top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 10 Ağu 2024
  • 2 dakikada okunur

Seda Küçük | Ajans Başkanı
Seda Küçük | Editör

Merhaba,


Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kalemlerinden biridir. Dört mevsimi yaşayan güzel ülkemiz; muhteşem doğası, insanlığın başlangıcı sayılan tarihi, ilmek ilmek işlenen medeniyeti, kendine has kültürü ve tesisleriyle tam bir turizm cennetidir. Fakat son yıllarda yaşanan yüksek enflasyonu gerekçe gösterip fiyatlarda âdeta uçuşa geçen turizmcilerimiz, bırakın yabancı turistleri yerli turistleri bile avucunun içinden kaçırıyor.


Geçtiğimiz yıl Türkiye ile Yunanistan arasında esen soğuk rüzgârların yerini ılıman bir ilişkiye bırakması tatilcilerin de tercihlerini değiştirdi. Ege kıyılarındaki fahiş fiyatlar hem yabancı turistleri hem de yerli turistleri yanı başımızdaki Yunan Adaları’na yöneltti.


Bodrum başta olmak üzere geçtiğimiz yıllarda hınca hınç dolan dünyaca ünlü tatil beldelerimiz, Kurban Bayramı’ndaki dokuz günlük tatil sonrası âdeta sezonu kapatma noktasına geldi. Yunan Adaları’na günübirlik vize uygulaması nedeniyle çıkış kapılarında uzun kuyruklar oluştu.


Hayat pahalılığıyla mücadele ederken bütün yılın yorgunluğunu kısa bir tatil yaparak üzerinden atmak isteyen yerli turistler; günlük oda, kahvaltı ve yemek fiyatlarını duyunca ne yapacaklarını şaşırdı. Hele bir de esnafından ustasına kadar fahiş fiyatlara gerekçe olarak söyledikleri “Burası Bodrum” diye başlayan cümleler, tatilcileri bıktırdı. Yıllardır aynı muameleye maruz kalan tatilciler ise bu durumdan çok sıkılmış olmalı ki bizim kıyıların hemen yanındaki Yunan Adaları’na akın etti.


Hatırlarsanız, bir dönem Türkiye’de “Laleli Efsanesi” vardı. Demir perde ülkelerinden gelen insanlar bavullarını doldurur ülkelerine götürüp satarlardı. Bu bavul ticareti o kadar büyümüştü ki ülkenin ihracatında çok önemli bir paya sahip olmuştu. Gel zaman git zaman Laleli Esnafı, altın yumurtlayan tavuğu kesmeye karar verdi ve gelenleri yolunacak kaz gibi görmeye başladı. Sonrasında ne mi oldu? Ne bavul kaldı ne de ticareti...


Şimdi aynı hatayı turizmcilerimiz yapıyor. Daha önce yerli turiste ikinci sınıf turist muamelesi yapan turizmcilerimiz, yabancı turistleri de kaçırınca bu kez tekrar yerli turiste döndüler ama bir de ne görsünler onlar bıraktıkları yerde değiller. “Biz ne yaparsak yapalım nasılsa gelirler” düşüncesi günün sonunda insanları bezdirdi ve yeni arayışlara itti.


Şimdi turizmciler ve turizm esnafımız için karar anı. Ya uzun zamandır yaptıkları gibi turistlere faiş fiyatlar uygulayarak sektörü yok edecekler ya da sürdürülebilir fiyat anlayışıyla sektörü yeniden diriltecekler.


Sevgiler,


ree

























Ekranların efsane isimlerinden, güzelliği kadar asaleti ve kişiliğiyle de herkesin gönlünde taht kuran Aydan Şener, ilk kitabı “Kadına Dair”in tanıtımı kapsamında 25 Haziran Salı günü D&R Suadiye’de düzenlenen ilk imza gününde sevenleri ile bir araya geldi.

ree

Etkinlikte, kitaplarını imzalayan Aydan Şener’e hayranları büyük ilgi gösterdi, uzun kuyruklar oluştu. Bir imza gününde bulunmanın, okurlarıyla bir araya gelmenin ve kitaba dair söyleşmenin çok güzel bir duygu olduğunu belirten Aydan Şener, “İnsan belli bir dönemden sonra bu tür etkinliklerin kıymetini daha iyi anlıyor. Yıllarca beni izleyen, destekleyen, hep yanımda olan sevenlerimle ve sevdiklerimle D&R aracılığıyla bir araya gelmek bana da çok iyi geldi. Birikimlerimi paylaşmak büyük bir gurur kaynağı” dedi. İlk kitabı için “Hayatımın ödülü gibi” diyen Aydan Şener şunları söyledi:


ree

İyi, Kötü, Güzel, Çirkin, Pek Çok Şey Yaşandı

“Kitap çıkarma fikri menajerim Bircan Usallı Silan’ın önerisiydi. Uzun zamandır yapmamı istiyordu, ben de daha fazla direnemedim ve Deniz Ertem Aydoğar söyleşisi ile kitapseverlerle buluştum. İyi, kötü, güzel, çirkin, pek çok şey yaşandı ama sonuçta geriye kalan sevgi. Bu da en güzeli. Kitabımı annem ve kızıma ithaf ettim. Kitapta kadına dair her şey var. Doktor Nur Topçu’nun doğru yaş alma, doğru beslenme ile ilgili görüşleri de destek oldu. Onunla da çalıştığım için çok mutluyum. Kitabın başında kalbimden kopan bir giriş yazısı da kaleme aldım. İnsanlar bu bölümü de okurlarsa çok mutlu olurum. Okurlarla el ele olmak, gözlerine bakınca sevgiyi, dostluğu paylaşabilmek çok kıymetli. Sırf bu duygu için bile imza günlerine devam edebilirim.


Kendimi Yazar Olarak Adlandırmıyorum

Kendimi yazar olarak adlandırmıyorum. Aslında Kadına Dair, gazete röportajlarının daha gelişmiş bir haliydi diyebiliriz. Yeni kitaplar çıkarmayı çok istiyorum ancak okurun ilgisi de bu isteğimde önemli bir kriter. Kitapla ilgili en heyecan verici kısım, kızım ve annemle ilgili duygularımı doğru anlatabilme telaşımdı. Annem çok disiplinli bir ebeveyndi. Bense kızımla arkadaş oldum. Dolayısıyla öteden beri hangisinin doğru olduğunu sorgulayıp duruyordum. Kitapta da bu duygularım yer alıyor.



ree


Bana Bir Şeyler Katan Her Kitabı Okumayı Seviyorum

Ruhuma dokunan ve bana bir şeyler katan her kitabı okumayı seviyorum. Şu sıralarda Ayşe Erbulak’ın ‘Dokuz Oda Cinayeti’ adlı kitabını okuyorum. Kızım Ecem benim en önemli eleştirmenim. Onun dediği her şeyi muhakkak dikkate alıyorum. Bende iz bırakan kitapları ona da tavsiye ediyorum. En son Osman Balcıgil’in ‘İpek Sabahlık-Bir Suat Derviş Romanı’ adlı kitabını tavsiye ettim.


Şu Anda Okuduğum Bir Hikâye Var

Yeni bir proje için hazırlık aşamasındayım. Şu anda okuduğum bir hikâye var. Eğer kendimi hikâyenin ve karakterin içinde bulursam yeni sezonda tekrar buluşacağız. Aslında günün birinde İpek Sabahlık’ın dizisi veya filmi çekilecek olsa Suat Derviş’i canlandırmayı çok isterim.”


ree

Kadına Dair Hakkında

Aydan Şener’in, iletişimci Deniz Ertem Aydoğar ile gerçekleştirdiği nehir söyleşisinden yola çıkarak hazırlanan Kadına Dair kitabı, oyuncunun kadın sağlığından güzelliğe, değişen ruh hâllerinden anneliğe, kadınlık hâllerinden insanlık hâllerine, kendi annesi ve çocuğuyla olan ilişkilerinden modaya kadar, insan ve hayvan sevgisiyle çarpan kalbinin ve iç dünyasının seslerini, geniş bir yelpaze ile okuyucuya sunuyor.Kitapta Dr. Nur Topçu ise güzellik, sağlık ve estetik konularında bilgi ve birikimleriyle konuk yazar olarak yer alıyor.


Aydan Şener Hakkında

1981 Türkiye Güzeli seçilerek hayatımıza giren Aydan Şener, 1984 yılında rol aldığı, Tarık Buğra’nın aynı adlı ünlü eserinden çekilen ‘Küçük Ağa’ dizisiyle ekranlara merhaba dedi. Ancak asıl ününü, 1986 yılında Reşat Nuri Güntekin’in aynı adlı efsanevi eserinden uyarlanan ‘Çalıkuşu’ dizisindeki ‘Feride’ rolüyle kazandı. Bugüne kadar onlarca film, dizi ve tiyatro oyununda rol alan Şener aynı zamanda Yeşilçam’ın efsane isimlerinden Suzan Avcı’nın da yeğeni.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page