top of page

Güncelleme tarihi: 26 Eki

Denizin büyüsü, yelkenin heyecanı ve Bodrum’un eşsiz ruhu, bu yıl da Maximiles Black The Bodrum Cup’ta buluştu. “Nesillerce” temasıyla yola çıkan 100’ün üzerinde tekne ve yaklaşık 1.500 yelkenci, 75 deniz millik parkurda beş gün boyunca rüzgârla yarıştı. Yalıkavak Marina’da başlayan yolculuk, Bodrum Limanı’nda sona erdi. Etkinliğin son günü 25 Ekim’de Ağanlar Tersanesi’nde düzenlenen ödül töreninde şampiyonlar kupalarını kaldırdı.

ree

Nesillerce Süren Yolculukta Zafer Rüzgârı Esti

Bir hafta boyunca hem denizde hem karada süren festivalde, binlerce yelkenci Yalıkavak, Iasos ve Bodrum rotalarında beş etaptan oluşan yarışta mücadele etti. Heyecan dolu yolculuğun sonunda, Maximiles Black 37. The Bodrum Cup Kupası’nın sahibi BELİZ G oldu.

 

ree

Şampiyon ekipler şöyle sıralandı: 

Maximiles Black 37. The Bodrum Cup Şampiyonu: BELİZ G

● Maximiles Black 37. The Bodrum Cup Challenge Kupası : BELİZ G

● Anadolu Sigorta The Bodrum Cup 37. Yıl Özel Kupası : MA

● Opet Cruiser Kupası : İŞ BANKASI FLYER

● ⁠Maximiles Black 37. The Bodrum Cup Bodrum’un En Hızlısı (12 mil): HIZIR 1

 

ree

Deniz ve Müzik Festivali

Etkinlik süresince Yalıkavak, Iasos ve Bodrum koylarında yelkenler yarışırken, karada da konserler ve çeşitli etkinliklerle festival coşkusu yaşandı. 20 Ekim’de kampana töreninin ardından Primetime teknesinde DJ Deniz Savaş etkinliği ile başlayan Maximiles Black The Bodrum Cup’ın keyifli akşamları, 21 Ekim’de Ruins Night’ta Komodor Gecesi’nde Dj Muuv ile devam etti. Ardından 24 Ekim Cuma gecesi Mandalin Bar’da Deniz Sipahi konseri, yarışçılar ve katılımcılara keyifli bir akşam yaşattı. 25 Ekim Cumartesi gecesi ise Ağanlar Tersanesi’nde düzenlenen ödül töreninin ardından Gaye Su Akyol sahne aldı. Binlerce katılımcı unutulmaz bir kapanış gecesine tanık oldu.


ree

The Bodrum Cup Organizasyon Komitesi Başkanı Süleyman Uysal:

“Bu yıl ‘Nesillerce’ mottosuyla çıktığımız bu rota, geçmişi geleceğe bağlayan en güçlü sembol oldu. 1988’de birkaç denizcinin hayaliyle başlayan bu serüven, bugün hem ülkemizin hem de Akdeniz’in en köklü deniz festivallerinden birine dönüştü. Yıllardır bizimle yarışan teknelerin çocuklarıyla aynı yelken altında buluştuğunu görmek, bu mirasın kuşaktan kuşağa aktarıldığının en güzel göstergesi. Bizler 37 yıldır Bodrum için bir değer yaratıyoruz ve bu değerin yarınlara da kalması için çalışıyoruz. Denizin, yelkenin ve Bodrum’un büyüsü gelecek nesillerde de aynı coşkuyla yaşasın istiyoruz. Başta isim sponsorumuz Türkiye İş Bankası’nın kart markası Maximiles Black olmak üzere, bizimle yol alan tüm sponsorlarımıza, destek veren kurumlara, komitemize ve denizcilik ailesine gönülden teşekkür ediyorum.”


ree
The Bodrum Cup Onursal Başkanı Erman Aras:

“37 yıldır bu organizasyon, denizciliğin ruhunu, ustalığın inceliğini ve paylaşılan değerlerin gücünü geleceğe taşıyor. Bu yılın ‘Nesillerce’ teması, tam da bu ruhu anlatıyor; çünkü The Bodrum Cup’ta bir baba ile oğul aynı teknede yarışabiliyor, genç yelkenciler ustalarının rotasında ilerliyor. Bu, Bodrum’un kimliğini oluşturan en özel miraslardan biridir. The Bodrum Cup, her yıl Ege’nin rüzgârını barışın, dostluğun ve dayanışmanın diliyle birleştiriyor. Bu ruhu 37 yıldır yaşatan tüm yelkencilere, destek veren markalara ve emeğini esirgemeyen herkese teşekkür ediyorum.”


ree
Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle:

“Sporun günlük yaşamın bir parçası haline getirilmesini ve sağlıklı yaşam bilincinin yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz. The Bodrum Cup’ta yelkencilerin coşkusuna eşlik ederken, yelken sporuna ilginin artmasına, denizcilik kültürünün yaygınlaşmasına ve denizlerin korunmasına yönelik farkındalığın arttığına tanıklık ediyoruz. Geleceğe doğaya karşı sorumluluk taşıyan, dayanışmayı ve aynı amaç doğrultusunda bir arada çalışmayı, bir yaşam kültürü bırakmayı benimseyen bir kurum olarak nesiller boyunca devam edeceğine inandığımız Maximiles Black The Bodrum Cup’ın bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz. Maximiles Black 37. The Bodrum Cup boyunca bizi unutulmaz anlarla buluşturan yelken tutkunlarına, The Bodrum Cup organizasyon komitesine ve etkinliğin her aşamasında emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum.”


ree

Anadolu Sigorta Genel Müdürü Z. Mehmet Tuğtan: 

“Deniz tutkusunu dayanışma, çevre bilinci ve sürdürülebilirlik temalarıyla buluşturan ve 8 yıldır bir parçası olmaktan gurur duyduğumuz Maximiles Black The Bodrum Cup, denizcilik kültürümüzü yaşatan ve nesiller arasında güçlü bir bağ kuran çok özel bir organizasyon. Bu yıl da oldukça coşkulu ve başarılı geçti. Bir asrı geride bırakıp geleceğe yelken açarken denizcilik kültürünün yaşatılmasına bir kez daha katkı sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu sene “Nesillerce” temasıyla düzenlenen Maximiles Black The Bodrum Cup’da ilk kez, Anadolu Sigorta’nın farklı birimlerinden çalışanlarımızın bir araya gelerek oluşturduğu tekne ekibimiz ile yer aldık. Anadolu Sigorta yelken ekibinin yarışta sergilediği azim ve takım ruhu hepimizi gururlandırdı. Çalışma arkadaşlarımızın bu coşkuya emekleriyle katılması, “Kaybetmek Yok” anlayışımızın en güzel yansıması oldu. The Bodrum Cup’ta denizle, dostlukla ve dayanışmayla buluşan herkesi kutluyor; emeği geçen tüm organizasyon ekibine ve denizcilerimize teşekkür ediyorum.”



ree
OPET Sürdürülebilirlik ve Kurumsal İletişim Lideri Gül Altan Yeltik:

“Akdeniz'in en büyük yelken festivali olan The Bodrum Cup, denizlerin korunmasına ve sürdürülebilirliğe yaptığı katkılarla uluslararası bir marka haline geldi. Bu yıl da Bodrum Cup hepimiz için unutulmaz ve eşsiz bir deneyim oldu. Organizasyonun, Türkiye'nin eşsiz kıyılarını dünyaya tanıtmasının yanı sıra yerel ekonomiyi canlandırmasına sağladığı katkılar, bizim için büyük önem taşıyor. OPET olarak bir kez daha, denizi, rüzgârı ve insanı buluşturan bu muhteşem yolculuğun parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Attığı her adımda sürdürülebilirlik, şeffaflık ve toplumsal faydayı merkezine alan OPET için, böyle bir organizasyonda yer almak, değerlerimizi hayata geçirmenin ve gelecek kuşaklara ilham vermenin en güzel yollarından biri. Bu yıl “nesillerce” temasıyla gerçekleştirilen The Bodrum Cup,  bizlere gelecek kuşaklar için doğayı, denizleri korumanın önemini bir kez daha hatırlattı. Yarış boyunca sporcuların gösterdiği azim, ekiplerin uyumu ve seyircilerin coşkusu;  sürdürülebilirlik, doğaya saygı ve dayanışmanın en güzel haliydi. Tüm yelkencilerimize gösterdikleri azim ve sportmenlik için, organizasyon ekibine titiz çalışmaları için, emeği geçen herkese gönülden teşekkür ediyorum.”


ree

 

Cactus Hotels Grup Yönetim Kurulu Üyesi Nurçe Erben:

“Bodrum’un tarihi kadar köklü, denizin ruhu kadar özgür bir buluşma olan The Bodrum Cup’ta yer almak bizim için büyük mutluluk. ‘Nesillerce’ teması, Bodrum’un tarihini ve denizin büyüsünü bugünün enerjisiyle harmanlayarak bu özel organizasyonun özünü mükemmel şekilde yansıtıyor. Ruins olarak, böylesi eşsiz bir deneyimde bulunmak ve Bodrum’un kültürel zenginliğini kutlamak bizim için ayrı bir keyif. The Bodrum Cup ile birlikte kültür ve sporun buluştuğu bu deneyimin bir parçası olmak ve Bodrum’un güzelliklerini tanıtmak bizler için büyük bir gurur.”Yalıkavak Marina CEO’su Umut Özkan: “Maximiles Black 37. The Bodrum Cup’ın ‘Nesillerce’ temasıyla bir kez daha deniz tutkunlarını Bodrum’da buluşturmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Yalıkavak Marina olarak, bu köklü organizasyonun başlangıç noktası olmak bizim için ayrı bir gurur. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, farklı kuşaklardan yelkencilerin aynı rüzgârda buluştuğu, dostluğun ve dayanışmanın güçlendiği bir festivale ev sahipliği yaptık. Ege’nin tarihi mirası ile modern denizciliğin buluştuğu bu yolculukta, deniz kültürünün nesilden nesile aktarılmasına katkı sağlamak bizim en büyük değerlerimizden biri. Şampiyon olan tüm ekipleri tebrik ediyor; emeği geçen organizasyon ekibine, sponsorlarımıza ve tüm denizcilik ailesine teşekkür ediyorum.”

 

  

ree


37. Yılın Rotası

● 21 Ekim Salı - [Privia Black Etabı] /  Yalıkavak – Yalıkavak (12 mil)

● 22 Ekim Çarşamba - [Ruins Etabı] /  Yalıkavak – Iasos (14 mil)

● 23 Ekim Perşembe - [Yalıkavak Marina Etabı]  / Iasos – Yalıkavak (14 mil)

● 24 Ekim Cuma - [Opet Etabı] /  Yalıkavak – Bodrum (20 mil)

● 25 Ekim Cumartesi - [Anadolu Sigorta 100. Yıl Etabı] / Bodrum – Bodrum (15 mil) / Ödül Töreni – Ağanlar Tersanesi


ree

 

37. Yılın Rüzgârı Sponsorların Desteğiyle Esti

Maximiles Black The Bodrum Cup’a bu yıl isim sponsoru Türkiye İş Bankası’nın kredi kartı markası Maximiles Black; ana sponsor Opet; platin sponsorlar Anadolu Sigorta, Yalıkavak Marina, Four Seasons Hotels İstanbul, Ruins Luxury Resort; gold sponsorlar Ağanlar, İş Yatırım, Setur Marinas, Egesu Marina, Hapimag Sea Garden Resort Bodrum, JAECOO; silver sponsorlar arasında Bakar Sigorta Aracılık Hizmetleri, Eskiceshme Otel, Arvento, Era Outdoor katkı sunuyor.  T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, T.C. Muğla Valiliği, T.C. Muğla Büyükşehir Belediyesi, T.C. Muğla Büyükşehir MUTTAŞ, T.C. Bodrum Kaymakamlığı, T.C. Bodrum Belediyesi, Bodrum Belediye AŞ, T.C. Milas Kaymakamlığı, T.C. Milas Belediyesi, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı, Sahil Güvenlik, Bodrum Deniz Kurtarma, T.C. Bodrum Ticaret Odası, İMEAK Deniz Ticaret Odası, Bodrum Otelciler Derneği, Bodrum Denizciler Derneği, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği, Era Bodrum Sailing Club, TYBA Yachting, Türkiye Yelken Federasyonu, goturkiye.com resmi sponsor olarak destek veriyor. 

 

 

  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 12 Eyl
  • 3 dakikada okunur
Kimi oyuncular bir role bürünür, repliğini söyler, sahneden iner. Kimi ise karakterin ruhuna dokunur, onu yaşar, yaşatır, izleyicinin kalbine yerleşir… Salih Bademci, işte o nadir oyunculardan biri. Sahneyle, kamera karşısıyla, kelimelerle ve suskunlukla derin bağlar kuran, oynadığı her rolde kendini yeniden tanımlayan bir isim. Bu röportajda, mesleğine duyduğu tutkudan hayata bakışına, içsel dönüşümlerinden Bodrum’a dair hislerine kadar, onu daha yakından tanımaya çalıştık. Samimi, gerçek ve olduğu gibi… Salih Bademci anlattı, biz dinledik.

ree

Oyunculuk sizin için bir meslekten öte ne ifade ediyor?

Oyunculuk benim için bir ifade alanı. Kendimi, insanı, hayatı anlama ve anlatma biçimi. Yani evet, bir meslek ama aynı zamanda bir tür varoluş şekli.


Sizi bugünlere getiren en önemli kişisel değeriniz nedir?

Samimiyet. Ne sahnede ne hayatta hiçbir şeyi öylesine yaşamak istemedim. Oyun oynarken de ilişki kurarken de sahici olmayı önemsiyorum.


Oynadığınız karakterlere hazırlanırken kendinizden neleri katıyorsunuz?

Her şeyimi. Hafızamı, korkularımı, utandığım anları, küçücük bir anımı... Ama sonra da karakterin hakikatini bulduğum anda kendi egomu geri çekmeye çalışırım. Çünkü asıl olan karakterin dünyası.


Şöhretle ilişkinizi nasıl tanımlarsınız? Sizi en çok zorlayan ya da besleyen yanları neler?

Ben onunla ilişkimi mesafeli ama saygılı tutuyorum. En çok zorlayan kısmı, bazen kendinle sevdiklerinle baş başa kalamamak. Ama diğer yandan seni hiç tanımayan birinin sana yürekten sarılması da çok besleyici.


Oyunculuk dışında keşfetmek istediğiniz bir sanat dalı var mı?

Müzik hep içimde. Şarkı söylemek değil sadece, müziği anlamak, dinlemek, onunla düşünmek. Onu meslegimle birleştirmek.


ree

Hayatınızın bir dönüm noktası diyebileceğiniz an nedir?

Konservatuvara girdiğim ilk gündür sanırım.


Özel hayat ve iş dengesini kurmak sizin için kolay mı? Bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

Zor. Özellikle bizim işte zaman kavramı flu. Ama eşim, kızım, ailem bu dengeyi sağlamamda çok etkili. Bazen bir kahvaltı bile günü kurtarıyor.


Hayatta sizi en çok motive eden şey nedir?

Yaptığım işin birine gerçekten dokunduğunu görmek. Bir seyircinin gözünden yaş gelmişse ya da biri “Bu sahnede kendimi gördüm” dediyse, o bütün yorgunluğa değiyor.


Seyirciyle kurduğunuz bağı nasıl tanımlıyorsunuz?

Büyülü bir bağ. O an sahnede yalnız olmadığımı hissettiriyor. Tepkileri, nefes alışları bile oyunun ritmini etkiliyor. Seyirciyle beraber yaşayan bir şey bu.


Başarılı bir oyunculuk performansının olmazsa olmazı sizce nedir?

Sahici olmak. Seyirci gercek olmayanı kabullenir. Ama sahici olmayanı asla.


Bir oyuncu olarak sahnede ya da sette en çok keyif aldığınız an hangisidir?

O anı yakaladığım an. “Şimdi oldu!” dediğim, karakterin içinden bir şeyin aktığı, benim de şaşırdığım o an. Hem çok kişisel hem de çok paylaşmaya açık.


Geçmişteki Salih’e bir cümleyle seslenme şansınız olsa ne derdiniz?

“Her şey zamanında olacak, acele etme.”


ree

Bilinçli olarak reddettiğiniz ama sonra pişman olduğunuz bir proje oldu mu?

Pişmanlık değil ama “O deneyim nasıl olurdu acaba?” dediğim işler oldu tabii. Ama her seçim bir diğerini doğurduğu için fazla takılmamaya çalışıyorum.


Hayat felsefenizi özetleyen bir motto ya da cümle var mı?

“İyilik bulaşıcıdır.” Ne verirsen dönüp dolaşıp yine sana geliyor.


Oynadığınız rollerin kendi hayatınızı değiştirdiğini düşündüğünüz oldu mu? Olduysa bir örnek verir misiniz?

Özel hayatımı değil ama oyunculuk kariyerime ivme kazandırdığını düşündüğüm çok iş var. Öyle bir geçer zaman ki bunların başında gelir mesela. Sonrasında kiralık aşk, ilk ve son, kulüp,terzi...


Son olarak “Bodrum’u herkes bir şeyle tanımlar; kimine göre bir kaçış, kimine göre bir başlangıç… Sizin için Bodrum neyin karşılığı? Hangi duyguyu ya da anıyı çağrıştırıyor?”

Bodrum benim için Türkiye’nin mavi beyaz simgesi gibi. O sebeple özgürlük ve huzur barındırması herkes gibi en büyük temennim.


“Sahici olan her şey kıymetlidir” diyen başarılı oyuncu Salih Bademci, oyunculuğa sadece bir meslek değil, bir varoluş biçimi olarak bakıyor. Sanatıyla insanlara dokunmayı, sahnede nefes alan bir bağ kurmayı ve her rolünde kendinden izler bırakmayı seviyor.
ree

Röportajdan Akılda Kalanlar:

  • Oyunculuk benim için bir ifade alanı, bir tür varoluş şekli.

  • Ne sahnede ne hayatta hiçbir şeyi öylesine yaşamak istemedim.

  • Karakterin hakikatini bulduğum anda kendi egomu geri çekmeye çalışırım.

  • Şöhretle ilişkimi mesafeli ama saygılı tutuyorum.

  • Müzik hep içimde… Onu mesleğimle birleştirmek istiyorum.

  • Konservatuvara girdiğim ilk gün hayatımın dönüm noktasıdır.

  • Sevdiklerimle bir kahvaltı bile bazen günü kurtarıyor.

  • Bir seyircinin gözünden yaş gelmişse, o bütün yorgunluğa değiyor.

  • Seyirci gerçek olmayanı kabullenir ama sahici olmayanı asla.

  • Her şey zamanında olacak, acele etme.

  • İyilik bulaşıcıdır.

  • ”Öyle Bir Geçer Zaman ki” kariyerime ivme kazandıran işlerin başında gelir.

  • Bodrum benim için Türkiye’nin mavi beyaz simgesi gibi: Özgürlük ve huzur barındırıyor.


  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 18 Şub
  • 3 dakikada okunur
Türk popunun güçlü seslerinden Ziynet Sali kariyerinin 25. yılını yeni şarkısı “Müptelanım Bilgine” ile kutluyor. Ziynet Sali, sözlerinden müziğine hatta klibine kadar buram buram nostalji kokan yeni şarkısı için “Ses rengimi, duygumu, şarkıcılığımı gösteren tam bir Ziynet Sali şarkısı oldu” dedi.

Ziynet Sali
Ziynet Sali

Ziynet Sali bir süre önce yeni şarkısı “Müptelanım Bilgine”yi yayımladı. Kıbrıs’tan İstanbul’a uzanan kariyerinde bugüne kadar ‘Ağlar mıyım Ağlamam’, ‘Beş Çayı’, ‘Daha Nasıl Sevebilirim’ ve elbette ‘Amman Kuzum’ gibi birçok hit şarkıyı yorumladı. 2024’te eserleri en çok çalınan kadın sanatçı olan Sali’yle kariyerinin kilometre taşlarını ve dijital çağla birlikte dönüşen müzik dünyasını konuştuk.


Yeni şarkınızın söz ve müziği Mabel Matiz’in. Nasıl bir araya geldiniz?

Mabel benim zaten çok uzun zamandır tanıştığım, görüştüğümüzde de böyle sarıp sarmaladığım bir arkadaşımdı. Uzun zamandır şarkı için konuşuyorduk, araya pandemi girdi. Pandemiden sonra tekrar görüştük. Sağ olsun, şarkıyı hazırladı. Ses rengimi, duygumu, şarkıcılığımı gösteren tam bir Ziynet Sali şarkısı oldu.


Şimdilerdeyse müziğin değeri dijitaldeki tıklamalarla ölçülüyor... Gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsun?

Eskiden eğer siz gerçekten içi dolu ve değerli bir şeyi yaparsanız kasetiniz, albümünüz olabilirdi ve raflara öyle konurdu. Şimdi herkes evinde, evinin odasının bir köşesinde bir şeyler yapabiliyor. Bunu küçümsediğim için söylemiyorum, kolaylaştığı için söylüyorum. Teknolojinin faydaları var ama bence müziği değersizleştirdi, içini boşalttı.


Siz nasıl bir denge kuruyorsunuz?

Kendi kumaşımızı, duruşumuzu, müziğimizi bozmadan orada var olabiliyorsak ne mutlu bize. Yapamıyorsak da birileri yapıyor. Bayhan bir şarkı yapıyor, iki günde viral oluyor. O, onun iyi ya da kötü olduğu anlamına gelmiyor. Ya da işte ‘Cıstak’ diye bir şeyin Türkiye’de bir yılda en çok dinlenen şarkı olması gerçek müzikseverler için büyük bir başarı olmayabilir ama başarısızlık da değil. Bu dönüşüm sürecinin nereye varacağını göreceğiz. Bu arada 2024’ün eserleri en çok çalınan kadın şarkıcısı oldum, TelifMetre’de (müzik endüstrisine ilişkin raporlama ve analiz yapan site) ilan edildi. Radyo, televizyonlarda yani analogda hâlâ önemseniyorum yani.


Ziynet Sali
Ziynet Sali

Kariyerinizin 25. yılı doluyor. Zirveye giden yolda basamakları çıkmak mı zordu yoksa üst basamaktaki yeri korumak mı?

Varlığı korumak, onu sürdürmek daha büyük bir çaba herhâlde. Çünkü en başında hem yaş olarak, hem enerji olarak, hem de hedef ve hayaller olarak çok daha enerjik ve tutkulusun. O heyecan, o peşinde koşma olayı bambaşka, ilktir çünkü hepsi. Bir yorgunluk da oluyor elbette 20-25 yılda.


“Artık akışa bırakmak taraftarıyım. 25. yılımda ikinci baharımı yaşamak istiyorum. Daha dingin, daha olgun, daha farkında, daha tecrübeli ve daha kaygısız bir şeyler yapmak istiyorum.”

Bundan sonra kariyerinize nasıl bir yön vermek istiyorsunuz?

Birazcık şizofrenik bir iş bizimkisi. Ozan Doğulu hep şey der, çok hoşuma gider: “Müzik iyileştirir, müzik iyileştirir deyip duruyorlar, bir yapanı iyileştirmiyor bu müzik.” Çok haklı. Artık akışa bırakmak taraftarıyım. 25. yılımda ikinci baharımı yaşamak istiyorum. Daha dingin, daha olgun, daha farkında, daha tecrübeli ve daha kaygısız bir şeyler yapmak istiyorum Bunu derken bile bilinçaltında ister istemez düşünüyorum. Bu kaygılardan kurtulduğum gün ölmüş olacağım herhâlde. Benim çocuğum da kariyerim, şarkılarım oldu, kaygılanmam normal sanırım.


ree

Dönüp baktığınızda hikâyenizden mutlu musunuz?

Mutluyum. Nisan ayında 50 yaşında olacağım. Bir kadın için çok güzel bir yaş. Sürprizlerim var... Six pack (baklava şeklinde 6’lı karın kası) ile çıkacağım karşınıza. Şaka bir yana, Boğa burcu olarak yemek yemeyi çok seviyorum ama fit olmayı da seviyorum. Dünyanın tüm lezzetlerini seviyorum, sadece yemek değil... Güzel ortam görmek, güzel bir iş dinlemek de istiyorum.


Pandemiden önce Erkan Erzurumlu’yla evlendiniz. Nasıl gidiyor evlilik?

Evet, 2019’da evlendim... Çok şükür altı sene oldu, güzel gidiyor. O da müzisyen. Çok iyi arkadaşım, zaten öyle başlamıştı ilişkimiz. Ortak şeyler çok fazlaydı. Müzik olsun, Kıbrıs olsun. Çocukluğumuz bile aynı. İngiltere’de büyüyüp oradan Kıbrıs’a, Kıbrıs’tan İstanbul’a... Çok yakındı her şey. Müzik anlamında beni çok besliyor, kafamı açıyor.


İki müzisyenin bir arada yaşadığı eviniz çok mu neşeli, yoksa aksine çok mu sessiz?

Bizimki çok hızlandırılmış bir evlilik oldu. Evlendik, pandemi oldu ve eve kapanmak zorunda kaldık. Evde de konu hep müzik ağırlıklı oluyor. Bazen zevklerimiz ortak da olmayabiliyor. O kendi tarzını anlatıp savunurken işte ben de kendi tarafımdan, kendi dünyamı paylaşıyorum. Çok güzel hayaller kuruyoruz.

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page