Sonbahar Ruh Detoksu Hafifle, Yenilen, Sevgini Tazele
- Seda Küçük

- 17 saat önce
- 2 dakikada okunur
Sonbahar geldiğinde doğa sessizce değişir. Ağaçlar, bir zamanlar büyük bir hevesle büyüttükleri yaprakları usulca bırakır. Rüzgâr dalların arasından geçerken sanki fısıldar: “Bırak gitsin…” Belki sizin de bir süredir taşıdığınız şeyler vardır; tamamlanmamış cümleler, içte kalmış sözler, kapanmamış hesaplar… Sonbahar, işte tam da bunlarla vedalaşmanın mevsimidir. Bir tür ruh detoksu aslında. İçinizi sadeleştirmenin, kalbinizi biraz havalandırmanın zamanı. Doğa bırakırken hafifliyor; belki biz de öyle yapmalıyız.

Hafiflemenin Sessiz Gücü
Dolabınızı düzenlerken “artık bunu giymem” deyip bir kıyafeti elinizden bıraktığınız o anı hatırlayın. Nasıl da ferahlık hissetmiştiniz, değil mi?
Ruh da bazen tam olarak o hissi ister. Kendinize sorun: “Hayatımda hâlâ tuttuğum ama artık bana iyi gelmeyen ne var?” Belki bir ilişki… Belki içten içe taşıdığınız bir kırgınlık… Ya da sürekli peşinden koştuğunuz o onaylanma isteği… Ne olursa olsun, hepsine teşekkür edin. Çünkü bir zamanlar size bir şey kattılar, bir şey öğrettiler. Ama şimdi mevsimleri doldu. Ve artık gitmelerine izin vermek, kendinize iyi davranmanın en zarif hâli.

İlişkilerde Sonbahar Dengesi
İlişkiler de ağaç kökleri gibidir; bazıları derine uzanır, bazılarıysa yüzeyde kalır. Sonbahar, bu köklerin ne kadar sağlam olduğunu görmek için güzel bir zamandır. Konuşmadan da anlaşabildiğiniz, yanında susarken bile huzur bulduğunuz insanlar kimler? Ve sizi sürekli yoran, içinizi daraltan bağlar hangileri?
Bazen bir ilişkiyi onaran şey, daha çok konuşmak değil, biraz sessizliktir. Bazı konuların kendi mevsiminde çözülmesine izin verin. Çünkü sevgi, bazen sadece “olmasına izin vermek” kadar sade ve güçlüdür.

Ruhunuz İçin Minik Ritüeller
Ruhun arınması büyük değişimler istemez. Küçük ama içten dokunuşlar yeterlidir.
Sabahları sadece beş dakika derin nefes alın. Hiçbir şey düşünmeyin, sadece var olun.
Haftada bir akşam, tüm ekranları kapatın. Sessizliğin sesini hatırlayın.
Bir defter açın ve kapağına ‘Teşekkürler’ yazın. Her gün bir cümle ekleyin; küçük bir şey bile olabilir.
Günün sonunda kendinize sorun: “Bugün içimi ne hafifletti?”
Bu minik ritüeller, kalbinizi yeniden sizinle tanıştırır. Zamanla fark edersiniz: daha huzurlu, daha dengeli, daha siz olmuşsunuzdur. Ve içinizdeki bu dinginlik, ilişkilerinize de sessizce yansır. Çünkü kendisiyle barışan insan, sevgiyi en temiz yerden verir.

Bırakmak da Bir Sevgi Hâlidir
Bir yaprak, düşerken ağlamaz. Çünkü bilir ki toprağa düşmek yok olmak değil, yeniden doğmaktır. Belki sizin de artık düşmesi gereken bazı yapraklarınız vardır; bazı insanlar, bazı anılar, belki de çoktan dolmuş beklentiler… Hepsine birer teşekkür edin. Size kattıkları, öğrettikleri için. Ve sonra sessizce bırakın gitsinler. Bırakmak sevgisiz olmak değil, sevgiyi olgunlaştırmaktır.
Ruhun da Mevsim Değiştirir
Bu sonbahar; yalnızca doğa değil, siz de dökülün. Fazla düşünceleri, eski korkuları, alışkanlıkla sürdürdüğünüz ilişkileri bırakın. Hepsini toprağa emanet edin; çünkü yeni bir bahar ancak toprak hava aldığında filizlenir.



