'Özgürlükler şehri' olarak bilinen Amsterdam, kanalları ve onları süsleyen harika mimarisi, meşhur müzeleri, eğlence hayatı, küçük tatlı kafeleri ile şüphesiz Avrupa'nın en göz alıcı şehirlerinden biridir. 24 saat uyumayan Amsterdam özellikle ulaşımda bisiklet kullanımıyla da öne çıkıyor.
Amsterdam kanallarıyla ünlüdür. Herengracht (Lordlar Kanalı) en iç tarafta olan kanaldır. Onun ilerisinde Keizersgracht (İmparator Kanalı) ve Prinsengracht (Prens Kanalı) yer alır. Tekne turu yaparak veya çevresindeki sokaklarda bisikletle dolaşarak kanalın tadını çıkarabilirsiniz. Ana kanallarla kesişen küçük kanallar, şehri birçok adacığa böler. Amsterdam’ın su yolunu yaklaşık 1.300 köprü süslemektedir. Şehir; kalabalık kafeler, restoranlar, kulüpler, geleneksel “kahverengi” barlar, sinemalar ve tiyatrolarla dolu hareketli gece hayatıyla da oldukça meşhurdur. Bunlar genel olarak Leidseplein, Jordaan Rembrandtplein çevresinde toplanmıştır. Birçok ziyaretçi hayat kadınlarının, striptiz kulüplerinin ve erotik ürün mağazalarının yasallaştırıldığı Red Light District’i (Kırmızı Işık Bölgesi) ziyaret eder.
Ünlü Amsterdam sakinleri arasında Anne Frank, ressam Rembrandt Van Rijn, Vincent Van Gogh adlı sanatçılar ve filozof Baruch Spinoza yer almaktadır.
Tarihçesi
Amsterdam, küçük bir balıkçı kasabası olarak 13. yüzyılda kurulmuştur. Efsaneye göre, küçük bir tekne içinde köpekleriyle birlikte Amstel Nehri’nin kıyısında karaya çıkan iki Friz’li balıkçı tarafından kuruldu. Adını nehir ağzına yapılan bir barajdan alan Amsterdam, Hollanda’nın başkentidir. Kentte önemli sanat koleksiyonları, çarpıcı bir mimari ve çok etkileyici müzeler vardır.
Amsterdam 14. yüzyıldan itibaren ticaret sayesinde gelişmeye ve büyümeye başladı. Hollanda’da 16. Yüzyıldan itibaren İspanyol İmparatorluğu’na karşı başlayan isyanlar Seksen Yıl Savaşları olarak da bilinen Hollanda İsyanı’na (1568-1648) dönüştü. 1578’de Amsterdam’ın da ayaklanmalara dahil olmasıyla birlikte, buradaki tüm Katolik kiliseler Protestan hâle getirildi. Hollanda Cumhuriyeti gizlice ibadet etmek zorunda kalan Katolikler hariç, farklı dinlere olan toleranslı tavırlarıyla tanındı. Altın Çağ olarak kabul edilen 17. yüzyıl başlarında Amsterdam, dünyanın en varlıklı şehirlerinden biri hâline dönüştü ve Baltık Denizi’ne, Kuzey Amerika’ya ve Afrika’ya düzenlenen gemi seferleri ile dünya çapında bir ticaret ağının temelleri oluşturuldu. 18. ve 19. Yüzyıllarda Fransa ve İngiltere ile girilen savaşlar sonrası şehrin refah düzeyinde gerilemeler yaşandı. Buna rağmen 1815’te Hollanda Krallığı’nın kurulmasıyla şehir yeniden toparlandı.
Amsterdam için 19. yüzyılın sonları ikinci bir Altın Çağ hâline geldi. Şehre bir tren istasyonu, yeni müzeler ve bir konser salonu inşa edildi. Endüstriyel devrimin Amsterdam’a ulaşması, şehri Ren Nehri’ne ve Kuzey Denizi’ne bağlayan su kanallarının yapılmasıyla, tüm Avrupa’yla ve dünyayla olan bağını da artırdı. Kurulduğu ilk zamanlardan itibaren hoşgörünün merkezi olarak anılan kent, çok kültürlü yapısı sayesinde 1900’lü yılların sonlarına doğru Kuzey Avrupa’nın en fazla turist çeken kentlerinden birisi hâline gelmiştir.
Aktiviteler
En çok yaz aylarında güzel olan Amsterdam’a ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarında gitmenizi öneririm. Kışın çok soğuk olabiliyor. Şaşırtıcı ve kültürel bir çeşitliliğe sahip bu şehir, Avrupa’nın bir numaralı eğlence merkezlerinden biridir ve her zevke uygun bir şeyler sunar.
Dam Meydanı’nı gezin
Amsterdam’daki birçok etkinliğin yapıldığı ve önemli aktivitelerin gerçekleştirildiği popüler bir meydan. Çevresinde önemli yapılar barındıran bu meydan, adını 13. yüzyılda inşa edilen bir barajdan almış.
Bisiklet sürün
Bisiklet dostu olan bu şehirde şehri keşfetmenin en güzel yolu hiç şüphesiz bisiklet kiralamak.
Tekne turu yapın
Size şehrin manzarasını en iyi şekilde izleme imkânını kanallarda yapacağınız tekne turu verecektir.
Oude Kerk Kilisesi’ne gidin
Her taşına sanat işlenmiş bu kiliseyi mutlaka görmelisiniz. Vitrayları ve yerdeki taş oyma anıtlarıyla gerçekten etkileyici bir kilise. Ayrıca Avrupa’daki en geniş ahşap orta çağ kubbesine sahip en eski kilise.
Anne Frank’ın evini ziyaret edin
Televizyon ve filmlere defalarca konu olan Anne Frank ve günlüğünü yerinde görmeye ne dersiniz? Anne Frank’ın, bu evde saklanan sekiz kişinin öyküsünü anlattığı meşhur günlüğünü yazdığı eski saklanma yeri olan Prinsengracht’taki evi. Anne Frank’ın orijinal hatıra defteri sergilenen diğer objeler arasındadır.
Van Gogh Müzesi’ni görün
Sanatçının dünyadaki en geniş koleksiyonunu sergileyen Van Gogh Müzesi gerçekten eşsiz parçalara sahip.
Madame Tussauds Müzesi’de eğlenin
Dam Meydanı üzerindeki Peek & Cloppeburg Alışveriş Merkezi’nde bulunan Madame Tussauds Müzesi ziyaretçilerini ağırlıyor. Eğlenceli zaman geçirmek istiyorsanız uğrayın.
Lale bahçelerinde ruhunuzu dinleyin
Hollanda her yıl lale mevsiminde Keukenhof lale bahçelerinde 1 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlıyor. Rengârenk laleleri görmek istiyorsanız lale mevsiminde yani nisan ve mayıs aylarında orada olmalısınız.
Mutfak
Etnik çeşitliliğin etkisiyle Amsterdam yüzyıllar içerisinde zengin bir mutfak kültürüne kavuşmuş. Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da bulabileceğiniz yöresel lezzetlerden bazıları:
Bitterballen | İçi yumuşacık, dışı çıtır çıtır olan Bitterballen, kafe ve restoranlarda içeceğin yanında meze olarak sunuluyor. Kıyılmış dana veya sığır eti, et suyu, tereyağı, koyulaştırılmış un, maydanoz, tuz ve biber kullanılarak hazırlanıyor. Kızgın yağda pişirilen yuvarlak köftelere bazen havuç da eklenebiliyor. Servisi ramekin denilen küçük kaplarda, yanında hardalla yapılıyor.
Kaas | Kaas, yani peynir, sadece Amsterdam’da değil tüm Hollanda’da en fazla tüketilen gıda maddeleri arasında başı çekiyor. Peynir çeşitlerinin en bilinenleri Edam, Gouda ve Parrano.
Patat | Amsterdam’daki dükkânlarda patates kızartması için çoğunlukla taze ürünler kullanılıyor. Kalın parçalar hâlinde kesilen patateslerin sunumu kâğıt külahlarda yapılıyor. Mayonez, ketçap gibi standart sosların yanı sıra Hollanda peyniri, yer fıstığı, zeytinyağı ve sarımsak içeren farklı lezzetlerde eklenebiliyor.
Pannekoeken | Un, süt, tuz ve yumurta kullanılarak hazırlanan Pannekoeken, Amsterdam’da hem yerel halkın hem de gezginlerin en fazla tercih ettikleri sokak lezzetlerinin başında geliyor.
Hutspot | Hollanda mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan Hutspot, haşlanmış patatese havuç ve soğan eklenerek hazırlanan bir tür püre. Ağır ateşte pişmiş sığır etiyle birlikte servis edilen püre, daha çok kış aylarında tüketiliyor.
Ulaşım
Amsterdam’a İstanbul, İzmir ve Konya’dan direkt uçak seferleri ile ulaşım sağlanabiliyor. 3.5 saatlik bir yolculukla ulaşılan Amsterdam dışında Hollanda’nın Eindhoven ve Rotterdam kentlerine de İstanbul’dan direkt uçak seferleri var. Daha uygun uçuş seçenekleri için Belçika ve Almanya üzerinden de uçuşları kontrol ederek bu ülkelere gidebilir ve sonra tren ya da otobüsle Amsterdam’a geçebilirsiniz.
Comments