top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 11 May 2023
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 Tem 2023

Mudanya’da başladıkları keşif yolculukları, zeytinliklerin ve zeytin ağaçlarının ilhamıyla son derece özel, kaliteli bir zeytinyağı üretimiyle sonuçlanmış. Doğa tutkunları Sinem Bayram Vatansever, eşi Bülent Vatansever ve arkadaşları İclal Yıldız Demir, uzun araştırma sürecinin sonunda Felovia zeytinyağı markasını kurmuşlar. Sinem Bayram Vatansever ile bu özel keşif yolculuklarını, zeytinyağı çeşitlerini ve gelecek planlarını konuştuk.

ree

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Bu alanda çalışmaya nasıl karar verdiniz ve bu işe yöneldiniz?

Sinem Bayram Vatansever. İletişim Tasarımı ve Yönetimi mezunuyum. Mezun olduktan sonra 3 yıl farklı markalara iletişim danışmanlığı veren bir ajansta çalıştım. Ardından da yoluma, hepimizin yolunun kesişmesini arzu ettiğim TEMA Vakfı çıktı. TEMA Vakfı’nda 5 yıl Sosyal Medya Koordinatörlüğü ardından kısa süreliğine Dijital İletişim Koordinatörlüğü ve 2 yıl İletişim Bölüm Başkan Yardımcılığı yaptım. Doğa adına tüm bildiklerimi, farkındalığımı TEMA Vakfı’ndaki 8 yıllık macerama ve bu macerada karşıma çıkan doğa aşığı insanlara borçluyum ve hepsine minnettarım. Bu nedenle sonrasında yapacağım işin kurumsal bir firmada çalışmak olmayacağı konusunda çok nettim.


Markayı; Sinem Bayram Vatansever, eşi Bülent Vatansever ve arkadaşları İclal Yıldız Demir kurmuşlar.
Markayı; Sinem Bayram Vatansever, eşi Bülent Vatansever ve arkadaşları İclal Yıldız Demir kurmuşlar.

Bu yola birlikte çıktığım eşim Bülent de Turizm mezunu. O da yıllarca Türkiye’de, 4 yıl da İngiltere’de çalıştıktan sonra pandeminin de etkisiyle Bursa’ya dönmüş. Kendine yeni bir yol çizmek istemiş ve e-ticaret alanında çalışmalar yürütüyormuş. O da kurumsal hayata elinden geldiğince dönmeyeceği bir yoldaydı karşılaştığımızda.


ree

Yolumuza başından beri gönüllü destek verdikten sonra aramıza katılan İclal Yıldız Demir ise benim 24 yıllık dostum, sıra arkadaşım, mahalle arkadaşım, yol arkadaşım. Bilgi Belge Yönetimi mezunu, IB kütüphane uzmanı ve tazecik bir anne. Anne olunca da doğal ürünler ve sağlıklı beslenme konusunda her anne gibi titizlendiği için bu konuya büyük ilgi ile yaklaştı ve hikâyemize katıldı.

ree

Bu alanda çalışmaya karar vermemiz, Bülent’le 10 yıl önce yarım kalan hikâyemizin bir anda mucizevi şekilde yeniden başlamasıyla oldu. Biz, ne olduğunu anlamadan 6 ay içinde evlenmiş ve Mudanya’ya taşınmış bulduk kendimizi. Sonra da yeni yaşamımızı keşfe çıktığımızda bir şeyi daha keşfettik, zeytin ağaçlarını... Önümüz, arkamız, sağımız ve solumuz zeytinlik. Zeytin ağacı ile de bir insanın duygusal bağ kurmaması çok zor özellikle de yıllarca zeytin ağaçlarını korumak için çalışan bir vakıfta savunuculuğunu yapan benim için. Bisiklet turları yaparken geçtiğimiz yollardaki zeytin ağaçları da iyice Mudanya’yla ve zeytinlerle bağ kurmamızı sağladı.

Bir gün dedik ki “O kadar zeytinliklerin içindeyiz, zeytinyağı işine mi girsek?” Ne yapsak, ne etsek, nasıl bu işin içine girsek derken “Burada bir sürü yerde satılıyor. Alalım, kendi markamızı kuralım” dedik. Tabii işin böyle işlemeyeceğini birkaç üretici ve satıcı ile konuştuktan sonra fark ettik ve bu işi tamamen sahiplenmeye karar verdik.


ree

Kısaca markanın kuruluş hikâyesini paylaşır mısınız? Adı nereden geliyor?

Aslında hayatımızın hikayesi aynı zamanda markamızın hikâyesi oldu. Bir yolculuk, bir keşfi tanıma ve yeniden keşfetme hikâyesi. Zeytini, zeytin ağaçlarını hepimiz tanırız ama çok yakından bakınca, detayına inince yüzyıllar önce zaten keşfedildiğini öğrenirsiniz ve eğer ilginiz varsa yeniden keşfedersiniz. Ruhumuza bu kadar iyi gelen bu keşfi yeniden keşfetmek için biz de yollara çıktık, insanlarla tanıştık, dinledik, okuduk, araştırdık, eğitimler aldık. Yüzyılların birikimi olan zeytinin peşinden gitmeyi ve her gün yeni bir şeyler öğrenmeyi çok sevdik. Hikâyenin bize daha neler getireceğini bilmiyoruz. Sanırım en heyecanlı kısmı da burası. Markamızın ismini seçerken zeytinle doğayla bağlantısı olsun istedik. Mitolojide, ormanların ve kaynakların koruyucusu anlamına gelen bir tanrıça ismi seçmiştik ki başka bir markanın bu ismin patentini satın aldığını ve 15 yılı aşkın süredir de bu isimle hiçbir şey yapmadan elinde tuttuğunu öğrendik. Tabii ki yol bu, her an her şey olabilir. Biz de dedik ki birkaç harf değiştirelim, değiştirip Felovia’da karar kıldık. Çünkü hiçbir dilde hiçbir anlama gelmiyor. Ona biz anlam verelim istedik ve şöyle bir anlam verdik. Felovia bir yolculuk, bir keşfi tanıma ve yeniden keşfetme hikayesi. Yeni yolların heyecanı, öğrenmenin keyfi, damağın yeni tadı… Bu toprakların bize verdiği hayatımızla birlikte hayalimizin de yol arkadaşı; zeytin ağaçları...


ree

Ürün gamınızda neler var?

Hikâyemiz gibi her an yeni bir şeyler peşine düşüp yeni keşfedilecek ürünler sunabiliriz ancak şu an 2 farklı çeşit zeytinden üretilen yağımız var. Biri yaşadığımız bölgenin zeytin çeşidi olan Tirilye biri de aslında zeytinyağı deyince aklımıza gelen Ayvalık. Ancak herkesin damak tadı farklı o nedenle ilerleyen zamanlarda da farklı zeytin çeşitlerinden üretilen zeytinyağlarını sunmayı planlıyoruz.


ree


Zeytinyağının özelliklerinden bahseder misiniz? Bu zeytinyağını diğerlerinden ayıran faktörler nelerdir?

Ülkemiz zeytinyağı üretimine en elverişli konumda olan ülkelerden biri. Bu nedenle her bölgemizde natürel sızma yani birinci kalite üretilen zeytinyağları bizim için kıymetli. Doğru toplama, sıkma, saklama koşullarını sağladığı sürece farklı aromalarda ve sağlıklı zeytinyağına sahip olmak mümkün. Biz de bu nedenle zeytin üreticileri, zeytinyağı fabrikaları ile iş birlikleri kuruyoruz. Süreçleri takip ederek elde edilen zeytinyağının, aldığımız eğitimler sayesinde duyusal analizlerini yapıyor ve laboratuvarlarda testlerini yaptırarak besin değerlerinden ve kalitesinden emin oluyoruz.


ree

Web sitesi dışında ürünlere nasıl ulaşılabilir?

Biz dijital nesil olarak ağırlıklı satışlarımızı web sitemizden yapıyoruz. Bunun dışında zeytinyağının sağlık ve gastronomi açısından değerini bilen restoran ve yöresel lezzetlerin bulunduğu satış noktaları üzerinde de çalışıyoruz.


Projeleriniz neler?

Projelerden ziyade zeytinin ve hayallerimizin peşinde bir ekibiz. Hayallerimizden biri de zeytinyağının İtalya’da olduğu gibi kıymetinin, gastromiye ve turizme katkısının anlaşılması. Bu nedenle zeytinyağlarımızı aromalarına göre farklı lezzetlerle eşleştirerek buluşturacağımız bir restoran açmayı planlıyoruz. Biz bu keşfi çok sevdik ve zeytinin dünyasını keşfetmeye ömür yeter mi bilemeyiz ama biz okumaya, araştırmaya, keşfetmeye devam edip daha fazla insanı bu keşfe ortak etmek istiyoruz. Bu mucizevi gıdayı, bu bilge ağacı herkes tanısın, bilsin ve korusun istiyoruz. Bir diğer hayalimiz ise, zeytinin rotasını çıkarmak ve her bir rotada keşfettiklerimizle markamıza da yön vermek. Bunun yanı sıra ülkemizde çok sayıda üretici var ve zeytin tarımının ne kadar yoğun emek ve çaba istediğinin farkındayız. Üreticiler, ürünlerine odaklanırken zeytinyağını anlatmakta ve markalaşma konusunda özellikle İtalyan markalara göre çok zayıf kalıyorlar. Biz de zeytinin dünyasını keşfederek hem üreticiyi hem de tüketiciyi bizimle bu keşfe ortak etmeyi ve ülkemizin zeytinyağlarını dünyaya duyurmayı hayal ediyoruz.


  • Yazarın fotoğrafı: Oğuz Ateş
    Oğuz Ateş
  • 10 May 2023
  • 4 dakikada okunur
Bu sayımızda sizlere Bodrum’un tarihi öneme sahip kültürel yapılarını tarihsel ve mimari yönden inceleyerek anlatmaya çalıştım. Keyifli okumalar dilerim.

ree

Bodrum Kalesi

Bodrum Kalesi MÖ 4. yüzyılda İran İmparatorluğu tarafından inşa edilmiş ve tarih boyunca birçok kez değişikliklere uğramıştır. Bodrum’un simgesi olan bu kale, Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak 1960 yılından beri kullanılmaktadır. Kalenin farklı bölümleri farklı zamanlarda inşa edilmiştir. Kalenin ana yapılarından biri, St. Peter Kalesi olarak da bilinen İngiliz Kalesi’dir. Bu bölüm, 1402 yılında Bodrum’u ele geçiren St. Jean Şövalyeleri tarafından inşa edilmiştir. Kale daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmiş ve bir süre hapishane olarak kullanılmıştır.

ree

Bodrum Kalesi aynı zamanda bir müze olarak da hizmet vermektedir. Kalede birçok antik eser ve tarihi kalıntı sergilenmektedir. Bu eserler arasında Mısır’dan getirilen bir sfenks heykeli, antik Yunan ve Roma dönemlerine ait mozaikler, Bizans dönemine ait camlar ve Osmanlı dönemine ait silahlar bulunmaktadır. Bazı eserler de Osmanlı’nın izni ile sergilenmek üzere İngiltere’de bulunan British Museum’a gönderilmiştir.


Kale, kayalık bir alan üzerinde iki liman arasında inşa edilmiştir. Kare planlı olup 180 x 185 metre ölçülerindedir. Kale içerisinde İtalyan, Alman, Fransız, İngiliz, Yunanlı isimleri verilmiş kuleler vardır. Fransız Kulesi deniz seviyesinden 47,5 metre yüksekliğe sahip olup en yüksek kuledir. İçerisinde asma köprü, kale korugani, su hendeği, denetim kulesi ve 14 sarnıcı olan iç kaleye toplamda 7 kapı geçilerek ulaşılır. Hapishane olarak kullanıldığında 19. Yüzyılda hamam eklenerek Osmanlı niteliği kazanmıştır.

Kale, aynı zamanda turistik bir cazibe merkezidir. Bodrum’da tatil yapmak isteyenlerin ziyaret ettiği popüler yerlerden biridir. Kaleye yürüyerek ya da deniz yoluyla ulaşmak mümkündür. Kalede tur rehberleri ve audioguide hizmeti de sunulmaktadır. Bodrum Kalesi, Türkiye’nin en etkileyici tarihi yapılarından biridir ve özellikle tarihe ilgi duyanlar için bir ziyaret yeri olarak önerilir.


ree

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, Bodrum Kalesi’nin içinde yer alır ve 1960’dan beri ziyaretçilere açıktır. 33,5 dönümlük alanda kurulmuştur. Eserleri, açık arazideki açık alanlarda da görmek mümkün. Müzenin koleksiyonu, MÖ 3000’lere kadar uzanan tarihi dönemlerden kalma eserlerle doludur. Koleksiyonun büyük bir kısmı, Ege Denizi’nin çeşitli bölgelerindeki antik limanlardan ve batıklardan çıkarılmıştır. Müzede sergilenen eserler arasında gemi batıklarından çıkarılan cam eşyalar, amforalar, madeni paralar, heykeller, seramikler ve günlük hayatta kullanılan objeler yer almaktadır. Müzede en dikkat çekici eserlerden biri, MÖ 1400’lü yıllara tarihlenen bir Mykenai gemisine ait olan 14 metre uzunluğundaki gemi batığıdır. Bu batık, Bodrum yakınlarındaki Uluburun’da bulunmuştur ve dünya tarihi açısından önemli bir keşif olarak kabul edilir. Müze, sualtı arkeolojisi ve deniz tarihi hakkında bilgi edinmek isteyenler için harika bir ziyaret yeridir. Sergiler, arkeolojik eserleri ve sualtı dünyasının güzelliklerini görmek için idealdir.


ree

Halikarnas Mozolesi

Halikarnas Mozolesi, antik dönemde bugünkü Bodrum şehrinin bulunduğu yerde, Karya Satrabı Mausollos’un anısına MÖ 350-353 yılları arasında Kral Mausolos adına karısı ve kız kardeşi Artemisia tarafından yaptırılmıştır. Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilir.


Mozole, yaklaşık 45 metre yüksekliğiyle, döneminin en büyük anıt mezarlarından biridir. Mozole, birçok farklı mimari öğeyi bir araya getirmesi nedeniyle Klasik Dönem mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Mozolenin cephesi, piramit şeklindeki çatısıyla Mısır tarzı kuleleri ve kolon yapısı ile Yunan tapınaklarının öğelerini içermektedir. Bu büyüklükte ilk mezar olduğu için bundan sonraki yapılara mozole denilmesine öncü olmuştur. Mozoleyi anlayabilmek için kapalı sergi salonundaki maketi incelemek gerekmektedir.


Yapı, antik yazarlardan aktarılan bilgilere göre en iyi 4 heykeltraş farklı yönlerde bu yapıyı inşa etmeye çalışmıştır. Yapı yaklaşık 1500 yıl ayakta kalmıştır. St. Jean Şövalyeleri 1402 yılında Bodrum’a gelerek yıkık anıtın kaya parçalarını âdeta bir puzzle gibi kullanıp Bodrum Kalesi’ni inşa etmişlerdir. Mozolenin çevresindeki sütunlar, taştan yapılmış süslemeler ve özellikle de mozole heykelleri, mozoleye büyük bir estetik değer katar. Mozole heykelleri, mozolede yatan Mausollos ve karısı Artemisia II ile diğer aile üyelerinin portrelerini içerir. Maalesef, mozole günümüze kadar korunamamıştır. Mozolenin kalıntıları, Bodrum Kalesi’nin inşası sırasında kullanılmıştır. Bununla birlikte, mozole hâlâ antik çağın en önemli yapılarından biri olarak dünya çapında birçok turist tarafından ziyaret ediliyor.


ree

Bodrum Su Sarnıçları

Sarnıç, içerisinde temiz su depolamak için yeraltında inşa edilen mimari yapıdır. Altta dikdörtgen veya çember formunda oluşan depolama alanı ve üstte kubbe biçimindeki suyun akışının sağlanarak içeri girdiği alan olarak iki ögeden oluşmaktadır.


Bodrum su sarnıçlarının mimarı ve kim tarafından yaptırıldığı tam olarak belli olmamakla beraber bir Rodos seferinde Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos’ta görüp bunu Mimar Sinan’a Bodrum’da yaptırmış olduğu rivayet edilmektedir. Su sarnıçlarının tasarım, mimari ve mühendislik olarak tam bir sanat eseri olduğu aşikârdır. Bodrum su sarnıçlarının su saklama alanı çember formda olup yaklaşık 7,5 metre çapındadır. Temizlik, kontrol ve su alımı için insan girişinin yapılabileceği bir kapı bulunmaktadır. Kubbe alanı ise suyun akışı sağlanarak alt yapı ve üst yapının birleştiği noktalarda delikler olup yağmur suyunun içeriye girişi sağlanmaktadır. Bu delikler aynı zamanda aydınlatma ve havalandırma görevi görmektedir. Yer altında inşa edilmiş olan büyük su depolama yapıları genellikle tonozlu tavanlarla kaplanmış ve taş bloklarla örülmüştür. Bodrum su sarnıçlarının korunması ve bakımı oldukça önemlidir. Sarnıçlar, zaman içinde suyun neden olduğu erozyon ve bozulma gibi doğal etkenlerden etkilenebilirler.


Bu nedenle, sarnıçların restorasyonu ve korunması için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Şu anda aktif olarak amacı doğrultusunda kullanılan sarnıç bulunmamaktadır. Bazı sarnıçlar da içerisinde tarih eser sergilenmek üzere müze olarak kullanılmaktadır.


ree

Bodrum Yel Değirmenleri

Yel değirmeni, pervane sayesinde rüzgâr gücünden yararlanarak dişli çark vasıtasıyla enerjiyi yapı içerisinde bulunan taşa veya pompaya aktarıp tahıl öğütmeye veya su pompalamaya yarayan yapıdır. Bodrum yel değirmenleri günümüze kadar varlığını sürdüren ve Bodrum’un tarihi dokusunu oluşturan önemli yapılar arasındadır. Bodrum yel değirmenleri, yerel halk tarafından un ve çeşitli tahıl ürünlerinin öğütülmesi için kullanılmıştır. Genellikle taş veya tuğla malzemeden yapılan değirmenler, yüksek bir tepeye inşa edilmiştir. Bu sayede, rüzgârın gücünden yararlanarak değirmenin hareketliliği sağlanmıştır. Bodrum’da yer alan yel değirmenlerinin çoğu, 18. ve 19. yüzyıllarda inşa edilmiştir. Değirmenlerin kanatları, çoğunlukla ağaç malzemelerden yapılmıştır. Bodrum’da yer alan yel değirmenleri, geleneksel tarım yöntemlerinin ve öğütme teknolojilerinin bir parçasıdır.


Bodrum’da, 20’den fazla yel değirmeni bulunmaktadır. Bu değirmenlerin çoğu, günümüzde turistik amaçlar için kullanılmaktadır. Bu değirmenleri ziyaret ederek tarihi ve kültürel zenginlikleri keşfedebilirsizin. Ayrıca, değirmenlerin çevresinde yer alan restoran ve kafelerde yöresel lezzetleri tatma imkânı da bulabilirsiniz. Yel değirmenleri, Bodrum’un tarihi dokusunu oluşturan önemli yapılar arasındadır. Bu yapıların korunması ve restorasyonu, yapıların gelecekteki nesillere aktarılması açısından önemlidir.


  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 9 May 2023
  • 4 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Tem 2023

Çocukluğundan beri sanatla iç içe bir yaşam süren Zeynep Tarhan Muslu, profesyonel olarak renklerle çalışmayı seçmiş. Renk Şifresi kitabının da yazarı olan Zeynep Tarhan Muslu ile doğru renk seçiminin püf noktalarını konuştuk.

ree


Renklere olan ilginiz nasıl başladı?

Renklere olan ilgimi anlatmaya nasıl bir ailede büyüdüğümden bahsederek başlayayım. Türkiye’nin ilk grafik tasarımcılarından iki tanesinin çocuğuyum. Ben çok fazla renk materyali olan, sürekli birilerinin bir şeyler boyayıp çizdiği, tasarım yaptığı, desen çalıştığı, sürekli maketler ve ambalajlar yapılan ve o malzemelerin bir kısmıyla benimle kardeşimin de oynamasına izin verilen bir evde büyüdüm. Belirli duvarları boyamak serbestti; mesela boya, badana öncesi biz kardeşimle duvarları boyardık, sonra boyacı gelirdi. Yani kontrollü özgürlüğün olduğu bir evde büyüdüm.

Zeynep Tarhan Muslu
Zeynep Tarhan Muslu

4,5 yaşından beri bale yapıyorum. Hep daha kreatif taraftaydım, ilkokul üçüncü sınıfta kendim dergi çıkarmaya başladım. 1 seneye yakın çıktı, hatta o kadar ilgi gördü ki sınıfta rakip dergi çıktı! Özgeçmişimin başlangıcı orada oldu. Hem dergiciliğe ve yazmaya hem de renklere çok ilgili bir çocukluk dönemi geçirdim. Sonrasında Notre Dame de Sion’dan ve bale eğitimi aldığım okuldan peşpeşe mezun oldum, üniversiteye girdim. 2005 yılında Seninle Dergisi’nde staj yapmaya başladım ve o yıl Marie Claire bir moda editörü yarışması açtı, onu kazandım. Sonra bu sayede Marie Claire’e geçtim. Bu arada Fransız Mütercim ve Tercümanlık okuyordum fakat dayanamayıp bir yandan da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde sanat yönetmenliği okumaya başladım. O sırada üç dergide moda editörü olarak çalışmaya başladım; Marie Claire, Seventeen ve Super Alışveriş dergilerinde. O dönem Türkiye’deki dergiciliğin en keyifli olduğu zaman aralığıydı. Sonra dijitalleşmenin etkisiyle dergiciliğin koşulları da zorlaşmaya başladı. 2013 yılı gibi dergilerden biraz çekilmeye başladım, 2015’ten sonra da Lara’ya hamile kalmaya karar verdikten sonra artık dergiciliği ve prodüksiyon yapmayı bıraktım. İşte o noktada da renklere tamamen odaklanmıştım.

Peki, profesyonel olarak renklerle ilgili çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Renk Şifresi | Zeynep Tarhan Muslu
Renk Şifresi | Zeynep Tarhan Muslu

Çocukluktan beri renklere ilgim çoktu ayrıca moda editörüyken de bana sürekli albüm kapağı, konser styling gibi işler; ‘Benim gardırobumu detoks yapalım, değiştirelim’ gibi teklifler geliyordu. Uzun soluklu çalıştığım kişiler de oldu, tek seferlik çalıştıklarım da. Bu kişilerin dağılmalarının ortak noktası şuydu: Evet, herkes bir şekilde zevkli ya da bütçesi olan alışveriş yapabiliyor ama dağılmalarının sebebi renk bilgilerinin olmamasıydı. Kendileri için doğru renkleri bilmiyor olmaları ve buna odaklanmamalarıydı asıl sorun. Bu yüzden de çok fazla boş alışveriş yapılıyor. Mesela; renkten bağımsız kıyafeti beğeniyor ama bu parçaların büyük çoğunluğu giyilmeden tamamen bir gardırop mezarlığı olarak durmaya başlıyor. Bu kişiler bunları elden de çıkaramıyor. Ona zaman ayırmıyor işte bu hatadan dönülmesi için insanlara renk bilgisinin verilmesi gerektiğini anladım. Bu işe, önce onlara tavsiye vererek daha sonra da profesyonel anlamda renk seansları yaparak başladım.


Human Development Report 2015
Human Development Report 2015

Renk şifresi seansları nasıl geçiyor?

Seanslar tabii çok konsantre oluyor, benim renk şifresini ortaya koyup tavsiyeler vermem için kişinin renklerinin yanı sıra yaşam tarzını, mesleğini iyice anlamam gerekiyor. Bir saatlik zaman diliminde kişinin tüm hikâyesini dinliyorum. Bana gelen danışanlar arasında üst düzey CEO’lar da var, öğrenciler de. Derken bu renk bilgisini daha da çok kişiye ulaştırma isteğim beni bu konuda kitap yazmaya yönlendirdi. Böylece herkes ana renk tonlarını öğrenip doğru seçimler yapabilecekti. Kitap yazmak dergicilik zamanımdan beri hep aklımdaydı. O sırada da bebeğim Lara doğdu ve ben yüz yüze seansları azalttım, kitaba yöneldim. Ve seanslarda en genel geçer, herkeste sonuç veren renk kombinlerini toplayarak kitaba dönüştürdüm. Bu yüzden de kitap bayağı iyi sonuç veriyor. Çoğunluk buradan renklerini rahatlıkla bulabiliyor. Kitap 2019 yılının ortalarında ivme kazandı ve ardından pandemi oldu.


Renk Şifresi | Zeynep Tarhan Muslu
Renk Şifresi | Zeynep Tarhan Muslu

Pandemi çalışma düzeninizi nasıl etkiledi?

Pandemi döneminde, akıllı telefonlar da bu kadar gelişmişken ‘Ben neden uzaktan seans yapmayı denemiyorum’ dedim. Bunu deneyimlemek için sosyal medyamda renk şifresini keşfetmek isteyen takipçilerimden bana belirli kriterlerde fotoğraflar yollamalarını istedim. 150-200 kişi başvurdu. 2020 yılında yaklaşık 200 kişiyle online çalıştım. Çok da tatlı bağlar kurdum onlarla, yılın ilk yarısı böyle geçti. Orada online görüşmelerin de sonuç verdiğini gördüm ve öyle olunca online seansları da ekledim. Böylece dijitale aktarılamaz denilen bu renk analiz dünyasını, dünyada ilk defa online seansa çevirdim. Renklerin Şifresi, dünyada ilk defa renk analizi anlatan uygulamalı kitap oldu. Bildiğimiz kadarıyla dünyada da ilk defa uygulamalı olarak renk analizi yaptırıp sonuç bulduran kitap oldu.


ree

Renk şifresi nedir? Renk şifresinde kaç renk grubu vardır?

Renk şifresi, kişiye yakışan renk ton skalasını teknik olarak doğru tanımlar ve kişinin tüm renk kararlarını bu teknik tanıma göre nokta atışı vermesini sağlar. Burada “senin rengin yeşil”, “senin rengin mor” gibi bir renk belirlemiyoruz. Herkes her rengi giyebiliyor ama hangi tonunu giyeceğini tam olarak tanımlarsa doğru tonu bulabilir ancak. Renk şifresinde renk gruplarına odaklanmaktan ziyade kişilerin renk özelliklerine odaklanmayı tercih ediyoruz. Üç adet renk ekseni var; ısı, derinlik ve netlik. Bu üçünün tam olarak neresinde duruyor, bunu tespit ediyoruz. Sonrasında ise doğru alışveriş ve doğru imaj yönetimi geliyor.


Her renk bir mesaj mı barındırır?

Evet, her rengin bir anlamı vardır. Tabii istenen anlama ulaşabilmek için kişiyle uyum ya da konumuz bir eşya ya da mekânsa tasarımla ve materyalle uyum çok önemli. Renk kullanımı oranı, diğer renklerde ne şekilde ve ne oranda eşleştiği gibi meseleleri doğru çözmek şart. Yoksa rengin mesajının tek başına pek de bir anlamı kalmaz.


Renk  ton ayarı bir renk analizi seansıyla keşfedilebilir
Renk ton ayarı bir renk analizi seansıyla keşfedilebilir

Herkesin bir rengi var mıdır?

Herkesin bir rengi yoktur. Herkesin çok rengi vardır. Çok geniş bir ton skalası bu, herkesin skalası içerisinde gök kuşağındaki tüm renklerin farklı farklı tonları var aslında. Tüm kişisel renkler, kişi özelinde asla değişmeyen bir ton ayarı içeriyor. Bu ton ayarı bir renk analizi seansıyla da keşfedilebilir ya da kitabım Renk Şifresi’ni evde uygulayarak.


Peki, Color Tunes yani kozmetik markanız nasıl doğdu? Bir kozmetik serisi çıkarmaya sizi ne yönlendirdi?

Bana gelen danışanların yüzde 90’ı kadın, benim seansımdan çıkanların yüzde 90’ı alışverişe gider ve bu alışveriş genelde bir rujla sonuçlanır. Neden ruj alır? Favori rengini hemen yüzünde görmek ister. Ayrıca ruj her zaman çantada olan bir üründür. Renklerini keşfetmiş olmanın heyecanıyla hemen uygulama yapmak ister ve her şeyle de kombinleyebileceği bir ürün olduğu için direkt ruj ya da oje alır. “Extended” yani genişletilmiş seans yaptığım zaman son 15 dakikada danışanlarıma makyaj çantası detoksu yapıyordum. ‘Elindeki tüm makyaj malzemelerini getir, sana makyaj çantası detoksu yapacağım’ diyordum. Ve orada bir sürü malzemeden çok azının aslında kendi renklerine göre olduğunu görüyordum. İnsanların kozmetikte de ne kadar dağıldığını ve yanlış alışveriş yaptığını görüyordum. Ve ben o noktada ‘İşte senin rengin bu, al bunu kullan artık’ diyen pozisyondaydım. Bu sebeplerle 2021 yazı gibi kozmetik araştırmasına girdim.


Zeynep Tarhan Muslu
Zeynep Tarhan Muslu

Renk şifresi tekniğiyle yaratılmış Color Tunes koleksiyonu, multifonksiyonel ürünleriyle pratik kullanım sağlıyor. Her biri bir renk şifresi grubundan ilham alan ve birbiri arasında da kombinlenebilen 4 seride Stay Tuned Cheek Duo krem allık ve highlighter, Kiss The Tune dudak renklendirici, Shine Lip Oil dudak yağı, Eyes On You göz kalemi ve Starlash maskara mevcut.


Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page