top of page
  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 1 Kas 2021
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Şub 2022

Edebiyat dünyasında bazı yazarlar vardır ki isimleri geçtiğinde hemen aklımıza onlarla özdeşleşen kentler gelir. Charles Dickens-Londra, Victor Hugo-Paris, Dostoyevski-Saint Petersburg, Franz Kafka-Prag, Gabriel Garcia Marquez-Aracata, James Joyce-Dublin, Yakup Kadri Karaosmanoğlu-Ankara, Orhan Pamuk-İstanbul... Ve tabii ki Cevat Şakir Kabaağaçlı deyince de Bodrum...


ree


Osmanlı Padişahı Abdülhamit dönemindeki devlet adamlarından tarihçi Mehmet Şakir Paşa’nın oğlu olan Halikarnas Balıkçısı gerçek adı ile Cevat Şakir, 1890 yılında Girit’te doğdu. Çocukluğu babasının görevi nedeniyle Atina’da geçti. İlköğrenimini Büyükada Mahalle Mektebi’nde, ortaöğrenimi Robert Koleji’nde tamamladı. Oxford Üniversitesi’nde dört yıl Yakın Çağlar Tarihi okudu ve üniversiteyi de orada bitirdi. 1913’te evlendiği İtalyan eşiyle bir süre İtalya’da kaldı. Bu sırada resim dersleri aldı, İtalyanca ve Latince öğrendi.




İstanbul’a döndükten sonra Diken, Resimli Gazete, Resimli Ay, İnci gibi dergilerde yazılar yazdı. Kapak resimleri ve süslemeler yaptı, karikatürler çizdi. Çizgi romanlar yaptı. İlk öyküsü 1920’li yıllarda yayımlandı. Babası Mehmet Şakir Paşa, 1914’te Cevat Şakir’in tabancasından çıkan bir kurşunla Afyon’da öldü. Birçok yerde kaza ile olduğu söylense de tam sebebine ulaşılamadı. Bazı kaynaklara göre ise karısı Agnezi ile Mehmet Şakir Paşa’nın yasak aşk yaşadığıyla ilgili çıkan dedikodular yüzünden vurdu Cevat Şakir babasını. Bu kötü hadise üzerine Cevat Şakir, 14 yıl kürek cezasına çarptırıldı. Cezasının yedi yılını çektikten sonra yakalandığı verem hastalığından ötürü affedilip tahliye edildi.
ree

13 Nisan 1925 tarihinde Hüseyin Kenan takma adıyla kaleme aldığı “Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmağa Nasıl Giderler” başlıklı yazısı nedeniyle İstanbul İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı. O sıralarda memlekette isyan bulunmaktaydı ve Cevat Şakir’de askeri isyana teşvik etmekten suçlu bulundu. Mahkeme başkanı tarafından idama mahkûm edilmek istendiyse de kalebentlikle Bodrum’a sürüldü. 3 yıllık sürgünlüğün yarısını Bodrum’da diğer yarısını ise İstanbul’da tamamladı.

Cezası bittikten sonra çok sevdiği Bodrum’a geri döndü ve yaklaşık 25 yıl yaşadı. Cevat Şakir, sürgüne geldiği yere âşık olmuştu. İnsanları ve doğal güzellikleriyle burası, onun kalbinde taht kurmuş bir cennetti.


ree

Bodrum’un antik çağdaki adı olan Halikarnas’ı mahlas olarak kullanan Cevat Şakir, burada balıkçılık dahil çeşitli işlerde çalıştı. Eserlerinin büyük kısmını da Bodrum’da yazdı. Üç evlilik yapan ünlü yazarın bu evliliklerden beş çocuğu oldu. Çocukları öğretim çağına geldiğinde kasabada ortaokul olmadığı için ailesiyle birlikte İzmir’e taşındı.


ree

Yazdığı deniz hikâyeleriyle tanınan Cevat Şakir’e 1971’de Kültür Bakanlığınca Devlet Kültür Armağanı verildi. Yaşamını yazarlık ve turist rehberliği yaparak devam ettiren Cevat Şakir, 13 Ekim 1973’te İzmir’de vefat etti. Vasiyeti üzerine Bodrum’a gömüldü.



Cevat Şakir için bir sürgün yeri, bir muamma, bir karanlık olan Bodrum, bazı hayallerini gerçeğe dönüştürdüğü bir cennet oldu. Umutlarını nasıl yeşerttiğini, nasıl güzelleştirdiğini tek tek anlatıyor Mavi Sürgün kitabında. Bodrum’da her şeye yeniden başlamasını, bütün acılarını silişini, Halikarnas Balıkçısı’nın doğuşunu ve yeni bir Bodrum yaratma çalışmasını... Cevat Şakir, egzotik ülkelerden meyve fideleri ve tohumlar getirerek; Akdeniz florasında olmayan ağaçları burada yetiştirmeye başladı. Yazar, Bodrum’u güzelleştirme isteğini şöyle dile getiriyor satırlarda: “Bükleri, Knidosları, Datçaları, Gökovaları, daha daha uzakları, açık denizlerin açıklıklarını özlüyordum. Oraları zaten cennetti; ama içimden, oraları on kat daha cennet yapmazsam, adam değilim diyordum.”


ree

Mimozaları getirmesinin çok güzel bir de nedeni var. Prosper Mérimée’nin ‘Carmen’ novellasını Türkçe’ye çevirirken, esmer İspanyol kızlarının saçlarına küçük mimoza demetleri taktığını okur ve ‘Neden benim Bodrumlu esmer kızlarım da saçlarına mimoza demetleri takmasınlar’ diye düşünür. Sonrasında da Paris’ten mimoza tohumları getirtip onları Bodrum sokaklarına, bulabildiği her yere, rastgele eker. Bir süre sonra her yeri mimoza sarar. Bir gün, bir düğün alayında Bodrumlu kızların saçlarına mimozalar taktığını görünce de sevincinden havalara uçar.


Yaşamayı seçtiği Bodrum’da, bir doğasever olarak iz bırakmak isteyen Cevat Şakir, Bodrum Belediyesi’nin resmi bahçıvanı olarak da çalışmış ve hizmette bulunmuştu. Tüm parasını Paris ve Londra’dan ısmarladığı tohumlara harcayan Balıkçı, Belediyenin bahçesinde Okaliptüs, Mimoza, Palmiye, Grevilla ve Amberlerin yanı sıra, çeşit çeşit rengârenk güller ve tohumlarını Nice’den getirttiği karanfiller yetiştirdi. “Bir balıkçının avucuna tükürüp küreğe yapışması, bir rençberin toprağa diz çöküp de dünyada gıda olacak bir fasulye daha ekmesi, yaradılışça en geçerli duadır” diyen Halikarnas Balıkçı’sı yaptıkları ve ürettikleriyle çevre duyarlılığına o zaman da bile ışık tutmuş.


ree

Manevi oğlu Şadan Gökovalı, Cevat Şakir’in kendisine yaptığı vasiyeti bir röportajında şöyle anlatmıştı; “Yazacağım bunları ama belki yazamadan giderim. Sana şimdiden söylemiş olayım. Bodrum’a gömülmek istiyorum. Bittabi orayı çok sevdim. Hayli hizmetimde geçti. Belediye’ye de yazmak istiyorum ama sana söyleyeyim daha iyi. Mindos kapısı tarafında bir yere gömsünler beni, yanımda Hatice’ye de (son eşi) bir yer ayırsınlar. Sakın mermer, beton filan istemem ha... Bir taş bulun, uzunca bir taş, yazısız. Onu dikin mezarımın başına. Falanca oğlu filancaymış şu tarihte doğup şu tarihte ölmüşüm. Katiyen yazı istemiyorum, basit bir taş. Eh bizim tekne su almaya başladı. Şatafatı da sevmem, tepelere, deniz gören yerlere gömülmem şart değil. Nasıl olsa yattığım yerden denizi seyredemem, denizi ruhumda yaşatıyor gönül gözüyle her zaman görüyorum. Suat (oğlu) sık sık ziyaret edebilmeleri için İzmir’e gömmek istediklerini söylüyor. İstemem yahu. Bodrum’u severim bilirsin. Beni ziyaret için çocuklar ara sıra da olsa gezmiş, hava almış olurlar. Zaten ben saygı duruşu isteyecek değilim ya. Balıkçı’ya bir Merhaba yaraşır.”

  • Yazarın fotoğrafı: Mustafa Küçük
    Mustafa Küçük
  • 23 Eki 2021
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 9 Kas 2021

Türkiye’nin uluslararası yat yarışları markası olan, American Hospital The Bodrum Cup, bu yıl çok daha anlamlıydı. Covid-19 nedeniyle geçtiğimiz yıl gerçekleştirilemeyen etkinlik, yaz aylarında ülkemizde etkili olan ve pek çok ormanımızı kaybettiğimiz yangınlarla mücadele eden kahramanlarımız için adeta bir geçit töreniydi. 33. American Hospital The Bodrum Cup, Bodrum’un yangınlarda zarar görmüş bölgelerini dikkate alarak oluşturulan rotalarla yangında zarar görmüş işletmelere destek oldu.


ree
Ateş Savaşçılarına Saygı

33. American Hospital The Bodrum Cup, tam bir festival havasında geçti. Etaplar, rüzgârın elverişli olduğu anlarda kıyasıya mücadelelere sahne olarak hem yelkencilere hem de izleyicilere keyifli anlar yaşattı. Bodrum’da 5 gün süren yarışmalar boyunca yangın alanlarının iyileştirilmesi ve yangından etkilenen vatandaşlara destek olmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlendi.


ree

ree

Bir Festivalden Daha Fazlası


Törende konuşan Süleyman Uysal, The Bodrum Cup’ın bir festivalden daha fazlası olduğunu belirterek şunları söyledi: “Sanat alanında, sosyal sorumluluk alanında yaptığımız etkinliklerden elde edilen gelirlerin bağışlandığı dev bir organizasyona dönüştü. Biz artık gençler olarak umut vaadetmek istemiyoruz. Biz sorumluluk alarak, taşın altına elimizi sokarak biz artık umudun ta kendisi olmak istiyoruz. The Bodrum Cup her yıl daha iyi olacak çünkü Bodrum bunu hak ediyor. Biz bunun için gece gündüz çalışmaya hazırız. Orman yangınlarında büyük bir özveriyle söndürme çalışmalarına katılan herkesin ellerinden öpüyorum. Siz iyi ki varsınız ki biz o felaketten kurtulabildik ve bugün buradayız.”


ree

1500 Denizci Katıldı


Akdeniz'in en büyük deniz festivallerinden biri olan The Bodrum Cup'ta heyecan sona erdi. Festivale, Türkiye'nin ve dünyanın çeşitli bölgelerinden 60'tan fazla tekne ve yaklaşık 1.500 denizci katıldı.


ree

18 Ekim’de basın toplantısıyla başlayan American Hospital The Bodrum Cup etkinlikleri, aynı akşam düzenlenen kampana töreni ve Bodrum Belediyesi Artemisia Sergi Salonu’nda açılan “İlhan Kaman ile 100 Yıl” sergisiyle devam etti. The Bodrum Cup’ın heyecanla beklenen etapları ise 19 Ekim’de “Bodrum-Bodrum Denizciler Derneği 50. Yıl Etabı” ve İz Bırakanlar Çelenk Töreni’yle başladı.


ree


Anadolu Sigorta Etabı


Festivalin ikinci günü “Bodrum-Çökertme Anadolu Sigorta Etabı” geçildi.


American Hospital The Bodrum Cup, Bodrum–Çökertme rotası arasında gerçekleşen etaba ismini veren gold sponsor Anadolu Sigorta Etabı’yla yarışlara devam etti. Yelkenler, Bodrum-Çökertme rotasını izleyerek orman yangını sırasında eşsiz bir dayanışma örneği gösteren sivil ve resmi tüm isimsiz kahramanlara duyduğu minnettarlığı sergiledi.







Üçüncü gün ise “Çökertme–Çökertme Opet Etabı”nda kıyasıya bir mücadele gerçekleşti. Yarış sonrası yelkenliler, ağustos ayındaki yangında büyük zarar gören Çökertme’de demir attı ve bölgede çeşitli etkinlikler düzenlendi.


ree

Orman yangınlarını söndürme mücadelesinde emek verenlerin de katıldığı etkinlikte, “İyilik Alanı” olarak isimlendirilen etkinlik alanında Çökertmelilere destek olabilmek için yöre sakinlerinin kendi ürettikleri ürünlerin satışını yapabilecekleri çadırlar kuruldu. Çökertmeliler, stantlarında kendi elleriyle yaptıkları sabun ve el işlerinin yanı sıra zeytinyağı, bal ve reçel gibi birçok taze ve doğal ürün satışı yaptılar.

ree

ree

Kerem Görsev’den Muhteşem Konser


Festival kapsamında, Çökertme sahiline büyük beyaz bir piyano getirildi ve yangın alanından toplanan yanmış ağaçlar arasındaki doğal bir platforma yerleştirildi. Ünlü caz piyanisti Kerem Görsev’in muhteşem piyano dinletisi ile katılımcılar duygusal anlar yaşadı. Dinleti sonunda sanatçı defalarca sahneye çağrıldı.


ree

ree

Yanındayım Derneği de 5-14 yaş arasındaki çocuklarla Çökertme’de İyilik Alanında buluşarak eğlenceli etkinlikler gerçekleştirdi. Çocuklara ayrılan en büyük çadırda oyunlar oynandı, hediyeler paylaşıldı ve çocuklar dileklerini balonlarla gökyüzüne bıraktı.



ree

Bodrum Dans Kulübü’nün Kamerun, Macaristan, Polonya gibi dünyanın dört bir yanından gelen genç üyeleri de Land Art etkinliği çerçevesinde yangın alanlarından topladıkları malzemelerle küllerinden doğan bir Anka kuşu heykeli ve birçok enstalasyon oluşturdular. Yapılan heykel daha sonra Bodrum’a getirilerek orada sergilendi. Yarışların dördüncü günü “Çökertme- Kissebükü Metro Etabı” ile devam etti.


ree

Son gün ise geçtiğimiz mart ayında vefat eden, Bodrum guletlerinin tasarımı ve yapımına katkı sağlayan, emektar usta Erol Ağan'ın adının verildiği “Kissebükü-Bodrum Erol Ağan Etabı”yla tamamlandı.


  • Yazarın fotoğrafı: Seda Küçük
    Seda Küçük
  • 23 Eki 2021
  • 1 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 10 Kas 2021

American Hospital The Bodrum Cup festivali, Teoman’ın muhteşem sahne performansıyla sona erdi.


ree

Beş gün boyunca süren etkinlikte yorgun düşen katılımcılar Ağanlar Tersanesi’ndeki Teoman konseriyle yorgunluklarını attı. Konserin tüm geliri Bodrum Engelliler Sağlık Vakfı, Türk Eğitim Vakfı Prof. Dr. Galip İsen Eğitim Fonu ve Bodrum Deniz Kurtarma Derneği’ne bağışlandı.

ree

ree


Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page