top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 19 Ağu 2024
  • 3 dakikada okunur

Pir-i Lezzet

Nelere kadirdir bir yemek? Hangi baharat kılavuzdur kalbe giden yola? Kamer, Şems, Merih ve Zühre; Hangi yıldızlar saklıdır sıcak bir tencerede? Ve cevza ve mizan ya da kavs; hangi burcun kokusudur bir tutam tarçın? Sarımsak deva mıdır yoksa bela mı? İsmi nedir taze ekmek kokusunun? Bir bardak şerbet unutturur mu acıları? Ya da bir yudum çorba açar mı kapıları? Yıldızlar ve fısıltılarla çevrili, Topkapı Sarayı’nda başlayıp İskenderiye’ye uzanan bir serüven... Yeryüzüne ender gelen bir yeteneğin, tatlara ve kokulara hükmederek zihinleri ve duyguları etkisi altına aldığı, aşk dolu bir destan... Dünya çapında ilgi gören, 14 dile çevrilen Pir-i Lezzet… Gastronomi ile harmanlanmış, aşkla tatlandırılmış bir tarih yolculuğuna çıkıyoruz!


Gökten Gelenler

“Güneş sistemimizdeki gezegenleri Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jupiter, Satürn diye sayıyorsanız, bizlere pek bahsedilmeyen bazı konuların var olduğunu kabul etmeniz gerekir. Bu kitapta, dünya tarihimizdeki ilk medeniyet olan Sümerlilerin çivi yazısı ile kil tabletler üzerine kayıt ettiği çok ilginç konulardan bahsetmek istedim. Çoğu müzelerde duran ve günümüzden altı bin yıl önce yazılmış bu tabletlerde o devirde inanılmayacak kadar gelişmiş bir medeniyetin, üstün birilerinden yardım alınarak kurulduğu yazıyor. Ayrıca Sümerliler yazılarında Mars ile Jüpiter arasındaki şimdiki asteroid kuşağının olduğu yerde, beşinci sırada başka bir gezegenin varlığına işaret ediyor. Sümerlilerin Tiamat (Yaşam Veren Kız) dedikleri, çok eskiden parçalanmış bu gezegenden günümüze ise o bölgede asteroid kuşağını oluşturan taş parçaları ve ufak bir araştırmayla sizin de görebileceğiniz Ceres gezegeni kalmış. Başlangıcımızla ilgili bu kitaptan zevk almanız ümidiyle...”

Dr. Cenk Kallemoğlu



ree

Ebeveynin Sihirli Yolculuğu

Hayatta her şeyde olduğu gibi ebeveynlikte de mevcut olanın ötesine geçmeyi, kalıpları kırabilmeyi merkeze alan bu kitap, ebeveynlik kavramındaki dönüşüme yepyeni bir yaklaşım getirerek dönüşümün esasında ebeveynden başlayarak çocuğa doğru aktığını anlatan bir ebeveynlik rehberi. Her şeyin esasında bakış açısı değiştirmekle ve bugüne kadar göz ardı edilen doğru teknikleri uygulamakla başlayıp tüm aileye yayılan bir değişim sürecinin habercisi. A. Ebru Tarım Dilekcan ve Öznur Karaeloğlu’nun yıllar boyu edindikleri deneyimlerle hayat bulan bu eser, tüm olasılıklara açık olma, sıradanlıktan içsel bir dönüşüm aracılığıyla kurtulma ve hem farklı hem de özgün bir ebeveynliği deneyimleme kapılarını tüm anne babalar için açıyor. Çeşitli içsel dönüşüm araçlarıyla ebeveynler ve çocukları arasındaki bağı güçlendirip mutlu bir yaşantıyı amaçlarken en önemli aracı da okurların huzuruna sunuyor: Zihin...


Hayatta Kalanlar

Hayatta Kalanlar, büyürken birbirine yabancılaşan üç kardeşin; Nils, Benjamin ve Pierre’in annelerinin ölümü üzerine bir araya gelmelerini anlatıyor. Kardeşler, annelerinin vasiyeti üzerine çocukluk yıllarının odağındaki eski yazlık evlerine dönüyorlar. Hikâye katman katman açıldıkça ve kardeşlerin çocukluklarına daldıkça gerçekler anlaşılıyor: Bu evde yaşananlar hepsinin karakterini, hayatını ve birbirleriyle ilişkilerini geri dönülemez şekilde etkilemiş, aileyi dağıtmış, herkeste ayrı bir yara açmış... Alex Schulman, travma ve trajedinin ardından çözülen bir zihnin anılar sarayında gezerken en derin bağlarımızın, bizi en büyük darbelere karşı nasıl savunmasız bıraktığını ustalıkla ortaya koyuyor.



ree


Hikâye Hırsızı

Hikâyeler bize kim olduğumuzu söyler, peki ya biri o hikâyeyi çaldıysa? Jake ilk kitabıyla dikkate değer bir çıkış yapmış ancak ikinci kitabının fiyaskosunun ardından yazar tıkanıklığına girmiştir. Üçüncü ve dördüncü romanının taslağı ise tam bir hayal kırıklığıdır. Bir yandan da geçimini sağlamak için bir yaratıcı yazarlık atölyesinde ders vermektedir. Ancak Jake için asla umut vaat etmeyen yeni ders döneminde onu bir sürpriz beklemektedir: iddialı yeni öğrencisi Evan Parker’ın muhteşem roman fikri. Yıllar sonra Evan’ın bu olağanüstü hikâyesinin hâlâ bir romana dönüşüp raflarda yerini almadığını gören Jake, merak edip biraz araştırınca bu parlak öğrencisinin öldüğünü öğrenir. Ve her yazarın yapacağı gibi hikâyenin ziyan olmasından korkarak (!) onu kendi yazmaya karar verir. Zira T.S. Eliot’ın da dediği ya da daha doğrusu büyük olasılıkla Oscar Wilde’dan “alıntıladığı” gibi: İyi yazarlar ödünç alır, büyük yazarlar çalar.


Kökten İyileşme

Erdoğan Şemsiyeci’nin hayata geçirdiği kendi tekniği olan Sistemik Arınma Tekniği, aile dizimi ile Tanıklık ve Duygusal Özgürleşme tekniklerinin harmanlanmasıyla bireye geçmişinin yüklerinden kurtulma fırsatı sunuyor. Sistemik Arınma Tekniği’nin adım adım işlendiği bu kitap, bu üç farklı tekniğin ahengi sayesinde bireyin, geçmişten gelip bugününü etkileyen sorunlarını fark etmesini, yaşanmışlıklarını kabul etme konusunda adım atabilmesini ve nihayetinde kendi kendine aile dizimi uygulayabilmesini sağlayarak geçmişin düğümlerini çözme yolunda benzeri bulunmayan bir kapı aralıyor. Sistemik Arınma Tekniği, aile dizimi ışığında, herkes için içsel özgürleşme ve arınma yolunda bir destekçi ve yol gösterici rolü üstlenerek hakkında çokça yazıp çizilen tekniklerin özüne inip doğru bir şekilde kullanılmalarını vadediyor.

  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 18 Ağu 2024
  • 4 dakikada okunur
Güney Amerika’nın hem ekonomik hem de kültürel olarak en önemli şehirlerden biridir Buenos Aires. Dünya standartlarında müzelere, galerilere ve orkestralara sahip şehir, atmosferi ve tutkusuyla görülmesi gereken bir yer. Buenos Aires denince akla tango gelmektedir. Tango buradaki fakir mahallelerde ortaya çıkmıştır. Pazar günleri ve aralık ayının ortasındaki Tango Günü’nde müziğin sesi San Telmo ile La Boca’yı baştan sona sarar. Şehrin bazı yerlerinde isterseniz her gece tango yapma şansınız da var. Oldukça hareketli olan bu şehrin sokaklarını inleten bandoneonun sesi sizi başka bir zaman dilimine taşıyacak. Tutkulu ve kültürel mirası ile gurur duyan insanlarla dolu, özgürlükçü bir şehirdir burası. İlkbahar ve sonbahar ayları Bounes Aires’e seyahat etmek için uygun bir zaman. Ancak Buenos Aires caddeleri ve sokaklarını, kasım ayına denk gelen ilkbaharın sonlarına doğru çiçek açan Jakaranda ağaçları, mor renge boyuyor. Bu görsel şöleni kaçırmak istemezsiniz. Müzikle tutkunun iç içe geçtiği bu şehirden emin olun mutlu döneceksiniz.

ree

Tarihçesi

2 Şubat 1936’da Pedro de Mendoza tarafından kurulan Buenos Aires, ismini Cagliari’nin Virgen de Bonaria’sından (Güzel Hava Bakiresi) almıştır. Bir başka rivayete göre ise Rio de la Plata’daki havanın güzel oluşundan dolayı seçilmiştir bu isim. Buenos Aires, İspanyolcada “Güzel Havalar” anlamına gelmektedir.


Mendoza yaz sonunda 16 gemiyle birlikte gelmişti ve tahıl ekmek için çok geç bir dönemdi. Bölgedeki Kızılderilileri kendilerine yiyecek sağlamaya zorlayan Mendoza’nın 1.600 adamı 1541 yılında bölgeyi terk etmek zorunda kaldı.


Şehir 1580 yılında, Juan de Garay tarafından tekrar kuruldu. 17. ve 18. yüzyılda İspanyol yönetimi Avrupa’ya gelecek bütün malların vergilendirilebilmesi için Peru’daki Lima şehrine gönderilmesini zorunlu kıldı. Malların yollanması epey zorlaşmıştı. Buenos Airesli tüccarların, bu konudaki hoşnutsuzlukları giderek artıyor, İspanya Kralı III.Karl’ında otoritesi giderek azalıyordu. Bunun üzerine önce ticari yaptırımları hafifletti sonra da Buenos Aires’i serbest bir liman şehri olarak tanıdı. 1776 yılında Peru’dan ayrılan Buenos Aires, Rio de la Plata Eyaleti’nin başkenti oldu. Rio de la Plata’nın İngiliz İşgali sırasında Buenos Aires de işgal edildi. Ancak şehir halkı İngilizlere karşı direndi ve 4 Ağustos’ta şehri tekrar ele geçirdi. 1880 yılında Arjantin’in başkenti ilan edilen Buenos Aires, o yıllarda Latin Amerika’daki en büyük ve en önemli şehir konumundaydı.


ree

Aktiviteler

Arjantin’in tutku, aşk, müzik ve neşe dolu şehri Buenos Aires, sokakları ve eserleri sayesinde keyifle vakit geçirebileceğiniz bir yer. Bu şehirde görülmesi gereken çok yer var. 9 Temmuz Caddesi, La Recoleta Mezarlığı, Caminito Sokağı, Palacio Barolo görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Şehri detaylı gezip keşfetmek isteyenler için ise Plaza de Mayo, Casa Rosada, Teatro Colon, Buenos Aires Dikilitaşı, Jardin Japones’de diğer güzel alternatifler arasında olabilir. Buenos Aires alışveriş olanaklarıyla da meşhur bir şehirdir. Ayrıca San Telmo’da pazar günleri muhteşem bir pazar ve Recoleta’daki Francia Park’ta el işleri fuarı kurulur.


9 Temmuz Caddesi

Şehir merkezindeki bu büyük cadde 22 şeritli ve 140 metre bir genişliğe sahip. Adını 9 Temmuz 1816’da Arjantin’in Bağımsızlık Günü’nünden alan cadde, Río de la Plata sahilinin yaklaşık 3 kilometre batısında bulunuyor. Kuzeydeki Retiro bölgesinden güneydeki Constitución istasyonuna kadar uzanmaktadır.


ree

La Recoleta Mezarlığı

Buenos Aires’in Recolata semtinde yer alan bir mezarlıktır. Eva Peron, Arjantin başkanları, Nobel Ödülü sahipleri, Arjantin Donanması’nın kurucusu ve Napolyon’un torunu da dahil olmak üzere önemli kişilerin mezarları burada bulunmaktadır. BBC 2011’de La Recoleta Mezarlığı’nı dünyanın en iyi mezarlıklarından biri seçerken 2013 yılında da CNN burayı dünyanın en güzel 10 mezarlığı arasında listeledi.


ree

Caminito Sokağı

La Boca semtinin Caminito sokağı, adını tango bestecisi ve yorumcusu Carlos Gardel’in şarkısından almıştır. Maradona’nın futbol oynadığı ünlü Junior Boca da bu semtin takımıdır. Çok sayıda tango yapılan restoranları ve duvarları renkli resimlerle dolu eski evleri bu sokağa ayrı bir değer katmaktadır. Bu evler batık ve eski gemilerin saclarından inşa edilmiş, tekne boyası ile alaca renkli boyanmışlardır. Renkli bir yaşamdan hoşlanıyorsanız Caminito Sokağı’nı mutlaka görmelisiniz.


Palacio Barolo

Palacio Barolo, Buenos Aires’te bulunan bir gökdelendir. 100 metre yüksekliğinde ve 22 katlı olan bu bina 1923 yılında tamamlanmıştır. Tamamlandığında kentin en yüksek binasıydı. 1997 yılında ulusal tarihi bir anıt ilan edilen Palacio Barolo da şu an, birkaç seyahat acentesi, İspanyol yabancılar okulu, tango için giysi satan mağaza, mimarların, muhasebecilerin, avukatların ofisleri ve stüdyoları bulunmakta.


ree

Mutfak

Dünyanın en çok sığır eti üreten ülkesi olan Arjantin mutfağı çok çeşitlidir denemez. Genelde et ve hamur ağırlıklı bir mutfağa sahiptirler. Ancak Arjantin mutfağı bulunduğu coğrafi koşulların tüm zenginliklerini büyük bir uyum ve lezzet içinde barındırır. Bir gün yolunuz düşerse bu güzel şehirde mutlaka yemeniz gereken birkaç lezzeti sizler için hazırladık.


Provoleta | Provotela, ara sıcak ve sabah kahvaltısı için enfes bir lezzettir. Eritilen peynirlerin, fesleğen ve domatesle birlikte sunumu sizi baştan çıkarabilir. Ekmeğinizi batırıp yiyebileceğiniz, keyifli ve doyurucu bir tat.

Steak | Etin Buenos Aires’te mutfağın ana maddesi olduğunu söyleyebiliriz. Muhteşem steakler yiyebileceğiniz bir şehir burası. Sığırın en yumuşak, yağsız bölümü olan lomoyu denemelisiniz.

Empanada | Buenos Aires’inde en sevilen tatlarından biri olan Empanada, kıymalı ve soğanlı bir harçla doldurulan küçük poğaça benzeri oldukça lezzetli hamurlardır. Üstü nar gibi kızartılan empanadaların muhteşem bir tadı var.

Alfajores | Güney Amerika’nın en güzel atıştırmalığı olan Alfojor’un tadı biraz un kurabiyesini andırsa da arasındaki karamelle bambaşka bir lezzete dönüşmüş.

Dulce de leche | Uzun süre kaynatılıp karamelize olmuş bir tür sütlü tatlı. Ülkemizde süt reçeli olarak bilinen bu tat sabah kahvaltılarında tercih edebileceğiniz lezzetli bir reçeldir.


ree

Ulaşım

İstanbul’dan direkt olarak 16 saat süren uçuş süresiyle Buenos Aires’e varmak mümkün. Kent içinde her bir noktaya toplu taşıma ile de rahatlıkla gidilebilir. Para birimi olarak Arjantin Pezosu kullanılmaktadır. Buenos Aires, Güney Yarım Küre’de yer aldığı için en sıcak ay ocaktır. Ocak ayı ortalama sıcaklığı 23–25 derece arasında değişir. Şehir kışı haziranda yaşar ve en soğuk aydır. Ortalama kış sıcaklığı ise 8-10 derece arasında değişir. Bahar ayında kent içinde zaman zaman yağış görülmektedir. En çok yağış mart ayında etkili olur. İlkbahar ve sonbahar, Buenos Aires’e gitmek için en uygun zamanlardır.


  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 16 Ağu 2024
  • 2 dakikada okunur
Çukurova bölgesi bu yıl ilk kez hayata geçirdiği ve her yıl tekrarlanması planlanan sürdürülebilir sanat projesi “Portfolyo Seçki Yarışması’’nın ilk sergisini sanatseverlerle buluşturdu.

ree

Adana Mutfak Müzesi’nde Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın da katılımıyla gerçekleşen açılış daveti son derece renkliydi. Özellikle deprem bölgelerinden katılan öğrencilerin sevinci ve motivasyonu yarışmanın ne kadar büyük bir amaca hizmet ettiğini gösterdi. Adana’nın seçkin galerileri arasında yerini alan KUN Art Spaceten Elif Sezer ve D5 Sanat Ortamından Veli Mert koordinatörlüğünde gerçekleştirilen proje; Adana Büyükşehir Belediyesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Yenişehir Belediyesi, Mersin Kültürhane ve İstanbul Karşı Sanat desteğiyle hayat buldu. Sergi, bölgedeki Güzel Sanatlar ve Eğitim Fakülteleri öğrencilerinin seçilmiş eserlerinden oluşuyor.


Yayın Koordinatörümüz Özge Zeki’nin de Aralarında Bulunduğu Basın Mensupları,  Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile Bir Araya Geldi
Yayın Koordinatörümüz Özge Zeki’nin de Aralarında Bulunduğu Basın Mensupları, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile Bir Araya Geldi

Sanat Öğrencilerine Fırsat Sağlıyor

Projenin amacı sanata ilgi duyan, sanatla hayatını sürdürmek isteyen öğrencilere motivasyon kazandırmak, sanatçıların fark edilerek tanınmasına katkıda bulunmak, sanat ortamlarının görünürlüğünü arttırmanın yanı sıra son aşamada alıcısına ulaşmasını sağlamak. Uzak erimdeki amacı ise Türkiye’deki tüm üniversiteleri kapsayan seçki yarışmasını ulusal platforma taşımak.


Portfolyolar Özenle İncelendi

Sergi ilk aşamada Adana, Mersin ve Hatay’daki Güzel Sanatlar ve Eğitim Fakültelerinin sanat bölümleri lisans derecesinin üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri ile yüksek lisans ve sanatta yeterlik/doktora öğrencilerinin portfolyolarından oluştu. Sergide Adana’dan; Sıla Somer, Nihan Karadeniz, Melis Yılmaz Aktaş; Mersin’den Sezen Karabulut, Gülten Nur Gündoğdu, Yüsra Dirik; Hatay’dan Ahmet Uçar, Zehra Dinç ve Arzu Yıldız’ın eserleri başarı ödülü alırken projeye ek olarak sergilenmeye değer görülen 27 portfolyo çalışması (toplamda 36 portfolyo) sanatseverlerin izlenimine sunuldu.


Yarışmadaki eserler; Tayfun Akdemir (Arş. Görevlisi), Hakan Çapkan (Sanat Eğitimcisi),

Prof. Melih Apa, Dr. Öğr. Üyesi Şeref Erol, Öğr. Gör. Juan Botella Lucas, Prof. Dr. Nimet Keser, Prof. Seher Kurt, Prof Cüneyt Kurt, Dr. Öğr. Üyesi Hülya Karaçalı Annepçioğlu ve Dr. Ezgi Bakçay’dan oluşan jüri üyeleri tarafından değerlendirildi.


Her ilden bir lisans, bir yüksek lisans ve bir sanatta yeterlik/doktora alanında dokuz katılımcıya 10’ar bin TL tutarında “Başarı Ödülü”, 36 katılımcıya ise 5’er bin TL tutarında “Üretim Desteği” verildi. İlk kez Adana Mutfak Müzesi’nde (Kılavuz Konağı) açılan sergi; ekim ayı içerisinde Mersin Yenişehir Belediyesi Ahmet Yeşil Sanat Galerisi, üçüncü final sergisi ise aralık ayında İstanbul’da sanatseverlerle bulaşacak. Koordinatörlüğünü Sanatçı Veli Mert ve Sanat Yöneticisi Elif Sezer’in yaptığı “Portfolyo Seçki Yarışması’’ sergisi 21 temmuz tarihine kadar Adana Mutfak Müzesi’nde her gün 10.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.


Elif Sezer | KUN Art Spacein Kurucusu
Elif Sezer | KUN Art Spacein Kurucusu

Elif Sezer: “Gençler Hayallerine Bir Adım Daha Yakın”

Adana’da faaliyet gösteren KUN Art Spacein Kurucusu Elif Sezer, genç sanat öğrencilerini destekleyen Portfolyo Seçki Yarışması’nın mimarlarından. Elif Sezer, projenin önemini ve Bodrum’daki faaliyetlerini şöyle özetledi: “Bu projenin benim için önemi; sanatçı olma yolunda üniversitelerin ilgili bölümlerinde okuyan öğrencilere gelecekleriyle ilgili bir nebze de olsa umut verebilmek, onları görüp anlayan izleyicilerin, galerilerin, hocaların ve hatta belediyelerin olduğunu gösterip hayallerini gerçekleştirebilmeleri için bir adım atabilmelerini sağlamaktı. Bu süreçte karşılaştığım sanat profesyonelleri ve destekçiler ile projenin sadece üç ille sınırlı kalmayıp Anadolu’nun her köşesinden öğrencilerin katılabildiği ulusal bir projeye dönüşmesi en büyük temennimiz oldu. Projeye D5 Sanat Ortamından Veli Mert ile başladık. Sonrasında Adana Büyükşehir Belediyesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Yenişehir Belediyesi, Mersin Kültürhane ve İstanbul’dan Karşı Sanat destek oldu. Açılış sonrası çok olumlu geri bildirimler aldık. Öncelikle böyle bir projeyi planlayıp hayata geçirebilmemizden dolayı tebrikler aldık. Şu anda Bodrum Yalıkavak’ta, Bilgili Holding BodrumBodrum Evleri ev sahipliğinde; Bilgili Sanat, KUN Art Space ve Eskişehir’den Key Art Galeri ile “Beyond The Optimist” isimli karma serginin açılışını gerçekleştirdik. Sergimiz 8 eylüle kadar devam edecek.”

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page