top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 9 Ara 2024
  • 3 dakikada okunur
Her kitap yeni bir yolculuktur. İster okuyun, ister dinleyin o an nerede olduğunuzun bir önemi yoktur. Okuduğunuz ya da dinlediğiniz kitap sizi astral bir yolculuğa çıkarır. Bazen kendi içsel yolculuğunuz olur bu bazen de başkalarının hayatlarında savrulurken bulursunuz kendinizi. Bir yandan okursunuz diğer yandan da kafanızda mekânları ve karakterleri canlandırır, onlarla birlikte o öykünün içinde sürüklenirsiniz. Ya da bir öğretinin içinde kendinizi test ederken bulursunuz. Okudukça hayata yeni anlamlar yükler, yaşamınızda yenilenmeye ihtiyaç duyarsınız...

ree



ree

Adam Fawer - Mobius

Mobius, ismini sonsuzluk şeridinden alıyor.

Brooklyn’in gözlerden uzak teraslarında kurulu bir startup. Ortaklar hipster girişimci Andy ve esrarengiz dâhi fizikçi Rowan’a göre icatları tüm dünyayı değiştirecek bir devrim niteliğinde. Temporal Distorsiyon Portalı. Kısaca: Zamanda Yolculuk! Gelecekten sana, kendi el yazınla gönderilen mesajlar. Bu icatla kusursuz bir kariyer inşa edebilir, gelecekteki ruh eşinle tanışabilirsin. Dostların ve düşmanlarınla takvimlerin ötesinde yüzleşebilir, akla gelmeyecek tüyoların izinde zaman korsanlığına, sonsuz servet peşinde gelecek hırsızlığına soyunabilirsin. Ama hepsinden önemlisi; en büyük hatanı düzeltebilirsin. Olasılıksız, Empati ve OZ adlı romanlarıyla milyonları okumaya âşık etti. Her jenerasyonun baştan keşfettiği fenomen yazar Adam Fawer bu kez de Zaman’a meydan okuyor. Kader, özgür irade, geçmiş, gelecek, aşk, felsefe, bilim, polisiye... Zamanda Yolculuk hiç bu kadar gerçek olmamıştı. Adam Fawer’dan asla bitmesin isteyeceğiniz bir roman daha.



ree

Mendil Alır mısınız? - İlker Köklük

Mendil satıcısı Ahmet ile ayakkabı boyacısı Cihan ısınmak için oraya sığınmışken, eli silahlı adamlardan kaçan bir “zengin çocuğu”na denk geliyorlar. Para karşılığı ona yardım etmek istemeleri trajik sonuçlara yol açıyor. Ahmet ve Cihan’ın böyle sefil bir hayat sürmelerine yol açan sistemin simgesi olan bir kuruma ısınmak için sığınmaları insanın içini acıtan bir buluş… Ama orada da “sistemden” uzak kalamıyorlar, başa çıkamayacakları dertler orada da onları gelip buluyor; böylece oyun eleştiri dozu yüksek bir gerçekçilik zeminine oturuyor. Mendil Alır mısınız? isimli oyun İlker Köklük tarafından 2022 yılında kaleme alındı ve aynı yıl Özel İsviçre Hastanesi Oyun Yazma Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü’nün sahibi olup Mitos Boyut Yayınları tarafından yarışma oyunları kitabında basıldı. Ardından yıllar içinde çeşitli özel tiyatrolar ve Gaziantep Şehir Tiyatrosu tarafından sahnelenen oyun, 2011 yılında Aksine Tiyatro’da İlker Köklük rejisiyle sahneye konuldu ve Direkler Arası Seyircileri Ödülleri’nde Özgün Oyun Ödülü’nün sahibi oldu.



ree

Çatlak - Jean Paul Didierlaurent

Duvardaki bir çatlak insanın hayatını nasıl değiştirebilir? 6.27 Treni’yle hayatın sıradanlığına meydan okuyan Jean-Paul Didierlaurent, Çatlak’ta da bu yaklaşımını sürdürerek günlük yaşamın monotonluğundan kaçan ve kendini yeniden keşfeden bir adamın hikâyesini anlatıyor. Xavier Barthoux’nun işiyle ailesi arasındaki düzenli hayatı, yazlık evinin duvarında keşfettiği bir çatlakla sarsılır. Bu küçük çatlak, Xavier’nin hayatını değiştirecek adımların da başlangıcı olacaktır. Ustalıkla işlediği karakterler aracılığıyla okurları varoluşsal sorgulamalara ve insan ruhunun derinliklerine sürükleyen Didierlaurent, bir yandan da düzenin kaosla, gerçekliğin fantastik öğelerle iç içe geçtiği bir yolculuğa çıkarır.




ree

Kuşların Felsefesi - Elise Rousseau

Yaşamın sağduyulu ustaları kuşların, doğallıkları ve hafiflikleriyle bize söyleyecekleri çok şey var. Yeter ki onlara kulak verelim. Ömrünü kuşları izleyerek geçirmiş Fransız kuş bilimci Philippe J. Dubois ve filozof Élise Rousseau, kuşların yaşamlarından ilham almış yirmi iki küçük hayat dersi ile bizi, evrimin tepesinde olduğunu düşünerek kendini “dünyanın efendisi” ilan eden bizi! Önce kendimiz üzerine düşünmeye, sonra da kanatlarımızı açmaya davet ediyor. 15 dile çevrilen Kuşların Felsefesi’ni okurken kızılgerdanın neden kartaldan daha cesur olduğunu, kuzey deniz kırlangıcının bize “yola çıkmak” hakkında neler öğretebileceğini, yeşilbaş ve penguenin göstereceği üzere sevmenin en iyi yolunun akıldan mı yoksa kalpten mi geçtiğini keşfedeceksiniz. Doğanın ritmini duymamızı sağlayan, hayatı nasıl yaşayabileceğimize dair taptaze bir bakış açısı kazandıran bir kitap bu.





ree

Kendine Ait Bir Oda - Virginia Woolf

Neden kadınlar değil de erkekler her yerde söz sahibi olmak zorundaymış? Woolf eli kalem tutan tüm kadınlara seslendiği bu metinde kadının toplumdaki yerini ve kişisel değerini tartışıyor. Shakespeare’e kendisi kadar yetenekli bir kız kardeş yaratarak onun döneminde mahkûm edileceği sessizliği hayal ediyor ve bir özgürlük reçetesi yazıyor: Her kadının yazmaya oturabileceği kendine ait bir odası olmalı! Kendine Ait Bir Oda, kültür dünyasının kapılarını yumruklayan yürekli bir manifesto.






ree

Pal Sokağı Çocukları - Ferenc Molnar

Pal Sokağı Çocukları; Ferenc Molnar Nemecsek, Boka ve Pal Sokağı’nın diğer çocukları Budapeşte’nin yoksul bir semtinden birlikte yola çıktı. Bugün artık tüm dünyada tanınıyorlar. Pal Sokağı Çocukları; dostluğun, arkadaşlığın, birlikteliğin ama aynı zamanda ciddiyetin, disiplinin ve soğukkanlılığın hüküm sürdüğü bir çocuk grubudur. Bu grubun kendilerine özgü kuralları ve başkanları vardır. Ayrıca bir kişi hariç her üyenin bir rütbesi vardır ve rütbesi düşük olanlar, üstün olanların emirlerini yerine getirmelidir. Bu kurallara uymayan üyeler ihtar alır. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca insan onların dokunaklı hikâyesini okudu. Bütün okurlar Boka’nın cesaretine hayran oldu. Eser Pal Sokağı Çocukları’nın zaferiyle sonuçlanır ama oldukça duygusal bir şekilde final yapar.

  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 6 Ara 2024
  • 2 dakikada okunur
“Sar Bu Şehri” ve “Toprak Yağmura” parçalarıyla ülke çapında milyonlarca dinlenmeye ulaşan, geçtiğimiz yıl ise “Ağlama Ben Ağlarım” adlı şarkısıyla büyük bir çıkış yaparak sesini çok daha geniş bir dinleyici kitlesine duyuran Can Ozan, uzun zamandır beklenen yeni şarkısı “Acıtır Gibi Severek” ile yine yılın en çok konuşulacak teklisine imza attı.

Can Ozan
Can Ozan

Türkiye’nin en çok dinlenen sanatçıları arasına girmeyi başaran Can Ozan’ın yeni şarkısı “Acıtır Gibi Severek” 11 Ekim Cuma gününden itibaren sanatçının kendi yapım şirketi aracılığıyla tüm dijital müzik platformlarda yayımlandı.


Sözü ve müziği Can Ozan’a ait olan “Acıtır Gibi Severek” sanatçının müzikal derinliğini ve duygusal yoğunluğunu zirveye taşıyor. Genç sanatçının karakteristik müzikal tarzını bir üst seviyeye çıkaran şarkı, kaybedilen bir aşkın ardından yaşanan acının, kalpte bıraktığı izleri etkileyici bir şekilde anlatıyor ve dinleyiciyi melankolik bir atmosferde sarsıcı bir yolculuğa çıkarıyor.


Can Ozan
Can Ozan

Acıtır Gibi Severek


Aklımda unutmadım hâlâ

Aklar yüreğindeki davadan

Kalbini yarı yolda bırakırsan

Çok zor ama haklı vedalar

Özler arar geceler hâlâ

Uzaklardayım artık beni yok say


Ben öldüm bir daha ölmem

Yandım bir daha sönmem

Gel ömrüm senin olsun

Gel kalksın bu yük üstümden


Hasret üzerimdeki kasvet

Acıtır gibi severek bitecek

Bi’ gün elbet sabret

Her nefeste yüreğimde bi beste

O da benle mezara dek

Çalıyor aheste aheste


Gündüzleri sardı rüyalar

Son sözleri kalbimi dağlar

Aklım unut onu derken

Ben duymam

Özgürlüğün bedeli buysa

Boşver cezası beni bağlar

Oysa ne kolaydı şeytana uymak


Can Ozan
Can Ozan

Can Ozan Kimdir?

Can Ozan, İstanbul’da doğdu. 13 yaşında gitar çalmayı öğrendi  ve besteler yapmaya başladı. 2015 yılından itibaren dijital müzik platformları üzerinden toplamda yedi albüm ve 130’dan fazla şarkısı yayımlandı. 2018 yılında evinde kaydettiği “Dolunay” albümünden “Sar Bu Şehri” ve “Toprak Yağmura” parçaları ile ülke çapında milyonlarca dinlenmeye ulaştı. 2023 yılında yayımladığı “Ağlama Ben Ağlarım” şarkısıyla aylarca müzik listelerinin zirvesinde kaldı. Yüksek lisansını “Ses Teknolojileri” üzerine yapan Can Ozan, neredeyse her şarkısının kaydını ve aranjesini kendi yapıyor.

Güncelleme tarihi: 20 Eyl 2024

Ressam Firdevs Ersoy’un 3. kişisel resim sergisi olan “Kuşlar ve Ağaçlar” 19 Eylül Perşembe günü açıldı. Firdevs Ersoy’un dostları ve sanatseverlerin katıldığı Yağhane Ortakent’teki sergi 19 Ekim Cumartesi gününe kadar ziyaret edilebilecek.

Ressam Firdevs Ersoy
Ressam Firdevs Ersoy

Serginin açılışında konuşan Firdevs Ersoy, doğanın kendisine hep huzur verdiğini belirterek şunları söyledi: “Doğayı gözlemlemek, onun döngüsünü takip etmek, izlemek benim için ilham kaynağı ve yaşam kılavuzu olmuştur. Bir ağacın, kuş sesinin, denizin, yağmurun, bir şelalenin ve bir dağın verdiği huzuru, o boyutta hiçbir insan veremiyor insana. Doğanın tasarımı muhteşem! Üretkenliği, çalışkanlığı, çeşitliliği, adaleti, renkleri, doğurganlığı…


Seda Küçük - Firdevs Ersoy - Mustafa Küçük
Seda Küçük - Firdevs Ersoy - Mustafa Küçük

Bu tasarımın içinde beni en çok etkileyen ağaçlar ve kuşlar olmuş ki resimlerimi yaparken fırçamın çizgisi bir ağaç ile başlayıp kuşlarla sonlandı. Gençlik yıllarımda okuduğum Richard Bach’ın çok sevilen kitabı Martı Jonathan Livingston büyüme çağımda benim yol haritam oldu ve öyle de devam etti. Hikâyenin kahramanı Jonathan’ın gelişme, öğrenme, özgürleşme tutkusu ve çabası beni adeta büyüledi. Kendime rol model seçtim.


Ağaçlara gelince; Kökleriyle toprağa sıkı sıkı tutunmuş ağaçlar, ahlaki etik ve milli değerlerimize sahip çıkmanın önemini hatırlatıyor. Üretkenliği, çeşitliliği ve yaratıcılığı, yeşili, hüznü ve sevinci ile beni büyülüyor. Özgürleşme özlemi ile gökyüzüne uzanan dalları bende kuşların yoruldukları zaman dinlenebilecekleri, sığınabilecekleri bir yuva hissiyatını yaşatıyor. Devrim hocanın atölyesinde tekrar tekrar canlanan rengarenk kuşlar, eskilerin kanaviçeleri ile dünü unutmayıp, bugünü yaşatmayı ve uçak fobisi olan bana uçabileceğim yarını hayal ederek tuval üzerinde bir gerçeklik yaşatıyor.”



Ressam Firdevs Ersoy
Ressam Firdevs Ersoy

Hülya Polat’ın Gözünden Firdevs Ersoy

“Firdevs’i tanıdığımda, çok iyi tenis oynayan, emekli bir öğretmendi. Düşüncelerini aldığı notlar aracılığıyla insanlarla paylaşırdı. Gazete ve dergilerde yazıları yayımlandı. ‘Yeni Bir 365’ adında 2014 yılında bir kitabı çıktı. Sonra çini boyamaya geçti ve birbirinden güzel Anadolu’nun tarihi çinilerini, çok ince işçilik gerektiren el emeği, göz nuru dökerek tükenmez bir sabırla ve titizlikle tekrar canlandırdı. Bir müddet sonra ham seramik üzerine var olan deseni boyama ona yetmemeye başladı. Kendi rengini, dokusunu, desenini taşıyacak ürününü tasarlayıp üretebilmek için toprağın, çamurun içine daldı. Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü’nde seramik eğitimini tamamlayıp ürettiği toprak objelere kendi şekillerini çizdi, kendi renklerine boyadı.


Firdevs, kendisinin bile farkında olmadığı içindeki barajın kapağını açmış senelerdir biriktirdiği yaşanmamışlıkları, özlemleri, tutkuları serbest bırakmıştı. Seramik ve çini eserleriyle 2018 yılında Üsküdar Kuzguncuk’ta Kelimet Sanat Galerisi’nde ilk kişisel sergisini açtı. 2019 yılında yine aynı sanat galerisinin Kadıköy’deki salonlarında karma sergiye katılarak eserlerini sanatseverlerle buluşturdu


Sanat eğitimi almadığı hâlde, yeteneğinin verdiği güç ve cesareti, aşkla birleştirerek başka bir boyuta taşıdı. Sanatçının yaratma gücünü ateşleyici, her izleyenin eserlerine farklı bakışını katacağı anlam ve derinliğin çoğalması ile dünyayı güzel kılacak gözlerdir. Firdevs, eserlerini Beykoz Acarkent Collezium’da açtığı sergi ile sanatseverlerle tekrar buluşturdu.


Firdevs’in kusursuz çizgileri onu Devrim Erbil’in atölyesine götürdü. Gönüllü olarak başladığı çalışmalar Devrim Hoca’dan övgüler aldı. Firdevs’in öğretmenlikten gelen disiplini, şefkati, dinleyen sakin tavrım, onu gençlerin çalıştığı atölyenin ayrılmaz parçası hâline getirdi. Halen Devrim Erbil’in atölyesinde asistan olarak üretmeye devam ediyor.”

 



 

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page