top of page

Kırılgan Bir Bahar

  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 15 saat önce
  • 2 dakikada okunur
Bahar Bodrum’a erken gelir... Toprak hafifçe uyanır, begonviller yavaştan göz kırpar, deniz ise hâlâ uykuludur… Ama güneş, her sabah biraz daha cesur doğar. Bu yıl da öyle oldu. Güneş, umutla yüreğimizi ısıtırken İstanbul’un derinlerinde sessizce biriken bir gerilimle karşı karşıyayız. Beklenen o büyük deprem… Her yeni gün, ona biraz daha yaklaştığımızı bilmek, içimizi burksa da göz ardı edemeyeceğimiz bir gerçek.


Deprem; yalnızca yerin altındaki fayların değil, zihnimizdeki “bize bir şey olmaz” duvarlarının da kırılması demek. İstanbul gibi kadim bir şehrin sokaklarında yürürken geçmişin mirasıyla bugünün ihmalleri iç içe geçiyor. Her taşın altında bir hikâye, her binada bir hayat saklı… Ama ne yazık ki pek çoğumuz, depremin sadece birkaç saniyede bu hikâyeleri paramparça edebileceğini unutuyoruz. Oysa afetler unutmuyor. Hatırlamak, hazırlanmak ve önlem almak zorundayız.


Binalarımız ne kadar sağlam? Mahallelerimiz ne kadar bilinçli? Ailemizle bir afet anında nasıl buluşacağımızı konuştuk mu hiç? Belki de artık sadece “duvarların dışını” değil, içini de sağlamlaştırmamız gerekiyor. Çünkü gerçek hazırlık, bilgiyle, dayanışmayla, hatırlamakla başlar. Ve belki de en önemlisi, korkularla yüzleşerek…


Bu topraklar güzel olduğu kadar kırılgan da. Ve biz, ne kadar teknolojik çağda yaşasak da hâlâ doğaya karşı hazırlıklı olmayı tam anlamıyla başaramadık. Olası İstanbul depremi sadece bir jeoloji meselesi değil; şehir planlamasından toplumsal farkındalığa, eğitimden kent estetiğine kadar uzanan çok katmanlı bir konu. Bu sayımızda bu kırılganlığı hatırlatmak, unutmamak ve unutturmamak istedik. Çünkü bilmek, değişimin ilk adımıdır.


Ama elbette bu bahar sayısında sadece kaygılar değil, hayatın neşesi de var. Çünkü yaşam, her zaman dengede. Bir yanda Moskova sokaklarında esen bahar rüzgârı, diğer yanda dijital dünyanın aile bağlarını nasıl şekillendirdiğine dair düşündüren bir yazı… Braveheart’ın puslu İskoçya’sında kalbimize dokunan notalar, altın zincirlerde sofistike detayların zarif ihtişamı ve tatlı severleri mest edecek yeni trend: Bihter tatlısı…


Gelecek dediğimiz şey bazen bir tabakta, bazen bir ritimde, bazen de bir otomobilin sessizliğinde gizlidir. Elektrikli araçlarla birlikte fosil tüketiminin yüzde 40 azalması umut verici değil mi? Belki de bu dönüşüm sadece çevre için değil, hayatlarımızı sadeleştirmek için de bir fırsattır.


Bu sayımızda doğaya, geleceğe ve hayatın kendisine dair çok sesli bir senfoni bulacaksınız. Baharın yeni başlangıçlarını selamlarken İstanbul’a ve tüm sevdiklerimize içten bir duayla…

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page