir çocuk psikiyatristinden de fikir almak gerekebiliyor.


  • Yazarın fotoğrafı: Uzm. Psk. Sarita Elhadef
    Uzm. Psk. Sarita Elhadef
  • 22 Şub 2022
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 20 Şub 2024

Kişiler, hipnozla ilgili kulaktan dolma bilgilere sahip oldukları için hipnozun tehlikeli olabileceği kanısına varmaktadırlar. Hatta “Ya uyanamazsam” kaygısı olan kişiler bile mevcut. Böyle bir tehlike söz konusu değildir. Deneyimli ve ne yaptığını bilen uzman terapistler tarafından kullanıldığı sürece hiçbir zararı yoktur.

ree

Hipnoz Nedir?

Hipnoz, uyku ile uyanıklık arası ara bir trans hâlidir. Hipnoz aslında günlük hayatta bütün insanların farkında olmadan tecrübe ettiği bir durumdur. Ders dinlerken, film izlerken, oyun oynarken, maç seyrederken yolculuk yaparken dalıp gitmemiz günlük hayatta yaşadığımız hipnotik deneyimlerdir. Çünkü bu süreçte kendimizi dış uyaranlara karşı kapatıp, yaptığımız işe odaklanıyoruz, tıpkı hipnozda telkinlerle hipnoza odaklandığımız gibi. Hipnoz bir bilinç kaybı, bir koma hâli değildir. Hipnoz sırasında söylediğimiz şeyleri, hipnoz sonrasında hatırlarız. Hipnoz, yaşamınıza farklı bir pencereden bakmayı sağlayan bir araçtır. Bilinç kısmımızı buz dağı, bilinç dışımızı da buz dağının altında kalan kısım diye tanımlarsak, hipnoz bizi buzdağının altına götüren kestirme bir yoldur.


ree

Hipnozun Zararı Var mıdır?

Kişiler, hipnozun ne olduğunu tam bilmeyip konuyla ilgili kulaktan dolma bilgilere sahip oldukları için hipnozun tehlikeli olabileceği kanısına varmaktadırlar. Hatta ‘Ya uyanamazsam’ kaygısı olan kişiler bile mevcut. Böyle bir tehlike söz konusu değildir.

Hipnozdaki insana istemediği bir şeyi yaptırmak mümkün mü?


Hipnotik trans hâlinde olan bir insana istemediği bir şeyi yaptırmak mümkün değildir, bu ancak filmlerde rastlanılan bir durumdur. Hipnoz, hipnoterapide kullanılan bir araçtır sadece. Deneyimli ve ne yaptığını bilen uzman terapistler tarafından kullanıldığı sürece hiçbir zararı yoktur.


ree

Herkes Hipnozdan Yararlanabilir mi?

İnsanların yüzde 95’i ilk seansta hipnoza girmektedir. Diğer kısım ise kademeli olarak hipnoza ulaşabilmektedir. Hipnoza yatkın olmamak, öğrenilemeyeceği anlamına gelmez. Ortalama zekâ, sosyal ve duygusal gelişime sahip her insan hipnozdan yararlanabilir. Hipnoz gerçekleşememişse, danışanın düşünce yapısı ve duygusal durumu değerlendirilmelidir.


ree

Hipnozu Kimler Kullanabilir?

Hipnoz konusunda eğitim almış, kendini yetiştirmiş tıp doktorları, diş hekimleri ve psikologlar bir tedavi aracı olarak hipnozu kullanabilirler. Bunların dışındaki kişilerin hipnozu kullanmaya yetkileri yoktur ve eksik bilgileri nedeniyle hastalara, danışanlara yarardan çok zarar verebilirler.


ree

Hipnoterapi Nedir?

Hipnoterapi, hipnozun araç olarak kullanıldığı terapi yöntemdir. Hipnozdaki trans hâli telkin almayı kolaylaştıran bir ruh durumudur. Olumlu telkinin iyileştirici, tedavi edici bir terapi yöntemi olduğundan bahsetmek mümkündür. Bilinçaltımız bizi olumsuz etkileyebildiği gibi olumlu da etkileyebilmektedir. Hipnozla bilinçaltı kapasitelerimizin farkına varmak, terapinin amaçlarına ulaşmayı sağlar. Hipnoterapi ile sizi terapiye alan terapist bilinçaltınızın labirentlerinde dolaşırken, siz kendinizi yeniden keşfedersiniz.


ree


Hipnoterapide imgelerin önemli bir yeri vardır, çünkü bu imge dili bilinçaltımızın, ruhumuzun anadilidir ve bu dil evrenseldir. Bu sebepten hipnoterapiyi uygulayan terapistin imge diline ve psikoterapi tekniklerine hakim olması önem taşır. Karşınızdaki kişi Çince konuşuyor ve siz bu dili bilmiyorsanız, sadece ona tatlı tatlı gülümsersiniz. Ancak Çinceyi biliyorsanız ona duygularında eşlik edersiniz, tıpkı hipnozdaki imgeleri duygulara dökebildiğiniz gibi. İşte bu sebepten “Gelin ben sizi hipnozla tedavi edeceğim” yanlış bir kalıptır. Hipnoterapi, psikoterapi tekniklerini bilen terapistler tarafından kullanıldığında güzel sonuçlar verir.



ree

Hipnoterapi Kaç Seans Sürer?

Hipnoterapinin seans sayısını etkileyen çeşitli koşullar vardır. Bunlar; kişilik özellikleriniz, hipnoterapistle kurduğunuz olumlu ilişki, hipnoterapistin kullandığı terapi teknikleri ve çözmek istediğiniz sorunlardır.


Hipnoterapi Hangi Durumlarda Kullanılır ve Hangi Durumlarda Kullanılmaz?

Hipnozun kullanım alanları çok çeşitlidir. Stres yönetimi, sosyal fobi, panikatak, özgül fobiler, öfke kontrol, özgüven eksikliği, ego güçlendirme, depresyon, motivasyon, uyku bozuklukları, davranış bozuklukları, kaygı bozukları, dürtü bozuklukları gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Bugün artık doğumlarda ya da diş çekerken acıyı dindirmek veya kişiyi sakinleştirmek için bile hipnoz kullanılabiliyor. Hipnoterapi, psikotik ve şizofreni tanısı almış kişilere uygulanmamalıdır.


Hipnoterapinin Avantajları Nelerdir?

Hipnoterapi yetkin terapistler tarafından kullanıldığında iyi sonuçlar vermektedir. Bazı terapistler tarafından en zararsız terapi yöntemi olarak tanımlanmıştır. Bilinçaltına ulaşmak için daha kestirme bir yöntemdir. Olumlu telkinlerle olumsuz duyguyu olumluya dönüştürmekte etkili bir yoldur. Ve yapılan araştırmalar gösteriyor ki hipnoterapi ile çözülen sorunlar tekrar gündeme gelmemektedir.



Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page