top of page
  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 25 May
  • 2 dakikada okunur

ree

Yazar Seda Küçük, son romanı Deli Sarpa ile bu yıl 7.'si düzenlenen Altın İnsan Ödülleri kapsamında Roman dalında Altın Kalem Ödülü’ne layık görüldü. İstanbul’un doğayla iç içe simge mekânlarından biri olan Mihrabat Korusu, 17 Mayıs 2025’te edebiyat, bilim, sanat ve sağlık dünyasından birçok ismi ağırladı. Gündüz saatlerinde etkili olan yoğun yağışa rağmen gerçekleşen tören; Türkiye’nin yanı sıra Brezilya, Almanya, ABD, İsviçre, Dubai ve Lüksemburg gibi ülkelerden gelen konukların katılımıyla büyük bir coşkuyla yapıldı. Altın İnsan Ödülleri, bu yıl da topluma değer katan vizyoner projeleri, bilimsel çalışmaları ve sanatsal üretimleri görünür kılmayı amaçladı.

 

ree

“Deli Sarpa” ile Yılın Romanı

 

Seda Küçük’ün yedinci romanı olan Deli Sarpa, insan ruhunun derinliklerine inen anlatımı, güçlü karakter örgüsü ve etkileyici diliyle jüri tarafından yılın en dikkat çekici eserleri arasında gösterildi.


Yazar Seda Küçük, ödülün manevi değerine şu sözlerle vurgu yaptı: “Kalemin gücüyle karanlıkları aydınlatabildiğimiz sürece edebiyat yaşayacaktır. Bu ödül, yalnızca bana değil; kelimelere, sessizce okuyanlara ve hayal gücüne inananlara verilmiş bir armağandır.” 


ree


Sanat, Bilim ve Vicdan Bir Araya Geldi

 

Törende sadece Altın Kalem değil; Altın Yazar, Altın Kitap, Altın Deklanşör, Altın Fırça, Akademik Altın Kalem ve Dünya Sağlık Ödülleri gibi farklı kategorilerde de ödüller takdim edildi. Bu çok yönlü yaklaşım; yalnızca bireysel başarıyı değil, topluma katkı sağlayan tüm alanlardaki üretimleri onurlandırma misyonunu taşıdı.

 

Serra Erdoğan: “Bilim ve Sanat Göç Etmesin Diye Bu Çabayı Sürdürüyoruz”

 

Altın İnsan Ödülleri Organizasyon Komitesi Başkanı Serra Erdoğan, törende yaptığı konuşmada evrensel değerlere sahip çıkmanın önemini şu sözlerle ifade etti: “Bir roman bazen bir hayata yön verir, bir şiir insanın içini iyileştirir, bir tabloysa sessizce haykırır. İşte biz bu yüzden ‘değer’in peşine düştük. Altın Kalem, Altın Fırça, Altın Deklanşör, Akademik Altın Kalem ve Dünya Sağlık Ödülleri’ni tek bir çatı altında, Altın İnsan başlığıyla birleştirdik. İbni Sina’nın dediği gibi, ‘Bilim ve sanat, ödüllendirilmediği yerden göç eder.’ Biz bu göçü durdurmak, her değeri yaşatmak ve geleceğe taşıyabilmek için çalışıyoruz. Bu törenler yalnızca ödül vermek için değil; hatırlamak, anlamak ve yaşatmak için var.”

 


ree

Yazarın Yolculuğu: Seda Küçük

 

Yedi romanıyla çağdaş Türk edebiyatında kendine özel bir yer edinen Seda Küçük, duygusal derinliği yüksek, sosyal meseleleri cesurca ele alan anlatımıyla dikkat çekiyor. Yazmak onun için yalnızca bir meslek değil; hayata tutunduğu, nefes aldığı bir alan.

 

Seda Küçük, kaleme aldığı her eserle okurlarını derin bir iç yolculuğa davet ediyor ve edebiyat dünyasında kalıcı izler bırakmaya devam ediyor. İlk kitabı Siyah Gelinlik 2010 yılında yayımlandı. Çocuk yaşta evlilikler konusunu cesurca işleyen bu roman, hem okurların hem de eleştirmenlerin ilgisini çekti. Ardından gelen romanlarla edebi çizgisini güçlendirdi:


     •           Siyah Gelinlik (2010)

     •           Yabancı Ses (2011)

     •           Yoksul Ruh (2014)

     •           Öznesi Sen (2016)

     •           Sarı Yaz (2017)

     •           Düş Yakamdan (2020)

     •           Deli Sarpa (2025)

 

Yalnızca edebi üretimiyle değil; okurlarıyla kurduğu içten bağ ve cesur temaları işlemedeki başarısıyla da dikkat çeken yazar, pek çok prestijli ödüle layık görüldü:


     •           2018 – Siyah Gelinlik ile Altın Kalem Ödülü

     •           2022 – Düş Yakamdan ile Romantik Komedi Roman Dalında Altın Kalem Ödülü

     •           2023 – Altın Yazar Ödülü

     •           2025 – Deli Sarpa ile Roman Dalında Altın Kalem Ödülü

 


 

Cumhuriyet tarihinin ilk okul gemisi olma özelliğini taşıyan STS Bodrum, Türkiye’yi uluslararası denizcilik sahnesinde gururla temsil etmek üzere yeni bir yolculuğa çıktı. Birleşmiş Milletler Okyanus Konferansı (UNOC) kapsamında oluşturulan Ocean Wonders Filosu'na dahil edilen STS Bodrum, 2-4 Haziran 2025 tarihlerinde Fransa’nın Nice Limanı’nda demirleyerek Türkiye’nin denizcilik vizyonunu dünyaya tanıtacak.

ree

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin uluslararası tanıtım stratejileri çerçevesinde, BOSAV ve The Bodrum Cup davetiyle gerçekleşen bu tarihi katılım, Türkiye için simgesel bir adım niteliğinde. 23 Mayıs Cuma günü, Bodrum Kalesi önünde düzenlenen törenle seyrine başlayan okul gemisi, Fransa’nın ardından Korsika ve İtalya limanlarını kapsayan yaklaşık bir aylık rotayı tamamlayarak yeniden Bodrum’a dönecek.


ree

Denizcilikte Kültürel Miras ve Eğitim Elçisi


2001 yılında BOSAV öncülüğünde, Bodrum halkının imece usulü desteğiyle inşa edilen STS Bodrum, Türkiye’nin ilk ve tek yelkenli okul gemisi olma unvanını taşıyor. 36 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğindeki ve 450 m² yelken alanına sahip bu özel gemi, deneyimli denizci Yücel Köyağasıoğlu tarafından tasarlandı. Aynı zamanda eğitimlerde aktif görev üstlenen Köyağasıoğlu, genç nesillere sistemli ve uygulamalı denizcilik eğitimi kazandırılmasına öncülük ediyor.


Geleneksel ahşap yat üretimi açısından da örnek teşkil eden yapım süreciyle, STS Bodrum sadece bir okul gemisi değil, aynı zamanda denizcilik kültürünün yaşayan bir temsilcisi. Geminin görsel estetiği ve taşıdığı anlamlı hikâye, uğradığı her limanda dikkat çekerken, bu kez Birleşmiş Milletler Okyanus Konferansı kapsamında Türkiye’nin sesi olma görevini üstleniyor.


ree

Uluslararası İş Birlikleri ve Sürdürülebilirlik Vurgusu


Projenin bir diğer önemli hedefi, STS Bodrum için uluslararası proje partnerleri bularak, geminin bakım ve onarım süreçlerini ileri seviyeye taşımak. Bu kapsamda gerçekleştirilen yurtdışı temsiliyet, sadece bir denizcilik başarısı değil; aynı zamanda sürdürülebilirlik, eğitim ve kültürel diplomasi açısından stratejik bir adımdır.


UNOC bünyesindeki Ocean Wonders Filosu’na katılan STS Bodrum’un bu önemli yolculuğu, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve BOSAVtarafından organize edilirken, Bodrum Belediyesi, Bodrum Denizciler Derneği ve The Bodrum Cup tarafından da desteklenmektedir.


ree

Türkiye’nin Mavi Yolculuktaki Sembolü


Her yönüyle ilham veren bir proje olan STS Bodrum’un uluslararası arenada yer alması, Türkiye’nin denizcilik mirasının tanıtımı açısından büyük önem taşıyor. Genciyle yaşlısıyla bir kentin emeğiyle doğan bu özel gemi, artık sadece bir okul değil; bir vizyonun, bir kültürün ve bir inancın taşıyıcısı olarak dünya denizlerinde iz bırakıyor.

Dönemin sevilen müzik grubu Beyaz Kelebekler, 1970 yılında bir konser için Adapazarı’na giderken geçirdikleri trafik kazasında üç grup üyesini kaybetti, iki üye ise yaralandı. Grup, trafikteki sürücülerin kural ihlallerinin ölümcül sonuçlarına dikkat çekmek için yıllar sonra, Trafikte Haklarım Derneği’nin “Son Yolculuk” adlı trafik güvenliği kampanyası kapsamında yeniden bir araya geldi. Kampanya için hazırlanan 4 spot, televizyon kanallarında ve sosyal medyada yayınlanmaya başlandı.

ree

2015’ten bu yana Türkiye’de meydana gelen trafik kazalarında 60 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiği, 3 milyon kişinin ise yaralandığı açıklandı. Kazaların yüzde 89’u ise sürücü kusurundan kaynaklanıyor. Ölümlü trafik kazalarındaki sürücü kusurları arasında, aşırı hızdan sonra şerit izleme-değiştirme hataları, kavşaklarda geçiş önceliğine uymamak, arkadan çarpma, dönüş hataları ve kırmızı ışık ihlalleri de en önemli etkenler arasında yer alıyor.


Sürücü kusurlarının yol açtığı bu acı sonuçlara dikkat çekmek amacıyla, Trafikte Haklarım Derneği tarafından Karayolu Trafik Haftası kapsamında başlatılan “Son Yolculuk” kampanyasında, dönemin sevilen müzik grubu Beyaz Kelebekler yıllar sonra yeniden bir araya geldi.



ree

19 Ocak 1970’te, Adapazarı’na konsere giderken, grubun içinde bulunduğu araç bir kamyonetle çarpışarak şarampole yuvarlandı. Bu korkunç kazada, grup üyelerinden Behzat Kutlubağ (26) ile Rıfat (25) ve Altan (27) Eke kardeşler hayatını kaybetti. Ülkü Üst ve Bülent Ortaç ise yaralı olarak kurtuldu. Beyaz Kelebekler, kampanya kapsamında hazırlanan dört spotta hem yaşamını yitiren arkadaşlarını andı hem de tüm sürücüleri trafik kurallarına uymaya davet etti.


ree

Beyaz Kelebekler Yıllar Sonra “Son Yolculuk” Projesinde Bir Arada

Trafikte Haklarım Derneği Başkanı Yasemin Usta projeyle ilgili şunları söyledi: “Beyaz Kelebekler’in geçirdiği kaza, Türkiye’nin toplumsal hafızasında derin ve acı bir iz bıraktı. Ne yazık ki ben de onlar gibi kural ihlali yapan sürücüler yüzünden büyük acılar yaşadım. Bir kazada kuzenimi kaybettim, başka bir kazada ise kız kardeşim ve yeğenim ölümden döndü, yaralandı. Bu nedenle, bizim yaşadığımız acıları başka hiç kimse yaşamasın diye, “Son Yolculuk’” projemizi hayata geçirdik. Bu projeyle, sürücülere trafik kurallarının hayati önemini bir kez daha hatırlatmak istedik. Beyaz Kelebekler, yıllar sonra bu anlamlı projemiz için yeniden bir araya geldi. İçişleri Bakanlığı, Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü ve Blok D Prodüksiyon’dan Mesut Tuncar projemizi destekledi. Grubun en sevilen parçalarından Sen Gidince’yi anneannesi ve dedesini bir trafik kazasında kaybeden Murat Evgin yeniden aranje etti. Emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Daha güvenli bir trafik için herkesi kurallara uymaya ve kampanyamızın videolarını #SonYolculuk etiketiyle paylaşarak destek olmaya davet ediyorum.”


Murat Evgin
Murat Evgin

Bülent Ortaç: Yolculuklarımız Değil, Kazalar Son Bulsun

Beyaz Kelebekler’in Kurucu Üyesi Bülent Ortaç, son yolculuklarında geçirdikleri korkunç kazanın izlerini şu sözlerle anlattı: “Konser için yola çıkmıştık, çok neşeliydik. Yorgunluktan uyuyakaldım. Gözlerimi açtığımda, arabamız alevler içindeydi. Altan, Rıfat  ve Behzat’ı kaybettiğimizi o an fark ettim. İlk olarak Ülkü’yü arka camdan çıkardım, sonra kendim çıktım. Sonrasını hatırlamıyorum, gözlerimi hastanede açtım. Kazanın üzerinden yıllar geçse de acısının izlerini bedenimde ve kalbimde taşıyorum. Lütfen kurallara uyalım. Yolculuklarımız değil, kazalar son bulsun.”


Ülkü Üst Sarpkan: Şoför Kurallara Uysaydı, Hayallerimiz ve Şarkılarımız Yarım Kalmazdı

Yıllar geçse de o kazayı ve yaşadığı acıları unutamadığını söyleyen Beyaz Kelebekler Solisti Ülkü Üst Sarpkan, “Kaza çok korkunçtu. Aracın hızla gittiğini hatırlıyorum ama kazaya sebep olan şoförün hangi kuralı ihlal ettiğini bilemiyorum. Bülent sağ olsun, beni araçtan çıkardı. Biz yaralı olarak kurtulduk. Ancak hayatlarının baharında üç arkadaşımızı kaybettik. Kazanın ertesi günü yeni plağımız çıktı. Gazetelerde kazanın haberleri ve plak reklamlarımız aynı sayfalarda yer aldı. Oysa o şoför kurallara uysaydı, hayallerimiz ve şarkılarımız yarım kalmazdı” dedi.


Ender Akacan: Bir Trafik Kuralı İhlalinin Nasıl Tarifsiz Acılara Dönüştüğünü Çok İyi Biliyorum

Beyaz Kelebekler’in Kurucu Üyelerinden Ender Akacan ise duygularını ve yaşananları şöyle ifade etti: “Biz öndeki araçtaydık. Konser yerine vardığımızda sahne için hazırdık ama ne gelen vardı ne de giden. ‘Nerede kaldılar?’ diye söylenirken, bir telefon geldi. Telefonu açan görevli, “Ne? Üç kişi ölmüş mü?” dedi. Sonra bana dönüp, “Sizden üç kişi ölmüş,” dedi. Ağlaya ağlaya hastaneye gittik ve acı gerçeği öğrendik. Bir trafik kuralı ihlalinin, tarifsiz acılara nasıl dönüştüğünü çok iyi biliyorum. Ne olur kurallara uyalım.”

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page