top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Oğuz Ateş
    Oğuz Ateş
  • 22 Şub 2022
  • 2 dakikada okunur

Bu güzel kış mevsimi günlerinde içinizi ısıtacak bir konu ile karşınızdayım. Isıtmayı, mekânların çoğunlukla doğal kaynaklar kullanılarak, çeşitli ısıtma sistemleriyle istenilen sıcaklıkta tutulması bir nevi iç ve dış ısı kaybının karşılanması olarak açıklayabiliriz. Mekânın istediğimiz şekilde ısınması için ısı kaybını minimuma indirmek gerekir. Bu da ancak sağlam bir izolasyonla gerçekleşir.


ree

Bilinen en eski ısıtma sistemi odun ve kömür gibi doğal kaynakların yanması ile olandır. Eski evlerin ortasında bulunan ocak diye tabir ettiğimiz mimari alan, hem yemek pişirilmesi hem de ısınma için kullanılmıştır. Yıllar sonra İngiltere Kralı II. Charles’ın yeğeni Prens Rupert’in 1867 yılında hava akımının geçişi için kullanılan düz baca sistemini keşfetmesi ile şömine, mimari bir öğe olarak mekânlarımıza girmiştir. Modern günümüzde şömine hem ısıtma hem de mimari gösteriş bakımından oldukça tercih edilmektedir. Geleneksel odun şöminesinin yanı sıra elektrikli, gazlı hatta dekoratif şömineler de tercih edilmektedir.


Kışın en çetin geçtiği şu günlerde sevdiklerimizle birlikte şömine başında keyifli bir 14 Şubat geçirmek ne harika olurdu. Düşüncesi bile insanın içini ısıtıyor, gerçekten. Soba, doğal yakıt kullanılan ısıtma sistemleri kategorisindeki bilinen en eski ısıtma ekipmanlarındandır. Odunlu, kömürlü ve doğalgazlı olarak sınıflandırılmaktadır. Döküm, emaye, pik demir gibi malzemeler kullanılarak üretilmektedir. Hem görsellik hem de işlevsellik açısından kovalı, camlı ve kuzine gibi kendi içerisinde ticari seçeneklere sahiptir. Kuzine dilimize, latince yemek pişirmek anlamına gelen coquere fiilinden türeyen Fransızca “cuisine” kelimesinden gelmiştir.


ree

TDK’ya göre, “Hem ısıtmaya hem de üzerinde veya içinde yemek pişirmeye yarayan büyük mutfak sobası” anlamına gelmektedir. Demek oluyor ki halkımızın çoğunlukla kullandığı “kuzineli soba” ifadesi yanlış bilinen bir tabir şekliymiş. Kuzine zaten kendi içerisinde soba anlamını taşımaktadır. Konumuza biraz edebî bilgi kattıktan sonra yazıma odun ve kömür gibi katı ve sıvı doğal kaynakların kullanıldığı merkezi ısıtma sistemlerinden kalorifer ile devam edebiliriz. Merkezi kalorifer sistemi kazanlarında odun, kömür veya sıvı yakıt olan fuel oil gibi kaynakların yakımı ile suyu ısıtarak kompresörler vasıtasıyla mekânlardaki döşemeden ısıtma sistemi borularına veya radyatör diye adlandırdığımız ekipmanlara dolaşımını sağlayarak yapılan bir ısıtma sistemidir.

Radyatör ve döşemeden ısıtma sistemi, elektrik veya güneş enerjisi ile çalışan günümüz teknolojisinin son parçası olan ısı pompaları sistemlerinde de kullanılmaktadır. Mekânın metrekare cinsinden büyüklüğüne, kw seçeneklerine göre tercih edilmektedir. Diğer elektrikli ısıtıcılara oranla düşük elektrik sarfiyatı sağlar. Kurulum aşaması fiyat açısından yüksek olsa da sonrası masrafının az olmasından dolayı kendisini amorti edecektir.


ree

Elektrik enerjisi ile çalışan sistemlerde yer alan klimada ısıtma elemanı seçenekleri arasındadır. Mekânın büyüklüğü ve iklim şartları, klima için en önemli koşullardır. Hava sıcaklığının +5 derecenin altında olduğu bölgelerde çok tercih edilmemektedir. Çevreye son derece duyarlı olmamız gerektiği bu modern çağda atıkları ile çevreye en az zarar veren doğalgaz ile bu sayımızdaki yazımı noktalayacağım. Doğal bir kaynak olan doğalgaz, merkezi kalorifer ısıtma sistemleri ile kombi veya doğalgaz sobaları ile kullanılmaktadır. Kombi seçerken mekânın alanına göre hesap yapılıp o hacme uygun yoğuşma özellikli kombiler tercih edilmelidir. En güzel ısıtma minimum ısı kaçırılımı ile olacaktır.


  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 2 Şub 2022
  • 1 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 23 Kas 2022

Asıl adı; küçük küçük koyların önünü kesen adalardan oluştuğu için Adaboğazı olan Akvaryum Koyu, denizinin temizliği nedeniyle ismini yöre halkı tarafından almıştır. Bitez ve Gümbet bölgeleri arasında bulunan koy, pırıl pırıl deniziyle birçok yerli ve yabancı turisti ağırlamaktadır. Akvaryum Koyu, özellikle günü birlik tekne turlarının vazgeçilmez rotalarından biridir. Ayrıca mavinin her tonuna sahip deniziyle mavi tur tutkunlarının da tercih ettiği ve sevdiği bir lokasyon.


ree

Bodrum’un Dogal Akvaryumu

Bodrum, tarihi yapısı ve kültürel mirası ile doğal güzellikler bakımından büyük beğeni toplayan bölgeler arasında yer alıyor. Her yaz döneminde muhteşem koyları benzersiz teknelere kucak açan Bodrum’un Akvaryum Koyu da tüm ziyaretçilerini büyüleyen muazzam bir güzelliğe sahip. Kalabalıklardan kaçmak, huzur bulmak için birebir. İki yanında uzanan yemyeşil kara parçaları ve ışıl ışıl parlayan Ege Denizi’nin büyüsüyle muhteşem bir atmosfer oluşturmakta. Turkuaz, mavi, yeşil ve daha niceleri… Burada denize girmenin verdiği keyfi tüm hücrelerinizde hissederken ruhunuzda filizlenen sonsuz bir huzurun esiri olabilirsiniz. Akvaryum Koyu’nun berrak suyu ve nefes kesen güzelliğiyle birlikte denizin altındaki büyülü dünyayı da tecrübe etme şansına sahipsiniz. Bodrum’a geldiyseniz bu güzel koya uğramadan tatilinizi sonlandırmayın.


ree


ree

Genelde deniz ile ulaşımı tercih edilen Akvaryum Koyu’na kara yolu ulaşımı şansınız da var. Bitez mevkii üzerinden patika yolları kullanarak Akvaryum koyuna ulaşabilirsiniz. Yolun sadece birkaç metresi düz, geri kalanı tamamen taşlı bir patika. Sağlam tabanlı, rahat bir ayakkabı giymeniz şart. Yol boyunca belirli aralıklarla taşların üzerine beyaz ve kırmızı çizgiler çizilmiş. Bu çizgileri takip ettiğiniz sürece kaybolma olasılığınız da yok. Ulaşımı karadan yapacak olanlar için yanınıza yiyecek ve içecek bir şeyler de almanızı öneririz. Koyda hizmet verecek herhangi bir tesis bulunmamakta.


  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 2 Şub 2022
  • 5 dakikada okunur

Sahra 10 yaşında… İstanbul, Özel Burçak Eyüboğlu Ortaokulu 5. sınıfta okuyor. Tatillerde annesi Yasemin Hanım’la birlikte soluğu Bodrum’daki evlerinde alıyor. Uzun zamandır bir köpek sahiplenmek istiyormuş ama bir türlü o isteğine kavuşamamış. Pandemi sürecinde; bir gün annesiyle sadece fikir edinmek için köpeklere bakmaya gitmişler. Ve o gün, 8 Kasım 2020’de tanışmışlar. Aslında Poodle cinsi bir köpeği sahiplenmeye karar vermiş ama o gün Morkie cinsi henüz 2.5 aylık yavru köpeği görünce, “İşte bu, Bingo” demiş ve adını da Bingo koymuş. O günden sonra da en iyi arkadaşı Bingo olmuş.



ree


Bingo’yla ilk karşılaşmanız nasıl oldu?


Sahra: Bir sürü köpek ve kedi vardı orada ama onunla aramızda çok özel bir iletişim kurduk. Bingo, benimle ilgilenmeye çalıştı. Ama bir yandan da ürkek davranıyordu. Daha önce ne yaşadı bilemiyoruz. İlk kucağıma aldığımda korkuyordu ama buna rağmen kafasını bana dayadı ve sakinleşti. O an kendimi çok mutlu hissettim. İlk defa bir hayvanım olacaktı. O yüzden çok başka duygular hissediyordum. İlk günümüz çok güzel geçti.


İsmini nasıl koydunuz?


Sahra: Köpek sahiplenmeye karar verdiğimizde annemle isim konusunda çok düşündük. Bir sürü isim üstünde durduk… Fakat köpek sahiplenmek için gittiğimiz gün, onu ilk görüp kucağıma aldığımda, “Anne işte bu… Bingo” dedim. İsmini de böyle koydum.


ree

Neden bir evcil hayvan sahiplenmek istediniz?


Sahra: Aslında bütün hayvanları çok seviyorum. Neredeyse bütün arkadaşlarımın bir evcil hayvanı vardı. Ben de çok istiyordum ama sadece benim istememle olmuyor, annemin de buna onay vermesi gerekiyordu.


Karar vermeden önce, evde bir hayvanla yaşamanın nasıl bir şey olduğuna dair bir fikriniz var mıydı?


Sahra: Aslında hiçbir fikrim yoktu. Bir köpeği sahiplenmek istiyordum. Bu içten gelen bir duyguydu ve ben de bu duygu-mun peşinden gittim.


ree
Bingo’nun aileye katılmasından sonra hayatınız nasıl değişti?

Sahra: İlk eve geldiğimizde çok korkuyordu. Sahiplendiğimiz yerden bize, “İlk iki hafta büyük bir kafese koyun, aksi taktirde her yere tuvaletini yapabilir” dediler. O yüzden ilk iki hafta kafese koyduk. Yatağını, kafesini, mama ve su kaplarını da kafese yerleştirdik. Kafese girer germez yatağına gidip oturdu. Çok ürkekti. İkinci günden itibaren bize alışmaya başladı. Sonrasında da normalleşti.


Bir yavru köpeğin tuvalet eğitimi alması ne kadar sürüyor?


Sahra: Köpekten köpeğe değişebiliyor. Bingo’nun tuvalet eğitimi 2 ay sürdü. Biraz uğraştırdı bizi.


Geriye dönüp baktığınızda o günkü verdiğiniz kararı bugün nasıl değerlendiriyorsunuz?


Sahra: Tabii ki verdiğim kararın arkasındayım. Pişman değilim, çok mutluyum. Hatta şartlar uygun olsa yeni bir hayvanı daha sahiplenmek isterim.


Köpek sahiplenmek için nasıl karar verdiniz?

ree

Yasemin: Pandemi süresince evdeydik ve yalnızdık. Okul online olduğu için yapacak çok fazla bir şey, gidecek pek fazla bir yer yoktu. Hazır yalnızız ve evcil hayvanla ilgilenebilecek zamanımız da olduğu için dedik ki “Şu anda tam zamanı…” Bingo’yu sahiplendiğimiz gün, ben sadece “Bir bakalım, bir fikir edinelim, iyice bir düşünelim” diye yola çıkmıştım. Sonuç itibarıyla bir canlıyı daha hayatımıza dahil edecektik ve bu o kadar kolay verilebilecek bir karar değildi. Bir tanıdığımızın tavsiyesiyle köpek sahiplendiren bir yere gittik. Orada köpek ve kediler vardı. Bakacağız diye gittik fakat Sahra, Bingo’yu gördüğü gibi “Anne, işte bu” dedi. Kucağına almak için izin istedi ve sonra kucağına aldı. O an karar vermişti. Aslında başka bir cins köpek istiyordu ama o an fikrini değiştirdi.


Evcil hayvan almaya karar verdiğinizde yaşamınızda ve evinizde ne tür değişiklikler oldu?


Yasemin: Bu kararı verirken, şunu iyi biliyorduk, hayatımız eskisi gibi olmayacaktı. Hayatımızda nelerden fedakârlık yapacağız, bunları düşündük. Benim çok sık yurt içi ve yurt dışı iş seyahatlerim oluyordu. Sahra’yı da beraberimde götürüyordum. Okuldan birkaç gün izin alıp birlikte gidiyorduk. Ayrıca her yıl Avustralya’ya gidiyorduk Sahra’nın babası ve kardeşlerini görmeye… Onlar buraya geliyordu. Bunun dışında yaz tatili için bir yerlere gidiyorduk. Pandemiden sonra durumlar çok değişti… Evcil hayvan almaya karar verirken dedik ki “Bütün bunların hepsini unutacağız.”


Sonuçta bu bir eşya değil. Her yere emanet de edemeyiz. Otele bırakmak mümkün ama yine de bir sürü problem yaşanabiliyor. Çok kolay bir durum değil.


“Bunlardan vazgeçebilecek miyiz” diye sordum. Sahra’nın cevabı “evet” oldu. Dedim ki “Yemesi ve eğitimiyle sen ilgileneceksin. Tabii ki ben de sana destek olacağım.” Sahra tüm bunları kabul etti. Sonrasında internetten araştırma yaptı. Nasıl eğitilir, tuvalet eğitimi nasıl verilir gibi…


Çok uzun bir süre düşündük. Sonuçta evlat ediniyorsunuz ve karar verdikten sonra bunun dönüşü yok. Sahra’nın “İşte bu… Bingo” demesinden sonra ben de “Bu kadar insan bunu becerebiliyorsa biz de yapabiliriz” dedim ve Bingo’lu günlerimiz başladı.


Eve geldikten sonra sizin hayatınız nasıl değişti?


Yasemin: Tuvalet eğitimi olana kadar evdeki halılar kalktı. Henüz bir bebek, ne zaman nereye ne yapacağını o da bilmiyor, biz de. İlk başta tuvaletini pede yapmayı öğrensin diye iki hafta büyük bir kafeste kaldı. Nitekim de öğrendi. Sonrasında kafes dışına çıkınca kimi zaman pede tutturdu kimi zaman tutturamadı. O dönemde bir halı gitti. Evin düzeni tamamen değişti. Ortada halılar yok, bazı yerlere bariyer yaptık. Pandemi kısıtlamaları bittikten sonra ben işe Sahra da okula gitmeye başlayınca yani hayat normalleşince Bingo evde yalnız kalmak zorunda. Sahiplendiğimizin ikinci gününden itibaren buna alışsın diye ara ara bahçeye çıkıp onu evde yalnız bıraktık. Yalnız bırakırken yemeğini, suyunu, oyuncağını hazırlıyorduk. Beyefendinin iki yatağı var. Biri bizim yatak odamızda biri de koridorda üşümesin diye… Benim düzenim gitti artık Bingo’ya odaklı bir düzenimiz var.


Birlikte uyumaya izin var mı?


Sahra: Her zaman yok. Çarşaflar değişeceği zaman üçümüz birlikte yatak keyfi yapıyoruz.


Dışardayken Bingo’yu düşünüyor musunuz? Eve gelince sizi nasıl karşılıyor?



ree

Sahra: Okuldayken aklımın bir köşesinde hep Bingo var. Eve yaklaşırken heyecanlanıyorum. Kapıyı açınca beni iki ayak üstünde karşılıyor. Bacağıma sarılıyor, gel diyor. Hemen yanıma yatıyor sev beni diyor. Yalıyor…


En belirgin özellikleri nedir?


Sahra: Bizi çok seviyor. Bir de sürekli yalıyor… “Dur”, “Bekle” ve “Hayır” komutunu biliyor. Diğer komutları öğretmedik.


Bir şey isteyeceği zaman bunu size nasıl anlatıyor?


Yasemin: Gece bazen susuyor. Köpeklerin çok geç saatlerde su içmemesi lazım çünkü tuvaletle ilgili sürprizler yapabiliyorlar. Gidip su kabına patisiyle vurup ses çıkarıyor. Biz de az da olsa veriyoruz. Susuzluğunu gideriyoruz. O zaman uyuyor.


Bingo’nun türünün özellikleri nedir?


Yasemin: Muhteşem. Morkie bir evde bakılabilecek en rahat köpek cinslerinden biri. Kesinlik tavsiye ediyorum. Çok uyumlu, alerjik değil, tüy dökmüyor, komuttan anlıyor, şımarık değil ve eğitilmesi inanılmaz kolay. Tüyleriyle birlikte 2.5 kilo ve bundan daha fazla büyümüyor. Bir kedi kadar. Çok tatlı ve uysal. Hep beni sevin istiyor. Hayır dediğimizde sınırlarını biliyor. Gelip ayağımızın dibinde yatıyor. Evimizin neşesi oldu. Dışarı çıkmaya başladığından beri tuvaletini dışarıda yapıyor.


Bu yaşta bir canlının sana muhtaç olması senin hayata bakışını nasıl değiştirdi?


Sahra: Bingo’yla olan ilişkim sayesinde empati kurabiliyorum.


Bir evcil hayvanın aylık masrafı nedir?


Yasemin: 4.5 aylığa kadar çok sık aşısı var. Toplamda 10’a yakın aşı oldu. O dönem masraflı. İlk dönemde, yatağı, maması, oyuncağı vb. Ondan sonra çok fazla veterinerlik bir işi yok. Sadece bir maması var. O da aylık 300-400 liralık kadar bir masrafı var. Köpek sağlığı açısından sadece hazır mama ve ödül maması vermek gerekiyor. O mamaların içinde köpeklerin ihtiyacı olan her türlü vitamin ve mineraller mevcut.


Evcil hayvan sahiplenmek isteyenlere bir mesaj vermek ister misin?


Sahra: Kesinlikle bir köpek sahibi olmalarını tavsiye ediyorum. Ama bir evcil hayvanı sahiplendiklerinde hayatlarında belli fedakârlıklar yapacaklarını bilmeliler. Mesela biz eskiye göre çok fazla seyahat edemiyoruz. Tatile gidemiyoruz. Çünkü otellerin büyük bölümü evcil hayvan kabul etmiyor.




Yasemin: Bir hayvan sahiplenmeden önce çok iyi düşünmek lazım. Bir evlat ediniyorlar. Bir canlı sahipleniyorlar. Çocuk doğurmak gibi bir şey. Sıkılınca bırakmak, yaramazlık yaptığında sokağa atmak mümkün değil. Çok iyi düşünülüp verilmesi gereken bir karar. Bir hayvana yapılabilecek en büyük kötülük onu bir aile ortamına alıştırıp sonra da sokağa bırakmaktır.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page