Kapsül Gardırop ile Az ve Öz

Son dönemlerin en çok konuşulan akımlarından biri hâline gelen minimalist yaklaşımlar, sadece ev dekorasyonunda değil, giyim ve alışverişte de kendisini gösteriyor. “Az ve öz” felsefesinin enerjisi dalgalar hâlinde yayılırken, bazıları bu yaklaşımı ilişkilerinde de kullanmaya başladı. “Az insan, çok huzur” başlığı altında çevrelerini de minimalist bir yaşama uygun hâle getiriyorlar. Bu yaklaşımın giyimdeki karşılığı ise kapsül gardırop.

Londra’da Wardrobe adında bir butik işletmecisi olan Susie Faux tarafından 1970’li yıllarda ortaya atılan kapsül gardırop, modası geçmeyen, zamansız parçaların oluşturduğu koleksiyonu ifade ediyor. Amaç; tarzınıza uygun birkaç zamansız kıyafeti birbiriyle kombinlemek, dönüşümlü olarak ve zaman zaman da aksesuarlarla onlara küçük dokunuşlar yaparak kıyafet konusunda sıkıntı yaşamamak. Hedef; zaman ve enerji kazanmak, stresi azaltmak. Yığınla kıyafet arasından hangi kombini yapmanız gerektiğini saatlerce düşünmek yerine, 30-40 parçadan oluşan kapsül gardırop ile kısa zamanda şık ve rahat kombinler oluşturabilirsiniz.

Kapsül gardırop hazırlamak için püf noktalar

Öncelikle bir liste yapmalısınız. Zamansız, kaliteli ve tarzınızı yansıtan. Bu listeyi yaparken mevsime ve sezona göre hareket etmelisiniz. Kışın mont ve şallar kurtarıcınız olurken yazın bu görevi tişört ve elbiseler devralmakta. Kombinleme konusunda sıkıntı yaşamamak için ne çok renkli ne de çok renksiz kıyafet tercihleri yapmalısınız.

• Zamanınızı en çok nerede geçirdiğinizi düşünün. İşte, okulda, dışarda… İhtiyaç listenizi buna göre ayarlayın.

• Uzun zamandır giymediğiniz kıyafetleri, kullanmadığınız aksesuarları belirleyin ve hepsinden kurtulun. Üzgünüz ama giymediğiniz, kullanmadığınız hiçbir şeye bu gardıropta yer yok! İhtiyacı olan birileri ile paylaşabilir ya da ikinci el kıyafet satışı yapan uygulamalar üzerinden satış yaparak kapsül gardırobunuza yatırım yapabilirsiniz.

• Listenizde zamansız parçalardan nelerin eksik olduğunu belirleyin.

• Renkleri keşfedin. Hangi renk hangi renk ile uyumlu veya zıt. Bunları bilmek size hem doğru kombin yapmayı öğretir hem de kıyafet alırken zaman kazandırır.

Kapsül gardırop listesi

Eşyaların yarattığı kaostan çıkıp özgürleşmeyi amaçlayan yeni nesil gardıroplar, az ve öz olanın peşinden gidiyor.

Basic tişört

Düz renkli tişörtler elinizin altında mutlaka bulunmalı. V ya da bisiklet yaka olması fark etmez. Gardırobunuzun temel parçası olan bu basic tişörtler, dört mevsim pek çok kıyafetinize kolayca ayak uyduracaktır.

Beyaz gömlek

Spor ya da klasik olarak kombinleyebileceğiniz beyaz gömlek, günlük ve ofis şıklığınızın joker parçasını oluşturuyor. Dilerseniz kot pantolon ve spor ayakkabı, dilerseniz kalem etek ve topuklu ayakkabı. Karar size kalmış.

Siyah pantolon

Her zaman şıklığı temsil eden siyah pantolonu, farklı stillere adapte etmeniz çok kolay.

Klasik kesimli siyah bir pantolonun çalışma hayatında da oldukça işinize yarayacağını söylemeden geçmeyelim.

Jean Pantolon

İyi kesimli bir jean pantolonunuz varsa her kombinde ondan faydalanabilirsiniz. Tişörtler, gömlekler, blazer ceketler, salaş hırkalar ve dahası…

Siyah elbise

Kapsül gardıropta özel bir yere sahip olan siyah elbisenin, özel bir yemek, kutlama ya da davet gibi gideceğiniz yerlerde sihrinden mutlaka yararlanın.

Balıkçı yaka kazaklar

Bu gardıroptaki en önemli parçalardan biri de boğazlı kazaklar. Balıkçı yaka kazakları; jean, sigaret pantolon ve eteklerle rahatlıkla kombinleyebilirsiniz.

Jean ceket

Mevsim geçişlerinde rahatlıkla kullanabileceğiniz Jean Ceket, yazlık elbise ya da basic tişörtlerinizle şık bir uyum sağlayacaktır

Blazer ceket

Klasik bir görünüme sahip olsa da doğru kombinlerle bambaşka bir şıklığa bürünen Blazer Ceket, ister elbise ve eteklerle ister pantolonlarla eşleştirebileceğiniz harika bir parça.

Deri ceket

Gücünü kaybetmeden etkisini sürdüren deri ceketler, uzun yıllar daha bu etkiyi koruyacak gibi duruyor. Deri ceketi; pantolon, etek ve elbiselerle birleştirerek gündüz ya da gece rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Uzun hırka

Her yerde olduğu gibi bu gardıropta da önemli bir parça olan uzun hırkalar, çok düşünmeden üstünüze geçirip çıkabileceğiniz harika bir tamamlayıcı. Serin havalarda gömlek ve tişörtlerin üzerine, kış aylarında da kabanların içine giyebilirsiniz.

Trençkot

Sonbahara en çok onlar yakışıyor şüphesiz. Özellikle siyah ve camel tonlarıyla bize zamansızlığın en zarif hâlini gösteren trençkotlar, her kombinle uyuşmak gibi bir özelliğe sahip. Dolabınızda mutlaka olması gereken nadide parçalardan biri.

Siyah palto

Klasik bir parça olduğunu düşünebilirsiniz ama şık bir elbiseyle de Jean bir pantolonla da kusursuz görünecektir. Her kıyafetinize uygun renkte bir mont almak yerine tek bir siyah paltoyu tüm kombinlerinize uyarlayabilirsiniz.

Şal ve eşarplar

Basic tişört ve kot pantolon kombininize, boynunuza dolayacağınız pastel renkli bir şalla hareket katabilirsiniz. Kapsül gardırop sade görünebilir. Aksesuarlar kombinlere renk ve şıklık katmak için var. Dolabınızı siyahtan bordoya kadar pek çok şal ve eşarp ekleyerek renklendirebilirdiniz.

Ayakkabı

Siyah stiletto, nude topuklu ayakkabı, topuklu bot, orta topuklu klasik ayakkabı, beyaz veya siyah sneaker bu gardırobun olmazsa olmazları. Lakin herkes topuklu ya da spor ayakkabıdan hoşlanmak zorunda değil. Kapsül gardırop size sınırlar getirmek yerine hayatınızı kolaylaştırmak için var. Rahatlığınıza ve tarzınıza uygun kombinleri benzer ayakkabı seçenekleriyle de yapabilirsiniz. Mesela sneaker yerine makosen ayakkabı gibi.

Çanta

Her görünümü tamamlayan en önemli unsurdur çanta. Taba ve siyah kol çantalar, spor kombinlere de klasik stillere de kolayca uyum sağlar. Parti ve davetlerde ise siyah ve nude clutch’ları tercih edin. Her ikisi de pek çok renk ve modeldeki kıyafetinizle kolayca bütünleşecektir.

Minimalist tarz, kaliteyi ve şıklığı sadelikte arayan erkekler için de ideal bir giyim stili aynı zamanda. Tek bir parçayla ideal şıklığı yakalamanızın mümkün olduğu kapsül gardırop, ufkunuzu genişleterek onlarca kombin fikri bulmanıza da olanak sağlar. Pastel tonlarla konforu yakalarken, basit parçalarla gelen şıklığı da pekiştireceksiniz.

Tebrikler… Hem ekonomik hem sürdürülebilir bir gardırop oluşturdunuz. Gerisi yaratıcılığınıza kalmış!

Pandemi Gölgesinde Koruyucu Diş Hekimliği

Diş Hekimi Ebru Küçük Erşan, tüm dünyayı etkisi altına alan pandeminin, ağız ve diş sağlığı kontrollerini olumsuz yönde etkilediğini belirterek, “Pandeminin özellikle ilk altı ayında insanlar ağız ve diş sağlığı problemlerini erteleyip sadece acil olarak yaşanan sorunlarını hallettirmek istedi. Bu durum pek çok insanda önlenebilir ağız ve diş sağlığı hastalıklarının ortaya çıkmasına neden oldu. Ancak bu konuda sadece seri çözüm üretebilen ve yeterli alt yapısı bulunan klinikler çalışabildi. Küçük problemlerinizin kocaman bir sorun olarak karşınıza çıkmasını istemiyorsanız, koruyucu diş hekimliği uygulamaları kapsamında en az altı ayda bir diş hekiminize görünmeniz çok önemli” dedi.

Diş Hekimi Ebru Küçük Erşan

Diş Hekimi Ebru Küçük Erşan, Covid-19 virüsünün başlıca bulaş yolunun havadaki enfekte aerosoller aracılığıyla olması ve diş tedavilerinin özellikle bu riski artırması nedeniyle, Diş hekimlerinin, hastalarla yakın temastan dolayı yüksek enfeksiyon riskine maruz kaldıklarını belirterek şunları söyledi:

“Bu risk nedeniyle, pandeminin başlangıcından itibaren diş hekimleri, sadece acil ve hayatı tehdit eden tedavi hizmetlerini vermekle görevlendirildiler.Düzenli kontroller, estetik diş tedavileri, Sağlık Bakanlığı’nın diş hekimlerine gönderdiği bildirgeyle kısıtlandı. Buna eşzamanlı olarak Türk Diş Hekimliği Birliği de pek çok tedbiri zorunlu kıldı. Buna rağmen hastalarımızı mağdur etmemek için hizmet vermeye devam ettik.

Ne yazık ki bu süreç hastaların ağız ve diş sağlığı kontrollerini olumsuz yönde etkiledi. Özellikle ilk altı ay insanlar ağız ve diş sağlığı problemlerini erteleyip sadece acil olarak yaşanan sorunlarını hallettirmek istedi. Bu durum pek çok insanda önlenebilir ağız ve diş sağlığı hastalıklarının ortaya çıkmasına neden oldu. Ancak bu konuda sadece seri çözüm üretebilen ve yeterli alt yapısı bulunan klinikler çalışabildi.

Bu durumdan çıkarılan ders; insanların hafife aldığı koruyucu diş hekimliği yaklaşımı ve uygulamalarıdır. Daha çok estetik diş hekimliği ve implant üzerine odaklanan diş hekimliği anlayışı pandeminin getirdiği problemler karşısında yetersiz kalmıştır. Planlı hamilelik ile başlayan ve hayatın her dönemini içine alan koruyucu diş hekimliğinin ne kadar stratejik öneme sahip olduğunu yaşananlar bize göstermiştir. Bu yüzden mümkünse, çocukluktan başlayarak rutin kontroller yapılmalı ve oluşabilecek sorunlar önceden görülüp hasta bu yönde uyarılmalıdır. Bazen hastalarımızın hiçbir şikâyeti olmadığı hâlde ağzında sorunlar olabilir. Günümüzde gelişen görüntüleme yöntemleri ile takip ve erken tedavi mümkündür.

Sonuç olarak; sonradan daha büyük sorunlarla uğraşmamak için 6-8 ayda bir diş hekiminizi ziyaret etmenizde fayda var.”

Tatlı Kriziyle Başa Çıkmanın Sekiz Yolu

Yapılan araştırmalara göre canı tatlı isteyen kişiler, eninde sonunda o tatlıyı tüketiyor. Bu nedenle canınız tatlı istediğinde ilk öneri olarak az miktarda tüketmek yardımcı olacaktır. Bu sorunu o tatlıyı yemeden de çözmenin yolları olabileceğini hiç düşündünüz mü? Bazı ünlülerin de denediği 8 çözüm önerisini siz de bir deneyin isterseniz.

Su için

Adına 2 bardak su ve 15 dakika denilen bu yöntem, canınız tatlı bir şeyler istediğinde işe yarayacaktır. Tek yapmanız gereken tatlı krizi geldiğinde 2 bardak su içip 15 dakika beklemek. Göreceksiniz canınız hiçbir şey yemek istemeyecek.

Bir ısırıkla mutlu olun

Amerikan Kalp Derneği’nin açıklamasına göre Amerikalılar günde 22 çay kaşığı şeker tüketiyor, önerilen maksimum miktar ise kadınlar için altı, erkekler için dokuz çay kaşığı dolusu şeker. Suyla kendinizi kandıramadıysanız, o tatlıdan bir ısırık alıp nefsinizi köreltebilirsiniz.

Ortaya karışık yapın

Sağlıklı yiyecekleri tatlı şeylerle karıştırarak yiyebilirsiniz. Bu tatlı krizinde kontrolü elinize almanızı sağlayacaktır. Meyveleri biraz fındık ezmesine batırabilir, light krakerleri ya da kuru meyveleri biraz sürülebilir çikolata ile kaplayabilir, kepekli galetaları reçele batırabilirsiniz.

Favori arkadaşınız Tarçın

Diyabetik hastalara doktorlar tarafından önerilen tarçının mucizesine inanamayacaksınız. Kan şekerini düşürme etkisi olan tarçına alerjiniz yoksa mutlaka denemelisiniz. Göreceksiniz, şekerli şeyler yeme isteğinizi azaltacak. Elmanın ya da muzun üzerine tarçın dökerek olası bir krizi engellemiş olursunuz. Sıcak suya atıp içtiğiniz tarçın kabuğu da gün boyu oluşabilecek bir tatlı krizi için en iyi çözüm.

Kendi tarifinizi oluşturun

Yeme konusunda olduğu kadar üretimde de marifetlerinizi konuşturmanın zamanı geldi. Zararlı şeylerden uzak durarak masum bir tatlı hazırlamaya ne dersiniz? Üstelik ekleyeceğiniz organik tohumlar ve tahıllarla tatlınızı vitamin deposuna çevirebilirsiniz. Tarçın bu tariflerde de baş tacı haberiniz olsun.

Yoğurtlu günler

İçine tarçın, meyve parçaları, reçel, yulaf ve kuru meyve ekleyerek yoğurdunuzu tatlandırabiliriz. Yoğurtla ilişkinizi pekiştirecek bir sürü başka masum seçenekler bulabilirsiniz. Pekmez ve yoğurt ikilisini de denemenizi tavsiye ederiz.

Bitter çikolata ve hünerleri

Cilt Sağlığına İyi Gelir. Güneş ışınlarının neden olduğu hasarların iyileşmesine yardımcı olur. Diyabet düşmanıdır. Kan şekerinin düzenlenmesine yardımcıdır. Hamileler için mutluluktur. Felç düşmanıdır. Kalp dostudur. Moral düzeltir. Kilo vermeye yardımcıdır. İyi bir enerji kaynağıdır. İçinde az şeker barındırdığı yetmezmiş gibi hünerleri de saymakla bitmez. Bu yolculukta en güçlü yardımcınız bitter çikolata olacak.

Uzmana danışın

Özel zamanlarınızla ilgili bir durum söz konusu değilse ve bu krizi sürekli yaşıyorsanız kontrol ettirmeniz gereken bir şeyler olabilir.

Tatlı Krizinin Nedenleri

• İlk olarak polikistik over sendromu olan kadınların tatlı krizlerini diğer kadınlara göre çok daha sık yaşadıkları bilinmektedir. Kontrolü için doktordan randevu alabilirsiniz.

• Hipoglisemi kan değerlerinizi düşürüyor olabilir. Kişinin ara öğün yapma alışkanlığı yoksa veya uzun süreler boyunca aç kalıyorsa düşen kan şekerine bağlı olarak kişinin tatlı krizine girmesi çok yüksek olasılıktır. Kontrol ettirmenizde fayda var.

• Bazı vitamin ve mineral eksiklikleri de size bu hissi yaşatıyor olabilir. Demir gibi bazı minerallerin yetersizliğinde kişilerin daha sık tatlı krizleri yaşadıkları bilinir.

• Bağırsak parazitleriniz olabilir ve bu parazitler yiyecekten üretilen enerjinin büyük bir kısmını çaldığından ötürü iştahı açabilir ve tatlı isteği artar.

• Duygusal durum; üzüntü, mutsuzluk, stres, depresyon gibi sebepler tatlı isteğinin ortaya çıkmasına neden olabilir.