Editörün Seçtiği Kitaplar
- Seda Küçük
- 7 gün önce
- 3 dakikada okunur
Her kitap, yeni bir yolculuktur. İster okuyun ister dinleyin, o an nerede olduğunuzun bir önemi yoktur. Kitap, sizi astral bir yolculuğa çıkarır; bazen kendi iç dünyanızda derinleşirken bazen de başkalarının hayatlarına savrulursunuz. Okurken mekânları ve karakterleri zihninizde canlandırır, onların hikâyesine kapılırsınız. Bazen bir öğretinin içinde kendinizi test eder, bazen de hayatın anlamını yeniden keşfedersiniz. Okudukça hayata yeni anlamlar yükler, yenilenmeye duyduğunuz ihtiyacı fark edersiniz...

Biomortem - Glia S1 E1 - Serkan Karaismailoğlu
Bazı hikâyeler o kadar derinine işler ki öldükten sonra bile peşini bırakmaz. “Biz ölsek bile organ ve dokularımız yaşamaya devam edecektir Falin. İnsanlar üzerini toprakla örtüp hüzün içinde mezarını terk ettiğinde hücrelerinin hâlâ canlı olması gerçekten ironiktir. Düşünsene öldükten iki gün sonra bile vücudundaki binden fazla gen hiçbir şey olmamış gibi aktiftir. Akyuvarların 60 ila 86 saat, kas hücrelerin 14 gün, fibroblast hücrelerin ise bir aya yakın mücadeleye devam eder. Yani sen ölmüş olsan bile bedenin hayatta kalmak için savaşmaktan vazgeçmez.” Falin şaşkınlıkla dinliyordu. Hücrelerin yaşama tutunma mücadelesi gerçekten inanılmazdı. Her şey bu kadar canlıyken o zaman ölen şey tam olarak neydi? Yoksa insan ruhu dediğimiz şey 30 trilyon canlıyı etrafında tutabilen bir enerji formu muydu? Tıpkı gece küçük sinekleri etrafına toplayan ışık gibi ruh da hücreleri bir araya getiren bir melodi miydi?

Bay Münzevi - Machado de Assis
Brezilya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen Machado de Assis, Bay Münzevi ile edebiyat tarihinin en güvenilmez anlatıcılarından birini yaratıyor. Eşsiz oyunbaz anlatımı, katmanlı üslubu ve okuru sürekli diken üstünde tutan belirsizliğiyle bir toplumun psikolojisini gözler önüne seriyor. Bentinho’nun, çocukluk aşkı Capitu’ya dair anlattıkları, zamanla birer hatıradan çok, şüphe ve kıskançlık girdabında biçimlenen birer kurguya dönüşür. Romanın merkezinde, anlatıcının hatıralarıyla inşa ettiği dünyaya duyulan güvensizlik vardır. Bentinho’nun kıskançlığı, aşkı ve şüpheleri, yalnızca bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda toplumsal kodların, sınıfsal hiyerarşinin ve Brezilya’nın 19. yüzyıldaki dönüşümünün de bir yansımasıdır. Bay Münzevi, edebiyatın insan ruhunu çözümlemedeki sınırlarını genişleten, her okumada yeniden keşfedilecek bir metin.

Damızlık Kızın Öyküsü - Margaret Atwood
Kadın, “bunaltıcı düşlerden uyandığı” bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden, öldürülmeden, Damızlık Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık âşık olmayacaktı, sevmeyecekti, onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra cesetler, tek gerçeğin savaş ve üreme olduğunu hatırlatıyordu. Özgürlük hatırlanmayacak kadar uzaktaydı…Margaret Atwood’un başyapıt niteliğindeki feminist distopyası Damızlık Kızın Öyküsü, bütün distopyalar gibi geleceğe dair bir paranoyayı değil, içinde yaşadığımız gerçeğin ta kendisini dile getiriyor. Erkek egemen muhafazakâr bir rejimin üremeyle sınırlandırdığı, mahrem örtülerin ardına gizlediği kadın bedenleriyle bize aşina gelen bir gerçeğin. Anlatılan bizim hikâyemizdir!

Görünmez Adam - H. G.Wells
Görünmez Adam, yeni bir yüzyılın eşiğinde bilimsel gelişmelerin insanların hayatlarında ve inanç sistemlerinde büyük değişimlere yol açtığı 1897 yılında yayımlandı. Baştan ayağa sarınıp sarmalanmış garip bir adam, İngiliz taşrasında bir hana yerleşir ve yöre halkında büyük bir merak uyandıran gizli deneylerine başlar. Ancak bu parlak bilim insanının çalışmaları geriye dönüşü olmayan sonuçlar doğuracaktır. Wells, insanda içkin olan yozlaşma potansiyeline; bilimin kontrolden çıkmasının ve insanın eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalmamasının yol açabileceği tehlikelere işaret eder.

Arkadaşıma Veda - Zülfü livaneli
“İşte bu kitap, oğluma yazdığım mektubumdur, yüreği daima vatan sevgisiyle dolu iki arkadaşın hayallerini gerçekleştirme hikâyesidir.” Edebiyatımızın güçlü kalemi Zülfü Livaneli, Cumhuriyet’in kurucusu ve yirminci yüzyılın büyük lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatıyor. Tanışma hikâyelerinden Cumhuriyet’in kuruluşuna giden zaman içinde tüm yaşananlara eşlik eden bir dostluk; bir hayali gerçek kılan iki yürekli insan: Salih Bozok ve Mustafa Kemal Atatürk. Arkadaşıma Veda, can dostu, silah arkadaşı, sadık yaveri Salih Bozok’un gözünden Mustafa Kemal Atatürk’ü, okul ve askerlik hayatını, annesiyle kurduğu ilişkiyi, doğa ve hayvan sevgisini aktarıyor. Altı yaşında Selanik’te başlayıp 10 Kasım 1938’de İstanbul’da fiziki varlığı sonlanan bu yoldaşlık hikâyesi, Zülfü Livaneli’nin kalemi ve Ergün Gündüz’ün çizimleriyle…

Cadı - Hüseyin Rahmi Gürpınar
Kocasının ölümüyle dul kalan Fikriye Hanım için çöpçatanlar işe koyulurlar. Bulabildikleri talip, birkaç kez evlenmiş ve rahmetli ilk karısından kalan iki çocuğuyla büyük bir yalıda yaşayan Naşit Nefi Efendi’dir. Ancak bu varlıklı talibin bir kusuru vardır: Çocuklarının annesi Binnaz Hanım hortlamıştır. Cadı, Hüseyin Rahmi’nin gulyabani, hortlak gibi doğaüstü varlıkları konu edindiği “Garaib Faturası Külliyatı”nın ikinci romanıdır. Külliyatın ilk romanı Gulyabani’de olduğu gibi, bu romanda da halkın batıl inançları konu edilir. Hüseyin Rahmi bu kez merkeze ruh kavramını oturtarak spiritüalizme karşı, metafizik ve felsefi açıdan bir tartışma da yürütür.