top of page
  • Yazarın fotoğrafı: Özge Zeki
    Özge Zeki
  • 15 Eki 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 15 Eki 2024

Yaz sezonu gelirken hepimiz saçlarımızda doğal ışıltılar istiyoruz. İşte bu noktada fırça balyaj tekniği, pratikliğinin yanı sıra doğal sonuçlarıyla da öne çıkıyor. Fırça balyaj tekniğini ve boya işlemiyle ilgili merak ettiklerimizi saç tasarımcısı Şenol Zeytinoğlu’na sorduk.


Fırça balyaj tekniği nedir?

ABD’de genç kızların geliştirdiği bir teknik. Kuaföre gitmeye pek zaman ve bütçe ayırmadıkları için fırça tekniğini evde saçlarını kendi kendilerine renklendirmek için geliştirmişler. Kendi saçlarından birkaç ton açık boyayı fırçayla bazı saç tellerine uygulayarak renklenme sağlıyorlar. Tabii biz profesyonel olarak uyguluyoruz.


Şenol Zeytinoğlu | Saç Tasarımcısı
Şenol Zeytinoğlu | Saç Tasarımcısı

Bu tekniği kimler tercih ediyor?

Saçlarında doğal ışıltılar isteyenler tercih ediyor. Saçın tamamı boyanmadığı için daha az işlem görmüş oluyor çünkü kişinin kendi saç renginin üstüne yapılıyor. Fırça yardımıyla saç tellerini ayırıp uyguluyoruz, sarmaya da gerek kalmıyor. Tabii doğal ışıltılar için doğru tutamları seçmek yani uygulama yapmak önem kazanıyor. Aksi takdirde homojen olmayan bir görünüm ortaya çıkabiliyor. İstenen renge göre bekleme süresinin ardından cila işlemiyle tonlar birbirine yakınlaştırılıyor.


Saç rengini açmak, saç telinin yapısını etkiliyor mu?

Koyu renkten açık renge geçmek pek kolay değil. Saçın renginin iyice açılması için birkaç kimyasal işlemden geçmesi gerekiyor. Bu işlemler de saç telindeki pigmentleri kurutabilir. Bu nedenle saçınızın rengini açmak istiyorsanız, boyandıktan sonra saçlarınızın ucunu kestirmelisiniz. Ayrıca yoğun nem içeren maskeleri, banyo sonrası durulanmayan ürünleri tercih etmelisiniz.


Çoğu kadın balyajların renginin yıkandıkça açıldığından şikayetçi. Bunun önüne nasıl geçilir?

Saçın ana renginin üzerine hangi tonlarda balyaj yapıldığı çok önemli. Çünkü balyajlar saçın aralarına istenen sıklıkta uygulanır ve renk de genellikle saçın kendi rengiyle uyumludur. Yani en fazla bir ya da birkaç ton açığı olmalıdır. Bu durumda balyajlar yıkandıkça aksa bile yine uyumlu tonlarda akar. Saçınızın renginin çok açılmasını istemiyorsanız tavsiyemiz boyandıktan sonra saçınızı çok sık yıkamamanız ve yıkarken de ılık suyu tercih etmeniz olacak.


Kumral saç renginin daha parlak ve canlı görünmesi için neler önerirsiniz?

Kumral tonlar, küllü renkler kategorisine girdiği için bu tonlara balyajlarla ışıltı katabilirsiniz. Altın sarısı ya da dore tonlarındaki ışıltılar saçınıza parlaklık kazandıracaktır.


Saç rengini seçerken nelere dikkat etmeliyiz?

Saç renginizde değişiklik yapmak istiyorsanız dikkat etmeniz gereken bazı önemli noktalar var. Bunlardan ilki ten ve göz rengi. Eğer açık bir ten ve mavi ya da yeşil göz rengine sahipseniz kumral, sarı tonları, açık renkli balyajları veya kızıl rengi tercih edebilirsiniz. Esmer sayılabilecek kadar koyu bir teniniz ve kahverengi göz renginiz varsa koyu, kumral ya da kızıl tonlarını seçebilirsiniz. Kadınlar çoğu zaman başka birinde görüp, beğendikleri saç rengini kendinde uygulayarak büyük bir hata yapıyor. Aynı etkinin onlarda da oluşacağını zannediyorlar. Oysaki bu büyük bir yanılgıdır. Çünkü her saç rengi herkese uymaz. Saç renginde en önemli nokta doğallıktır. Yani saçınız boyandıktan sonra size ait değilmiş gibi durmamalı.

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 3 Eki 2024
  • 2 dakikada okunur
Yaşlanma karşıtı bakım, uygulama ve ürünler, her yıl bir önceki seneye göre kendini geliştirerek ve yenileyerek ilerlemeye devam ediyor. Estetik uygulamalarının her kesime ve yaş grubuna yayıldığını belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Yusuf Topal “Bunun sebebi toplumun güzellik algısının değişmesi ve bilincin artmasıdır” dedi.


Toplumda güzelliğe dair bilincin artması, insanları dış görünüşleriyle ilgili yaşayabileceği çeşitli sorunlar ya da deformasyonlar için üretilen çözümlere yönlendiriyor. Özellikle zamana meydan okumak isteyenler, yaşlanma karşıtı uygulamalara ve cilt bakım ürünlerine rağbet ediyor. ReportLinkerın konuya dair yayımladığı verilere göre 2023’ü 54,5 milyar dolarla kapatan yaşlanma karşıtı ürün ve hizmet pazarının, 2027’ye kadar 72 milyar doları aşması bekleniyor.


Dr. Yusuf Topal | Dermatoloji Uzmanı
Dr. Yusuf Topal | Dermatoloji Uzmanı

Cildin tedavi edilerek yenilenmesi çalışmalarının 10 yıl öncesine göre ileride olduğunu söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Yusuf Topal, sektörün dinamiklerini domine eden gelişmeleri şöyle açıkladı:


İnsanlar Artık Daha Bilinçli

“İnsanlar artık cilt bakımı konusunda daha bilinçli ve son yıllarda geçmiş dönemlere kıyasla estetik uygulamalara daha çok yöneliyor. Üstelik bu çözümler, toplumun neredeyse her kesimine ve yaş grubuna yayılıyor. Söz konusu gelişmeler, farklı danışan gruplarının oluşmasına da kapı aralıyor. Özellikle, 30 yaş ve üzeri bireylerlerden oluşan danışanlarımızın sayısı gün geçtikçe artıyor.


Doğal Yüz Hatları Kalsın İstiyorlar

2 yıldır artarak büyüyen estetik grubu, doğal yüz hatlarını koruyarak erken yaşlanmayı başkalaşmadan önlemek ve cildini tedavi ederek ilerlemek için gelen kişilerden oluşuyor. Yaşlılık karşıtı uygulamalar başta olmak üzere estetikte doğal işlemler artık öne çıkıyor. Bu gelişmenin kaynağında toplumun giderek bilinçlenmesi bulunuyor. Biz de bu mutluluk verici ilerlemeyle eşzamanlı olarak sürece geliştirdiğimiz çözümlerle hem bilimsel hem de bilinçsel düzeyde katkıda bulunuyoruz.


En Çok Yüz Dolgusu Merak Ediliyor

Danışanlarım en çok Otolog Biostimülan Yüz Dolgusu hakkında soru soruyor. Bu işlemde öne çıkan özelliklerden biri, dolgunun kişinin kendi kanından üretilmesi ve içeriğinde herhangi bir kimyasal barındırmamasıdır. Vücuttaki yaraların iyileşmesinden kanamaların durdurulmasına kadar birçok konuda çok kritik bir rolü bulunuyor ve fibrinojen açısından zengin plazma kan hücrelerini istediğimiz yapıda dolgu kıvamına da dönüştürebiliyoruz. İşlemin yapıldığı yerde dolgu efekti ile uzun dönem kalmasını sağlayarak çok hızlı bir şekilde hücresel uyarı başlatıyoruz. Doğal yoldan kolajen salımını tetikledikten sonra bağ dokusunun iyileşmesine yönelik cilde çalış, üret ve iyileş komutlarını gönderiyoruz.


Yeni Teknolojiler Kullanılıyor

Uygulamalarda kullanılan dolgunun kıvamına dair 2000’lerde başlayan bilimsel çalışmalarda başarılı sonuçlar elde edildi. Yeni teknolojileri kullanarak cildin ihtiyacına göre yoğunluğunu ayarlayabildiğimiz, cildi iyileştiren ve gençleştiren biostimülan dolgular üretebiliyoruz. Özellikle göz altı ve çevresinde kronik stres ve genetik faktörlere bağlı oluşan yorgunluk şişlikleri, mor halkalanma ve bitkin yüz ifadesiyle gelen yaşlanmış görünümün iyileştirilmesinde, kolajen kaybına bağlı kırışıklıkların temelinde yatan hücresel aktivasyonun tekrardan yapılandırılmasında, cildi aşağıya doğru sarkıtan ileri dönem sonuçların engellenmesinde kullanıyoruz.



Cildin Yenilenme Döngülerine Yetişen Doğal Bir Uygulama Var

Otolog Biostimülan Yüz Dolgusu’nun, kişinin kendi kanından hazırlanan PRP (Platelet Rich Plasma) gibi mezoterapi uygulamalarıyla karıştırılmaması gerekiyor. Çünkü bu uygulamalarda PRP ayrıştırılıyor ve kalan kısmı tıbbi atık olarak çöpe gönderiliyordu. Ancak cildimizin alt derisinin kendisini 3 ila 6 ay arasında yenilemesi bir sorun yaratıyor ve işlemin tekrar yapılmasını zorunlu kılıyordu. Artan maliyetler, bu sürecin hem danışanlar hem de doktorlar açısından istenilen şekilde yürütülmesini engelliyordu. Artık cihazlı uygulamalar dışında yönetebileceğimiz, etki mekanizması kuvvetli, cildin yenilenme döngülerine yetişen doğal bir uygulamamız var. Bunlarla birlikte 10 yıl sonra çok daha bilinçli ve doğalı talep eden kitleler oluşacağını şimdiden öngörebiliyorum.”

  • Yazarın fotoğrafı: BODRUMDergi
    BODRUMDergi
  • 10 Haz 2024
  • 2 dakikada okunur
Dünyada, giderek yaygınlaşan botoks uygulaması, yaşlanma kaynaklı kırışıklıklar başta olmak üzere birçok nedenden dolayı yapılabiliyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, botoks yaptırmayı düşünenleri uyararak “Pek çok avantajının yanı sıra, uzmanlarca yapılmayan botoksun ne yazık ki dezavantajları da olabiliyor” dedi.


Güzellik anlayışının her geçen gün değiştiği günümüzde, değişmeyen tek yönelim yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan kırışıkları gidermek için botoks yaptırmak. Botoks uygulamasının popülaritesi giderek yükselirken, LinkedIn’in açıkladığı verilere göre botoks pazarının 5 yıl içinde 12 milyon doları aşması bekleniyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal da botoks yöntemi hakkında şu bilgileri verdi: “Yüzde çok fazla mimik kullanımı, genetik faktörler veya yaşlanma nedeniyle oluşan kırışıklıklar, göz çevresine, kaş arasına, alın ve  burun kenarlarına yapılan botoks uygulamaları ile kolaylıkla çözüme kavuşturuluyor. Profesyonel kişiler tarafından uygun dozlarda yapıldığı takdirde, kişinin genç ve zinde bir görünüm kazanması sağlanabiliyor.


Uzman Kontrolünde Yapılmayan Botoks Tedavisi Farklı Reaksiyonlar Doğurabilir

Kırışıkların geçici olarak yok edilmesinde en güvenli uygulama olan botoks, enjeksiyon yöntemiyle gerçekleştiriliyor. Uygulama süresi 15 ila 30 dakika sürüyor ve hastalar, işlemin ardından günlük rutinlerine hemen dönebiliyor. Bunun yanı sıra birçok avantajı da bulunuyor. Örneğin aşırı terlemenin önüne geçilebiliyor, diş sıkma ve çene eklemi sorunları çözülebiliyor. Yüz felci ya da spazmı varsa, kasları harekete geçirerek etkisini azaltıyor. Pek çok avantajının yanı sıra, uzmanlarca yapılmayan botoksun ne yazık ki dezavantajları da olabiliyor.



Botoks Tedavisinin Yan Etkileri Olabilir

Uzman doktorlar tarafından yapılmayan botoks tedavisi, alerjik reaksiyonlara, görsel deformasyonlara yol açabilirken etkisini de çok kısa süre içinde yitirebiliyor. Yine de hastanın her durumda, botoks sonrasında dikkat etmesi gereken hususlar bulunuyor. İşlemin yapıldığı gün istenmeyen kaslara dağılım olmaması için hasta öne doğru eğilmemeli. İşlemin yapıldığı ilk 2 ila 3 saat içinde sırt üstü bile olsa yatar pozisyona gelmemeli. Uygulamanın yapıldığı bölgeye su değdirilmemeli ve alkollü içecek içilmemeli. Botoks uygulamasının yapıldığı gün kuaföre, spor salonuna ve saunaya gidilmemeli. Aynı zamanda 3 gün havuza girilmemeli. Öte yandan botoks tedavisinin yan etkilerini de bilmek gerekiyor. Bunların başında botoks enjeksiyonu sonrası morarma yer alıyor.



Botoksta Kişiselleştirilmiş Tedavi Süreci

‘Her Yüz Özeldir’ mottosuyla botoks uygulamalarında da hastalarımızın yüz yapısına özel tedavi planlıyoruz. Hastalarımıza doğal ve kalıcı sonuçlar sunmak adına her biri için kişisel rota çiziyoruz. Botoks tedavisine başlamadan önce detaylı bir görüşme gerçekleştiriyoruz ve hastanın tıbbi geçmişi, botoks tedavisi ile hangi hedeflere ulaşmak istediği, yüz kaslarının ve cilt tipinin incelenmesi gibi adımları masaya yatırıyoruz. Hastaya botoks hakkında derinlemesine bilgi verdikten sonra, steril bir ortamda ve FDA (Food and Drug Administration) onaylı botoks ürünleriyle işlem aşamasına geçiyoruz. Hastalarımızla işlem öncesinde olduğu gibi botoks tedavisi sonrası iyileşme sürecinde de iletişimde kalarak yardımcı oluyoruz.


Botoks Uygulamasında Doğru Doktoru Seçmek Önemli

18 yaşından büyük herkesin yaptırabileceği botoks tedavisi, popülerliği nedeniyle her ne kadar kolay bir uygulama gibi görünse de aslında tüm aşamalarında uzmanlık gerektiriyor. Ben de gerek botoks uygulaması, gerekse kliniğimde gerçekleştirdiğim diğer işlemlerde hastalarımın beklentilerini göz önünde bulunduruyorum. Magic ve princess touch (sihirli ve prenses dokunuş), leke tedavisi, ameliyatsız yüz germe, lipoliz ve selülit mezoterapisi, ameliyatsız göz kapağı estetiği gibi uygulamalar sunuyorum. Her uygulamada hasta sağlığı ve memnuniyetini önceliklendiriyorum.”


Dr. Hande Ulusal | Dermatoloji Uzmanı
Dr. Hande Ulusal | Dermatoloji Uzmanı

Bodrum Dergi Web Sitesi © Yabancı Ses Prodüksiyon tarafından hazırlanmıştır.

bottom of page