top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 12 Kas 2024
  • 2 dakikada okunur

Seda Küçük | Ajans Başkanı
Seda Küçük | Editör

Merhaba,


Kimini hüzünlendiren kimini de sevindiren kasım ayının gelmesiyle turizm kentlerinde de inşaat sezonu başlamış oldu. Her yerden iş makinalarının sesi yükseliyor. Ebetteki ihtiyaç varsa inşaat yapılacak ama bunu yaparken insanların huzur bulduğu bu kentlerin ekosistemini yok edip yaşanmaz hâle getirmemek gerekiyor.


Türkiye’nin turizm başkenti Bodrum, ne yazık ki son yıllarda yoğun inşaat çalışmaları nedeniyle âdeta şantiye kent havasına büründü. Bu hızla giderse çok değil 10 yıl içinde Bodrum’da ne mandalina bahçeleri kalır ne zeytinlik ne de ormanlık tek bir alan…

Özellikle pandemi sonrası yazlıkçıların, yılın büyük bir bölümünü Bodrum’da geçirmeyi tercih etmesi, insanların “Ege’de bir sahil kasabasında yaşama” isteği karşılığı olarak Bodrum’u hayal etmesi ve bir bölümünün bunu hayata geçirmesi Bodrum’da önemli bir nüfus patlamasına neden oldu.


Resmi rakamlara göre 2007’de 100 bin nüfusu olan Bodrum’un şu anki nüfusu 200 bin civarında. Fakat turizm sezonunda 2 milyonu bulan Bodrum nüfusu sezon dışında da 400 binin altına düşmüyor. Hâl böyle olunca İller Bankasından 200 bin kişilik ödenek alan yerel yönetimin bu kadar nüfusa hizmet götürmesi ve yetişmesi de mümkün olmuyor. Bodrum’da yapılan bir anket, tüm sıkıntıları açıkça ortaya koyuyor. “Bodrum’un en büyük sorunu nedir” sorusuna verilen yanıtlar sırasıyla; yüzde 52 altyapı yetersizliği, yüzde 20 su sorunu, yüzde 9 hayat pahalılığı ve yüzde 5 trafik diye devam ediyor.


Türkiye’nin vitrin turizm kenti Bodrum’da ne yazık ki 2024 yılında bile hâlâ kanalizasyon altyapısı yok denecek kadar az. Turistler rahatsız olmasın diye inşaat yasağı var ama daha kötüsü yaz-kış vidanjörler foseptiklerden sürekli atık taşıyor.


Eskiden bir yere; yol, su ve elektrik geldi mi oraya medeniyet geldi demekti… Bu üç ihtiyaç, tartışmasız çok önemli. Bu zamanda mutlaka olması ve eksikliğinden söz edilmemesi gerekir. Yıl olmuş 2024 ve biz hâlâ Bodrum’da bu sıkıntılarla boğuşuyoruz. Uzun süredir yağmur yağmayan Bodrum’da ne yazık ki barajlar kurudu. Eski altyapısı nedeniyle patlayan borulardan az olan suyumuz da sokaklara taşıyor. Üstelik kent merkezinden uzaklaştıkça sorunlar daha da büyüyor. Tepelerdeki sitelere ne şebeke suyu verilebiliyor ne de kanalizasyonla atıkları toplanıyor. Âdeta kendi kaderlerine terk edilmiş durumdalar ve taşıma su ile değirmeni döndürmeye çalışıyorlar. Bu hizmetlerin de bir bedeli var tabii. Bodrum’da 20 tonluk bir tanker su; kalitesine göre 5 ile 10 bin lira, bir vidanjör çekimi ise konuma göre 3 bin ile 5 bin lira arasında değişiyor. O da şimdilik…


Özelde Bodrum, genelde küçük turizm kentlerinde, su ve kanalizasyon sorununu yerel yönetimlerin tek başına çözmesi mümkün değil. Merkezi yönetimin bu konuda acilen yerel yönetimlere destek olması gerekiyor. İşe ilk olarak da su götüremediği, kanalizasyonla atığını boşaltamadığı yerlere ev ve site yapılmasına izin vermeyerek başlamalı. İzin veriyorsanız hizmet de götürmek zorundasınız… Bu da su götürmez bir gerçek!


Sevgiler,


ree

























  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 10 Ağu 2024
  • 2 dakikada okunur

Seda Küçük | Ajans Başkanı
Seda Küçük | Editör

Merhaba,


Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kalemlerinden biridir. Dört mevsimi yaşayan güzel ülkemiz; muhteşem doğası, insanlığın başlangıcı sayılan tarihi, ilmek ilmek işlenen medeniyeti, kendine has kültürü ve tesisleriyle tam bir turizm cennetidir. Fakat son yıllarda yaşanan yüksek enflasyonu gerekçe gösterip fiyatlarda âdeta uçuşa geçen turizmcilerimiz, bırakın yabancı turistleri yerli turistleri bile avucunun içinden kaçırıyor.


Geçtiğimiz yıl Türkiye ile Yunanistan arasında esen soğuk rüzgârların yerini ılıman bir ilişkiye bırakması tatilcilerin de tercihlerini değiştirdi. Ege kıyılarındaki fahiş fiyatlar hem yabancı turistleri hem de yerli turistleri yanı başımızdaki Yunan Adaları’na yöneltti.


Bodrum başta olmak üzere geçtiğimiz yıllarda hınca hınç dolan dünyaca ünlü tatil beldelerimiz, Kurban Bayramı’ndaki dokuz günlük tatil sonrası âdeta sezonu kapatma noktasına geldi. Yunan Adaları’na günübirlik vize uygulaması nedeniyle çıkış kapılarında uzun kuyruklar oluştu.


Hayat pahalılığıyla mücadele ederken bütün yılın yorgunluğunu kısa bir tatil yaparak üzerinden atmak isteyen yerli turistler; günlük oda, kahvaltı ve yemek fiyatlarını duyunca ne yapacaklarını şaşırdı. Hele bir de esnafından ustasına kadar fahiş fiyatlara gerekçe olarak söyledikleri “Burası Bodrum” diye başlayan cümleler, tatilcileri bıktırdı. Yıllardır aynı muameleye maruz kalan tatilciler ise bu durumdan çok sıkılmış olmalı ki bizim kıyıların hemen yanındaki Yunan Adaları’na akın etti.


Hatırlarsanız, bir dönem Türkiye’de “Laleli Efsanesi” vardı. Demir perde ülkelerinden gelen insanlar bavullarını doldurur ülkelerine götürüp satarlardı. Bu bavul ticareti o kadar büyümüştü ki ülkenin ihracatında çok önemli bir paya sahip olmuştu. Gel zaman git zaman Laleli Esnafı, altın yumurtlayan tavuğu kesmeye karar verdi ve gelenleri yolunacak kaz gibi görmeye başladı. Sonrasında ne mi oldu? Ne bavul kaldı ne de ticareti...


Şimdi aynı hatayı turizmcilerimiz yapıyor. Daha önce yerli turiste ikinci sınıf turist muamelesi yapan turizmcilerimiz, yabancı turistleri de kaçırınca bu kez tekrar yerli turiste döndüler ama bir de ne görsünler onlar bıraktıkları yerde değiller. “Biz ne yaparsak yapalım nasılsa gelirler” düşüncesi günün sonunda insanları bezdirdi ve yeni arayışlara itti.


Şimdi turizmciler ve turizm esnafımız için karar anı. Ya uzun zamandır yaptıkları gibi turistlere faiş fiyatlar uygulayarak sektörü yok edecekler ya da sürdürülebilir fiyat anlayışıyla sektörü yeniden diriltecekler.


Sevgiler,


ree

























  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 15 May 2024
  • 2 dakikada okunur

Seda Küçük | Ajans Başkanı
Seda Küçük | Ajans Başkanı

Merhaba,


Çağımızın en hızlı gelişen ve hayatımızı en çok etkileyen teknolojilerinden biri olan yapay zekâ, gün geçmiyor ki yeni bir sektörde kendini göstermesin. Son olarak yayıncılık sektöründe aktif bir şekilde kullanılmaya başlayan yapay zekâ, kitap okuma alışkanlıklarını da değiştiriyor. Yayıncıların yüzde 65’i yapay zekânın endüstride yeni bir dönem başlatacağına inanıyor. Öyle ki yapay zekâ ile şekillendirilen e-kitap okurlarının sayısının pandemi öncesi döneme göre yüzde 37,5 artarak 2027’de 1,1 milyar kullanıcıya ulaşması bekleniyor.


AR (Artırılmış Gerçeklik), AI (Yapay Zekâ), ML (Makine Öğrenimi) ve hareket sensörleri gibi teknolojiler birçok sektörün geleceğine yön veriyor. Müşteri deneyimlerini geliştirmekten operasyonları optimize etmeye kadar farklı hususlarda kullanılırken şimdi de güzellik endüstrisi bu teknolojilerle dönüşüyor. Saç kesimi ve tasarımı, yapay zekâyla daha yaratıcı, özgün ve kişiselleştirilmiş bir boyuta evriliyor. Saç stilistleri için deneme yanılma yöntemi geride kalırken saç simülasyonu, kişiye özel binlerce tasarım yapılmasına kapı aralıyor.


Uzun bir süre tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisini geride bıraksak da etkileri ve sonuçları hâlâ tartışılmaya devam ediyor. Bir yandan da yeni tehditlerle mücadele ediliyor. Bunlardan biri de çağın pandemisi olarak adlandırılan D vitamini eksikliği. D vitamini eksikliği ve yetersizliği bir milyardan fazla çocuk ve yetişkini etkileyen küresel bir sağlık sorunu olarak ortada duruyor. Özellikle hamile, obez, çocuk, ileri yaş, cilt rengi koyu ve doğrudan güneş ışığına maruz kalmayan kişiler yüksek riskli grup olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de her 10 kişiden 9’unda D vitamini eksikliği var. Uzmanlar; hâlsizlik, yorgunluk ve sürekli tekrar eden enfeksiyonları olanların zaman kaybetmeden doktora başvurmaları gerektiğini söylüyor.


ree

Ülkemizin en önemli sektörlerinden biri de hiç şüphesiz Turizm... Yılın 4 mevsimini yaşayan nadir ülkelerden biri olarak bulunduğu jeopolitik coğrafyada konumlanan Türkiye’nin en önemli turizm alanlarından biri deniz-kum-güneş üçlemesinin yer aldığı yaz turizmi... Özellikle Ege’den başlayıp Akdeniz’e uzanan eşsiz plajlarında uzun süre devam eden güneş ve muhteşem deniz yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. 2024 yılı ilk çeyreğinde ziyaretçi sayısı geçen seneye göre yüzde 16,7 artarak 9 milyon 68 bin oldu. Türkiye; turizmde 2024 hedefi olan “60 milyon turist 60 milyar dolar gelir” hedefine emin adımlarla ilerlerken enflasyon nedeniyle yerli turistler, geçmiş dönemlere göre daha ucuz tatil için farklı arayışlara yöneliyor. Mısır da bunlardan biri. Türkiye-Mısır yakınlaşması, Şarm El Şeyh’in vizesiz olması ve düşük maliyeti nedeniyle Türkler Ramazan Bayramı’nda Mısır’ı tercih etti. Ülkeye yapılan ziyaretler geçen yıla göre 3 kat arttı. Yabancılar için cazip kampanyalar düzenleyen turizimcilerimizin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da daha uygun fiyatlara tatil yapabilmeleri adına çözümler üretmeleri gerekiyor. Aksi takdirde kendi ülkemizde tatil yapamayacak duruma geleceğiz.


Seyahat, kültür-sanat, moda, sağlık, tasarım, gastronomi, gurme ve daha birçok konuda ilginizi çekebilecek içerikler BODRUMDergi’nin Mayıs sayısında sizleri bekliyor. Bir göz atmanızı öneririm.


Keyifle okuyun.


Sevgiler,






Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page